Başbakan Davutoğlu, AK Parti İl Kongresi’nde konuştu. Konuşmasında Gezi olaylarına dikkat çeken Davutoğlu, gezi olaylarıyla birlikte büyük provokasyonların başlatıldığını vurguladı.  Davutoğlu, 17-25 Aralık kumpaslarıyla milletin özgüveninin tahrip edildiğini belirterek, “Hep beklediler ki millet özgüvenini kaybetsin, paniğe kapılsın, milletin temsilcileri ile milletin bir uçurum girsin istediler müsaade etmedik. Size verdiğimiz ilk söz kim ne yaparsa yapsın özgüvenle yolumuza devam edeceğiz. Kobani bahane edilerek çıkartılan olaylara birçok perde arkası oyunlara rağmen AK Parti ayaktayken bu partinin yücelttiği değerler ayaktayken milletimizin özgüveni ayakta olacaktır. Kimse bunu yıkmaya tahrip etmeye muktedir olmayacaktır. Milletle bütünleşmiş AK Parti kadroları özgüven içinde geleceğe yürümeye devam edecektir” ifadelerini kullandı.

-“VATANDAŞLARIMIZIN DİLİNİ, KÜLTÜRÜNÜ KORUDUK, KORUMAYA DA DEVAM EDECEĞİZ”-

İlk kongre toplantıları için kendilerinin Anadolu’yu dolaşırken muhalefet partilerinin Ankara’da başka oyunlar içine girmeye başladığını söyleyen Davutoğlu, “28 Ağustos’ta Sayın Cumhurbaşkanımızın emanet olarak tevdi ettiği çözüm sürecine sahip çıkacağımızı ilan ettik. 116 gün içinde çözüm süreci yönünde çok kararlı adımlar attık. Daha önce haziran ayında çıkan çözüm süreci bağlamındaki yasanın uygulanması için çözüm süreci mekanizması oluşturduk, arzu ettik ve planladık ki çözüm süreci bir an önce başarıya ulaşsın. Ancak biz bu kararlı yürüyüşümüzü sürdürürken 6-7 Ekim'de şiddet yanlıları, vandallar dışardan aldığı talimatlarla büyük şehirlerimizi bir şiddet sarmalına sokmak istediler. Zannettiler ki biz bunun esiri olacağız, olmadık. Hemen gereken tedbirleri aldık ve yasa paketimizi hazırladık. Kararlı şekilde iki vurgu yaptık. Kamu düzeni ve çözüm süreci birbirinin alternatifi değildir. Buradan bir kez daha aziz milletimize teyiden taahütle söz veriyoruz ki kamu düzenini kim tahrip etmek isterse onun karşısında çelik yürekle duracağız. Çözüm süreci yönünde kim adım atarsa onun önünde merhamet ve rahmet yolunda devam edeceğiz. Onların yıktıkları yerlerde biz gül yetiştireceğiz. Onlar tahrip etseler de biz inşaa etmeye devam edeceğiz. Vatandaşlarımızın saçının bir tek teline dokunanlar hesabını verecektir. Öte yandan, çözüm sürecimizi bu konudaki kararlılığımızdan hiç bir zaman fedakarlık etmeyeceğiz. Vatandaşlarımızın dilini, kültürünü örfünü yaşama özgürlüğünü koruduk ve korumaya da devam edeceğiz. Yine, bu çerçevede alevi sünni ihtilafı çıkarmak isteyenlere karşı da son 116 gün içinde muharrem ayı bereketiyle de büyük bir gayret sarf ettik ve bizzat hem Hacı Bektaş'a hem de Tunceli'ye giderek aziz Alevi vatandaşlarıma seslendim. Buradan bir kez daha bizi bağrına basan ve muhabbetle karşılayan alevi sünni, Türk, Kürt, Zaza bütün kardeşlerimize, Hacı Bektaş'a Tunceli'ye selam ediyorum. Demokratikleşme çerçevesinde beraberliğimizi teminat altına alacağız. AK Parti'nin ve milli birliğimizin teminatı olan kadrolarımıza soruyorum. Yeni Türkiye için aynı kararlılıkla yürümeye hazır mısınız? Aramıza fitne sokmak isteyenlere karşı saf saf omuz omuza durmaya hazır mısınız? İşte biz de bu emaneti sürdürmeye kararlıyız” diye konuştu.

-“AK PARTİ İLE CHP ARASINDAKİ FARKA BAKIN”-

Davutoğlu, AK Parti’nin son 12 yılda birçok darbe ve vesayet çabaları gördüğünü ama bunlar karşısında dik durmayı başardığını vurguladı. Konuşmasında AK Parti ile CHP arasındaki farka dikkat çeken Davutoğlu, “Biz kongremizi büyük bir şölen içinde yaptık bütün il ve ilçelere gittik. Bu siyasetin yeniden inşasıdır. CHP'de onlarda bir olağanüstü kongre yaptı ve parçalandı ve bölünmeye başladılar. Biz her türlü darbeye karşıyız dedik. Kılıçdaroğlu, Meclis görüşmesinde Mısır darbesini destekleyince kendisine sordum. Darbelere karşı mısınız değilseniz çıkın söyleyin, dedim. Meclis'te bunu söylediğime alındı. Ama o günden bu yana Kılıçdaroğlu'ndan 27 Mayıs darbesini kınayan bir söz duydunuz mu? Duymadınız. Çünkü CHP'nin zihniyet köklerinde darbe anlayışı vardır” dedi.

-“GÖKÇEK HAKLI, KILIÇDAROĞLU’NU ALLAH CHP’NİN BAŞINDAN UZAKLAŞTIRMASIN”-

Şişli Belediyesi’nde yaşanan gerilime ilişkin de açıklamalarda bulunan Başbakan Davutoğlu, “Türkiye'de darbe yapamadılar. Şimdi gittiler Şişli Belediyesi’nde birbirlerine karşı darbe yapmaya kalkıştılar. İşte er meydanı. Şişli'yi yönetebiliyorlar mı? Şişli'de haftalardır yaşanan kargaşaya Kılıçdaroğlu sesini çıkartabiliyor mu müdahale edebiliyor mu? Başkan Melih Gökçek haklı. Kılıçdaroğlu’nu Allah CHP’nin başından uzaklaştırmasın diyelim. Bir ilçede dahi birbirlerine darbe yapmaktan iş yapmaya vakit bulamıyorlar. Biri bizi tehdit ediyor diyor diğeri hayır diyor. Bir Şişli'yi idare edemeyen Türkiye gibi büyük bir ülkeyi idare etme becerisini gösterebilir mi? Bu millet CHP'ye değil 4 yıl, 4 dakika bile iktidar yüzü göstermez. Onların zihniyetini bilir. Demokrasi anlamında biz gayret sarf ederken CHP ve diğer partiler paralelcilerle birlikte siyaseti dizayn etme çabasındalar. Sayın Kılıçdaroğlu kimlerle hesap yaptınız çıkın açıklayın. Biz AK Parti olarak milletle yürümeye devam edeceğiz. CHP'ye ve onun arkasındaki paralelcilere sesleniyorum. Sizin vesayet anlayışınız bizim dik duruşumuz karşısında iflas edecektir” şeklinde konuştu.

-“YARGI NE YAPACAKTI, SUSACAK MIYDI?”-

Son günlerde yargı süreci ile ilgili haksız spekülasyon yapanlara da mesaj vermek istediğini söyleyen Davutoğlu, şunları kaydetti:

“14 Aralık'ta yargıda başlayan süreç siyasi bir süreç değildir. Siyasi müdahale ile başlamış değildir. Aksine, 2010 yılında 30'u aşkın vatandaşımızın yalan bir takım delillerle bürolarına yerleştirilen silahlarla kurulan kumpaslarla 17 ay hapis yatmasının sonucunda başlatılan bir şikâyet ile başlamıştır. Bir grup vatandaşımız bu çete tarafından haksız yere ceza çekmişler. 17 ay tamamıyla uydurma delillerle hapse atılmışlar. Bu mağdur edilen insanlar gerçek anlamda şiddete başvurmayan bu insanlar yargıya başvurmuşlar. Yargı ne yapacaktı bunun karşısında susacak mıydı? Araştırıyor, soruşturuyor ve süreç başlıyor. Hemen harekete geçtiler. Bir pazar günü operasyon yapıldı ve içeriği dahi bilinmeden hemen bunu basına saldırı gibi gösterildi. Pazar günü, tatil günü Avrupa Birliği açıklama yaptı. Açıklamasıyla hükümetimizle ilgili kirli bir kampanya başlattılar. Bu operasyonlarda basın özgürlüğünü ilgilendiren bir konu söz konusu değildir, basın özgürlüğü Türkiye’de teminat altındadır. Hiç kimse bulunduğu mekan, taşıdığı unvan dolayısıyla hesap sorulamaz değildir. Herkes hesap vermek makamındadır.”

-“KİM MİLLİ HAZİNEMİZE, KAYNAKLARIMIZA YOLSUZLUK NİYETİYLE YAKLAŞIRSA…”-

BaşbakanDavutoğlu, ahlakı, erdemi siyasetin toplumsal kültürün temeli zemini yapmaya kararlı olduklarını vurgulayarak şöyle devam etti:

“Ahlakı, erdemi siyasetimizin toplumsal kültürümüzün iktisadiyatımızın temeli zemini yapmaya kararlıyız. AK Parti hareketi 2001'de yola çıktığında bir erdemliler hareketi olarak yola çıkmıştı. Bunun dokusunu ve erdemini zeminini korumaya kararlıyız. Burada, 2 kongreyi karşılaştırdığınızda bizim kongremizdeki vefa ve sadakat bilinciyle CHP'nin kongresindeki ve sonrasındaki fark aslında siyasetimizin ahlak ve erdem boyutunu bir kez daha ortaya koyuyor. Bu çerçevede yolsuzluklara karşı mücadele bizim en temel şiarımızdır. 12 yıl içinde bu kadar büyük hizmetler gerçekleşmişse bilinsin ki bunun arkasında AK Parti'nin yolsuzluklara karşı mücadelesi vardır. Daha yürüyen bir soruşturmada iddianamede dönemin Başbakanı diyerek iktidarda milli iradeyle bulunan bir başbakana dönük gerçekleştirilen bir komplo yozluklara karşı mücadele olarak adlandırılabilir mi? Onların dönemin başbakanı dediği kişi bugün milletin iradesiyle halkın seçtiği ilk Cumhurbaşkanı olma onurunu kendisine de AK Parti'ye de millete de yaşatmıştır. Kim şu ya da bu gerekçeyle milli hazinemize, kaynaklarımıza yolsuzluk niyetiyle yaklaşırsa, kim herhangi bir nedenle de olsa harama bulaşırsa kardeşimiz de olsa onun kolunu koparmaya kararlıyız. Ama yalan yanlış ithamlarla, komplolarla milli iradeye karşı kim harekete geçerse onu da durdurmaya aynı şekilde kararlıyız.” (ANKA)