Edirne'de kaçtığı şahısla nişanlanan 15 yaşından küçük genç kız, evlenmeden hamile kalınca düğün yapıldı, ancak genç kızın annesi durumu savcılığa taşıyınca ortalık karıştı. Anne, kızını küçük yaşta evlendirmekten, damat ise cinsel istismardan hapse girdi. Düğünden 2 ay sonra doğan Rabia ise babasını ancak cezaevinde görebiliyor.
Edirne'nin Çavuşbey Mahallesi'nde yaşayan ve şuandaki yaşı 26 olan Serdar G., yaklaşık 3 yıl önce henüz 15 yaşını doldurmayan sevgilisi Gülşah T. ile kaçmaya karar verdi. Ancak, kaçan çift kısa bir süre sonra yakalandı. Kızın ailesinin şikayeti ve savcılığın talimatı ile Gülşah T., bakire olup olmadığının araştırılması için hastaneye sevk edildi. Hastanede muayenede bakire olduğu tespit edilen Gülşah T.'nin ailesi bunun ardından Serdar G.'nin ailesini arayarak kızı gelip istemelerini söyledi. Bunun üzerine Gülşah'ın evine giden gencin ailesi, kızın ailesi ile anlaşarak Gülşah-Serdar çiftini nişanladı. Çift 7 aylık nişanlılık döneminde birbirleri ile ilişkiye girdi. Gülşah'ın hamile kalması üzerine düğün erkene alındı, ancak Gülşah'ın yaşı tutmadığı için resmi nikah yapılmadı. Gerdek gecesinin ardından anne Gülşen T., hastaneye giderek kızının bakirelik testi yapılmasını istedi. Ancak hastane yetkilileri, bunun için savcılık talimatı gerektiğini söylemesi üzerine anne Gülşen T. savcılığa giderek bakirelik testi talebinde bulundu ve yaşanan olayları anlattı. Bunun üzerine savcılık 15 yaşındaki bir kızın resmi nikah olmadan evlendirilmesi üzerine kamu davası açtı. Cinsel istismar suçundan 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan Serdar G. 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılırken, anne Gülşen T. ise kızını küçük yaşta evlendirmekten 4 yıl hapis cezası aldı.

RESMİ NİKAHLARI CEZAEVİNDE YAPILDI
Bunun üzerine Edirne Aile Mahkemesi'nin kararı ile Gülşah T.'nin yaşı büyütüldü ve Gülşah ile Serdar'ın nikahı ise Kırklareli Kapalı Cezaevi'nde kıyıldı. Oğlunun 2.5 yıldır cezaevinde yattığını ifade eden baba Şaban G., oğlu ile gelininin birbirlerini çok sevdiğini ancak ortada hiçbir suç olmamasına rağmen oğlunun boşu boşuna cezaevinde yattığını söyledi.
Tuttukları avukat Süleyman Ö.'nün mahkemede kendilerine yalan ifade verdirdiğini öne süren Şaban G., "Gelinim ve oğlum birbirlerini çok seviyorlardı. Gelinim o zamanlar 15 yaşından küçüktü. Kaçtılar. Daha sonra biz kızı teslim ettik. Savcılık gelinimin bakire olup olmadığının tespiti için hastaneye gönderdi. Gelinim muayenede bakire olduğu oraya çıktı. Bu olaydan 2 saat sonra kızın ailesi bizi aradı ve 'Biz kızı vermeye karar verdik, gelin isteyin' dediler. İstemeye gittik ve kısa bir süre sonra nişan yaptık. Oğlum ve gelinim 7 ay boyunca nişanlı kaldılar. Bu süre içinde de beraber olmuşlar. Biz gelinimin hamile kaldığını öğrendikten sonra düğün yaptık. Ama kızın yaşı tutmadığı için resmi nikah yapamadık" dedi.

"DÜNÜRÜM GELENEKLERE GÖRE GELİN ÇARŞAFI İSTEDİ"
Geleneklere göre, düğün gecesinin ardından kızın annesine bakire olup olmadığını simgeleyen gelin çarşafının gönderildiğini ifade eden Şaban G., "Biz tabi çocukların daha önceden ilişkiye girdiklerini bildiğimiz için gelin çarşafı yollamadık. Ama dünürüm bize gelerek gelin çarşafını istedi ve daha sonra gelinimi hastaneye götürerek bu olayın araştırılmasını istedi. Hastane yetkilileri bakirelik testi için savcılık izni istedi. Cumhuriyet savcılığına giden dünürüm olayı anlattı ve savcılık tarafından kamu davası açıldı" diye konuştu.
Düğünden 2 ay sonra torunu Rabia'nın dünyaya geldiğini söyleyen Şaban G., "Edirne 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davada oğlum Serdar G., 'küçük yaştaki kızı alıkoymak' ve 'cinsel istismar' suçlarından 8 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırılarak Kırklareli Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Dünürüm ise küçük yaştaki kız çocuğunu evlendirmeye razı geldiği için 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve Edirne Kapalı Cezaevi'ne gönderildi" dedi.
Tuttukları avukata konuyu anlattıklarını belirten Şaban G., "Bu sırada düğün yapıldı. Torunum dünyaya gelmişti. Biz bunları avukata anlatmamıza, avukatın tüm bunlardan haberi olmasına rağmen, yalan ifade bulunmamızı istedi. Düğün yaptığımızı ve torunumuzu saklamamızı istedi. Biz de avukatı dinledik, ancak mahkeme oğlumu hapis cezasına çarptırdı. Biz daha sonra başka bir avukat tuttuk ve Aile Mahkemesi'ne giderek gelinimin yaşını büyüttük ve cezaevinde nikah kıyıldı" dedi.
Oğlunun serbest bırakılması için başvurmadığı yer kalmadığını belirten Şaban G., "Ankara'ya Danıştay'a gittim. Milletvekilleri ile görüştüm. Ama kimse tam olarak ilgilenmedi. Bugüne kadar avukatlara 10 bin YTL para verdim. Şuan durumun çok kötü. Evimin elektrik faturalarını ödeyemediğim için elektrikler kesildi. 10 gün cezaevinde yattım. Şuanda torunumun, gelinimin önüne bir tabak yemek koymakta güçlük çekiyorum" şeklinde konuştu.
Eşi Serdar G.'yi çok özlediğini anlatan Gülşah G. ise "Kızım 2.5 yaşına girdi. 2.5 yıldır babasını cezaevinde görüyor. Ortada bir suç yok ki. Biz evlendik ve birbirimizi çok seviyoruz. Eşimin bir an önce serbest kalmasını istiyoruz" diyerek eşine bir an önce kavuşmak istediğini söyledi.