MAB: Bir burukluk bir kırgınlık oldu mu
Deniz Baykal: Hayır desem inandırıcı olur mu bilmiyorum ama ben yine de hayır diyeceğim.
10 yılda bir ben gerek özel hayatımın gere siyasi hayatımın köklü bir değişiklik yaşadığını biliyorum.
CHP benim iç dünyamda çok büyük önem taşıyor.
Böylesine köklü alt üst oluşların benim iç dünyamda, psikolojimde fizyolojimde benim için ihtiyaç haline geldiğini hissediyorum.
YİNE SİYASET YAPACAĞIM
Herkes çok iyi gördük seni diyorlar. Herkes beni karalar bağlanmış şekilde göreceğini sanıyor.
BUNLAR BANA DOPİNG GELİYOR
Bana doping gibi geliyor.
Şu anda hayata karşı duyarlılığımı çok daha üst seviyede hissediyorum.
Siyaseti illa genel başkan olarak yaparız diye bir anlayış yok ki. Ben 5 yıl siyasi yasaklıydım yine yaptım. Siyazet yapacağım.
CHP ve Türkiye’ye karşı kendimi sorumlu hissetmeye devam edeceğim.
Referandumda meydanlara çıkacağım, meclise de gideceğim, parti toplantılarına da gideceğim.
M.A.B: Meclise normal bir milletvekili gibi gitmek sizi üzer mi?
Deniz Baykal: Hayır üzmez. Ben şu anda her şeyi sıfırdan başladım. Genel başkan olarak yapıyordum şimdi milletvekili olarak yapıyorum.
Bana ne artık parti diyemem. Bir arayışım yok. bu benim işim benim mutluluğum.
M.A.B: Koşullar yerine geldiği zaman Deniz Baykal’ı aday olarak görebiliriz demek.
Deniz Baykal: Bütün bunlar benim anlattığımın dışında. Bir makam mevkii için siyaset yapmıyorum.
Cumhurbaşkanlığı gibi bir mesele yok.
HEDEF İÇİN SİYASET YAPMIYORUM
Geçmişte de zor günler yaşadık. Ben belli bir hedefi yakalamak için siyaset yapma gayreti içinde olmadım. Öyle olsaydı hedefe ulaştığında mutsuz olurdun. Yaşanan sürecin kendisi mutluluğun kaynağı.
M.A.B: Bazıları heyecanı medya veriyor diyor. Bu suni bir şey mi yoksa kurultay bazı şeyleri değiştirdi mi?
Deniz Baykal: Suni bir şey değil. Arka planına bakmak lazım. Neydi? CHP yükselen bir partiydi.