Başbakan Tayyip Erdoğan, 2008 Ocak ayında gittiği İspanya’da yabancı işadamı ve basın mensuplarının sorusu üzerine “Türban velev ki siyasi simge olsun, dünyanın hangi yerinde siyasi simge yasaklanmıştır” demiş, düzenlemeye 411 milletvekilinin 'evet' oyu vermesi, gazetelerde atılan '411 el kaosa kalktı' manşetleri, CHP'nin Anayasa Mahkemesi'ne gitmesi ve mahkemenin düzenlemeyi iptal etmesiyle süreç son bulmuştu. Hatta Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı AKP hakkında açtığı kapatma davasında üniversitelerde türbana özgürlük getiren düzenlemeyi en önemli delil saymıştı.
Türbanı ülke gündemine sokan ikinci çıkış ise CHP liderliğine yeni seçildiği dönemde Kemal Kılıçdaroğlu'ndan gelmişti. Referandum mitinglerine az bir süre kala Temmuz ayı başında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Radikal gazetesine verdiği "Üniversitede türban serbest olacak" demeci gündemi sarsmış, Kılıçdaroğlu akşam saatlerinde yeni bir açıklama yaparak sözlerinin yanlış anlaşıldığını söylemişti.
Kılıçdaroğlu'nun sözleri bir işaret fişeği gibi tartışmaları başlatırken, referandum ve sonrasında gündemin ilk sırasında türban veya başörtüsü düzenlemesi vardı. 27 Eylül 2010'da Erdoğan ve Kılıçdaroğlu buluştu, 10 dakika süren görüşmede Erdoğan "Bugünden tezi yok hemen adımı atalım. Hemen ekipleri kuralım, çalışmaya başlayalım" teklifini götürdü. Neredeyse Ekim ayı sonuna kadar süren 30 günlük yeni tartışma döneminde de toz duman birbirine karıştı, Yargıtay dahil herkes görüş bildirdi ancak bir sonuç çıkmadı.
Türban veya başörtüsü sorununda yeni bir sayfa açacak sözler Başbakan Erdoğan'dan geldi. Türkiye'nin kendine özgü şartları olduğu ifadesinin çok zorlama olduğunu ifade eden Erdoğan, "Şimdi Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru hakkı geliyor. Anayasa mahkemesi nasıl yasal olmadığı halde bir engel koyduysa, bireysel başvuru da yeni bir süreç başlatacak. Bu hak mücadelesinde er ya da geç bir noktaya varılacak" dedi.
Erdoğan'ın sözleri hemen Ankara'da yankı buldu. CHP lideri Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın sözlerini şöyle değerlendirdi:
'Anayasa Mahkemesi'nin kararları var. Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına hepimizin uyması gerekiyor. Üstelik bunlar Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) de gitti. AİHM'in de bu yönde verdiği kararlar var. Bir Başbakan, hukukun üstünlüğüne inanıyorsa, hukukun gereğini her kişinin yapması gerektiğini hatırlatması lazım. Hukuka aykırı düşünceleri ileri sürmek doğru değil.'
Muhalefetin tepkisi bununla da sınırlı kalmadı. NTV canlı yayınına katılan CHP , ten tepki geldi..anamuhalefet, türbanla ilgili avrupa insan hakları mahkemesi kararlarına dikkat çekti.
CHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, "Şunu demek istiyor sanıyorum, Anayasa Mahkemesi bu yeni yapısı ile bizim Anayasa Mahkememiz olacak, bizim hükümetimizin istediği yönde karar verecek demek istiyor sanıyorum ama hukuk hukuktur, hukuk herkesi bağlar" dedi.
MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır ise "İktidar partisi benim başörtüsü sorunu namus sorunum diyerek 8 yılı tamamlamıştır. Hala konuşuyor, çözümden yana adım atmamıştır ama hala konuşuyor. Vatandaşa havale etmek de bir AKP klasiğidir" diye konuştu.
Eleştirilere yanıt AK Parti Grup Başkanvekili Suat Kılıç'tan geldi. Kılıç, "Siyasi uzlaşı kültürünün geliştirilemediği bir ortamda yargı organları kararlarıyla toplumu rahatlatabilirler. Bu anayasa mahkemesine bireysel başvuruyla da olabilir başka şekilde de olabilir" ifadelerini kullandı. (Ntvmsnbc) 13/01/2011