. Bahçeli, 21 Şubat'ta başlayan ve 8 gün süren kara harekatında hükümetin "sınırlı bir siyasi çerçeve" çizmesi durumunda askeri harekatın da bununla sınırlı kalmasının doğal olduğunu ve bu noktada "siyasi sorumluluğun" da hükümete ait olduğunu söyledi.
Kuzey Irak'taki PKK kamplarına karşı başlatılan sınır ötesi kara harekatının kamuoyundaki beklentiden erken bitmesi üzerine, özellikle muhalefet partileri CHP ve MHP, sert açıklamalar yapmış ve bu açıklamalara Genelkurmay Başkanlığı'nın web sitesinden karşılık vermesi ve bunun Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın açıklamalarıyla sürmesi karşılıklı bir tartışma ortamı yaratmıştı. Bahçeli, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın 5 Kasım 2007'de Beyaz saray'da ABD Başkanı George W. Bush ile yaptığı görüşmede alınan kararlar çerçevesinde Kuzey Irak'a yönelik adımlar atıldığını vurgulayarak, "teslimiyetin, diplomatik başarı" olarak gösterildiği "karanlık bir döneme" girildiğini anlattı.
Erdoğan-Bush görüşmesini "5 Kasım sendromu" olarak niteleyen Bahçeli, bu tarihten sonra yaşanan gelişmelere ilişkin olarak şunları söyledi: "Son dönemde yaşananlara bakıldığında, herkes şu gerçekleri görecektir. Etnik bölücülük, meşru bir siyasi amaç olarak zemin ve statüyü kazanmıştır. Demokratikleşme adına bölünme dinamikleri bütünüyle harekete geçirilmiş ve Türkiye terör tehdidi ile siyasi çözüm dayatmaları arasına sıkıştırılmıştır." Siyasi çözüm için en uygun zamanın yakalandığının, bu konuda Meclis'te mutabakat bulunduğunun ifade edildiğini vurgulayan Bahçeli, "Bu çevrelerin meclis bünyesinde mutabakattan kastettiğinin AKP ile PKK'nın uzantısı DTP arasındaki görüş birliği olduğu anlaşılmaktadır" dedi. Erdoğan'ın hafta sonu İzmir'de, "Kuzey Irak'a kara harekatının ABD baskısıyla erken bitirildiğini ispat ederseniz siyaseti bırakırım" sözlerini "ucuz kahramanlık" olarak değerlendiren Bahçeli, DTP'nin Kuzey Irak harekatı sırasında ve sonrasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yaptığı mitingleri "ayaklanmaya ve fiili direnişe davet" olarak niteledi ve "Terör örgütünün taleplerinin demokratik yollarla gündeme getirilmek istenmesinin önündeki engellerin kaldırılarak bölünme reçetelerinin demokratik tartışma ortamında her yönüyle ele alınmasını savunan siyaset dışı geniş bir cephenin oluşmasıdır" dedi.
Son dönemde Türkiye'ye çok sayıda ABD'li üst düzey yöneticinin geldiğine dikkat çeken Bahçeli, "Irak bataklığına saplanan ABD için Barzani'nin bölgesel yönetiminin istikrarı ve güvenliği, Türkiye'nin milli güvenliği ve terörle mücadelesinden daha önemli ve öncelikli bir siyasi hedeftir" diye konuştu. Bahçeli, Irak Devlet Başkanı Celal Talabani'nin hafta sonunda Türkiye'ye yaptığı ziyaretinde PKK sorununun siyasi çözümü ve Kuzey Irak Kürt yönetiminin tanınması ve Mesut Barzani ile "resmi diyalog" kurulmasının ön girişimleri olduğunu, Talabani'nin "Kürdistan" lafını Çankaya Köşkü'nün kayıtlarına geçirmekten de çekinmediğini vurguladı. Bahçeli konuşmasında, son dönemde küresel olarak yaşanmakta olan ekonomik krizin etkilerinin cari açığı çok fazla olan, büyümesi yavaşlayan, enflasyon hedeflerini tutturmakta zorlanan, en çok reel faizi ödeyen Türkiye bakımından da önemli bir risk olduğunu belirterek, ekonominin, cumhuriyetin kurulmasından bu yana ilk defa bu kadar yüksek oranda yabancı kontrolüne geçmiş olmasına da dikkat çekti.