Başkan Mehmet Özhaseki, AKP'li ilçe belediye başkanları, belediye meclisi üyeleri, daire başkanları ve müdürleriyle Büyükşehir Belediyesi Meclis Salonu'nda basın toplantısı yaptı. Basın mensuplarına 7 ayrı dosyadan oluşan 84 belge dağıtan Özhaseki, 17 yıldır belediye başkanlığı yaptığını, bugüne kadar yolsuzluk ve rüşvet gibi hiçbir olaya bulaşmadığını, herhangi bir usulsüzlükten ceza almadığını anlattı. Mehmet Özhaseki, CHP Gernel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile onu yanlış yönlendirmekle suçladığı CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu hakkında dava açacağını belirterek şunları söyledi:
“Benim dokonulmazlığım yok. Ben karşılıksız çekler verip, hakkımda onlarca dava açılmış milletvekili de değilim. Elinde bilgi ve belge olan buyursun savcıya versin. Sayın Kılıçdaroğlu’na da hodri meydan diyorum. Hangi televizyon kanalında diyorsa, konuşmaya ve tartışmaya hazırım. Bu tartışma sonunda Kılıçdaroğlu tarafından sorulan sorulara yanıt veremediğim takdirde Kayserililerden özür diler, görevimden istifa ederim. Ama, aynı davranışı sayın Kılıçdaroğlu ve Kulkuloğlu (CHP Kayseri Milletvekili) gösteremez. Kendisinden tek talebim var. Lütfen çıkıp Kayseri halkından özür dilesin ve ‘Bir millvetikili beni kandırdı’ desin. Kılıçdaroğlu gibi bir genel başkanın maalesef çarpıtma, saptırma gibi yalanları var. Bunca yalana karşı susmam beklenemez.”

“KILIÇDAROĞLU 10 YALAN SÖYLEDİ”
Başkan Özhaseki, yolsuzluk iddiasına konu olan Hacı Ali Hamurcu’nun, bir süre önce lağvedilen ve o zaman MHP'nin elinde olan Gesi Belediyesi'nden kendilerine geçtiğini ve Ulaşım Koordinasyon Kurulu’na verildiğini anlattı. Bu kişinin 15 kurumla ilgili kararları imzalatmaya gidip gelen ve belediyenin 13 nolu mührü elinde olan personel olduğunu, bu kişi ihbarda bulunmadan kendisinin teftiş kurulunu göreve çağırdığını söyledi.
Meclis'teki konuşmasında Kemal Kılıçdaroğlu'nun ‘yalan söylediğini’ ileri süren Özhaseki, açıklamasında ‘10 yalan’ diyerek şu ifadelerde bulundu:

“* YALAN 1: Bir takım kişilerin özellikle taksi durağı ve ulaşımla ilgili rüşvet alındığı iddiaları üzerine 23.06.2007’de teftiş kurulunu göreve çağırdım. Yani Kılıçdaroğlu’nun iddia ettiği gibi halen cezaevinde tutuklu bulunan belediye personeli ihbarda bulunmamış, soruşturma tarafımdan başlatılmıştır.

* YALAN 2: Teftiş kurulu 25.06.2007’de daha raporunu tamamlamadan Hacı Ali Hamurcu’nun belediyenin adını kullanarak bazı kişileri dolandırdığını belirleyip savcılığa suç duyurusunda bulundu. Zanlı, 26 sayfalık ifadesinde rüşvet olayıyla ilgili bilgiler verdi. Ancak bunun 10 sayfalık bölümü memurlara ait suçlarla ilgili olduğu için ayrıldı. Emniyet Müdürlüğü bunu tutanakla ve 26 sayfa olarak bir tek sayfasını çıkartmadan Cumhuriyet Başsavcılığı’na göndermiştir. Savcılık ta 26 sayfalık ifadenin 10 sayfasını memur muhekematıyla ilgili soruşturma için ayırmıştır. Yani 26 sayfalık ifadenin 10 sayfasının kaybolduğu ve işlem görmediği, benimle ilgili bölümlerin çıkartıldığı tamamen yalandır.

* YALAN 3: Alınan 26 sayfalık ifadesi 3 vali yardımcısı tarafından Memurun Muhakemat Yasası'yla ilgili incelenmiş, ifadenin 10 sayfası memurlarla iligili, yani belediye çalışanlarının adı geçtiği 10 sayfası ayrılmıştır. Kılıçdaroğlu’nun ima ettiği vali yardımcısı Gaziantep’e normal tayin döneminde toplu kararname ile gitmiştir. Kimseyi sürdürme gibi bir eylemimiz, davranışımız olmamıştır.

* YALAN 4: Bilirkişi heyeti, 3.12.2007’de raporunu tamamlamıştır. Bilirkişi heyetine ilçe belediyelerinden tüm görevliler gelmiştir. ancak, sadece Melikgazi belediyesi, görevlendirme yazısını daha sonradan göndermiştir.

* YALAN 5: Dönemin Kayseri Valisi Osman Güneş’in tayini 30.11.2007’de çıkmış ancak kendisi 4.12.2007’ye kadar görevini sürdürmüş ve resmi evrakı imzalamıştır. Yani resmi evrakı tayini çıktığı gün imzaladığı yalan ve düzmecedir.

* YALAN 6: Dosyanın kapatıldığı da tamamen yalandır. Zira, Kayseri’deki Cumhuriyet Savcılığı 18.7.2007 tarihinden itibaren tam 9 ay incelemiş 50 kişinin ifadesine başvurmuştur. Yani bu olayın 6 ayda tamamlanıp, mahkeme sürecinin ve Yargıtay'dan döndüğü yolundaki iddialar yanlıştır.

* YALAN 7: CHP Genel Başkanı, Hacı Ali Hamurcu’yu öyle bir masum olarak anlattı ki, inanın içim ezildi. 8 kişiyi dolandırıp suçunu kabul eden ve evrakta sahtecilikten 6 yıl ceza alan böyle masum kişilerden Allah bizi korusun.

* YALAN 8 : Bir de CHP Genel Başkanı'nın, avukat Yakup Erikel’le ilgili dokundurmasını anlayamadık. Bize göre, Yakup Erikel’den çok Yusuf Erikel’i anlatmalıydı. Zira, Haci Ali Hamurcu, Yusuf Erikel’le birlikte belediyenin 13 nolu mührünü kullanarak, benim mührüm bir numaralı mühürdür. 10 milyon TL’lik sahte senet düzenleyip imzamı da taklit ederek bize şantaj yapmışlardır. Polise yaptığımız müracaat sonucu belgelenmiş ve Yusuf Erikel’in bürosunda bu şantaj senedi de bulunmuştur.

* YALAN 9: Olay 23.06.2007’de başlamış, 02.07.2009’da bitmiştir. Yani dava söylendiği gibi 6 ayda değil 2 yılda üstelik iki kez başvurulan Yargıtay’dan dönerek kesinleşmiştir.

* YALAN 10 : Halen tutuklu bulunan Hacı Ali Hamurcu, son 3 sayfalık ifadesinde ‘Ben bu dolandırıcılığı başımdaki amirimle yaptım. Bazı kişiler bana Özhaseki ve bazı belediye yetkililerinin ismini de verirsen onlar seni kurtarır dedikleri için böyle ifade verdim’ demiştir.”14/12/2010