Ermenistan’la diplomatik ilişki kurulması 10 Ekim 2009’da imzalaması, törende yaşananlar bu konudaki teslimiyetçi anlayışı gözler önüne sermiştir.
Tören sırasında iki ülke dışişleri bakanlarının yapacağı konuşmalarının içeriğinin tartışılması da protokollerin çürük bir zemine dayandığını da göstermiştir.
Ermenistan’la olan ilişkilerimiz hakkında yaptığımız analizler kamuoyu tarafından bilinmektedir ve nettir.
İsviçre’de uzun süredir akp hükümeti ve Ermenistan yetkilileriyle sürdürülen görüşmelerle, iki protokol hakkında partimiz görüşlerini kamuoyuyla paylaşmıştır. Ancak aradan geçen süre içinde hükümet teslimiyetteki ısrarını sürdürerek hatasından dönme erdemini gösterememiş ve önceki gün Ermenistan ile protokolleri imzalamıştır.
Ermenistan imzalanan protokollerle diplomatik ilişkilerin kurulmasının ve sınırın açılması tarih
Buzdağı ertesi gün erimez denilerek aşamalı bir sürece bağlandığı anlaşılan protokollerde ne olmadığına bakmak lazımdır. Metinler incelendiğinde Ermenilerin soykırım iddialarından vazgeçtiklerine dair hiçbir belirti yoktur. Sahte soykırım yalanıyla, sona ereceğine ilişkin hiçbir cümle yoktur.
Karabağ’da Ermenilerin çekileceğine yönelik tek kelime yoktur. Ecdadımızı soykırımla suçlayan Ermenilere karşı ASALA’nın şehit ettiği diplomatlarımız için en küçük bir üzüntü emaresi de yoktur.
Aksine bakanlığını yaptığı kuruluşun geride Ermenilerce katledilen diplomat şehitlerine rağmen, protokolleri imzalayan köşeye sıkışmış AKP’nin Dışişleri Bakanı vardır.
Başbakan Erdoğan'ın yaptığı açıklamada Ermenilerin Karabağ’dan çıkmalarına ilişkin sözlerinin ise hiçbir bağlayıcılığı bulunmamaktadır.
Başbakan’ın gayri resmi ortamda bir şart gibi sunmaya çalışması milletimizi aldatmaktan başka hiçbir şeye yaramamaktadır.