Baykal, dün bazı CHP'li milletvekilleriyle birlikte Türkiye Seyahat Acenteleri Birliği'nin (TÜRSAB) Adile Sultan Sarayı'nda düzenlediği akşam yemeğine katıldı. Yemekte konuşan Baykal, Türkiye turizminin 2005 yılında 18 milyar dolar gelir sağladığını hatırlatarak, bu rakamın 23 milyar dolarlık cari açıkla karşılaştırıldığında öneminin ortaya çıktığını vurguladı.Turizmdeki 18 milyar dolarlık gelirin 40 milyar dolarlık yatırım sonucu 1 yılda elde edildiğine işaret eden Baykal, bunun ithal girdisinin minimal düzeyde olduğunu söyledi. Türkiye'de ithal girdisi olmayan sektörün bulunmadığını dile getiren Baykal, “İthal girdisi olmayan sektör arıyorsanız, fındıktır. Fındık kemiksiz ettir. 2 milyar dolar, 2 milyar dolar demektir” şeklinde espri yaptı.Baykal, Türkiye'nin turizmdeki başarı öyküsünün son dönemde yerini kaygıya bırakmaya başladığını ve 2006 yılının ilk 6 ayında bir gerilemenin ortaya çıktığını vurgulayarak, “Şimdi Türk turizmi ucuzlama tehlikesiyle karşı karşıya, bunun yanı sıra yabancı turist profilinde önemli değişme yaşanıyor. Batı Avrupa kökenli turistlerin ağırlığı yüksek ama giderek nispi önemi azalmış durumda. Doğu Avrupa, Kafkasya, Orta Asya ve doğu ülkelerinden daha ağırlıklı olarak turistler yer tutmaya başladı. Bu turist profili de kaygıyla izlenmeli” diye konuştu.

“TÜRKİYE BİRİNCİ LİGDEKİ KONUMUNU KORUMALI”

Türkiye'nin Batı Avrupa profilini koruması ve geliştirmesi gerektiğini dile getiren Baykal, Türk turizminin ikinci dünya, Mısır, Tunus, Fas gibi ülkelerle aynı kategoride yer almaması ve turizmin birinci liginde, gözde turizm ülkesi konumunu koruyabilmesi gerektiğini anlattı. Baykal, şöyle devam etti:

“Turizmde kendini gösteren önemli bir sorun da 2006 yılının ilk 6 ayında Türkiye'ye gelen yabancı turist sayısında yüzde 8, yabancı turizm gelirinde yüzde 6 düzeyinde azalma olmuş. Türkiye'nin dünyadaki imajı ve sergilediği gözde çekiciliğiyle ilgili çok önemli bir değişimin ortaya çıkmakta olduğunun sanıyorum gözlemlenmesi gerekir. Türkiye'nin giderek insanların bir kısmı tarafından kendilerine uzak, yabancı, hatta belki tehdit edici olarak algılanıyor olması sonucunda turizme yönelik taleplerin bundan etkilenmekte olduğunu görüyoruz.

Türkiye'nin imajı bütün dünyaya güven veren, yöresel tariflerin üzerinde çağdaş değerlerle bütünleşmiş, bütün insanların kendilerini evinde hissedebileceği, kimseyi dışladığı izlenimini vermeyecek, kimsenin yabancılık duygusu hissetmesine gerek olmadan kalabileceği bir ülke olarak anlaşılmasının sürdürülmesi büyük önem taşıyor. Eğer Türkiye dünyanın belli kesiminde bulunan insanlar için onlara uzak, ters, dışlayan, yabancı sayan, ters bakan, tedirgin eden bir anlayışın yansıdığı ülke haline dönüşecek olursa, bunun Türkiye turizmine ciddi bir bedel ödetmesi kaçınılmazdır. Öyle zannediyorum ki bu tablo da ortaya çıkmaya başlamıştır.”

Baykal, TÜRSAB Başkanı Başaran Ulusoy'un 1618 sayılı kanunun Avrupa standartlarında olması talebiyle ilgili olarak da Seyahat Acenteleri Birliği Yasası konusundaki talepler için ellerinden gelen katkıyı vereceklerini sözlerine ekledi.

TÜRSAB BAŞKANI ULUSOY

Başaran Ulusoy da turizmin bugünkü noktasına zor şartlar altında getirildiğine işaret ederek, sektörün önemli sıkıntıları olduğunu ve bu sıkıntılar konusunda hükümetten anlayış, muhalefetten de destek beklediklerini söyledi.
Ulusoy, “2006-2007 sezonunda biz 50 milyon turiste doğru koşarken, turizm politikasının devlet politikası haline gelmesini istiyoruz” dedi.

Taşımacılık, enerji, üretim gibi devletin tüm politikalarının turizm sektörünü doğrudan etkilediğini anlatan Ulusoy, 1618 sayılı kanunun Avrupa standartlarında olmasını istediklerini vurguladı.