Kullanıcı başına yaratılan trafikte ise, Japonya ve Güney Kore, Batı Avrupa ve Kuzey Amerika, dünyanın diğer bölgelerine göre hayli önde. Bu ülkelerde özellikle kablosuz servis sağlayıcılar arasındaki yoğun rekabet ve pazarlama stratejileri trafiğin gittikçe artmasındaki en önemli etkenlerin başında geliyor. Ağ operatörlerinin kullanıcı başına ortalama gelirleri ses için hafif bir düşüş gösterirken veri için hızla artıyor.
Dünyada mobil iletişim alanında genişbant veri servislerine doğru hızlı bir yöneliş var. Küresel olarak değerlendirdiğimizde, 2005 yılı 2004’e göre 3. nesil hizmetlerde %100’den fazla kapasite artışının sağlandığı bir yıl oldu. 2005 sonu itibarıyla dünyada 3. nesil abone sayısı 50 milyonu aştı. Bu rakamın 2006 sonunda 120 milyona yaklaşması, 2009 yılında ise 500 milyonu aşması bekleniyor. Kullanıcılar multimedya uygulamalardan ve yüksek hızlı veri servislerinden her zaman ve her yerde yararlanmak istiyorlar. Cep telefonlar üzerinden gerçek zamanlı video, müzik klibi, interaktif oyun, yüksek hızlı veri alışverişi ve televizyon yayını hizmetleri almak için bedel ödemeye hazır bir kullanıcı kitlesi oluşuyor.
3G Teknolojilerinin Sunduğu Avantajlar
Operatörler açısından bakıldığında mobil genişbant teknolojiler; ağ kapasitesini, üç katı daha fazla ağ trafiği taşıyabilecek şekilde artırıyor, mevcut ağdan daha verimli bir şekilde yararlanmayı sağlayarak işletme giderlerini de düşürüyor.
Son kullanıcılar; hareket halindeyken e-postalarına erişim yapabiliyorlar,
en az PC üzerinde olduğu kadar hızlı bir şekilde müzik indirebiliyor ve interaktif oyunlar oynanabiliyorlar. Çalışanlar, öğrenciler ve hareket halindeki herkes erişilebilirliğini ve verimliliğini artırıyor. Kullanıcılar ses, veri ve görüntü servislerinden daha hızlı ve daha ekonomik olarak yararlanabiliyorlar.
Mobil genişbant teknolojiler bütün bunların dışında Internet erişiminin kırsal bölgelere de verilmesini sağlayarak, bölgeler arasındaki sayısal eşitsizliğin giderilmesine yardımcı oluyor, ekonomik büyümeye katkıda bulunuyor. Kurumsal ve kamu fonksiyonlarını destekleyen, sağlık ve eğitim programları sağlayan 3G ağlar; sundukları servislerle dünyanın dört bir yanında günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelirken, ekonomik büyümeye katkıda bulunuyor ve iletişim deneyimlerimizi geliştiriyor.
Ekonomik refahı etkileyen temel unsurlardan biri olan bilgi ve iletişim teknolojileri (BT), Avrupa’nın toplam verimlik artışında %40 paya sahip. Son beş yıldır, Avrupa’da genişbantın yayılması kararlı bir şekilde ilerliyor. “Telecompaper” adlı analiz grubunun son raporuna göre ilk kez genişbant abone sayısı açısından Amerika’yı geçen Avrupa, yaklaşık 48 milyon abone ve %30 pazar payı ile, 61 milyon aboneye ve %39 pazar payına sahip olan Asya’nın ardından dünyanın ikinci en büyük genişbant pazarı haline geldi. Avrupa’nın dünya pazarında rekabet edebilmek için genişbant uygulamalarını hızla yaygınlaştırması gerekiyor.
Avrupa’da servis sağlayıcılar; kurumsal ve bireysel müşterinin Internet üzerinden telefon görüşmesi (VoIP) yapabilmesi ve birçok yeni genişbant ses, video ve veri servisine istenilen yer ve zamanda erişebilmesini sağlayan teknolojiler sunuyorlar. Avrupa’nın her noktasında
3. Nesil ağların hızlı şekilde uygulamaya konulmasıyla tetiklenen, sürekli artan kablosuz uygulamaları; konumdan bağımsız olarak mobil cihazlardaki multimedya araçlarıyla gerçek zamanlı görüntü alınmasına, müzik yüklenmesine ve işbirliği uygulamalarına olanak sağlıyor.
Müşterilere sunulan servislerin geliştirilmesi ve verimliliğin artırılması amacıyla, büyük küresel şirketlerden küçük ölçekli işletmelere kadar, işlemler her geçen gün daha da fazla sanallaşıyor ve yüksek hızlı genişbant erişimine olan bağımlılık rekabet gücünü etkileyecek oranda artıyor.
Çalışanlar; anlık mesajlaşma, IP telefon, multimedya fonksiyonları gibi herhangi bir cihaz –bilgisayar, PDA veya cep telefonu- kullanılarak erişilebilen SIP temelli uygulamalarla, bürolarının dışında da herhangi bir yerden bağlantı kurabiliyorlar.
Mevcut ve gelişmekte olan genişbant teknolojiler, dünyada sayısal sınır boyunca gelişmiş bölgelerin yararlandığı kurumsal, sağlık, eğitim ve sosyal avantajların az gelişmiş bölgelere doğru yaygınlaştırılmasını mümkün kılıyor. Bu durum, uzak veya kırsal alanlara, ilk kez Internet ve beraberinde kurumsal iletişim araçları, uzaktan eğitim ve teletedavi gibi olanaklara erişim olanağı sağlayacak.