Baykal, terör olayları karşısında birlik ve beraberliğin korunmasını isteyerek, “Atilla İlhan’ın dediği gibi biz birbirimize mecburuz, Türkiye’yi parçalatmayacağız. Ayrılıkta hayır yoktur, birlikte hayır var, sürüden ayrılmayın” diye seslendi. Hükümetin terör politikasının yanlış olduğunu belirten Baykal, “Terör yapan güçlerin sırtını sıvazlayarak terörle mücadele olmaz” uyarısında bulnudu. Baykal, hükümetin YÖK, türban ve imam hatip siyaseti yaptığını söyledi. Baykal, “Ulemaya sorarsan Talibana dönersin. Vahabilere, İran’daki şiilere, Zekeriya Beyaz’a mı, Başbakan’a mı soracağız. Tayyip Erdoğan Allah’la kul arasından çekil” dedi.

CEKETSİZ KONUŞTU

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, konuşmasına 11.00’de başladı. Konuşmasını ceketini çıkararak yapan Baykal, saat 14.00’da konuşmasını bitirdi.

Baykal, kurultaydakilere “Sizlere baktığımda Sevr’i imzalayanları değil, Lozan’ı yapanları görüyorum”, “ben sizlere baktığım zaman dünyanın en güç döneminde ulusal bağımsızlığını gerçekleştirip çağdaş bir devlet oluşturan Atatürk devrimcilerini görüyorum, halkevlerini kuranları görüyorum, medeni kanunu kabul edenleri görüyorum, Türkiye’nin bağımsızlık ruhunu görüyorum, İsmet Paşa ve arkadaşlarını görüyorum” diye seslenerek konuşmasına başladı.

“Siz busunuz, o günlerde belki hayatta değildiniz ama siz Atatürk’sünüz İnönüsünüz, demokrasiyi gerçekleştirenlersiniz, emeğin hakkını korayacağım diyenlersiniz, sosyal demokrasi diyenlersiniz.Siz 12 Eylül’de Zincirbozan’a gönderilenlersiniz, siz ekmeğiyle oynanlarsınız, onur mağduru, inanç mağdurusunuz” diyen Baykal, “1 Mart’ta Türkiye’ye asker yerleştirilmek istendiğinde olmaz öyle şey diyen insanlarsınız. Siz onurlu geçmiş, aydınlık geleceksiniz. Öyle misiniz?” dedi.

“CHP’YE ARAYIŞ BAŞLADI”

Türkiye’nin CHP’yi her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğunu kaydeden Baykal, “CHP’ye ihtiyaç var, arayış başladı. Bu döneme kadar pekçok iktidar gelip geçti. Yoksulluk arttı, terör ayağa kalkmaya başladı. Türkiye’nin yeni bir durum değerlendirmesi yapmasına ihtiyaç var. Türkiye sarılacak dal aradı. Yeni bir başlangıç diye düşünerek, bir siyasi kadroyu üçte iki çoğunlukla iktidar yaptı. 3 yıl bitti. Yoksulluğu ve yolsuzluğu ezeceğiz dediler. Hadi gel yap dedim bunlara. Yoksulluk bitti mi?”

ÇİFTÇİLER ELMA GÖSTERDİLER

Baykal kendisine elma gösteren Niğdelilerin de dertli olduğunu belirterek, “Bu çoğunluk halkı eziyor eziyor eziyor” dedi. Türkiye’nin pamuk ithal eden bir ülke konumuna getirildiğini belirten Baykal, çiftçinin mısırda, tütünde, şekerpancarında darbe yediğini söyledi. “Çiftçiler sahipsiz, tröstler Türkiye’yi parmağında oynatıyor. Tütün tekelleri ürecitileriyle, sanayicisiyle oynuyor” diyen Baykal, işsizliğin arttığını, kapkaçın arttığını, asgari ücretin azami ücret haline geldiğini, AKP’nin verdiği sözlerin buhar olup uçtuğunu, 1 milyon insanın yatağa aç girdiğini ifade etti.

“SICAKPARA YÜKSEK FAİZ İÇİN GELİYOR”

Baykal, devletin kendisine bırakılan çocukları sahiplenemediğini, onlara bakamadığını da ifade etti. Türkiye’nin açığının 23 milyar dolara ulaştığını, dış ticaret açığının 50 milyar doların üzerine çıktığını dile getiren Baykal, “Sıcak para yüksek faizi almak için geliyor. Dünyanın hiçbir yerinde alamayacağı faizi alıyor. Türkiye’nin değerli tutulması sonucunda oluyor bu. Ekonomistler, iyi gidiyor ama kırılganlığı arttı diyorlar. Yani kırılıverir diyorlar. Çözümlenen bir şey yok. Dışarıya teslim olmuş, hizmet veremeyen, yatırım yapamayan bir ekonomidir” dedi.

“DOKUNULMAZLIKLAR NİYE KALKMADI”

Baykal, konuşmasında şu mesajları verdi:

“Dokunulmazlıklar niye kalkmadı? 3 yıl oldu. Milletin gözünün içine baka baka televizyonda kaldıracağını söyledi. Bir AKP yöneticisi Cumhurbaşkanı’na cevap verdi. ‘Yemezler Cumhurbaşkanı’ dedi. Bu neyi ifade ediyor. Ne demek bu? Biz yaptığımız yolsuzluklardan dolayı hesap veremeyiz, sıkıntıya düşeriz mi demek istiyor. Neyi yemiyorsun? Daha önce milleti kaldıracağım diye neyi yedirdin? O yedirdiklerin burunlarından fitil fitil getirilecektir. Kaldırmayız enayi miyiz demeye başladılar.’

“OFER GÖRÜŞMESİNİ SAKLADI”

“Kuşadası Limanı ihalesi yaptılar. Tesisler, deniz doldurularak yapılacak. Ege Denizi’ni kiraladılar. Daha öncekiler bunu bilmiyor muydu? Danıştay iptal etti. Ofer’le işbirliği içinde olan temsilci çıktı. Yönetmeliğe aykırıysa kanun çıkarırız dediler ve çıkardılar. Tüpraş’ta kimseye duyurulmadan satış yaptılar. Kuşadası kahramanları Tüpraş kahramanları olarak karşımıza çıktılar. Galataport ihalesi yaptılar. Başbakan ve Maliye Bakanı gizli buluşmaları yaptı mı yapmadı mı? Başbakan saat 12.00’de görüşmedim dediği kişiyle yatsı vakti televizyona çıktığında görüştüğünü söylüyor. 4 defa görüştü. Bütün bunlar ortaya çıktı. Başbakan niye görüşmesini sakladı. Hani şeffaflıktı? Niye söyleyemiyorsun? Unuttun mu? Ben 30 yıl önce yapmadığım belirtilen bir görüşmeyi biliyorum da sen bilmiyorsun?”

“BÜLENT ERSOY OLAYI BAŞTAN AŞAĞI YALAN”

“Baştan aşağı senaryo. Hiçbir ses sanatçısıyla Dedeman’ın civarında ya da başka yerde hiçbir zaman bulunmadım. Yok böyle bir şey. Türkiye’de vatandaş kan ağlıyor, bunların dertleri televizyonlara yansımıyor. Yalan fırtınasının ardından CHP’ye, genel başkanına yalanlar, yalanlar. Dedeman ve yazıhaneler orada duruyor. Muhtar muhtar yazıhane aradılar. 30 yıldan beri Ankara’da onbinlerce insanla buluşmuşumdur. Bir kez ses sanatçısını bırakın, Dedeman civarındaki bir yazıhanede benimle buluşan yok mu çıkıp söylesin. Başbakan, öğlen bir şey söyledi, yalanı yatsıya çıktı. Mumu yatsıda söndü.”

“SAKAL-I ŞERİF OLAYI NE OLDU”

“Sakal-ı Şerif olayı ne oldu? Karışık iş var orada. Kültür Bakanı’na dediler ki, sen üstlen dediler. Garip garip laflar. Köşeye sıkışınca olmadık şeyler söylüyorlar. Kıl üzerinden siyaset yapmayalım dediler. Küçümsemek nasıl bir anlayıştır? Ofer olayı da öyle, Galataport da öyle.

Başbakan sermaye ırkçılığı yapmayalım diyor. Irkçılık lafını ağızına aldıktan sonra ağzını yıkayıp dişlerini fırçalasın. Bizim gözümüzde bütün insanlar birdir. Biz yolsuzluğu yapana karşı çıkıyoruz. Amerikalı yaparsa Amerikalıya, sen yaparsan, Türksen sana da karşı çıkarız. Yolsuzluğu örtbas etmek için ırkçılığın arkasına sığınmak istiyorlar.”

“GELDİĞİNİZ GİBİ GİDECEKSİNİZ”

“Ofer’in uçağında Hong Kong’a gitmeler. İş özel ziyaretlerde bağlanıyor. Aile ziyaretleri yapılıyor. Konuşulup anlaşılıyor. Mevzuata uydurmak için gerekli düzenleme yapılıyor. Bu mümkün mü? Yüce Divan’da bir dava yürüyor. Bir başbakan hesap veriyor. Bu manzarayı görmekten ızdırap duyuyoryum. Geçenlerde birisi dedi ki, Mesut Yılmaz bunların yanında Evliya dedi. Sonsuza dek iktidar yok. Geldiğiniz gibi gideceksiniz. Gittiksen sonra ne olacak. Neden bizi hesap yapmak zorunda bırakıyorsunuz? Dokunulmazlıklar işte bunun için kalkmıyor”

“HÜKÜMET TERÖRE SEYİRCİ”

“AKP iktidara geldiğinde Türkiye terör konusunda bölücübaşına İmralı’ya koyan bir ülke olarak etkin bir durummdaydı. Yıl 2002. Şimdi 2005 terör yeniden tırmanmaya, nitelik değiştirmeye başlamıştır. Hükümetin kafasında terörün çözümlenmesine yönelik bir proje yoktur. Sadece seyirci konumuda bir iktidar. Bugün birbiriyle dost kardeş olanlar yarındüşman olabilirler. Terörün arkasında siyasi proje var. Bu terör El Kaide, Hizbullah terörüdür. İçerde, dışarda okulları vardır. Domuz bağı sözünü biz bunlardan öğrendik. Başbakan bunların adlarını bile söyleyemedi.”

“BİZ BİRBİRİMİZE MECBURUZ, TÜRKİYE’Yİ PARÇALATTIRMAYACAĞIZ”

Bu ülke bizim ülkemiz, bu vatan bizim vatanımız, bu bayrak bizim. Kimse kimseye üstün değil. Hep beraberiz. 70 milyonluk Türkiye’nin tapusu kimsenin kasasında değil. 70 milyon insanın yüreğindedir. Eşit şekilde sahiptir. Biz birbimize mecburuz. Atilla İlhan’ın dediği gibi. Biz birbirimize mecburuz. Ayırırsak birileri kazanacak. Irak parçalanıyor. Birileri bile bile parçalıyorlar. Türkiye’yi parçalattırmayacağız. Bu tuzağa düşmeyelim. Türkiye’yi iç kavgaya sokmak isteyenlere karşı duyarlı olmamız lazım”

“SÜRÜDEN AYRILMA”

“Devlet insanın dinine, kökenine karışmaz. Sen neysen başımla beraber. Hep beraberiz. Hepimiz bir bütünüz. Ana dilinde konuş, ana dilinde yayın yap. Dünyada en ileri insan hakkı neyse burada da o olacak. Ama bunu etnik farklılaşma için temel olarak kabul etmeyeceğiz. Biz ayrı hak istiyoruz diyenler. Ayrılıkta, hayır yoktur. Birlikte hayır vardır. Sürüden ayrılma. Bu süre senin sürün. Bu tpolum senin, bu devlet senin, sakın inanma. PKK ayrı, güneydoğu’da yaşayanlar ayrı. Onlar bizim kardeşimiz. Onların sıkıntılarını fırsat bilerek, Türkiye’yi bölmeyi amaçlayanlar karşısında ciddi olmak lazım. Hükümet, PKK’nın karşısında gereken duruşu gösteremiyor”

“TERÖR MEYDANI BOŞ BULDU GEZİNİYOR”

Barzani Bush’la görüştü. Ama Başbakan Bush’la görüşmek istedi. Görüşemedi. Türkiye’ye terör yansımamalı. Dış politikada bu olay dikkate alınıyor mu? Hükümet, Dubai’de anlaşma imzaladılar. Yürürlüğe koyamadılar. CHP karşı duruş gösterdi. Irak’taki askeri harekatı görerek, kargaşanın olumsuz yansımaması için önemli bir askeri birliği Güney’e yerleştirmesi gerekiyordu. Terör meydanı boş buldu, geziniyor. Hükümet, terör yapan güçlerin sırtını sıvazlayarak terörle mücadele olmaz. Kararlı olacaksın. Caydırmaya, etkisiz kılmaya çalışacaksın. Adam gibi karşısında duracaksın. Onlara güç katmayacaksın. Devlet olduğunu oradaki insanlara göster. Devlet meydanı boş bırakmış, vatandaş da sesini çıkaramıyor”

“YÖK, TÜRBAN VE İMAM HATİP SİYASETİ YAPILIYOR”

YÖK, türban, imam hatip etrafıanda siyaset yapıyorlar. Görev gelir gelmez Talim Terbiye’yi değiştirdiler. İdelojik olarak mevzilenme çalışması var. Tehlikeli bir bölücülük topluma dayatılıyor. AİHM’in türban kararı Başbakan’ı çok kızdırdı. Tatlı dilli, güler yüzlü Dışişleri Bakanı birden bire Avrupa’ya meydan okudu. A Dışişleri bakanım, Türk askerinin başına çuval geçirildiğinde bu şiddeti, bu celalı nerende saklıyordun? AİHM, ulemaya sormuyor. Bir devletin böyle bir düzenleme yapmaya hakkı var mı, yok mu ona bakıyor. Bu olayı ulemaya sorarsak, başka mahkeme kararlarını da ulemaya sor demeyecekler mi? Bunun sonu var mı? Ulemaya sorarsan Talibana dönersin. Vahabilere, İran’daki şiilere, Zekeriya Beyaz’a mı, Başbakan’a mı soracağız”

“TAYYİP ERDOĞAN ALLAH’LA KUL ARASINDAN ÇEKİL”

Allah, kul, Hz. Muhammed. Sen ne arıyorsun Tayyip Erdoğan orada? Çekil oradan, çekil. Siyasetçi siyasetçi yap. Allah’ın işine karışma. Sen önce kendi hesabını ver. Maliye bakanın dünyada rekor kırdı. Hazineyi, keseyi emanet ettiğin insan, en çok af çıkaran maliye bakanı. Mübarek olsun Tayyip Erdoğan, mübarek olsun.

“GÜNEY KIBRIS DAYATMASI YAPILIYOR”

Güney Kıbrıs’a tanıyacaksın. KKTC konusundaki iddialarım ne olacak? Peki bunları yapınca kısıtlı üyelik de garanti değil. Ucu açık diyorlar. Ne zaman bitiyor, belli değil. İkinci sınıf üyeliği alacak mıyım? AB’den sizi tam koparmayacağım, seninle özel ilişki içindeyim diyorlar. Seninle nişanlıyım, ama nikah kıyar mıyım belli değil diyorlar. Sana ev tutacağım, benimle oturacaksın diyorlar. Bizim hakettiğimiz bu değil.

“TÜRKİYE’NİN AB’YE ÜYELİĞİ AB İÇİN İLAÇ”

AB’nin nüfusu giderek azalıyor. Bakıma muhtaç, üretimde yok. Böyle bir topluma Türkiye’nin üyeliği ilaçtır ilaç. Dinamik, genç, hızlı bir toplum. Üretken, çalışkan bir toplum. Hükümet, tam üyelik isteğimizi kararlılıkla ortaya koyamıyor. Bunu yapacak noktada değil, perişan haldeler. Direnmek ve hakkımızı almak zorundayız.

“YÖK KAVGASI İDEOLOJİK”

YÖK kavgası tamamen idelojik bir kavgadır. YÖK’ü değiştirerek, rektörler değiştirilecek, üniversite kadrolara, üniversite gençliği şekillenecek. Yapmak istedikleri bu. YÖK kavgası, Türkiye’nin geleceği kavgasıdır. Yargıçları hükümet belirleyecek.”

CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ

Cumhurbaşkanlığı seçimleri çok önemli. AKP’nin anlayışına önümüzdeki günlerde teslim edilsin isteniyor. Böyle olunca, ona göre Anayasa Mahkemesi olacak, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu, YÖK üst yönetimi buna göre olacak. Üniversiteler, yargı, gelecek buna göre şekillenecek. Böyle bir Türkiye düşünebiliyormusunuz? Cumhurbaşkanlığı seçimini yeni parlemento yapmalıdır. 4 yıl parlemento için çok normal. Nüfus çok genç. AKP bize anayasa değişikliği öneriyor. Neden 2006’da seçimi yapmak istemiyorsun? Bu dayatma niye? Ben üniversiteleri, yargıyı ele geçirmek istiyorum diyorsan, sen yüzde 34 oyla iktidara geldin.

SEÇİM STARTINI VERİYORUZ, ORDUYA DAVETİYE ÇIKARMIYORUZ

2006’yı seçim yılı olarak görüyoruz, buna göre çalışacağız. Yapmamanın bedelini sana ödettiririz. Seçim çalışmalarına kurultayın ardından başlıyoruz. Biz bu anlayışla çalışacağız. Başka kurumlardan medet ummuyoruz, orduya davetiye çıkarmıyoruz. Herkes oturduğu yerde otursun. Çare millettir. Çare toplumdur. Çare Türkiye. Bu sınavı vereceğiz. Gün demokrasinin Cumhuriyet’e sahip çıkacağı gün”

“TÜRKİYE’Yİ KURDA KUŞA YEM ETMEYİN”

“Türkiye bir ayağa kalkarsa, Cumhuriyet’e karşı tüm güçleri üzerinden atabilir. Şimdi bunu kanıtlamak zorundayız. Bunu Türkiye’ye CHP anlatacak. Cumhuriyet elimi tutun diyor. Hep beraber tutmak zorundayız. Bu seçimde çok hesap görülecek. Türkiye’yi kurda kuşa yem etmeyin. Cumhuriyet’in kazanımlarını ona buna yedirmeyin. Çılgın Türkler kitabı rekor kırıyor. Kendi özümüze sahip çıkmamız lazım. Gerçeği ortaya koydu. İnsanlar bu güzellikler de var demeye başladı. İşini ayarla, köşeyi dön, vatanı sat, şerefini sat demeye başladılar. Türkiye’de değerler değişiyor. Bunun sonu yok. Bu işler mahkemelerde hakim ayarlayarak olmuyor, yurt sevgisiyle oluyor”