Ülkenin çözülme durumuna geldiği görüşünü savunan Bölükbaşı, "Başbakanın Kürt açılımını başlattık sözleri, Türkiye'nin karşısına büyük sorun getirmiştir. 7 yıldır Büyük Millet Meclisi çoğunluğu ile ülkeyi idare etmekte olan AKP, yakıp yıkmadığı, kırıp dökmediği bir şey bırakmadı. Ülkeyi karanlık döneme sokmuştur. Çoğunluğu, her türlü kanunsuzluğun izin belgesi olarak görmektedir" dedi.
Siyasette önemli olanın dürüstlük ve açık olduğu söyleyen Deniz Bölükbaşı, AKP iktidarının belediyelerden merkeze kadar 'talan çeteleri' kurduğunu ileri sürdü. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın dokunulmazlık zırhının içine girdiğini kaydeden Bölükbaşı, "TBMM'de 3 tane bekleyen dosyası var. Birincisi kalpazanlık, ikincisi evrakta sahtecilik ve üçüncüsü de suç işlemek için örgüt kurmak. Bu dosyaları İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı dönemine aittir" dedi.
Dış politikadaki uygulamaları da eleştiren Denizt Bölükbaşı, "Türkiye yurt dışında zaman kaybetmiştir. Irak kardeşliğini Barzani'nin eline bırakmıştır. Türkiye Kıbrıslı Rumların peşinde koşmakta, Erivan'ın ayağına gitmektedir. Brüksel'in hakaretlerine boyun eğen bir ülke haline gelmiştir. Bu tablo yangın tablosudur. Yaşanan bu tablolar, Başbakanı erken seçim kararı almaya sevk edecektir. Seçimlerin de muhtemelen kasım ayında yapılacağına işaret etmektedir" dedi.
Deniz Bölükbaşı, iktidarın ömrünün sona erdiğini, Erdoğan'ın korkusunun gitmek değil hesap vermek olduğunu ileri sürdü. Bölükbaşı, sözlerini şöyle sürdürdü:
"MHP'nin söylediğinin çok önemli bir anlamı vardır. Biz hesap soracağız diyorsak, bunu yapacağız. Başbakan'ın yakasına yapışıp adaletin önüne getirmezsek namerdiz. Bu çok yakında sorulacaktır. Milliyetçi Hareket iktidara hazırdır. Tek başına iktidar menziline girilmiştir. Gayret bizden, takdir sizden olacaktır."
Konuşmasında hükümetin demokratik açılım konusundadaki çalışmalarına da değinen Bölükbaşı, bu açılımın üzerindeki sır perdesinin henüz kaldırılmadığını söyledi. Açılımın fikir babasının ABD, kılavuzunun İmralı cani olduğunu görüşünü tekrarlayan Bölükbaşı, "Bu işin taşeronluğunu ise Başbakan yapmaktadır. Habur'da ve Silopi'de yaşananları hatırlayınız. Türkiye hayati bir yol ayrımındadır. Kuruluşundan 86 yıl sonra Türkiye çok dilli, çok kimlikli yeni bir ortaklık anlayışına gidecektir. Bu yoldan bir an önce geri dönülmelidir" dedi.