Bakan Çiçek, NTV’de soruları yanıtladı. Çiçek, Terörle Mücadele Yasa Tasarı Taslağı üzerinde yapılan tartışmaların bilgi kirliliğinden kaynaklandığını belirterek, ''ortada taslağın taslağı var'' dedi.

3-4 hafta önce Bakanlar Kurulu toplansından sonra bir açıklama yaptığını dile getiren Çiçek, ''Terörün tanımının yeniden yapılması ve bunun bilimsel bir kurul tarafından gerçekleştirilmesi, Sayın Genelkurmay Başkanımız tarafından dile getirilmişti'' hatırlatmasında bulundu. Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Ben işin bu safhasında böyle bir tanımlamanın yapılamayacağını ifade ettim, hukuki zaruriyetlerden dolayı. Çünkü, terörün tanımı demek suçun unsurlarının o tanım içerisine koymak demek. Terörün tanımını değiştirdiğiniz taktirde o zaman geriye dönük kapanmış ne kadar dosya varsa bunların hepsi yargının önüne gelir. Yargı da şu günlerde zaten yeteri kadar iş yükü altında.'' Anayasa’da belirtilen bir Milli terör tanımı olduğunu ifade eden Çiçek, terörün tanımında kesin olarak bir değişiklik yapmayacaklarını söyledi.

ÇÖZÜM ADINA BİRŞEY SÖYLESİNLER ELLERİNİ ÖPEYİM

Bakan Çiçek, ''Şu son bir aydır terör adına beyanat verenlere bir bakın tedbir adına bana birşeyler söylesinler de ben gidip tabir caizse ellerini öpeyim. Tedbir adına hiçbirşey söylemediler ki sadece suçlama, bu bir fikri kabızlıktır'' diye konuştu.

TERÖRÜN FİNANSMANIYLA İLGİLİ DEĞERLENDİRMELER SİYASİ

Terörün finansmanı hakkındaki 8’inci madde ile ilgili olarak, korku ve tehditle yapılan yardımların ceza kapsamına alınması yönündeki bir soruya ise Çiçek şu yanıtı verdi:

''Orda da hukuki metin üzerinden bir değerlendirme yapılmıyor, siyasi bir değerlendirme yapılıyor, ortalık karıştırılıyor. Bunun da bağlanılmak istenilen bir yer var.

Ceza Kanunumuzda da var bir suçun teşekkül etmesi için kastın mevcudiyeti şart. Terör suçları kasten işlenen suçlardır, taksirle işlenmez. Yani bu suçu işleyen kişi bilerek ve isteyerek işler. Bilmiyorsa, istemiyorsa zaten suç teşekkül etmez. Taslak’ta da ’örgüte bilerek ve isteyerek yardım eden kişi örgüt üyesi olarak cezalandırılır’ deniyor.'' Çiçek, Terörle Mücadele Yasası’ndan çok daha önemli olanın terörün dış destek sorunu olduğunu ifade ederek, ''Eğer bu terör örgütlerine ister ideolojik terör, bu aşırı sol fraksiyonların ortaya koyduğu terör örgütleri ya da eylemleri, ister radikal örgütler, Hizb-ut Tahrir gibi, ya da etnik terör bilmem şer odakları gibi. Bunların hiçbirisi dış destek olmadan bir ay bile yaşayamaz. Hepsinin arkasında dış destek var, bu noktada da bir çok ülkenin de eli kirlidir'' diye konuştu.

''HÜKÜMETİN KÖTÜ ADAMI BENİM''

Cemil Çiçek yapılan eleştirilere tepki göstererek şunları dile getirdi:

''Bize haksızlık yapılıyor. Son 3 sene içinde 17 Aralık’a giderken bu işin yükünü çeken benim. Bu kadar zorlukları gece gündüz çalışarak aşmaya çalıştık ve 3 Ekim’de müzakere başlayacaksa bunun hamallığını yapan benim.

Ve ben bu hükümette de kötü adam rolünü oynuyorum. Yani çok güzel bir senaryo vardır, bir film vardır birileri başrol oynar birileri de dayak yer. Ne yapalım milletimiz adına bu bir doğru yolsa, bu işten gitmek gerekiyorsa, bizim de böyle bir rolümüz varsa biz bunu seve seve yaparız. Ama önüne gelen de haksız yere, teşekkür etmeleri gerektiğinde başkalarına teşekkür ediyorlar, ’vur abalıya’ denildiğinde zaman da Adalet Bakanı’na, biz bunu hak etmiyoruz. Bu işin içerisinde başka bir iş var.'' Çiçek, Türkiye’nin hak ve özgürlükler alanında yaptığı değişikliklerde geriye gitmeyeceğini ancak terörle mücadele eden güvenlik güçlerinin de ''elini kolunu bağlamayacağını'' söyledi.

Çiçek, bir başka soru üzerine CHP’nin Meclis’i olağanüstü toplantıya çağırmasını ''Şahsi kanaatim toplantı yapıcı olacaksa faydalı olur'' diye niteledi.