|
 |
 |
|
DOLAR |
38,7562 |
 |
|
 |
EURO |
43,5440 |
 |
|
 |
IMKB |
9.702,000 |
 |
|
 |
ALTIN |
3.967,230 |
 |
|
|
|
Şehir Seçimi

|
|
|
|
|
 |
|
|
|
 |
|
AKP LİBOŞLARIN PARTİSİ
|
 |
 |
 |
|
|
Emin Şirin, yine çok sert suçlamalar içeren açıklamalar yaptı. 'AKP liboşların partisi' diyen Şirin, AKP'lilerin kendilerini kurtarmak için Nazlı Ilıcak'ı harcadıklarını savundu. |
|
|
 |
|
|
|
|
 |
İşte gazeteci Devrim Sevimay'ın, Anavatan Partisi İstanbul Milletvekili Emin Şirin ile yaptığı söyleşi...
Anavatan Partisi İstanbul Milletvekili Emin Şirin "konuşan", "soran", "arı kovanına çomak sokan" bir siyasetçi. Yakından tanıdığı Başbakan Erdoğan'a ilişkin sert analizleri ve Ankara'yı hareketlendirecek "sağda ittifak" önerisiyle ilgili sözleri röportajımızın dünkü ilk bölümünde yayınlandı. Şirin'den aktaracağımız bugünkü son bölümde de uzun süre tartışılacak, taraflara cevap hakkı doğuracak, çarpıcı başlıklar var:
• Nazlı Ilıcak'la birbirinizi görmeyi bile istemediğinizi biliyoruz, ama bu kadar kırgınlıklarınıza rağmen, Ilıcak'ın kişiliğiyle ilgili hakkını teslim edeceğiniz bir şeyler mutlaka vardır... Dostluğumuzun devam etmediği muhakkak ama Nazlı Hanım'ın takdir edilmesi gereken bazı tarafları var. Bizim 9 yıllık bir birlikteliğimiz oldu ve şu yönüne tanığım: Objektif olmayı becerebildiği zaman; laflarımı hiç esirgemeden söylüyorum, tesir altında kalmadığı zaman Türkiye'nin en iyi araştırmacı gazetecilerinden biridir.
• Duygusal bir tesirden mi söz ediyorsunuz? Duygusal da olabilir, çocuklarının menfaatleri de olabilir. Her iki tarafı da çok ağır basar. Meselâ bu duygusallığının ve demokrasiye olan inancının ne kadar kuvvetli olduğunu, Fazilet Partisi'nde ona nelere mâl olduğuna yakından tanık oldum. Sırf bu duygusallığı yüzünden Merve Kavakcı olayında resmen günah keçisi yerine kondu. O zaman ki FP'nin bütün erkeklerini halâ kınıyorum, îşi organize eden, Kavakcı'nın adaylığına karar veren, "Salona gir" diyen Nazlı Ilıcak değil. Bu kararların hiçbirinde o yok. Ama sonunda Merve "Nazlı Abla ben yalnız kaldım, benimle birlikte gelir misin" dediği için, onu reddedemediği için birlikte Meclis salonuna girdiler. Orada ayıp edenler Ecevit'tir, Ecevit'le tempo tutanlardır, locadan bakan dört generaldir ve FP'lilerin hepsidir. Ertesi gün Abdüllatif Şener bir basın toplantısı düzenleyip etmediği lafı bırakmadı. Ama Nazlı Hanım'ın ağzından tek bir söz bile çıkmadığı halde siyasi yasaklı olan Nazlı Hanım oldu.
• Sizce bu nasıl oldu? Mehmet Ali Şahin'le Cemil Çiçek, FP adına savunmayı yapmakla sorumlulardı. Nazlı Hanım kendilerine 9 sayfalık savunmasını yollamasına rağmen FP'nin savunmasının içine Nazlı Dıcak'ın savunmasını koymadılar. Nazlı Ilıcak'ın üzerinden pazarlık yapıldı ve Nazlı Ilıcak günah keçisi gibi mahkum edildi, geri kalanlar da bugün iktidardalar.
• Bu konuda Erdoğan'ı da suçluyor musunuz? Hayır, onun bu işte bir payı yok. Zaten Nazlı Hanım da Erdoğan'a hep sahip çıkmıştır. Ama sonra ne oldu bilmiyorum, en yakın danışmanları Nazlı Hanımla oğlunu tarif edip "Ne zaman yanımıza gelse iş takibinde bulunuyorlar" diye tenkit ettiler. Galiba Nazlı Hanım da sonradan bazı şeyler yapmış. Bazı bakanlardan eski bazı bankacılar için, farzı mahal işte Demirbank'ın eski sahibi için randevu istemiş. Bunlar konuşuldu ve Nazlı Hanım'ı yıpratan da bunlardır. Yoksa kendisi demokrasiye sonuna kadar inanmış, çok iyi bir gazetecidir.
• Nazlı Ilıcak nedeniyle bu çevreyi yakından tanıdınız. Sanırım bu sayede Fethullah Gülen'le tanışanlar listesine de girdiniz. Evet, tanıştık. O sıralar Nazlı Hanım'la evliydik. FP'nin 30 Ekim-6 Kasım 1999 tarihleri arasındaki ABD ziyaretine biz de katılmıştık. Kafilede dönemin Genel Başkanı Recai Kutan, milletvekilleri Abdullah Gül, Ali Coşkun, Temel Karamollaoğlu, Oya Akgönenç, Ertan Yülek vardı.
• Topluca mı görüştünüz Gülen'le? Hayır, Abdullah Gül kendisi ayrı görüştü. Ama biz Nazlı Ilıcak'la birlikte gitmiştik. Şu anda Başbakan'ın Sözcüsü olan Akif Beki o zaman Kanal 7'nin Washington temsilcisiydi. Onun bir tanıdığının aracılığıyla gittik. Çok da memnun kaldım. Biz o zamanlar Nazlı Hanını da ben de Gülen'i çok takdir ederdik. Ben şimdi etmiyorum, ama Nazlı Hanını hala takdir ediyor. Kendisinde keramet de buluyor. Sıkıntıya düştüğü zaman onu arıyormuş, o da çare buluyormuş.
• Ruhen mi demek istiyorsunuz? Bilmiyorum, yazısından aldım. Yazısında aynen öyle yazıyor. Ama ben bir keramet falan bulmuyorum.
• Niye o zaman keramet buluyordunuz da şimdi bulmuyorsunuz? Çünkü o zamanlar yurtdışında açtığı okulları çok takdir ettim. Müthişlerdi. Ama yurtiçinde okul açmamasını savunuyordum ve hatta Nazlı Hanım, Van'daki okula gidip geldikten sonra da aramızda münakaşa olmuştu. Nitekim zararlarını da gördük. Şimdi ise yurtdışında da okul açmamasından yanayım. Çünkü artık o okulların Türkiye'yle hiçbir alâkası kalmamış, tam bir Amerikan okulu haline geldiler. Türkçe haftada iki saat yardımcı dil olarak okutuluyor, o kadar.
AKP liboşların partisi
• Sizce Türkiye'de liberal olmaktan ne anlaşılıyor? Biz "Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler" in de ötesinde bir liberallik anlıyoruz. Biz har vurup harman savurmayı, köşe dönmeciliği, hukuk tanımamayı liberallik zannediyoruz. Oysa liberallik, hukukun üstünlüğü ve serbest rekabet şartlarının tam olarak teşekkül ettirilmesidir. Bu anlayışı bir Ofer-Galataport işine uygulayalım bakalım: Liberal bir anlayıştaysanız bu özelleştirmeyi yaparsınız, doğru. Ancak hakiki bir liberaîseniz önce hukuki alt yapıyı kurarsınız. Yani ihale nasıl yapılacak; proje ihalesi yapıldı mı; muhammen bedel nedir; teminat ne kadar olacak; katılacaklarda aranacak kriterler nedir; kentin dokusu korunacak mı? Bunları çoğulcu bir anlayışı dikkate alarak teminat altına alırsanız, siz liberalsiniz demektir. Peki serbest rekabet var mı? O da yok! Geçiniz! Bugün Türkiye'de liberal yok, her yer liboş dolu. Hakiki liberaller önce hukuku alt yapıyı isterler, hakiki rekabeti isterler ve milli olmayı liberalliğe aykırı görmezler. Milli olmaktan utanç duymazlar.
• Size göre Millilik=Ulusalcılık mı? Hayır. Ulusalcılığın içine maalesef etnik kavgalar da giriyor. Bu kavgaların parçası olmam. Ben Türkiye'nin sınırlarından dışarı bakan, uluslararası rekabetin içinde, Türkiye'yi ezdirmeyen bir millilikten bahsediyorum. Eğer milliliğimi yok edersem zaten uluslararası rekabet ortamında yok olurum. ABD milli değil mi, Fransa milli değil mi, ingiltere milli değil mi, Japonya milli değil mi?
• Sizin sözlüğünüzdeki liberalle liboşun farkı ne? Liberal etken, liboş edilgendir. Meselâ bir liboş "Biz AB'ye girmezsek adam olamayız" diye düşünür. O yüzden de 'Aman Kıbrıs'ı verelim, kurtulalım da AB'ye girelim" der. "Demokratik açıdan insanları rahat ettirecekse ülkelerin bölünmesi makuldür" diyebilir. Bir özelleştirme mi yapılacak, "Aman hemen elden çıksın, hatta mümkünse komisyon alalım ya da hiç değilse kayığına bindiğim adamların işine yarasın" anlayışını savunur. Onlara göre ABD'nin çıkarlarına karşı çıkmak vatan hainliğidir. İşte bu bütün liboşlar için AKP kusursuz bir hükümettir. Çünkü AKP de en az onlar kadar edilgendir.
• Yani kusur "liberalizm" in kendisinde değil, "liboş" larda diyorsunuz? Türkiye'ye liberallik hiç gelmedi ki kusuru olsun. Hiç liberal bir siyasi anlayışla yönetilmedik ki...
• Özal neydi? Özal liberal falan değildi. Birtakım yenilikler getirdiği muhakkak. Ancak Özal çok büyük iki hata yaptı. Bir: Hukukun üstünlüğünü hiçe saydı. İki: Yanında özel ilgi gören müteahhitleri, işadamları vardı. Bugün bir Anavatanlı olarak söylüyorum: Ben Özal'ı liberalliğe öncü olarak bile kabul etmem. Ne Çiller ne de Yılmaz, hiçbirinin liberallikle alâkası yok.
• Yazar-çizerlerde durum nasıl? Sadece iki kişi: Biri Prof. Dr. Mustafa Erdoğan, diğeri de Atilla Yayla. Bu ikisini fevkalade zevkle okuyorum. Ancak diğer liberal şapkası altındaki yazarların bir kısmı zaman zaman birtakım etkilerin altına giriyor, bir kısmı da zaten çok yetersiz.
Röportaj: Devrim Sevimay
 |
|
|
|
 |
|
|
Toplam yorum |
0 |
|
Onay bekleyen |
0 |
|
|
 |

Yorumunuz editörlerimiz
tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır. |
|
|
|
 |
Bu haber henüz yorumlanmamış...
|
 |
|
 |
Bu kategorideki diğer haberler |

|
|
|
|
|
|
 |
|
|
ÇOK OKUNANLAR |
 |
 |
-
|
 |
 |
|
MHP Ankara İl Başkanı Alparslan Doğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i hedef alarak, "Bilge liderimize ... |
 |
|
 |
 |
|
Akdeniz'de gece saatlerinde 6.0 büyüklüğünde deprem meydana geldi. AFAD Depremin Muğla Datça'ya ... |
 |
|
 |
 |
|
T24 muhabiri Can Öztürk, Boğaziçi eylemini izlerken ters kelepçeyle gözaltına alındı; boğazı sıkıldı, ... |
 |
|
 |
 |
|
Altın fiyatlarındaki düşüş devam ediyor. Altın güne düşüşle başladı. |
 |
-
-
-
|
|
|
 |
|
 |
 |
YAZARLAR |
 |
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
 |
 |
ÇOK YORUMLANANLAR |
 |
 |
-
|
 |
 |
|
Akdeniz'de gece saatlerinde 6.0 büyüklüğünde deprem meydana geldi. AFAD Depremin Muğla Datça'ya ... |
 |
|
 |
 |
|
Altın fiyatlarındaki düşüş devam ediyor. Altın güne düşüşle başladı. |
 |
|
 |
 |
|
T24 muhabiri Can Öztürk, Boğaziçi eylemini izlerken ters kelepçeyle gözaltına alındı; boğazı sıkıldı, ... |
 |
|
 |
 |
|
MHP Ankara İl Başkanı Alparslan Doğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i hedef alarak, "Bilge liderimize ... |
 |
-
-
-
|
|
|
 |
|
 |
 |
ANKET |
|
 |
 |
|
|
|
|
 |


 |
Medya
Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden
kullanılamaz. Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan
haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması
durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır.
Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait
yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz. |
 |
|
|
|