İşte Bahçeli'nin konuşmasından satır başları:
Bulgaristan hükümetinden bu olayın tüm yönleriyle ayrıntıya kavuşturulmasını bekliyoruz. Bu vesileyle balkanlardaki tüm soydaşlarımıza esenlikler diliyorum. Bulgaristan siyaset hayatında 23 yıldır demokrasi çizgisinden ayrılmayan genel başkan Lütfü Mestan'ı da kutluyor, bundan sonraki çalışmalarında üstün başarılar diliyorum.
Bugün karşı karşıya kaldığımız çok boyutlu meselelere dar bir pencereden ve sabit bir noktadan bırakmak, bizi sağlıklı sonuçlara götüremeyecektir. Her konuya soruna geniş açıdan yaklaşmak, üstten bakmak işimizi kolaylaştıracağı gibi bize aradığımız çıkış yollarını da açacaktır. Üzerimizdeki oyunlar hiç bitmemiş, hakkımızdaki iftira furyası hiç kesilmemiştir.
Kimi zaman silahla, kimi zaman ayak oyunuyla varlığımız ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. Meydanlarda bileğimizi bükemeyen çok faktörlü ve çok failli ittifak belirlediği hedeflere ulaşmak için varını yoğunu ortaya koymaktan geri durmamıştır.
Bugün bize demokrasi ve özgürlük nasihatinde bulunanlar kanlı geçmişlerine sıkı sıkıya bağlıdırlar. Fransa'nın Mali'yi hedef alması, ABD'nin Irak ve Afganistan'ı işgal etmesi ve Suriye ile ilgili yapılan hesaplar hep bunun kanıtıdır. Her defasında çözüm denmiş, özgürlük bahanesi kalkan yapılmış, bir parçamız koparılmıştır. Bir türlü kapanmayan açılımlarla, batılılaşma hamleleriyle, kökümüzden savrulmalar yaşanmış ve yaşatılmıştır.
Büyük Türk milleti yüzyıllardır çekile çekile bugünkü sınırlarına gelmiştir. Bu nedenle millet hafızasına kazınmış kayıplar, ödünler, bölünmeler ve en az zaferler kadar belirleyici bir konumda olmuştur. 83 yıl evvel yeniden çizilen ve taviz verilemeyeceğinin beyanı olan bugünkü yaşama alanımız aynı zamanda gerileyişimizin son sınırı olarak değerlendirilmelidir. Türk milletine karşı en kapsamlı plan ve engellemeler olarak tanımı yapılabilecek Haçlı hücumu bizi yerimizden yurdumuzdan değerlerimizden ayırmak için türlü vasıtalar kullanmıştır. Aradığı hainleri her dönemde içimizden devşirmiştir.
Milli hafızalarda geçmişteki yıkım ve yenilgiler her zaman etkili olduğundan benzerlerini bir kez daha yaşamamak için tedbirli olunmuş ve her şey buna göre şekil almıştır. Dün Osmanlı imparatorluğunu parçalamak için uğraşanların bugünkü torunları, bu defa da Türkiye Cumhuriyeti'ne aynı akıbeti yaşatmak istemektedirler. Tarihteki yıkım dönemleri tekrarlanmak istenmektedir. Ortam uygun, işbirlikçi iktidar hazır, hainler iştah içindedir. Demokrasi, özgürlük, çözüm, barış, insan hakları çığlıklarıyla Türk milleti daha vahim sürecin içine sokulmuştur.
Türkiye adım adım tasfiye olmakta, Türk milleti yavaş yavaş zehirlenmektedir. Çözüm sözleri, barış ezberleri varlığımızı birliğimizi harap etmeye ayarlı saatli bir bombaya dönüşmüştür. Geçmişte her çözüm denildiğinde bir insanımızı yitirdik, bir toprağımızdan olduk. Bunlardan ders almayan gafiller, hainler ve vicdanları mezbeleye dönüşmüş nankörler şimdi faaliyettedirler.
Başbakan Erdoğan, Damat Ferit'ten aldığı bayrağı bölünmüş vatan toprağına dikmek için çalışmaktadır. Bunun için istismarda aldatmada sınır tanımamaktadır. Milletimiz alıştırılmak istenmektedir. Başbakan Erdoğan'ın diz çöken acizliği, her kepazeliğe davet çıkaran politikaları Türk milletini sona yaklaştırmaktadır. Başbakan Erdoğan için, Haçlılarla aynı fikirde olmak rahatsız edici görünmemiştir.
Biz Türk milletine inanıyoruz, varlığına güveniyoruz ve bütünlük içinde yaşamak dışında hiçbir alternatife güvenmiyoruz. Milleti bölmenin adı çözüm ise, biz çözüme ve çözüm taraftarlarına karşıyız. Bırakın AKP, CHP, BDP, İmralı canisi hepsi aynı safta dirensinler biz hepsine bozkurt gibi direniriz. Bırakın, Kandil yamacına çözüm amacıyla paraşütle inen soytarıların yedikleri içtikleri ayrı gitmesin bize Türk milletinin varlığı ziyadesiyle yeter.