BİR KEZ DAHA BERABERİZ
Konuşmasına 'Aşure kazanının etrafında bir kez daha beraberiz' diye başlayan Baykal, aşurenin tarihin en ızdıraplı günlerinden biri olan Kerbela olayının bir kez daha hatırlanmasına vesile olduğunu söyledi. Baykal, 'Kerbela pek çok yönden ibret alınması gereken bir büyük konu. Yaşanmış olan acının büyüklüğü çok önemli ama bu acıyı kimlerin, kime, ne adına yaşattığı çok daha önemli başka bir konu' dedi.
'Kerbela olayının, bu büyük ızdırabın din ve İslamiyet adına Hazreti Muhammed'in ailesine yaşatılmış olmasının insan aklının kolay kabul edebileceği bir durum olmadığını' anlatan Baykal, şöyle konuştu:
BU OLAYI TAŞINMAZ HALE GETİREN İŞTE BU İHANET
'Peygamberler büyük acılar yaşamışlardır ama Hazreti Muhammed'in evlatlarının yaşadığı peygamber olmadan önce yaşadığı acıların bir parçası değildir. Hazreti Muhammed'in peygamberliği şanla şerefle kabul edildikten sonra kendi ailesine, Ehlibeyt'e onun peygamberi olduğu din adına söz söyleyenlerin bu acıyı yaşatmış olduğu gerçeği?Böyle bir olay bir başka peygamber için söz konusu olmamıştır. Çok acı ve vahim bir olay. Bunda müthiş bir çelişki bir ihanet var. Bu olayı taşınamaz hale getiren işte bu ihanet yönü. İslamiyet adına İslamiyet'in özüne yapılan bu ihanet. '
'MAĞDURUN YANINDA OLMAYI BİLEBİLMEK LAZIM'
Bu olaya maruz kalanların düşmanlık ve husumet beslemediğini, acıyı bir intikam arzusuna dönüştürmediklerini anlatan Baykal, bunun muhteşem bir ruh üstünlüğünün göstergesi olduğunu da kaydetti.
Baykal, bu acının iktidarı ele geçirenlerin bu güçle yetinmeyip herkesin kendilerine teslim olmasını beklemesinden kaynaklandığını ifade ederek, şöyle devam etti:
İKTİDARI ELE GEÇİRME BİÇİMİ VİCDANLARINA SIĞMADI
'İktidarı ele geçirenler tatmin olamamıştır. İktidarı eline geçirme biçimi vicdanlara sığmamıştır. Kendisini ve herkesi tatmin edebilmek için zorunlu olmadığı halde Ehli Beyt'ten teslimiyet istemiştir, hak vermesini istemiştir. Aldığının haklı olduğunu tescil ettirmek istiyor. O insanlar bedelini ödemeyi göze alarak vicdanlarının gereğini yerine getiriyorlar. Yılmak, saldırmak, düşmanlık yok. Bu olaya baktığım zaman sevgi, aşk, iman, inanç, sadakat, doğrularına sahip çıkma anlayışını görüyorum, haksızlığa direnme görüyorum. Bedelini ödemeyi göze alarak yanlışa direnmeyi görüyorum.
ALLAH HİÇBİRİMİZİ HAK DOĞRULTUSUNDAN UZAK TUTMASIN
Bu iş böyledir, insanlar iktidarı ele geçirirler, ele geçirdikleri iktidar yetersiz olur. Bir şey rahatsız eder. Bu rahatsızlığı ortadan kaldırmak için çok daha büyük yanlışlıklar yaparlar. O yanlışlar kendilerini rahatsız edeni rahatsız edici olmaktan çıkarmaz, haksızlığı hak haline dönüştürmez, yanlışı doğru yapmaz. Ama çok daha büyük yanlışlara sürükler. İçinde bir şey seni kemirir durur. Yetmez gücün, iktidarın. O nedenle Allah hiçbir zaman hiçbirimizi hak doğrultusundan uzak tutmasın, yanlışın bir parçası haline dönüştürmesin. İktidara gelinir gelinmez, güçlü olunur olunmaz... Ama daima haklı olmayı, daima doğru olmayı, mağdurun, masumun yanında olmayı bilebilmek lazımdır.'
Aşurenin yapısından dolayı da 'beraberliğin bereket üreten gücünü' gösterdiğini ifade eden Baykal, 'Aşure bir anlamda beraberliktir, dayanışmadır, berekettir, azdan çoğu üretmektir, yetersizi yeterli yapmaktır ve yaptığını da paylaşmaktır' diye konuştu.
Daha sonra Alevi dedesi Hüseyin Gazi Metin'in aşure duasını okumasının ardından, Baykal davetlilere aşure dağıttı.