Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
42,4067
EURO
49,3203
IMKB
11.123,000
ALTIN
5.746,320
 
Hava Durumu ANKARA
1 / 11 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
AKP'den Bahçeli'ye Saygısızlığa Tepki
AKP den Bahçeli ye Saygısızlığa Tepki
 
AK Parti Sözcüsü Çelik, Barzani'nin korumalarıyla ilgili İçişleri Bakanlığının soruşturma başlattığını açıkladı. Çelik, "Barzani'nin Bahçeli'ye yönelik sözleri kabul edilemez. Bu açıklamanın düzeltilmesi lazım" dedi.
 
3.12.2025 - 00:19

Barzani'nin ofisi Sayın Bahçeli ile ilgili saygısız mesaj yayınlandı. Kaleme alınan metin saygısız metin. Irkçı faşist gibi ifadeler kullanılıyor. Bu kabul edilemez ve mutlaka düzeltilmesi gerekir.
Barzani'nin silahlı korumalarının verdiği görüntü nahoştu, İçişleri Bakanlığı soruşturma yürütüyor.
İçişleri Bakanlığı: Cizre’de düzenlenen bir sempozyumla ilgili 'koruma görüntülerinin' kamuoyuna yansımasıyla birlikte, görüntülerle ilgili inceleme başlatılmış, sonrasında da konuyla ilgili 2 müfettiş görevlendirilmiştir.

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Habertürk canlı yayınında açıklamalarda bulundu.

Çelik'in açıklamalarından satır başları:

Türkiye'nin terörle uzun mücadelesi var. Neticede terör amacına hiçbir şekilde ulaşamamış. Dünyada da Türkiye'de terörle mücadele konusunda hukuka uygunluğuyla ilgili bir eleştiri yok. geçmiş zamanlarda da, bizim iktidarımızdan önce de terörle mücadele yapılırken, terör örgütü mensuplarının silah bırakması, teslim olması, topluma kazandırılması konusunda bir sürü yasal düzenlemeler yapılmış. O zamanki MGK'ya katılan büyüklerimiz, doğrudan terörle mücadeleyi bizzat veren askeri heyetin tekliflerinin çok sayıda toplantılara getirildiğini söyler. Türkiye burada bir çerçeve çizmeye çalışmış. Çeşitli kereler çeşitli denemeler olmuş. Rahmetli Özal zamanında olmuş, rahmetli Erbakan'ın girişimlerinden bahsedilir. Cumhurbaşkanımızın Başbakan olduğu dönemlerde çözüm süreci şeklinde tekrar hükümetimizin döneminde gerçekleşti. Bir sürü safahattan geçtik. Şu görülmüştür; hükümet ve devlet kanadında red, inkar, asimilasyon politikasıyla anılan vesayet döneminde bu sorunda Türkiye'nin kapasitesini büyüterek ortaya çıkan yaklaşım görülmüştür.

 

"BELLİ BİR ETNİK MESELE DEĞİL"
2005'te doğmuş birisi şimdi 20 yaşında. Vesayetin en karanlık zamanları, her türlü vesayetin hükümeti kuşattığı zamanlar. Türkiye'nin askeri ve yargı vesayeti ile boğulduğu zamanlar. 12 Ağustos 2005'te sayın Cumhurbaşkanı Başbakan'dı. Diyarbakır'da konuşma yaptı 'Kürt sorunu benim sorunumdur' dedi. Bu paradigmatik bir devrimdir. Türkiye Cumhuriyeti'nin Başbakanı çıkıp 'Bu benim meselemdir, Türkiye'nin tamamının meselesidir' diyor. Belli bir etnik mesele değil. Aynı şeyi başörtüsü meselesine de uyarlayabilirsiniz. Vatandaşlarımızın kimliklerinin üzerindeki inkar ve asimilasyon politikaları büyük adımlarla sona erdirilmiştir.

O zamanlar tekrar o tartışmalara dönersek kamusal alan sivil alan tartışmaları yaparlardı. 'Her şey olabilir ama öğretmen ve yargıç olamaz' derlerdi. Belli sembolle ayrımcılık anlamına geliyormuş gibi ilkel zihniyet. Yakın zamanda CHP'de eskiden bakanlık yapmış birisi 'Ben ve benim gibiler gelirse başörtüsü ile değil ama türbanla mücadele edeceğiz' gibi ilkel şeyleri söylemiştir. Demokrasi kafada başlayıp kafada başlayan bir şey.

O zamanlar tekrar o tartışmalara dönersek kamusal alan sivil alan tartışmaları yaparlardı. 'Her şey olabilir ama öğretmen ve yargıç olamaz' derlerdi. Belli sembolle ayrımcılık anlamına geliyormuş gibi ilkel zihniyet. Yakın zamanda CHP'de eskiden bakanlık yapmış birisi 'Ben ve benim gibiler gelirse başörtüsü ile değil ama türbanla mücadele edeceğiz' gibi ilkel şeyleri söylemiştir. Demokrasi kafada başlayıp kafada başlayan bir şey.

"TÜRKİYE KENDİ MİLLİ GÖZÜYLE YENİ BİR SÜREÇ BAŞLATTI"
Burada bir sürü süreç çeşitli kereler denendi. Son süreçte iç cephenin güçlendirilmesi çağrısından sonra sayın Bahçeli'nin tarihi çağrısı Cumhuriyet döneminin en önemli çıkışlarından birisi. Türkiye kendi milli gözüyle yeni bir süreç başlattı. Sayın Cumhurbaşkanımızın devlet kurumlarına talimatıyla bu devlet politikasına dönüştü. Günün sonunda hukuk sistemimizin içindeki imkanlarla oluyor. Bunların hepsine bütün olarak bakmak lazım. 'Odak noktamızı kaybetmeyelim' cümlesini çok sık kuruyorum. PKK terör örgütünün unsur, uzantılarıyla fesih ve silahlarının bırakılması. Devlet katı, TSK, istihbarat ve İçişleri ve diğer kurumlarda hazırlıkları var. Milli irade bu işin sahibi olsun diye Yüce Meclis'te komisyon oluşturuldu. Komisyon yarın bir gün silahlar bırakıldıktan sonra adım atılmak üzere hukuki çerçeveye dönük olarak pusula teşkil edecek.

"ODAK NOKTASI PKK'NIN SİLAH BIRAKMASIDIR"
Ben AB bakanı iken oradaki muhataplarımla en çok yaptığım konuşma şuydu 'PKK bir terör örgütü fakat ben buraya gelirken aşağıda PKK propagandası yapılan sergi açmışsınız' derdim. Daha sonra birtakım tedbirler alındı. Birtakım terör örgütlerinin AB Komisyon binasının engellenmesi konusunda. Bizim burada fesih ve silah bırakma dediğimizde söylediğimiz mekanizma açıktır. Silah bırakma tamamlanır, PKK'nın kendisini feshettiği, varlığını sona erdirdiğini eylem olarak,, teyit mekanizması tarafından teyit edilmesi gerekir. MİT ve TSK bu teyit mekanizmasıdır. Daha sonra devletin başı olan sayın Cumhurbaşkanımıza arz edilir. Artık bu Cumhurbaşkanlığı kararı ile mi olur MGK kararı ile mi olur; PKK terör örgütlüğünden çıkar. Bütün bunlar kademeli olarak ele alınır. Fesih retorikle ilgili bir şey değil. Bir sürü terör örgütü var DEAŞ'ından FETÖ'süne kadar. Feshetmekten anladığımı isim, tabela değişikliği değil. Varlığın sonlandırılmasıdır. 4 ana alanda silahlı yapısı var. Bir de bunların çatısı olan KCK var.

7 Ekim olaylarından 1 gün sonra siyonist çetenin başı Netanyahu 'Bölge haritaları değişecek David koridorunu kuracağız' dedi. Bölgede halklara kötü niyet besleyen herkes terör örgütlerini vekalet savaşlarında kullanıyor. Kimin kime ne vaat ettiğini biliyoruz. Ülke ismi vermeyeyim şimdi. Biz tabii bütün komşularımızdan ve müttefiklerimizden bu sürece destek verilmesini arzu ederiz. Müttefiklerimizden de ya çekimser duran ya da silah bırakma sürecini akamete uğratmak isteyen faaliyetler görüyoruz. Bir terörist yakalamıştık. Bu terörist yıllar evvel DEAŞ'ta bulunmuş, oradan çıkmış PKK terör örgütünde faaliyet yürütmüş aynı zamanda batılı bir devletin istihbaratına çalışıyor. Türkiye Cumhuriyeti'nin gözü bütün bunları görüyor. Sürekli olarak sahadayız.

TBMM'de doğrudan cezaevlerini ziyaret eden komisyonlar var. TBMM üyeleri çeşitli sebeplerle gerek terörist gerek başka alanlarda mahkumlarla görüşüyor. İhtiyaç duyulduğu için. Böyle bir mesele yürütülürken komisyonun iradesi tecelli etmiş. Netice itibariyle bu görüşme gerçekleşmiş. Komisyon bir sürü faaliyet yürütüyor. Kendi düşüncemize uyan ya da uymayan bir sürü grubu çağırdı ve dinledi. İki tanesi çok aşırı gittiği için, nefret söylemine kaydığı için uyarıldı. Onun dışında karışılmadı. Bütün gruplarla anlaşıyoruz diye bir şey yok. Birisi tutup da terör sona ersin diye çağrı yapıyorsa, terörün sonlanması için inisiyatif alıyorsa, komisyonun bunu değerlendirmesinden daha doğal bir şey olamaz. Sürekli olarak AK Parti'nin uzak durduğu söyleniyor. Halbuki Cumhurbaşkanımız ve genel başkanımız her MYK, MKYK'nın açılışında dışarı kapalı konuşma yapar. Uzun zamandır ilk gündemi terörsüz Türkiye ile ilgili yapılacaklardır.

Komisyonun kurulması, faaliyetleri de bir karardır. Yarın komisyon bir belge ortaya çıkaracak genel kurula yol göstermek üzere. Bunlar hukuk sistemimizin imkan ve kabiliyetleri içinden oluyor. Tek vatan, tek millet, tek bayrak, tek devleti zedeleyecek adım yok. Herhangi terör örgütüyle ya da yabancı güçle pazarlık söz konusu değil. AK Parti açısından bakıldığında bu yaz Türkiye'yi 2 kez dolaştı. Teşkilat başkanlığımızın Türkiye Buluşmaları çerçevesinde. AK Parti bu yazı 2 kez Türkiye'yi dolaşarak geçirdi. Bakanlarımız, genel başkan yardımcılarımız, milletvekillerimiz ve bütün arkadaşlarımız katıldı. Bunun birinci gündemi terörsüz Türkiye'dir. Herkes kendi üzerine düşen ödevi yapacak. AK Parti ne yapacağını biliyor. Geçen dönemde de ben Hakan Bey, Efkan Bey aktif olarak o süreçlerin içinde bulunmuştuk. Bugün başka arkadaşlarımızın da tecrübeleri işin içinde.

Geçen hafta sonu Türkiye'deki gençlik STK'ları platformu Urfa'da 'Terörsüz Türkiye' başlığında toplantı düzenledi. Ben ve İlim Yayma Cemiyeti Başkanı sayın Bilal Erdoğan konuşma yaptı. Gençlik platformu 25'e yakın masa kurmuşlar. Terör ve ekonomi, terör ve toplumsal psikoloji üzerine kurulmuş. Her masa soru üretmiş. Biz bu sorulara Bilal Bey'le cevap verdik.

"ROTADA SAPMA YOK"
Daha öncesinde yapılan açıklama var. Terör örgütünün feshetmesi ve silah bırakması. Komisyon üyeler İmralı'da sorular sordular. Suriye'deki SDG'nin tasfiyesi ile ilgili sorular sordular. Sonuçta komisyona bilgi verecekler. Komisyon da adımını atacaktır. Bu işlerin bir hassasiyeti vardır. Bu hassasiyete riayet etmek, bazı muhalefetin dediği gibi milletten saklamak anlamına gelmiyor. Farklı partilerin farklı görüşleri olabilir. Sonuçta arkadaşlar gelip komisyona bilgi verecektir. Üye vermiş partiler için sorun yok. Komisyon kapalı görüşme kararı alırken de itiraz ediliyor. Bu işlerin hassasiyeti ve incelikleri var. Esasında az konuşmak çok eylem yapmak. Doğrusu budur. Yoksa bir şeyden çekinildiği yok. Bir parti diyorsa ki 'bundan niye haberimiz yok' diye, üye verseydiniz. Her işin bir doğası, usulü var. Bir meselede kullandığımız yöntemi öbür meselede kullanıyor muyuz? MGK toplantısını kapalı yaptığımızda milletten bir şey mi saklamış oluyoruz? Hayır, işleri inceliği var. Partilerin MYK'ları kapalı oluyor. Bunu şeffaf olundu, olunmadı tartışması haline getirmemek lazımdır.

Bazen günde 1 metre gidersiniz bazen 1 haftada 10 kilometre gidersiniz. Silah bırakma sürecinin kesintisiz devam etmesi lazım. Stratejik akıl kadar sabır da önemli burada. Bunun ikisinin dengesini kuracaksınız. Dünyadaki bu meselelerde en çok dikkat edilmesi gereken husustur. Bu çok vitesli bir süreçtir. Daha kapsayıcı değerlendirmek lazım. Silah bırakma süreci kesintisiz devam etmelidir. Silahların sembolik olarak yakılması tabii ki adımdır. Esas olan tüm silahların bırakıldığı noktaya ilerlemektir. Yol haritası işliyor. Rotada bir sapma yok. Bütün sabotajlara rağmen odağımızı koruyoruz. İnşallah bu hedefe ulaşmak için senkronize şekilde çalışıyoruz.

Normalde bir terör örgütü mensubunun terör faaliyetini öven açıklamasının yorumlanmasının çok lüzumu yok. Yürüyen sürece dönük sabotajların nasıl gerçekleştiği çerçevesinde tespitim var. Komisyon kurulduktan sonra örgüt çevrelerinden bu tip mesajlar geldi. İlerleme sağlandıktan sonra psikolojik harp yöntemi, sabotaj girişimi. Zamanlama dikkat çekici. İmralı ziyaretinden sonra, sadece bu açıklama değil 3-4 tane zehirli açıklama geldi. Birinci katman, komisyonun kurulamasına vesile olan PKK terör örgütünün feshinde odak kaybı yaratmaya çalışan bir şey. Esasında bu çağrıyı örgütü kim yaptı. İmralı yaptı. Aslında oraya bir şey söylüyor. İmralı'dan yapılan fesih ve silah bırakma çağrısına karşıt bir çağrı olarak bunu gündemleştiriyor. Bu süreçte değil daha önce bahsettiğim çözüm süreci milli birlik ve kardeşlik projesi döneminde de aynı şeyle karşılaştık. Bu tanıdığımız, iyi bildiğimiz bir yöntem. Bu örgütsel faaliyetinin sektör haline geldiği, birçok çevre ve katmanın karmaşık ilişkiler içinde bunu sürdürmek istediği bir şey.

Dikkatten kaçtı ama SDG ile ilgili konuşurken bir tanesi silah bırakmaya karşı söylem üretirken sonra buna da bir dibace eklendi. Biz koalisyonun içindeyiz dolayısıyla buna karar veremeyiz diye bir şey söylendi. Birtakım karmaşık ilişkiler vekalet savaşların, birtakım projeler olarak gündeme geliyor. Mesela Suriye bölümünde '10 Mart anlaşmasını uygulayın' deyince karşı şeyler söyleniyor ya. Suriye Kürtlerini emperyalizmin lejyoneri yapmayı kazanım olarak düşünülüyor.

Cumhurbaşkanımız Esad'a daha o zaman 'Senin ülkende Kürtlerin hiçbir hakkı yok, haklarını ver' diyordu. O zamana kadar TBMM'de şimdiki DEM partinin selefi olan hiçbir parti gündeme getirmemişti. Suriyeli mültecilerin kendi şehir ve dönüşü güvence altına alınacak deniliyor. En önemlisi 7. madde, bölünmeye yönelik çağrılar, nefret söylemi reddedilecektir' deniliyordu.

'Biz Türkiye için tehdit teşkil etmiyoruz' dediler son toplantılarında. Biz de diyoruz ki, 'Irak ile yöntemle Suriye'deki yöntem ayrı'. Bu anlaşmanın uygulanması bizim açımızdan SDG'in terör örgütü olmaktan çıkmasının ispatıdır.

Örgütlerin karakteri böyledir. Konjonktürel duruma bakarlar. Türkiye Cumhuriyeti uyarmıştır 'kaotik durumlardan kendinize bir şey çıkarmayın' diye. Burada biz kimseye kötü gözle bakmıyoruz. Ülkemize kötü gözle bakanlara kötü gözle bakıyoruz. Türkmen, Arap, Sünni, Şii, Alevi, Ezidi hepsi kazansın. Ayrılıkçı Dürzi lider dışında hiçbir sorunumuz yok. Onların da haklarını savunuyoruz. İsrail'in ayrılıkçı Dürzi bölgesi ile SDK bölgesini entegre etmesini görüyoruz. Burada doğru olan şudur; bölgedeki Türk, Kürt, Arap ve halkların kazanacağı bir durum.

Terörsüz bölge çağrısı herkesin hakkını koruyan bir şey. Refahı, güvenliği paylaşması açısından önemli bir şey. Burada net şekilde şu mesajları görüyorsunuz: Türkiye'nin öteden beri burada uyguladığı politika ve tezlerin haklı olduğu görüldü. Küçük terör devletçikleriyle bölgenin parçalanması dünyanın başına herkesin başına eski Afganistan'dan daha beter sorunların açılmasıdır. Biz Barrak'ın söylediğinin hangisini tasvip ediyoruz hangisini tasvip etmiyoruz meselesi değil. Başkan Trump kaç kez sayın Cumhurbaşkanımızın yanında ve olmadığı durumlarda sayın Cumhurbaşkanımızı teyit etti.

Cumhurbaşkanımız G-20 zirvesinde herkesle ve ABD yetkilileri ile görüştü. Biz de Suriye yönetimine uygun şekilde Cumhurbaşkanımızın mesajını kapsayacak şeklinde herkesi kucaklamalar diyoruz. Türkiye ilk olarak Cumhurbaşkanı Şara ile ilişki kurduğunda mesafeli duran hepsi kendi ülkelerine davet ettiler. Cumhurbaşkanı Şara uluslararası platformlarda Suriye Devlet Başkanı olarak konuşuyor. ABD yaptırımları kaldırdı.

Başkan Trump'ın ilk dönemi inişli çıkışlı dönemdi. O dönemde bir şey gördü. Yolunda sabit duran, verdiği sözün arkasında duran bir tek Erdoğan var. Yüksek düzeyli bir AB yetkilisinden kendi kulaklarımla duydum: Sizin dengeli siyasetiniz, ara bulucu liderliğiniz demişti. Latin Amerika'dan Ortadoğu'ya, ABD'den Asya'ya kadar herkesin kurduğu cümle. Demokratik seçilmiş olarak dünyada en tecrübeli isim sayın Cumhurbaşkanımız. Yasaklı olduğu dönemde ABD'ye davet edildiğinde Bush başkandı. Orada görüşme yapıldı. Ben Cumhurbaşkanımızın yanındaydım. İlk davet Berlusconi'den geldi. Bu tecrübenin politika oluşturmada ne kadar isabetli ve dayanıklı sistem kurduğunu tüm ülkeler teslim ediyor. Sayın Cumhurbaşkanı birisi siyaset sahnesinden ayrıldığında mutlaka onu doğum günlerinde arar. Onlar da Cumhurbaşkanımızı ararlar. Bu dünyanın birçok yerinde böyle.

Bu mesele buradaki terör faaliyetinden vazgeçilmesi çerçevesinde ele alınması gereken işler. Bahsettiğiniz kişi silah bırakmamaktan bahseden. 'Silah bırakamayız uluslararası mükellefiyetlerimiz var' çerçevesinde yaklaşımı ifade eden kişi. Mesele ilkeler meselesi. Gerçekten terörsüz Türkiye, terörsüz bölge dendiğimizde 'Bu kişiler gelsin anlatsın' deniliyor. Bu kişiler bulunduğu yerden de görüşlerini ortaya koyabilirler. SDG'nin Suriye Kürtlerinin kazanımlarıyla ilgili yok. Diğerleri terörden vazgeçsin, şu etnik grup adına terörden vazgeçmesin denmesi önce o etnik gruba haksızlık olur.



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


CHP'nin TRT Teklifi Reddedildi

CHP’nin TRT teklifi Reddedildi!

Ankara'da Fetö PYD Operasyonu
»  Özgür Özel'den Dikkat Çeken Sözler!
»  Bahçeli'den Silahlı Peşmegge Tepkisi
»  Fetö Oprerasyonlarına Hız Kesmeden Devam
»  Şamil Tayyar'dan Dikkat Çeken Açıklama
»  Özel'in PM Listesi Nasıl Yorumlandı?
»  Kılıçdaroğlu CHP’den Ayrılacak mı?
»  AKP'li Tayyar ve Metiner Fena Kapıştı
»  CHP Tarihinde Bir İlk!
»  AK Parti'den Flaş Anayasa Hamlesi
»  Mansur Yavaş'tan Yeni Suç Duyurusu
»  Şamil Tayyar Partisini Topa Tuttu!
»  KıIıçdaroğlu'ndan Yolsuzluk Resti
»  Özgür Özel'den İddialı Sözler
»  Emekliye Çifte Maaş Desteği
»  Öcalan'ın Tecrit Şartları İyileştirildi
»  Oktay Saral'dan Kara Cuma Tepkisi
»  Ahmet Hakan’dan ‘İmralı' Eleştirisi!
»  İBB Davasına Yeni Hakim Atamaları
»   Yavaş'tan Gökçek'lere Suç Duyurusu
»  Papa 14. Leo Ankara'da
»  Tahliye Bekleyen Demirtaş'a Hapis İstemi
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.