Sarkisyan, kendisinin sözlerini şöyle sürdürdü: "Ben, bu yolu bu tarihi an için derin bir sorumlulukla ve insanlarımızın geleceğine olan inancımla seçtim. Son haftalarda Ermenistan Türkiye ile ilişkilerin normalleştirilmesine ve özellikle de bu iki protokole yoğunlaştı. Tüm vatandaşlarımız benim çağrıma, bu konudaki değerlendirmeleri açık şekilde yürütmem gerektiği karşılığını verdi. Bu son aylarda Ermenistan ve Ermenilerin karşılaştığı büyük ve küçük sorunları ele aldık. Bu süreç, Ermenistan'ın ve Ermenilerin mevcut ve gelecekteki rolü ve yeri hakkında ilginç değerlendirmelerin yapıldığı sürece ivme kattı."

Türkiye ile herhangi bir ilişkinin, 1915 olaylarıyla ilgili Ermeni iddialarını "şüphe altına alamayacağını" öne süren Sarkisyan, "bu olayların açtığı yaranın onarılamayacağını" ifade etti. 1915 olaylarında hayatlarını kaybedenler ve Ermeni neslinin geleceği için Ermenistan'ın istikrarlı, güçlü ve başarılı bir devlete sahip olmasının gerektiğini belirten Sarkisyan, "Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu tüm komşularla iyi ilişkiler kurma bu yoldaki en önemli adımlardan biri. Türkiye ile ön yargısız ilişki kurmanın bir alternatifi yok. Bu, zamanın bizden talebi. Bugünkü anlaşmazlıklarımız belirli kişilerin ve güçlerin protokolün birkaç maddesiyle ilgili dile getirdiği kaygılardan ve Türkiye'ye yönelik tarihi güvensizlikten kaynaklanıyor" şeklinde konuştu.

Türk-Ermeni ilişkilerinin, hiçbir şekilde Yukarı Karabağ süreciyle bağlantılı olmadığını ileri süren Sarkisyan, 'bu bağımsız ve ayrı bir süreçtir' dedi. Sarkisyan, Türkiye'nin protokolleri makul koşullarda imzalamaması ve bu maddeleri uygulamaması veya ihlal etmesi halinde Ermenistan'ın anında buna karşı uluslararası normlar temelinde uygun önlemleri alacağını ifade ederek, "Halkımızın bugün her zamankinden daha fazla birliğe ihtiyacı var" dedi.