Gül, Grup toplantısında konuşmasının ilk bölümün Rektörlerin Van çıkartmasına ayırdı. Gül şöyle konuştu:
"AB ile katılım müzakerelerine başlamasının getirdiği heyecan ile geçen hafta bir üniversite rüzgarı esti. Ülkemizi daha iyi imkanlara kavuşturmak için caba harcanırken böyle bir şeyin ortaya çıkması iyi olmamıştır. Pek çok yakışık almayan gösteriler yapıldı. Biz hükümet olarak ülkenin bütününden sorumluyuz. Halkımızın arasında herhangi bir sınıf ayrımı yapamayacağımız gibi kurumlarımız arasında bir ayrım yapmamız da söz konusu olmaz. Üniversite eğitimini ciddiye almayalım gibi bir davranış içerisinde asla olmayız. Her sınıftaki halkımızı zenginleştirmek. Bütün kurumları ile geliştirmek hükümetlerin görevidir. Ünivesitelerin başarısı Türkiye’nin başarısı olacaktır. Hükümet bütün bu konuları çok yakından takip edecektir. Bütçelerimizi yaparken bütün bunlara dikkat etmişizdir. Bundan dolayıdır ki iktidara geldiğimizden bu tarafa eğitime ayrılan pay birinci olmuştur.
Yanlış anlamaları gidermek için bu konuda rakamlar vermek istiyorum.
“Üniversitelerimiz bütçeden hep artan paylar almıştır. Konsalide bütçeden, 3. 33 çıkmıştır. Bu rakam giderek artmıştır. Bir öğrenciye 25000 dolar düşürken 2003 yılında bu üç bin dolara düşmüştür. Üniversitelerin şüphesiz ki bir çok ihtiyacı vardır. Bir grubun istediği anda ihtiyaçlarının karşılanacağı diye bir şey yoktur. Sağlık bakanlığımızın ihtiyacı yok mu. Bütün talepler bütçe dengeleri içerisinde karşılanacaktır”
“ORDU KOMUTANLARI HESAP VERİRKEN
“Üniversitelere aktarılan araştırma fonları bizden önce 9,5 trilyondu. 2005 bütçesinde bu 130 trilyona çıkmıştır. Bütün araştırma geliştirmelere 160 trilyondu, 2006 yılında 500 trilyon liraya çıkarıldı. Üniversite öğrencilerine 19 bin 450 kişiye kredi verilirken 25 659 öğrenciye burs verilmiştir. Bütün bunlar üniversitelerimizin imkanlarına açıktır. Bunlarla şunu söylemek istiyorum. Bunların başarısı Türkiye’nin başarısı olmuştur. Herkes kanunların önünde eşittir. Herkes sorgulanabilir. Herkesin sorumluluğu vardır. Ordu komutanları mahkemelerin önüne çıkıp hesap verirken, Türkiye’de belli bir kesim rektörler hesap vermez diye bir şey söz konusu değildir. Bütün ümidimiz şudur. Onların da diğer kurumlarımız gibi başarılarıyla övünmemizdir. Onlarla halkımızın bütünleşmesidir.