Baykal, şöyle konuştu:

Önemli devlet kademelerine vücut dilinizden anlayan, sizin bakanınızın aklından geçeni yerine getirebilecek insanları getiriyorsunuz. Devlet düzeni çarpıklaşıyor. Yolsuzluk olayları patlıyor. Ak enerjinin altında bu kadrolaşma var. Bunları kim göreve getiriyor. Millet bunları görmüyor mu? Enerji bakanlığındaki çirkin ve utanç verici uygulamaların maksadı nedir? Kapıkule’de yolsuzluk tezgahı ortaya çıktı. Hükümet nerede? Bir dürüst memurun, bürokratın çabasıyla ortaya çıkarılmış bir olay” 

Meclis'te bütçe görüşmelirinin son gününde konuşan CHP lideri Deniz Baykal, Türkiye ekonomisinde yaşanan 12 kırılganlıktan bahsederen hükümetin ekonomi politikasını eleştirdi. İşte Baykal'ın konuşması...

1:Borçlanmayı artırdınız, Türktiye 130 milyar dolar daha borçlandı.2-İthalat patlaması yaşandı. Ekonomideki ithalat ve ihracat  arasındaki fark artıştır. Dış itcaret açığı alarm veriyor3-Cari açığı patlattınız. Türkiye'yi borçlanmayla  ayakta kalıyor. Cari açık 24 milyar dolara çıktı.4-Bu hükümet kamu yatırımlarını azaltmıştır. Yatırımı azaltarak ekonomide kalkınmaya sağlayamazsınız. Yatırım yapmak şarttır.5-Sanayileşme hızını düşürdünüz6-Hayvancılık ve tarımı batmıştır. Orman köylüsü zaten batmıştır.7-Çarpık bir vergi politikması izlediniz, az kazanandan çok aldınız. Dolaylı vergileri fazlazısya artırdınız. Dünyanın en çok dolaylı vergi alan ülkesi olduk.8- Kayıtdışı ekonomi genişliyor. 9- Çarpık bir kur politikası izlediniz. Bugünkü kur IMF'nin tespitlerine göre yüzde 30 çarpıktır. 10- Türkiye'yi sıcak paranın cirit attığı bir yer haline getirdiniz.11-Elde avuçta ne varsa sattınız. Türkiye'nin en temel kuruluşlarını o fiyatla  fiyatla sattınız.satışın fiyatıyla tesilli aranıyor. Bütün bu sebepler yüzünden artık şu sonuçlar ortaya çıkıyor. Bu ay 45 bin kişi işsizler ordusuna eklendi. Bunun sonucu nedir? protestolu senetlerin çeklerin sayısının artmasıdır. Ücretler ve emekliler gelir kaybına uğruyor. bunun sonucunda kredi kartlarının ödenememesi sonucunu ortaya çıkarıyor. Kimin sözü geçiyor sizin üzerinizde?.... Bankacıların mı?.. Kredi kartı faizlerinin artık indirilmesi gerekiyor....Türkiye'de asgari ücretin bir önemi kalmamıştır. başbakan'ın bir çay simit örneği vardı. Şimdi 500 bin lira bir bardak çay...Eskiden asgari ücret asgari ücretti, şimdi azami ücret oldu...Vatandaş artık ben 'bana 250 milyon verin ben çalışırım' diyor... Üniversite mezunları asgari ücretle iş arıyorlar ama bulamıyorlar...Ortalama üçret asgari ücretin 2.14 katıydı. Ama artık günümüzde bu rakam iyice düştü. Ücretler en alt seviyeye inmiştir.Yani asgari ücret neredeyse azami ücret oldu. Yoksullaşma bu iktidarın eseridir. Yoksulluk artmış, zenginlik daha az sayıdaki kişinin elinde toplanmıştır.

Dünyanın en yüksek fiyatlı mazotu Türkiye'dedir. porlantadan yakuttan sıfır KDV almanın Allahını seversiniz hangi akla gerekçesi var? bana söyler misiniz?...Mücevher kullanan insanlar artıkça geçinmek zorunda kalan insanların dramı daha fazla artıyor.

Bu politikaların bir doğal sonucu yolsuzluğu doğurmasıdır.2002'de açlık sınırın altındaki yoksul köylülerin sayısı artmıştır. 3 yılda sizin döneminizde tarım yerinde saydı. Tütün öldü bitti, Türkiye dışardan tütün ve sigara ithal etmek zorunda kaldı. Türkiye her şeyi ithal eder hale geldi. Yunanistan bize pamuk satıyor, tarım ülkesi Türkiye dışardan tarım ürünleri ithal ediyor...Böyle bir tablo olabilir mi? hala pamuk fiyatı ilan edilmiş değli... Üreticiler hala pamuğu destekleyen bir fiyatı hükümetten bekliyorlar... Mazot 3 sene önce 1 milyon 200'dü, şimdi 2 milyon...Hükümetin verdiği mazot desteği yeterli değildir. GAP bölgesi ihmal edilmiştir. Sulama projeleri derhal desteklenmelidir.

Ekonominin dışına baktığımzda ise sizin temel unsunuruz kadrolaşmadır. AKP iktidarında kadrolaşma sayısı arttı. Bütün Milli Eğitim ilk öğretim müdürlernini değiştirdiniz. Sanki bunlar vatan haini! Bunları püskürtüp attınız...

Sağlık bakanlığında iki gün önce gerçekleşen bir olay var. İptal yürürlüğe girmeden sağlık bakanımız 141 tane şef ataması yapmış, görev yapan şefleri attı, kendisen bağlı şefler getirtti.. Bu kadrolar önceden açıklandı mı? hayır...Bunlar yanlış uygulamalar.. Bunlar sizin zihniyetinizi ortaya koyuyor.

AKP yargıya müdahale etmeye başlamıştır. Türkiye'dez artık devlet düzenin bozulması ve çarpıklaşması sonucu doğuyor. Türkiye'de artık yolsuzluk olayları artmaya başladı. bunun altında ne var? Sizin yaptığınız kadroloşmalar var. Millet bunları görmüyor mu? Enerji bakanlığı'nda yaşanan yolsuzlmarın altındaki zihniyet budur.

Kapıkule'deki yolsuzluk olayında 70 kişi tutuklandı. Hükümet nerede? Bu operasyonu yapan, görevinden uzaklaştıralan oranın kaçakçılık müdürüdür. Gümrüklerde büyük rüşvetler dönüyor. Gümrük Bakanlığı ile ilgili iddialar var. Bu suçtan yargfılanan bir iş adamı memurla konuşuyor. Ve bürokrat, iş adamından bir Peuget 307 araba istiyor. Bu telefon kayıtlarında var. İşte bu rüşvet olayları kadrolaşmanın sonucudur.

Maliye Bakanı Kemal UNakıtan ile oğlu Ofer ile Divan Otel'de görüştü. Bunu biliyoruz. Oradaki odayı da Özelleştirem İdareasi Başkanlığı kiraladı. Ama unakıtan halen bunu kabul etmiyor. Ben bunu kendime ve milletin sağduyşusuna saygısızlık sayıyorum. Başbakan Ofer ile görüşmesini kabul etti. Maliye Bakanı Unakıtan istifa etmelidir, istifa....Halka saygı varsa, ahlak varsa bu bakan burada istifa edecek. 

Başbakan konuşurken diyor ki "Biz 3 yılda cumhuriyet tarihinde rekor kırdık. Derslik sayısın 70 bine çıkardık. Sayın milli eğitim bakanı diyorki "derslik sayısı önümüzde dönemde tamamlanacak olarnlarla birlikte 3 yılda 60 bine çıkaracağız" diyor.. Başbakan ayrı Bakan ayrı konuşuyor. Ama insan istiyor ki biz ne olduğunu bilmek istiyoruz. Ama 70 bin de olsa bir cumhuriyet rekoru değildir. Şişirilmiş bir dersilk tartışmasından medet umuluyor.

Sayın başbakan ile Antalya konusunda da bir tartışma yaşıdık. Başbakan dedi ki"Antalya -kumru yoluna biz finasman sağladık"...Bu durum öbyle değildir. Otelciler birliğinin verdiği bilgiler Başbakan'ı doğrulamıyor. Başbakan buna açıklık getirsin...

Başbakan 'CHP lideri Deniz Baykal Şemdinli de başka Ankara'da başka konuşmasın' dedi. Benim bütün konuşmalarım tutanaklarda duruyor. 32 yıllık siyasi hayatımda benim buralarda farklı konuştuğumun bir tek örneğini Sayın Başbakan veremez. Şemdinli gezisinde çok önemli gazetecilerle gittim. yanımda sadece bir milletvekili arkadaşım vardı. Bu gazetecileri tanık gösteriyorum, Onlar başbakanı doğrulasın, ben kendi hakkımda gerekeni yapacağım.

Bakınız size 1993 yılında Bosna'ya giden ilk Türk siyaset adamıyım. 1993 te yılbaşında Şemdinli karakolunda girmiş bir insanım..Kıl çadırda geceyi geçirip hakkari halkının karşısına geçtim. Bir siyaset adamı şunları bir zamanlar söylüyor. "Bize göre demokrasibir araçtır. hangi sisteme gitmek itiyorsanız bu düzende bir araçtır. halk toteliter bir rejim istiyorsa bun asaygı duymalıyız. Hukuk halka sorulmadan halka dikte ettirilmiştir.  türkiye din oknusunda de aynı şeyi seçmiş kendiisine din olarak lakilği almıştır. türkiye sürekli bir gerileşiyin içindedir. Türkiye'de şu anda 27 etnik grup yaşıor. Bunların tanınması gerikiyor. türkiye türklerindir tezi yanlıştır. Bir inanç birliği bu insanların bütünlüğünü sağlar." soruyor gazeteci.. "Bu kimlikler milli kimlik içerisinde kalmak istemezlerse ne olur? diye o da "kendileri bilir" diyor.  Birileri eyaletler tarsı yönetim kararı alırsa buna 'olabilir' diyorum diyor.  Bu konuşmalar Sayın Başbakan Erdoğan tarafından ifade edilmiştir... Bunlar sayın başbakanın mülakatı... Bunlar ikinci cumhireyt çerçevisinde başbakanın yaptığı mülakatlardır. Başbakan yine bunları düşünüyor mu? onu bilmiyorum...

Başbakan mevlana törenlerinde dedi ki "Ya olduğun gibi görün, yada göründüğün gibi ol" ne güzel... ben böyleyim... Ama sayın başbana hangi başbakandır? Bun netleştirmek lazım....