Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
38,7915
EURO
43,4325
IMKB
9.700,000
ALTIN
4.049,830
 
Hava Durumu ANKARA
8 / 17 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
BAŞBUĞ,"AZ KONUŞAN AMA KESİNLİKLE SESSİZ BİRİ DEĞİL"
BAŞBUĞ, AZ KONUŞAN AMA KESİNLİKLE SESSİZ BİRİ DEĞİL
 
“Sayın Başbuğ kamuoyu önünde değil, kapalı kapılar ardında konuşmayı tercih edebilir. Orgeneral Başbuğ için gerektiği zaman konuşan biri diyebiliriz, ama asla sessiz biri diyemeyiz.”
 
8.9.2008 - 03:45

Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarına iletişim konusunda danışmanlık yapan Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Nuran Yıldız, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ ile 5 yıl önce tanıştı.

Nuran Yıldız, dengeyi gözeten bir komutan olduğunu söylediği Orgeneral Başbuğ’u şöyle tanımlıyor: “Sayın Başbuğ kamuoyu önünde değil, kapalı kapılar ardında konuşmayı tercih edebilir. Orgeneral Başbuğ için gerektiği zaman konuşan biri diyebiliriz, ama asla sessiz biri diyemeyiz.”

Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç. Nuran Yıldız, kamuoyunun kitaplarıyla tanıdığı bir akedemisyen. Askerin iletişimi konusunda yazdığı “Tanklar ve Sözcükler” kitabıyla adından sözettiren Yıldız, uzun bir dönem Harp Akademileri’nde iletişim üzerine konferanslar verdi. Orgeneral İlker Başbuğ ile tanışmaları da, onun Genelkurmay İkinci Başkanlığı görevini sürdürdüğü 2003 yılında, bu konferansların birinde oldu. Komutanları ve TSK’yı “iletişimci” gözü ile izleyen Nuran Yıldız ile yeni Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’u konuştuk:

Yazılarınızdan (Habertürk internet sitesinde yazıyor) anladığım kadarıyla yeni Genelkurmay Başkanı’nı yakından tanıyorsunuz. Bu tanışıklık nereden?
Herhangi bir kişi için “Onu tanıyorum” demeyi fazla iddialı bulurum, o nedenle de “Şu kişiyi tanırım” cümlesini pek kurmam. Orgeneral Başbuğ ile 2003 yılında, kendisinin Genelkurmay İkinci Başkanı olduğu dönemde tanıştım. İletişim üzerine sohbet etmiştik. Bu konulara ilgisiyle, bilgisiyle beni oldukça şaşırtmıştı.

Neden şaşırtmıştı?
Çünkü biz iletişimciler, iletişimin ne kadar önemli olduğunu kritik noktalarda görev yapan insanlara anlattığımızda, dinliyor rolü oynayan ama dinlediklerine inanmadığını işaret eden boş bakışlar görmeye alışkınız. Oysa sayın Başbuğ tam aksine, söylediklerimi kendi bilgileriyle destekliyordu. Bu, değil bir askerde, bir sivilde bile nadir karşılaştığımız bir tavırdır.

İletişim konusunda kendisini nasıl değerlendirirsiniz?
İletişim ve medya konularına çok önem veriyor. Önümüzdeki günlerde de bu önemin sonuçlarını göreceğimizi düşünüyorum.
“Soğuk Savaşçı”

Orgeneral Başbuğ için Sunday Times, “Buz savaşçısı”, Economist, “Eski moda bir laik” tanımlamaları yaptı. Siz bu nitelendirmelere katılıyor musunuz?
Sunday Times’ın haberini orijinal metninden okudum. Orada “ice warrior” olarak geçiyor. “Buz savaşçısı” değil de, “soğuk savaşçı” diye çevirmek belki daha doğru olurdu. Soğuk savaşçı, hemen duygularına kapılmayan, tavrını akıl süzgecinden geçirerek ortaya koyan anlamında doğru bir tanım Orgeneral Başbuğ için. “Eski moda bir laik” tanımlamasının ise bir sakıncasının olduğunu sanmıyorum. Çünkü laiklik ilkesi en hassas olduğu konu. Aslında Cumhuriyet’in temel nitelikleri konusunda “eski moda” ya da “modern” olarak tanımlanması durumu pek değiştirmez.

“Yeni Genelkurmay Başkanı’nın karakterinin demokrasi için iyi bir fırsat” olduğunu söylüyorsunuz, dayanağınız nedir?
Tek bir dayanağım var. Orgeneral Başbuğ karar ve tavır alırken iki duruma özel önem veriyor; doğru bilgi ve tartışmalı konu neyse o konunun ilgilileriyle diyalog. Bence bu ikisi varsa sorunları germeden çözmek mümkün olabilir.

TSK’da komutan değişse bile politikalar değişmiyor. Peki komutan değişimi TSK’yı nasıl etkiliyor?
TSK’nın görev ve sorumlulukları İç Hizmet Yasası’nda belirlenmiştir. O yasayla belirlenen değişmez bir politikaya sahipler. Komutan değişimi, ancak üslubu ve iş yapış biçimini değiştirir, işin özünü değil.

TSK ile ilişkilerde Hükümet’in tavrı belirleyici olur

Orgeneral Başbuğ’un “çekinilen ve mesafeli bir komutan” olduğunu söylüyorsunuz. Mesafeli olmak bir anlamda iletişime engel değil midir?
Bir kurumun tepe noktasında olan insanın görevleri çerçevesinde samimi, mesafesiz iletişim kurması, sağlıklı bir iletişime işaret etmez. Yöneten kişinin mesafeyi iyi ayarlaması, kendisine duyulan sevgiyi de saygıyı da olumlu yönde etkiler. Bunun en iyi örneği Mustafa Kemal’dir. O’nun yönetme ve liderlik yeteneği bir yanıyla çevresiyle koruduğu mesafeyle de belirlenmiştir.

İlker Başbuğ’un gençlerle sohbetten keyif aldığını söylüyorsunuz. Bildiğiniz diğer özellikleri nelerdir?
Çok okuyor, geniş bir ilgi alanı var. Uzmanlara ve bilim adamlarına çok değer veriyor. İlgilendiği bir konuda mutlaka o konu üzerine çalışanların görüşlerini bilmek istiyor.

“Az konuşmak” Genelkurmay başkanlarının bugüne kadar rastladığımız ortak özelliğinden birisi. Orgeneral Başbuğ da size göre bu özelliğe haiz. Asker konuşunca da, “Ordu kışlasında kalsın” tepkileri geliyor. Bu terazi nasıl dengede tutulur?
Bu dengenin bir reçetesi olduğunu düşünmüyorum. Ordunun kışlasından çıkmaya hevesli bir kurum olduğunu da düşünmüyorum. TSK’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin nitelikleri konusunda hassasiyetleri var. Orgeneral Başbuğ’un konuşmaları bu dengeyi gözetecektir. Kanımca Sayın Başbuğ kamuoyu önünde değil, kapalı kapılar ardında konuşmayı tercih edebilir.

Bir anlamda kamuoyunca “az konuşan” bir komutan olarak mı tanınacak?
Şu hususun altını çizmekte yarar görüyorum; az konuşan biriyle, sessiz biri aynı anlama gelmez. Az konuşan gerektiği zamanda, gerektiği kadar konuşan, boş konuşmayan biri demektir. Sessiz biri ise daha pasif bir kişilik için geçerlidir. Orgeneral Başbuğ için gerektiği zaman konuşan biri diyebiliriz, ama asla “sessiz biri” diyemeyiz.

Bu tavrın hükümet ile ilişkilere yansıması nasıl olur?
Bu sorunun cevabını belirleyecek olan şey, Hükümet’in tutumudur. Çünkü Hükümet de, TSK da demokrasi kavramına vurgu yapıyorlar ama demokrasiyi tanımlamaları farklı. TSK ve Orgeneral Başbuğ, laikliği “demokrasinin vazgeçilmez şartı” olarak görüyor. Hükümet ise laikliği “demokrasinin önündeki engel” olarak görüyor. Bu noktada TSK’nın uzlaşma olasılığının olduğunu sanmıyorum. Dolayısıyla da Hükümet’in tavrı belirleyici.

Orgeneral Başbuğ, şahin mi güvercin mi?

“Bildiğini bilmezlikten gelme sanatı” nedir?
Yazılarımdan birinde bu tanımı Sayın Başbuğ için kullanmıştım. Karşınızdaki kişinin sizin bildiklerinizin etkisinde kalmasını önlemek için, konuya bilmiyormuş gibi yaklaşırsınız. Böylece karşınızdaki kişinin gerçek düşüncelerini öğrenmiş olursunuz.

Orgeneral Başbuğ sizce “şahin” mi, “güvercin” mi?
Bunun doğru yanıtı hem her ikisi, hem hiçbiri. Ne olduğu önündeki konuyla ilgili olarak ortaya çıkacak biri.

Devir teslim törenindeki konuşması nedeniyle bazı çevreler, “TSK’daki şahin ses rolünü bu dönem Işık Koşaner üstlendi” yorumları yaptı. Buna katılır mısınız?
Böyle bir ayrım olduğunu ve yapıldığını sanmıyorum.

Orgeneral Başbuğ’un konuşmalarında, Karl Popper, Francis Fukuyama, Habermas ve Robert Antonio gibi isimlerden alıntılar yapması, bazı aydınlar tarafından farklı yorumlandı. Sizce bu isimleri tercih etmesinin özel bir sebebi var mı?
Yalnızca bu isimleri değil, başka pek çok ismi de konuşmalarında referans olarak kullanan birisi. Söylediklerini bilimsel temellere dayanarak, bağlantılandırarak söylüyor. Genel kabullerin dışında, yeni düşünme ve tartışma noktalarını önümüze koyuyor. Onu dinlerken popülist bir söylem yerine daha nesnel bir söylemle karşı karşıya kalıyoruz.

Demokrasiyi vurguladı

Orgeneral İlker Başbuğ’un devir teslim töreninde yaptığı konuşmayı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Satır araları çok önemli bir konuşmaydı. Fazla sert sayılmazdı. Sürprizsiz olması da olumluydu. Çünkü bu ülke sürprizlerden yoruldu. Ama konuşmanın geneli demokrasi vurgusu yapıyordu. Birey, özgürlük ve devlet kavramları arasındaki dengenin öneminin altını çizdi. Demokrasi, dengeler üzerinde yükselen bir kavram. Sivil toplumun öneminden söz etti. Demokrasi orduların doğasına aykırı bir kavram olmasına rağmen, bu derece önemle üzerinde durulması dikkate değer.”

Büyükanıt ve Başbuğ’un tarzı farklı

Orgeneral Başbuğ’un, Orgeneral Büyükanıt’tan ayrışan tarafları neler?
Bir iletişimci olarak gördüğüm Sayın Büyükanıt’ın konuşmayı, şakalaşmayı, ayaküstü
demeç vermeyi seviyor olması. Sayın Başbuğ’u bu tür durumlarda pek göreceğimizi sanmıyorum.

Resepsiyonda önce kenarda durdu, sonra ortama uydu

30 Ağustos resepsiyonuna ilk kez katılan Hürriyet Gazetesi köşe yazarı Ahmet Hakan’ı, Orgeneral İlker Başbuğ ve eşi ile siz tanıştırdınız. Ardından kendisinin halef selef komutanlara ilişkin bazı tespitleri oldu. Bu tespitlere katılıyor musunuz?
Ahmet, kendisine “mihmandarlık” yaptığımı yazmış. Oysa mihmandarlık biliyorsunuz resmi konuklara, ev sahipleri tarafından verilen bir hizmet. Ben yalnızca o ortamda deneyimli biri olduğum ve Ahmet de arkadaşım olduğu için yardımcı oldum, o kadar. Önce biraz kenarda durdu ama sonra o da resepsiyon ortamına kendisini kaptırdı. İki komutanla ilgili saptamalarına gelince, ayrıntıları için bir şey diyemem, yalnızca Orgeneral Başbuğ için kullandığı, “realist” ve “strateji adamı” saptamaları kesinlikle doğru.

Haber: ŞULE TÜRKER/PAZARVATAN



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


TÜBİTAK'IN ROBOTİK TELESKOPU MONTE EDİLDİ

HER BİRİ 350 PAMUK İŞÇİSİNİN YERİNİ TUTUYOR

ESMERSEN VANGÖLÜ'NDE YÜZ SARIŞIN OL
»  SINAVDA DOĞUM SANCISI TUTARSA
»  "BABAM'DA BANA DEVE KERVANI KİRALAMIŞTI"
»  DON YASAĞINI DİNLEYEN YOK!
»  12 YAŞINDA KALP KRİZİ GEÇİRİP ÖLDÜ!
»  "İSPATLAMAZSAN AHLAKTAN NASİBİNİ ALMAMIŞSIN"
»  YAŞLILARIN SEKS HAYATINI ANLATAN FİLM OLAY YARATTI
»  ÖMÜR BOYU KORUYACAK GRİP AŞISI GELİYOR
»  BEYAZ HOCA, FENA YAKALANDI
»  FERİT İLSEVER'İN RAPORLARI ORTALIĞI KARIŞTIRDI
»  ŞEHİT OĞLUNU SON KEZ ARAYAMAYAN BABANIN KONTÖR İSYANI
»  HAVA'DA MOTORU DURAN BULGAR UÇAĞI İSTANBUL'A İNDİ
»  İNTİHAR ETMEK İSTEDİĞİ İP KOPTU DÜŞÜP ÖLDÜ
»  HIRKA-İ ŞERİF ZİYARETE AÇILDI
»  GÜL, KÖŞK ÖNÜNDE PROTESTO EDİLDİ
»  HER BİRİSİ BİRER DİŞLİ
»  BU KEZ, MİLLİ BABALAR REKLAM FİLMİNDE
»  EN TALİHSİZ HIRSIZ!
»  İSLAM DÜNYASINA ÇİRKİN TAHRİK
»  ORG. BAŞBUĞ'DAN DİYARBAKIR AÇILIMI
»  SİGORTASIZ İŞÇİ ÇALIŞTIRAN ÇALIŞMA BAKANI !
»  ZEKERİYA BEYAZ, BU KEZ DE EROTİZM'E GİRDİ
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.