MUSUL’daki Amerikan Hastanesi’nde tedavi gördükten sonra Ankara’ya getirilerek Gülhane Askeri Tıp Akademisi’ne yatırılan yaralı polis memuru Saadettin Keçe, Beyin Cerrahisi bölümündeki odasında kendisini ziyaret eden Hürriyet muhabirine saldırı anını şöyle anlattı:

‘Normal güzergahdan gidiyorduk, yol kapalıydı. Ara sokaklardan yolu bulmaya çalıştık. Birden patlama oldu ve ateş altında kaldık. Kendimi yerde buldum kafam kanıyordu. Yattığım yerden başımı kaldırdım, her taraftan kurşun yağıyordu. Elimi başıma tampon yapıp koltuk altımdaki silahıma davrandım ateş etmeye başladım.’

GÖZ GÖZE GELDİK

Saldırganların 15-20 metre kadar uzakta olduklarını hatta birisiyle göz göze geldiklerini belirten Keçe, cehennemi şöyle anlattı:

‘Kafamdan kan akıyordu. Ateş etmeye devam ettim. Bir an ateş kesildiğinde etrafımı, arkadaşlarımı kontrol ettim, hepsi yerde yatıyordu. O sırada etrafımıza halk toplanmıştı. Sadece Iraklı şoför arkadaş ve ben yaralıydık. Panzerlerle Amerikalı askerler geldi.’

Polis memuru Keçe, kendisini yüzükoyun yere yatıran Amerikan askerlerine boynundaki kimliği göstererek kendisini tanıttığını söyledi. Keçe, ‘Telsizi vererek elçiliğe haber vermelerini istedim. Bana yaralı olduğumu söylüyorlardı. Daha sonra gözlerimi ABD’lilerin hastanesinde açtım’ dedi.

İKİ ‘LEŞ’ VARDI

Sadettin Keçe, çatışma sırasında kendilerine saldıran teröristlerden ikisinin cesedinin kendisinden bir-kaç metre uzakta olduğunu belirterek, ‘Kaç kişilerdi, niçin bize ateş ettiler bilmiyorum. Ama ölen iki kişinin leşi yanıbaşıma düştü’ diye konuştu. Keçe, ‘Pusu olabilir, zira normal yol kapalıydı. Ara yollardan yol bulmaya çalışırken ortalık cehenneme döndü. ABD’li askerlerin beni yatırdığı hastanede üç gün sonra kendime gelmişim’ diye konuştu. Musul’daki saldırıdan yaralı kurtularak askeri bir uçakla önceki gün Ankara’ya getirilen polis memuru Sadettin Keçe, kendisini ziyaret eden Emniyet Genel Müdürü Gökhan Aydıner’e de olayı şöyle anlattı:

HER ŞEY BİTTİ

‘Musul’a yeni girmiştik. Akan trafikte dört araç aralıklı olarak seyir halindeyken kavşakta bir anda taciz atışına maruz kaldık. Nihat Başkomiserim telsizden ‘Pusudan çıkın’ diye emir verdi. En öndeki araçtaydık. Önümüz açık olduğu için ilk ara sokağa daldık. Sondaki araç ise geri dönüp pusudan çıktığını telsizden duydum. Başkomiserimin ve komiserimin bulunduğu araçlar ise ağır hasar aldığı için olay yerinde kaldılar. Üçüncü aracın şöförü lastiği patlak halde bir süre daha gitti ama Iraklı vurulunca durdu. Çaresiz çatışma arasında kaldılar. Telsizden çapraz ateşte kaldıklarını duydum. Bülent ve Adem arkadan da ateş edildiğini söylediler. Bizim aracımızda kurşunlara hedef olmuştu geri döndüğümüzde her şey bitmişti. Telsizden son olarak Adem’in şehadet getirmesi duyabildim. Bizi bekliyorlardı, kaçamadık genel müdürüm.’

Kurtulduğu 3. saldırı

Evli, biri kız biri erkek iki çocuk babası olan Saadettin Keçe 14 aydır görev yaptığı Irak’ta daha önce de iki saldırıdan kurtulduğunu söyledi. Keçe, ‘Bağdat’daki elçiliğe düzenlenen saldırı ve birkaç öy önce meydana gelen bir patlamadan şükür yara almadan kurtulmuştum’ dedi. 

(HÜRRİYET)