Erdoğan, Ordu'da aralarında eğitim, spor ve sağlık tesislerinin de bulunduğu 16 tesisin toplu açılış törenine katıldı. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, AKP Ordu milletvekilleri Enver Yılmaz, Eyüp Fatsa, DSP’li Belediye Başkanı Seyit Torun, CHP Ordu milletvekili Sami Tandoğdu’nun da bulunduğu protokoldeki yerini alan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, saygı duruşu ve istiklal marşının ardından kürsüye çıkarak bir konuşma yaptı.
Yaklaşık 5 bin kişinin bulunduğu alanda konuşan Başbakan Erdoğan, fındık üreticileriyle tartıştı. Ülkenin geleceği için üzerinde durdukları konunun eğitim olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, konuşması sırasında bir grup vatandaş, ‘Başbakanım fındığa gel. Perişan olduk’ diye bağırdı.
“FİSKOBİRLİK'TEN İSTEYİN”
Buna sinirlenen Başbakan Erdoğan, “Hükümet olarak Fiskobirlik’in 2 katrilyon borcunu tek kalemde sildik. Onu gidin Fiskobirlik’e sorun. Bize değil. Bunu yaparken de hiçbir malına da el koymadık. Hangi kapıyı çalacağınızı çok iyi bilmenizi istiyorum. Ben alışılmış bir polikitacı değilim. Doğru neyse doğruyu söylerim. Çalacağınız kapı Fiskobirlik kapısıdır. Oraya sorun bu paralar nasıl ödenmemiş. Onlardan isteyin” dedi.
Bu sıralarda kalabalığın arasında artan yuhalama sesleri ve “Fındığın fiyatını açıklayın” sözlerine de yanıt veren Başbakan Erdoğan, ‘Fındığın fiyatı yüksekken satın, yarın düşer sıkıntılı duruma düşersiniz’ dedik. Satmayanlar bugün fiyat 2.5 liraya düşünce ‘yandım Allah’ diyor. Sen Fiskomar inşa edeceğine git vatandaşın fındık parasını öde kardeşim. Onun parasını ödemiyorsun, 2 katrilyon borcunu silen hükümetten para istiyorsun. Niye hiçbir banka kredi vermiyor. Sağlam olan kuruma her banka kredi verir. Vermemelerinin nedeni güvenilirliğini kaybetmiş olmasıdır” diye konuştu.
CHP'Lİ TANDOĞDU MÜDAHALE ETTİ
Bu sırada protokol tribününde oturan ve Başbakanı dinleyen CHP Ordu milletvekili Sami Tandoğdu bulunduğu yerden ayağa kalkarak, Fiskobirlik’in özerk bir kuruluş olduğunu, ve bankaların da yasalar nedeniyle kredi veremediğini, bunu da hükümetin değiştirmesi gerektiğini söyledi.
Bunun üzerine Başkabakan Erdoğan, "Gidin oraya söyleyin, CHP’nin ortağı olduğu İş Bankası versin. Her banka güvendiği şirkete kredi verir. Özerk bir kuruluşsa onu vatandaşa anlatın. Hükümetin özerk bir kuruluşun borcunu bile silmemesi gerekir. Fındık üzerinden politika yapma olayını artık birilerinin bırakması lazım. Bu tip politikalar çok yapıldı. Bedeli ağır ödendi. Biz bu politikaları yapmıyoruz. Gerçek neyse bu gerçeği söyleyeceğiz” dedi.
BELEDİYELERİN BORÇLARINA KOLAYLIK
Şehir sorunlarını belediyelerin çözmesi gerektiğini, kendisinin de belediyecilikten gelen bir başbakan olduğunu belirten Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bazı belediyeler başarısızlıklarını merkez yönetime bağlıyor. Başaramıyorsan çekil git. Yerine başkası gelsin. Herkes görevini yerine getirecek. Hangi partili olursa olsun, devlete borcu varsa, borçlarının yüzde 40’ından fazlasını kesmeyin dedim. Aksi olursa bana haber verin demiştim. 2- 3 yerden oldu ve bunları düzelttik. Bu yaz mevsiminde belediyelerin borçlarında hiç kesinti yapılmıyor. Bu ayları belediyeler iyi değerlendirsin. Bütün mesele, niyet samimi olursa sonuçta samimi olur.”
“HASTANE TETKİKLERİNDE AŞIRILIK VAR”
Sağlık konusuna da değinen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, gerek üniversite hastaneleri gerekse devlet ve özel hastanelerin yaptıkları tetkiklerde aşırılıkların olduğunu dile getirdi. Gereksiz tetkikler ve araştırmalar yaptırmak suretiyle bedelinin çok çok üstünde faturalar gelmeye başladığını belirten Başbakan Erdoğan şunları söyledi:
“Bunda döner sermayenin güçlenmesi ya da para kazanma ihtirası var. Bunları kontrol altına almak gerekiyordu. Yeşil kartlı ilaca para ödenmiyordu. Ama SSK’lı ve Bağkur'lular da yeşil kart çıkararak ilaç almaya başladı. Bir baktık ki yeşil kart 10 milyondan 14 milyona çıktı. Dedik ki, biz yeşil kartlıya da aynen yüzde 20 katılım payını getirelim. Bu pay geldi. Yeşil kart tekrar 10 milyona düştü. Mecburuz bunu kontrol altına almaya. Burada da şu anda çıkarılan yasa buna yöneliktir. Yoksa asla insanımızın sağlığı ile alakalı değildir. Bu durum devlet hastanelerinde pek yok. Daha çok üniversite ve özel hastanelerde var. Ama hepsi değil. Bazıları temiz ve dürüst çalışıyor.”
KARADENİZ SAHİL YOLU
Karadeniz Sahil Yolu projesine de değinen Başbakan Erdoğan, 2005 yılında yolun biteceğine dair verdikleri sözü, bazı nedenlerle tutamadıklarını, ancak bu yılın sonunda projenin tamamlanacağını belirtti. Erdoğan, kendilerinden önceki 10 yıllık dönemde, yolun 241 kilometrelik bölümünün tamamlandığını, kendi dönemlerinde ise 300 kilometrelik yolu kısa sürede bitirdiklerini anlattı.
Daha sonra sinevizyon üzerinden canlı bağlantı yapmak suretiyle aralarında okul ve hastanenin de bulunduğu toplam 16 yerin açılışını gerçekleştiren Başbakan, ardından partisinin ilk kongresine katıldı.
“FINDIK ÜZERİNDEN SİYASET YAPMAM”
Başbakan Erdoğan, Fiskobirlik yönetimini görevden alma gibi bir yetkileri olmadığını belirterek, “Çünkü bazıları bazı şeyler söylüyor. Aldanmayın. Biz kanun devletinde, hukuk devletinde yaşıyoruz” dedi. Erdoğan, partisinin Vali Kemal Yazıcıoğlu Spor Salonundaki Ordu 2. Olağan İl Kongresine katıldı.
Partililerin “Fındık meselesi ne olacak?” sözleri üzerine konuya değinen Erdoğan, bu konu üzerinde çok spekülasyon yapıldığını söyledi. Fındığın bu topraklar için bir nimet olduğunu dile getiren Erdoğan, ”Bu konuyu iyi bilmenizi istiyorum. Zira fındık üzerinden ben Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı olarak siyaset yapmam” dedi.
Bu konuyla ilgili yerel medyanın da “saptırma yapmaması gerektiğini” ifade eden Erdoğan, hükümet olarak halkın alın terini sonuna kadar korumakta kararlı olduklarını söyledi.
Tarım Satış Kooperatifleri ve Birlikleri Kanununun 16 Haziran 2000 tarihinde yürürlüğe girdiğini, bunun kendilerinden önceki iktidar döneminde yasalaştığını anımsatan Erdoğan, bu kanuna göre birliklerin hükümet ile ilişiğinin kesildiğini anlattı. Ancak bu birliklerin devletin güvencesindeymiş gibi algılandığını kaydeden Erdoğan, “Böyle bir şey yok. Bunların yönetimlerini devlet, hükümet seçmiyor. Delegeleri genel kurulu; o da yönetimi oluşturuyor. Birliğin ne kadar fındığı hangi fiyattan alacağı hükümetin değil, birlik yönetiminin inisiyatifindedir” diye konuştu.
“YÖNETİMİ GÖREVDEN ALMA YETKİMİZ YOK”
Daha önce Fiskobirlik yönetimine çağrıda bulunduklarını ve ellerindeki fındığı satarak, üreticilere olan borçlarını ödemelerini istediklerini anlatan Erdoğan, şöyle konuştu:
“Sizler tabii burada feryat ediyorsunuz. Bunu 7 milyon lira olarak açıklayan kim? Ortada bunlar da var. Eğer siz Hazinemizi iyi yönetemezseniz, şunu iyi biliniz ki biz 73 milyona bunun hesabını veremeyiz. Burada elimizde olan yetki şu; Sanayi Bakanlığımız sadece bu konuyla ilgili müfettiş gönderebiliyor. Müfettişlerini gönderdi, şimdi de ikinci müfettiş gönderiyor. Bunlar da işini tamamladıktan sonra yapacakları tek şey var, o da bu olayı yargıya götürmek. Yani bizim Fiskobirlik yönetimini görevden almak gibi bir yetkimiz yok. Hükümetin olmadığı gibi, bakanlıkların da yok. Bunu da bilmenizi istiyorum. Çünkü bazıları bazı şeyler söylüyor. Aldanmayın. Böyle bir yetkimiz yok. Bir kanun devletinde, hukuk devletinde yaşıyoruz."