İmralı'da bulunan Öcalan'ın 15 Ağustos'ta bir açıklama yapacağı haberlerinin olayın diyaloga yönelik olmadığını ve bir gösteriden öte anlam taşımadığını ortaya koyduğunu kaydeden İsa Gök, "Bu tarih, PKK'nin 1984 Ağustos'unun 15'inde Siirt'in Eruh ilçesine düzenlediği ilk kanlı baskının yıldönümüdür ve 25 yıl önceki bu ilk başkaldırıyı, örgütün kendi gündeminde hâlâ ne kadar sıcak tutmakta olduğunu ilan etmektedir." dedi. Kürt açılımı yapılırken PKK ile Kürt sorununun birbirinden ayrılması, gerekli demokratik önlemlerin PKK'den ve terörden bağımsız olarak yaşama geçirilmesi gerektiğine işaret eden Gök şunları söyledi:
"Devletin anayasal yapısına ters düşen adımlardan sakınılması gerekmektedir. Önce Kürt sorununun ne olduğu kamuoyuna tam olarak açıklanmalı, sorun bütün boyutlarıyla ortaya konulmalıdır. Sivil toplum kuruluşlarının, muhalefet partilerinin görüşleri mutlaka alınmalıdır. Bu süreçte ilk adım elbette ki terör örgütünün koşulsuz silah bırakmasıdır."

İsa Gök İçişleri Bakanı Beşir Atalay'a ise şu soruları yöneltti:
"Yapılmak istenilen açılımın önceliği PKK terörünü ortadan kaldırmak mı, yoksa Kürtlere demokratik kimi yeni yasal haklar sağlamak mıdır? İçeriği hâlâ belli olmayan Kürt açılımı projesinde toplumsal bir uyum olduğunu öne sürmektesiniz? Bu uyum nasıl anlaşılmış, neye göre belirlenmiştir? Çözüm için koşullar uygun denilmektedir. Hangi koşullar söz konusudur ve koşulların uygunluğu hangi kıstaslara göre belirlenmiştir? Sınırlardaki mayınlı Hazine arazilerini bile orada yaşayanlara vermeyi düşünmeyen iktidarınız, eve döneceklerin iş ve üstünde ev kurup işleyebilecekleri toprakları sahipleneceklerinden söz ederken bölge halkı üzerinde ne kadar inandırıcı olacaktır? Her fırsatta, eylem ve söylemlerinde ayrılıkçılık ve ırkçılık vurgusu yapan, haritalar çizen, 'İmralı muhatap alınmalıdır' diyen, önce Türk Silahlı Kuvvetleri'nin silah bırakmasını ön koşul olarak ortaya koyan terör örgütü ve siyasal uzantıları ile pazarlık görüntüsünün sonuçları düşünülmüş müdür? 'Muhatap kim?' sorusuna "Muhatap bütün vatandaşlar" gibi bir cevap vermek ne kadar inandırıcı olacaktır? Süreç başlatılırken görüşü alınmayan muhalefete, sürecin içeriği ortaya çıktıktan sonra ne şekilde yer verilecektir? Gece yarısı baskın yasa uygulamaları ortada dururken, muhalefetin görüş ve itirazlarının dikkate alınacağına kim ne kadar güvenebilir? Atacağınız hangi adımlar, Kuzey Irak'taki teröristlerin terörden vazgeçmeleri sonucunu doğuracaktır?
Çözüm konusunda yurdunun bütünlüğü uğruna şehit düşen, kanını canını, toprağının varlığına feda edenlerin, en verimli çağlarında vatan uğruna, geride gencecik eşler ve çocuklar bırakarak göçüp gidenlerin, dul ve yetimlerinin düşünceleri de alınacak mıdır?" ANKA