AYDIN AYAYDIN/VATAN

TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nu önceki akşam CNN Türk’teki Ankara Kulisi programında izledim. Bu ülkenin
insanları için harcadığı çabaları dinlerken gözlerim yaşardı.

Hisarcıklıoğlu, 2001 yılından bu yana TOBB Başkanı. Türkiye ekonomisi ve iş hayatı ile ilgili Fikret Bilâ ve Murat Yetkin’in sorularını cevaplandırıyordu.

Hisarcıklıoğlu, ülke sevgisi, vatan ve millet aşkı sayesinde üstlenmek zorunda kaldığı TOBB Başkanlığı görevine 2013 yılına kadar devam etmek zorundaymış, yoksa
20 milyon kişiye haksızlık yapmış olacakmış. Bizim için katlandığı özveriden dolayı Hisarcıklıoğlu’na hepimizin
şükran borcu var, unutmamalıyız.

Hisarcıklıoğlu anlatıyor:

TOBB’un 1 milyon 200 bin üyesi var. Her üyenin 4 ferdi olduğunu dikkate alırsanız eder 5 milyon. Ortakları ve o firmalarda çalışanları da hesaba katarsanız etti sana 20 milyon kişi diyor. Yani Hisarcıklıoğlu, kendisini ve ailesini bir tarafa bırakmış, 20 milyon insanın refahı ve
mutluluğu için geceli gündüzlü çalışıyor. Kendisini 20 milyon insana feda etmiş.

Zafer Çağlayan fobisi

Gazeteciler soruyor: Sayın Hisarcıklıoğlu, dış ticareti nasıl buluyorsunuz? Hisarcıklıoğlu cevaben “İhracatla bir gol atarken, ithalatla üç gol yiyoruz. Yediğimiz bu üç
golü görmüyor, attığımız bir golü görüyoruz” derken kaytan bıyıklarının altından gülüyor. Hisarcıklıoğlu bu sözlerle, yanında gözükmeye çalıştığı, aslında hazzetmediği Erdoğan
Hükümeti ve özellikle eski çalışma arkadaşı şimdiki Devlet Bakanı Zafer Çağlayan’a aklınca göndermede bulunuyor.

Gazeteciler soruyor; global dünya derken, bir tarafında ihracat, diğer tarafında ithalat var. Hisarcıklıoğlu
kıvraklığını burada da konuşturuyor hemen. Elbette ithalat
yapacağız diyor ama, hükümet’in övündüğü ihracat artışını yeterli bulmuyor.

İhracat artışı için ara malları üretimini öneriyor. Hisarcıklıoğlu, bu üretimi ve ihracatı yapacak iş
âleminin, kendi tabiri ile “çatı örgütü” nün başında bulunduğunu ve ithalata karşı çıkıp, yerli üretimi savunurken de üzerinde kırmızı renkli, İngilizlerin ünlü Burberry desenli kazağı olduğunu unutmuş gibiydi. İhracatı
başarısız göstermesinin altında Erdoğan Hükümeti‘nin bu
işi başaramadığı mesajının yattığı da gözlerden kaçmadı.

Vatan millet aşkı hikâye

Hisarcıklıoğlu’nun TOBB serüvenini yakından bilenlerdenim.
Bir dönemin etkin Başbakan Yardımcısı’nın hemşehri kontenjanından dönemin TOBB Başkanı Fuat Miras’a verilen talimatla TOBB yönetimine girdi. Kendisinin bahsettiği
öyle vatan millet aşkından falan değil. Resmen hemşehri kontenjanından girdi TOBB’dan içeriye.

Sonra da, A ve B planlarını devreye sokarak kendisini yönetimine alan dönemin TOBB Başkanı Fuat Miras’a attığı faullü gol ile göz diktiği bugünkü koltuğa oturuverdi. Şimdi
bu görevi vatan ve millete hizmet aşkı için yaptığını söylerken ne yazık ki inandırıcı olmuyor.

Oluşumlarda adı geçer

Hisarcıklıoğlu ismi 2002 yılından bu yana alternatif Başbakan olarak geçer. Her yeni oluşum fikri ortaya atıldığında Hisarcıklıoğlu ismi ön plana çıkar.

Hisarcıklıoğlu’nun isminin alternatif Başbakan olarak ortaya
atılması, bu işe çanak tutması ve 81 il ve ilçelerinde örgütü bulunan TOBB‘un başından olmasından kaynaklanıyor.

Ne yazık ki Hisarcıklıoğlu bunun kerameti kendindendir
sanıyor, yeni oluşum arayışlarının orta göbeğinde yer alıyor
ve mutlu oluyor. Yeni oluşumlarla gündeme her geldiğinde cesaretini toplayıp tam adım atacakken Başbakan Erdoğan’ın bir demeci ile kimyası bozuluyor ve on adım geriye koşuyor.

Siyaset elbette Sayın Hisarcıklıoğlu’nun da hakkı. Siyasete çok da meraklı olduğu bilinen Hisarcıklıoğlu siyaset istiyorsa ki istiyor, o zaman başkasının (TOBB) gücünü
bir tarafa bıraksın, tarafsız kimlikle, kendi gücüyle siyasete soyunsun, bizler de onu alkışlayalım. Ancak siyaset cesaret ister, o da Hisarcıklıoğlu’nda
yok.

Hizmet aşkı

Gazeteciler, son günlerde DP‘de genel başkan arayışlarında Hüsamettin Cindoruk’un gönlündeki genel başkan olarak Hisarcıklıoğlu isminin geçtiği konusunu soruyor.

Hisarcıklıoğlu, “2013 yılına kadar TOBB Başkanıyım, delegelere sözüm var” diyor ve ekliyor. “Şu anda 20 milyon insan için yaptığım, bir hizmet aşkıdır. Bu hizmet aşkını
yarıda bırakmak istemiyorum.”

Böyle diyerek güya siyaset istemediğini anlatmaya çalışıyor. Oysa herkes biliyor ki siyasete içi gidiyor. Biliyor ki DP’nin bu aşamada yüzde 10 barajını aşması güç, TBMM‘den içeri girmesi de zor.

AK Parti’de gözü var

Başbakan Erdoğan’dan korkmazsa, TOBB’u ele geçirdiği yöntemle AK Parti Genel Başkanlığı’nı elde etmeye de soyunur. Bu sözü bilerek kullanıyorum çünkü Hisarcıklıoğlu’nun gönlünden geçen AK Parti Genel Başknlığı’dır. Nitekim 2 yıl önce hemşehrisi ve dayısı eski
AK Parti‘li Milletvekili rahmetli Muharem Eskiyapan’ın evinde 5 kişinin bulunduğu bir toplantıda önümüzdeki dönem için Başbakan Hisarcıklıoğlu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül modeli üzerinde hayal de olsa, fikir yürütülürken Hisarcıklıoğlu’nun TOBB’a karşı hizmet aşkı aklına bile gelmiyordu. Hisarcıklıoğlu’nun sözünü ettiği vatan, millet ve hizmet aşkı sakın kendisinin ikbal aşkı olmasın?

Şatafatlı hayat

TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu’nun vatan, millet ve hizmet aşkını hep merak etmişimdir. TOBB Başkanı olarak acaba bugüne kadar üyeleri diye övündüğü 1 milyon 200 bin kişiye hangi hizmeti vermiştir.

Üyelerden toplanan aidatların milyar dolarları bulduğu TOBB’un kasasındaki iş âleminin paralarıyla şatafatlı bir hayat sürüyor.

Ben bu makamdan dolayı 5 kuruş maaş almıyorum diyor ama,
TOBB‘un parası ile yurtdışına first class’ta, yurtiçinde ise ya özel uçak veya helikopter veya business class’ta uçuyor. Beş yıldızlı otellerde konaklıyor. Yurtiçi ve yurtdışındaki toplantılar için tuttuğu danışmanlarca
konuşmaları hazırlanıyor, kendisine sadece yazılanı okumak
kalıyor.

ABD‘nin Washington kentinde toplanan Türk Amerikan İş Konseyi toplantısının açılış konuşmasını yapmaya giderken dünyanın parasını harcıyor ama, 10 dakikalık konuşmasını
bitirince de, diğer konuşmaları dinleme gereğini duymadan
toplantıyı terkediyor. Odaların düzenlediği toplantılara 1-2 saat rötarlı giderek kendisini önemli bir şahsiyetmiş
gibi gösteriyor. Bu mudur vatan, millet ve hizmet aşkı?

Siyaset yapmak elbete Sayın Hisarcıklıoğlu’nun da hakkı. Bunu da çok istiyor. Ancak önünde bir engel var. O da Başbakan Erdoğan’dan korkusu. Onu bir aşabilseydi belki
başarırdı, artık çok geç. 4 OCAK 2011