CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye’nin yaşadığı gerilimin “Türkiye’nin yapacağı cumhurbaşkanlığı seçiminde nasıl bir tablo ortaya çıkacağıyla ilgili olduğunu kaydederken, bu gerilimin farkında olan ve bu nedenle adaylığını açıklamayan Başbakan Tayyip Erdoğan’ı “açık, samimi ve demokratik bir tavır takınmaya çağırdı. Baykal, Mayıs’ta yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde Nisan ayında erken seçim çağrısını yinelerken, Erdoğan’a, “Git millete seçilebilirsen al. Ben kendi adıma böyle yaparsan sesimi çıkarmayacağımı taahhüt ediyorum' diye seslendi.
Deniz Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, CHP grup toplantılarının artık Türkiye’nin bir buluşma noktası haline geldiğini, çünkü CHP’nin, Türkiye’de sıkıntısı olan vatandaşların dertlerinin çözmüş için başvurmaları gereken temel bir kuruluş olduğunu dile getirirken, “CHP, bütün vatandaşlarımız için bir hacet kapısıdır' dedi.
Baykal, içinde bulunduğumuz haftanın Engelliler Haftası olduğuna da işaret ederken, “70 milyondan her biri kendisini potansiyel özürlü gibi düşünmezse özürlülerin dışlanma soruna çare bulamayız' dedi.
Baykal, bugşn Türk kadınına seçme ve seçilme hakkı tanınmasının 72. yıldönümü olduğunu anımsattı. Bundan 72 yıl Ünce ne AB, ne de kadınlara Avrupa’da oy kullanma hakkı bulunduğunu anlatan Baykal, “Bütün bunların olmadığı bir dönemde Anadolu’da bu ülkeyi yöneten insanlar ‘kadın da erkek de aynı hukuka sahip olmalıdır, bu ayrımı ortadan kaldırıyoruz, kadına da siyasal haklarını veriyoruz’ demiştir ve kanun çıkarmıştır. Bu yasal düşzenleme çok önemli bir zihniyet değişiminin yansıması demektir. Bu değişimi gerçekleştirenlere şükranlarımızı sunuyoruz' diye konuştu.
VATANDAŞA ÇAĞRI
Baykal, YSK’nın seçmen kütüklerinin güncelleştirilmesine ilişkin duyurusunu anımsatarak, tüm vatandaşları 25 Aralık’tan itibaren seımen kütüklerinde yazılı olup olmadıklarını kontrol etmeye çağırdı. Bütün şikayetlerin çözüm noktasının sandık olduğunu, sadece şikayet ifade ederek sorunları çözme imkanı bulunmadığını kaydeden Baykal, “Sandığa gitmezseniz bunun Türkiye’ye çok büyük bir bedeli olduğunu bilmelisiniz. Bunu, bu şlkeye karşı bir ödev, bir görev olarak sahiplenip yerine getirmeliyiz' dedi.
KAÇAKÇILIK EKONOMİSİ
Baykal, hükümetin izlediği ekonomi politikalarını da eleştirdi. Enflasyonda bir artış olduğuna işaret eden Baykal, “Enflasyonun yüzde 10 olması önemli değil, izlenen politika artık tıkandı, işlemez hale geldi. Bu politikalar Ünşmşzdeki dÜnem Türkiye’yi sıkıntıya sokacak' diye konuştu. AKP iktidarıyla birlikte Türkiye’de yeni bir kaçakçılık ekonomisi doğduğunu savunan Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Petrol ve akaryakıt alanında Türkiye’de 4 milyar dolarlık bir akaryakıt sektörü oluşmuştur. Ayrıca sigara ve içki konusunda da sektörün yüzde 20’si kadar bir kaçak bulunuyor. Yine 10 binlerce ton çay, şeker kaçak olarak Türkiye’ye giriyor. 30 milyon adet kaıak cep telefonu var. Bu gidişle bir süre sonra kaçak sektör meşru sektörle eşit hale gelecek.
İSTANBUL’U KİM YÖNETİYOR?
İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı tek işin imar değişikliği yapmak olduğunu savunan Baykal, bunun arkasında sadece İstanbul’u yönetenlerin değil, Ankara’nın da bulunduğunu kaydetti. Baykal, “İstanbul’un seçtiği belediye başkanı mı yönetiyor yoksa iki önceki belediye başkanı mı yönetiyor İstanbul’u'diye sordu. İstanbul’un sorunları ortaya konulduğu zaman hemen “Bunlar son dÜnemde, bir günde ortaya çıkmadı denildiğini anımsatan Baykal, “Bir günde çıkmadı ama 15 yıldan beri siz oradasınız'dedi. Baykal, yolsuzlukların artık bir AKP markası haline geldiğini savundu.

Baykal, Türkiye’nin bir gerilim yaşadığını ve bu gerilimin İran gezileri, Lübnan modelleri ile ortadan kalkmayacağını ifade ederken, yaşanan gerilimin “Türkiye’nin yapacağı cumhurbaşkanlığı seıiminde nasıl bir tablo ortaya çıkacağıyla ilgili bir gerilim' olduğunu savundu. Yapılacak seçimle ilgili iddia sahiplerinin ortaya çıkıp aday olduklarını açıklamadığını kaydeden Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çıkıp ‘15 Nisan’a kadar bekleyin. Ben biliyorum senin bilmene gerek yok’ diyor. Bu bir kapkaç seçimi, bir vurkaç seçimi olamaz. Cumhurbaşkanlığı seçimini böyle bir hale dönüştürmek uygun değildir. Bu seçim herkesi yakından ilgilendirmektedir. Seçim Meclis’te yapılacak. Olabilir ama o seçim 70 milyonu da ilgilendirmektedir. Bırakın 70 milyon da bir düşünce söyleyebilsin. Bu tablo Cumhurbaşkanlığı seçiminin nasıl bir sorun oluşturacağının aday olmayı düşünenler tarafından da kavranmış olduğunu gösterir. Onlar da farkında o yüzden aday olduklarını açıklamıyorlar, zamanı geçiştirmek istiyorlar. Cumhurbaşkanı olmayı istemek herkesin hakkı. Herkes de çıkıp bunu sÜyleyebilir. Çık söyle bakalım... adaylığını açıklamıyor çünkü Cumhurbaşkanı olmak isteyen kişi anayasanın özüne inanmıyor. Herkes cumhurbaşkanı olabilir ama herkesin anayasaya saygı gÜstermekte mecburiyetidir, görevidir. Herkesin aday olmasına saygı gösteririm ama cumhurbaşkanı seçilecek kişinin de anayasaya saygı göstermesini beklerim.'

KENDİNE GÜVENİYORSAN NİSAN’DA SEÇİM YAP
Baykal, daha önce yaptığı Cumhurbaşkanlığı seıiminden önce genel seçim önerisini yinelerken, “Kendinize güveniyorsanız Nisan’da seçimi yapın, Mayıs’ta da bu iş tamamlansın'dedi. Bu konuda Başbakan Erdoğan’ı “açık, samimi ve demokratik bir tavır takınmaya çağıran Baykal, “Git millete seçilebilirsen al. Ben kendi adıma böyle yaparsan sesimi çıkarmayacağımı taahhüt ediyorum'diye konuştu.
TAVİZLER VERİLEREK AB KONUSU ÇIKMAZA SOKULDU
Avrupa Komisyonu’nun 8 başlığın askıya alınması kararının ardından bugün Almanya Başbakanı Merkel ile Fransa Cumhurbaşkanı Chirac’ın bir araya geleceğini anımsatarak, “Sekiz başlığın askıya alınmasının yanında bir de Türkiye’ye süre verilmesini içeren yeni tehdit telaffuz ediliyor' dedi. Baykal, Türkiye’yi AB’ye alma konusunda bir siyasi iradenin artık bulunmadığını belirtirken, “Tavizler verile verile AB konusu çıkmaza sokulmuştur" dedi.