-Almanya'daki Deniz Feneri e.V davasıyla bağlantılı soruşturmayı yürütürken görevden el çektirilen Cumhuriyet savcıları Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz, “Resmi belgede sahtecilik ve görevde yetkiyi kötüye kullanma” suçundan yargılandıkları davada beraat etti.
Almanya’da "yüzyılın dolandırıcılık davası" olarak kabul edilen Deniz Feneri e.V Davası'nın Türkiye bağlantılı soruşturmasını yürütürken “resmi belgede sahtecilik ve görevde yetkiyi kötüye kullanma” iddiasıyla görevden el çektirilen Cumhuriyet Savcılar Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz’ün hakkındaki davanın görülmesine öğleden sonraki oturumda devam edildi. Duruşmaya Türkaslan, Tamöz ve Yaren ile avukatları katıldı. Duruşmayı CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan, bazı CHP Milletvekilleri, YARSAV ile hakim ve savcılar izledi. Saat 14.00’de başlayan duruşmada Yargıtay 11. Ceza Dairesi Başkanı Hüseyin Eken, davada incelenmesi gereken başka bir unsur bulunmadığını belirterek kararı açıkladı. Eken, sanıklardan Nadi Türkaslan’a yüklenen “kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği” ve “görevi kötüye kullanma suçları” ile diğer sanıklar Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz’e yüklenen “görevi kötüye kullanma” suçlarının yasal unsurlarının yokluğu nedeniyle oluşmadığı anlaşıldığından sanıkların yüklenen suçlardan ayrı ayrı beraatlarına” karar verildiğini açıkladı. Beraat kararını duruşma salonunda bulunan hakim ve savcılar alkışlarla karşıladı.
RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK SUÇUNDAN OYÇOKLUĞUYLA BERAAT
Görevi kötüye kullanma suçundan sanıklara verilen beraat kararının oybirliği ile alındığını açıklayan Daire Başkanı Eken, sanık Nadi Türkaslan’a yüklenen “kamu görevlisinin resmi belgede sahtecilik” suçuna yönelik beraat kararının ise nitelik değiştirerek "görevi kötüye kullanma suçuna" dönüştüğü ve bu suçtan mahkumiyet kurulması gerektiği yönündeki Daire Üyesi Ahmet Turan Doğan’ın karşıoyuyla ve oyçokluğu ile alındığını açıkladı. Doğan, Türkaslan'ın görevi kötüye kullanmaktan mahkumiyetini istedi. Mahkeme Başkanı Eken, verilen karara Yargıtay Ceza Genel Kurulu’na temyiz yolunun açık olduğunu da bildirdi
SAVCILARDAN BERAAT AÇIKLAMASI
Almanya’da "yüzyılın dolandırıcılık davası" olarak kabul edilen Deniz Feneri e.V Davası'nın Türkiye bağlantılı soruşturmasını yürütürken “resmi belgede sahtecilik ve görevde yetkiyi kötüye kullanma” iddiasıyla görevden el çektirilen Cumhuriyet Savcılar Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz, Yargıtay 11. Ceza Dairesi’nin haklarında verdiği beraat kararını duruşma sonunda değerlendirdi. 27 senelik Cumhuriyet savcısı olduğunu belirten Türkaslan, bugüne kadar hep hukuktan yana olduğunu ifade etti. Hukuku ve kendini satmadığının altını çizen Türkaslan, bedel ödemek gerekirse ödeyeceğine de dikkat çekti. Türkaslan, beraat kararını şu ifadelerle değerlendirdi:
“Ben kişisel olarak bugün beraat ettiğime sandıkları kadar çok fazla sevinmedim. Suçlu olan insan beraat ettiği zaman sevinir, ben zaten suçlu değildim. Şuna sevindim bu karar Türk hukuk tarihine geçecek bir karardır. Bu karar Türkiye’de görev yapan hakim ve savcılara ‘Hiç korkmayın hukuk içinde kalın hukuk içinde ne yapmanız gerekiyorsa, karşınızdaki kişilerin kim olduğuna bakmayın, görevinizin gereğini yapın' demiştir. Bu nedenle bu karar çok önemli bir karardır.”
"ADALET AĞIR İŞLER İNCE ÖĞÜTÜR ERİNDE VEYA GEÇİNDE DOĞRU SONUCA ULAŞIR"
“Adalet ağır işler ince öğütür erinde veya geçinde doğru sonuca ulaşır” diyen Savcı Abdulvahap Yaren, verilen kararla davanın Adalet Bakanlığı ve HSYK’nın belli bir şekilde kurgulamış olduğu hukuk dışı bir soruşturma dosyası olduğunun ortaya çıktığını ifade etti. Verilen beraat kararının kesinleşmesini ümit ettiğini belirten Yaren, “Bu konuya ilgi duyan, hak ve hukukun yanında olan Türk halkına teşekkür ediyorum” dedi.
"KARAR ANKARA’DA HALA BAZI YARGIÇLAR VAR DUYGUSUNU VERDİ"
Kararı değerlendiren CHP Grup Başkanvekili Emine Ülker Tarhan ise “Görevlerini kötülere karşı kullandıkları için görevi kötüye kullanmaktan haklarında, diğer savcılara gözdağı vermek için siyasi iktidarın görevlileri tarafından açılan bu dava beraatla sonuçlandı. Beraat kararı verildi, çünkü suçun unsuru oluşmamıştı, çünkü böyle bir suç yoktu” dedi.
Yargıtay’ın verdiği kararla “yüzyılın soygunu” olarak nitelenen Deniz Feneri davasında sanıkların mahkum olduğunu savunan Tarhan, “Bu kararın Deniz Feneri’ni soruşturan şerefli savcıların tam olarak aklanması anlamına geldiğini düşünüyorum. Bu dava, tarihi bir davadır. Bu nitelikteki davaların 'Ankara’da hala bazı yargıçlar var' duygusunu bize vermesi nedeniyle bir umut olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
"PARALAR ŞİRKET ORTAĞI YAPILAN METRESLERE GİTTİ"
Sanık savcı Abduvahap Yaren'in mahkemede yaptığı savunma da dikkat çekti. Yaren, Deniz Feneri yardım paralarının yoksullara değil şirket ortağı yapılan metreslere gittiğini idida etti. Yaren, HSYK'nın soruşturma kararının yok hükmünde olduğu ve dava şartı bulunmadığı için düşmesi gerektiğini, savcının mütalaasına bu yönüyle katılmadığını ancak suçun oluşmadığı sonucuna ise katıldığını söyledi. Türkaslan gibi ceza ertelemesi değil de beraatini istediğini belirten, Yaren savunmasında özetle şöyle dedi:
"Bu devlet bize bir görev verdi. 'Almanya'ya gidin delilleri inceleyin' dedi. Belgeleri bulduk. Isparta, Burdur, Trabzon'da ve Türkiye'nin her yerinden yardım yapıldığı iddia edilen bu insanları dinledik. 600 kişinin biri bana 'Deniz Feneri e .V bana yardım yaptı' demedi. Yüzde 80'i 'Bu imzalar sahte. Bana yardım yapılmadı 'dedi. Yüzde 20'si ise 'Buradaki imza bana ait ama bana bu miktarda yardım yapılmadı' dedi. Adama 20 avro yardım yapılmış ama 400 avro yardım yapılmış gibi belge düzenlemiş. Sözleşmiş gibi hepsi yalan mı söylediler? Soruşturma belli bir aşamaya geldiği zaman bizi aldılar, dellilerin tamamına ulaşılması engellendi. Yardım paraları nereye gitti? Metreslerini şirket ortağı yaptılar. Cinsel istismara devam edebilmek için, şantaj malzemesi olarak kullanmak için. Paralar buralara (yoksullara) değil, oralara gitti"
MİLYONLARCA EURO YOLSUZLUK İDDİASI
Görevden alınan savcılar, Deniz Feneri soruşturmasının hazırlığı için 2.5 yıl çalışmış, daha sonra da operasyon için düğmeye basmıştı.
4 ayrı dalgada gözaltına Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) eski Başkanı Zahid Akman, Kanal 7 Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Karaman'ın da aralarında bulunduğu 9 kişi tutuklanmıştı.
Zahid Akman dahil 6 zanlı serbest bırakılmıştı.
Soruşturma Almanya'daki Deniz Feneri Derneği'nin topladığı milyonlarca Euro’nun kuryelerle Türkiye'ye sokulduğu iddiasıyla başlatılmıştı.
SAVCILAR GÖREVDEN ALINMIŞTI
Haklarındaki iddialar nedeniyle Savcılar Nadi Türkaslan, Abdulvahap Yaren ve Mehmet Tamöz soruşturmadan alınmıştı.
Savcılar hakkında "evrakta sahtecilik" ve "görevi kötüye kullanma" iddiasıyla dava açılmıştı.
Davanın son duruşmasında, savcılar soruşturmanın genişletilmesi talebinde bulunmuştu.
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, HSYK Başkanvekili Ahmet Hamsici, HSYK Birinci Daire Başkanı İbrahim Okur'un da aralarında bulunduğu 17 kişinin tanık olarak dinlenmesi talep etmişti.
Kaynak : http://www.gazeteport.com.tr/haber/117752/savci-beraat-dedi#ixzz2CQYKeGAW