Türkiye'nin her tarafında yaşamakta olan birinci sınıf vatandaş konumundaki insanlarımızı PKK ile özdeşleştirerek, PKK'nın hedeflerine varmasını kolaylaştırıcı hatalara düşülmemelidir. Bu vatandaşlarımızı PKK'nın elinden kurtarmak için örgütün kökünü kazımak lazım.
İktidarın geniş bir Anayasa değişikliği paketi hazırlığı var. Bu, baskın seçim için iktidarın hazırlık içinde olduğu anlamını taşır. İktidarın 2004 sonuna kadar uyguladığı ekonomik programlar, bizim hükümetin programıydı.
Kürtler Allah'ın kutsal emaneti
Liderler Zirvesi'nin üçüncü konuğu MHP Lideri Devlet Bahçeli Türkiye'nin hassas olduğu konularda çok çarpıcı açıklamalar yaptı: Kürtçe konuşan vatandaşlarımız, Cenab-ı Allah'ın kutsal emanetidir. Herkese PKK'lı muamelesi yapmak tarihi hata olur.
- Son dönemde PKK eylemleri artmaya başladı. Sizce olaylar hangi boyuta çekilmek isteniyor?
- 1978 yılında Diyarbakır'ın Lice ilçesine bağlı Fis Köyü'nde, PKK'nın temelleri atılmıştır. Önce Marksist Leninist bir örgüt olarak şekillenmiş olan PKK, 1984 yılında Hakkari Şemdinli ilçesiyle Eruh'ta baskın yapmak suretiyle ilk eylemini gerçekleştirmiştir. Bu terör faaliyetlerinde, iç ve dış odaklardan beslenmiştir. Tabii bunun Türkiye'ye sosyal ve ekonomik maliyeti yüksek olmuştur. 30 bine yakın insanımız şehit düşmüş, hayatını kaybetmiştir. Son yıllarda ise, değişik isimlerle, özellikle Avrupa ve Türkiye kamuoyunu yanıltarak faaliyetlerini sürdüren PKK, tekrar eylem ortaya koymuştu. Demek ki, zaman zaman hafiflemekle beraber, PKK'nın faaliyetleri devam etmektedir. Kamuoyunda bunlar kabul görmemiştir. Bölge insanları tarafından da kabul görmemiştir. Özellikle 1999-2000 yıllarının başında, PKK terör faaliyetlerinin minimize edildiği ortamda, orada yaşayan insanlarımız hemen normal hayata dönüş gayreti içine girmiştir. Buradaki insanlarımız Türkiye'den kopmak istememektedir.
- Yani örgüte halk desteği yok...
- Kendileriyle her konuştuğumuzda "Devlete zeval olmaz" demişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti'ne sevgilerini ifade etmişlerdir. Ama son günlerde Sayın Başbakan, AB'nin dayatmaları ve bazı danışmanlarının yönlendirmesiyle, sözde aydın birileriyle görüşerek, bütün siyasi partilerin hassasiyet gösterdiği bir konuda tarihi bir hata yapmıştır. PKK saldırganlığını ve bunları önleyici tedbirleri kamuoyuyla paylaşacağı yerde, bir Kürt sorunundan bahsederek, Türkiye'yi yeni bir tartışmaya sokmuştur. Bazılarına cesaret vermiştir.
Şimdi, PKK ve yandaşları, her birini Cenab-ı Allah'ın kutsal bir emaneti olarak kabul ettiğimiz Kürtçe konuşan vatandaşlarımızı, örgüt mensubu konumuna taşımaya çalışmaktadır. İmralı'da bulunan caniyi de bu topluluğun lideri olarak gösterme gayreti vardır. Bunu fırsat olarak gören bazı kişiler, PKK'nın yasallaşması ve siyasallaşması için hükümeti sıkıştırmaya çalışmaktadır. Bu çok açık olarak görülmelidir. Şimdi hükümet, hatasından dönüp, bölücü terörle amansız bir mücadeleyi nasıl yapacağını planlamalıdır.
- Fakat bazı insanlar da her Kürt kökenliye PKK'lı gibi bakıyor...
- Çok büyük bir hata olur. Türkiye'nin her tarafında yaşamakta olan ve ana dili Kürtçe olmakla beraber, birinci sınıf vatandaş konumundaki insanlarımızı PKK ile özdeşleştirerek, PKK'nın hedeflerine varmayı kolaylaştırıcı hatalara düşülmemelidir. Birçok sosyal alan çalışması ortaya koymaktadır ki, PKK'ya destek veren insan sayısı yüzde 3 bile değildir. Ama Doğu'da olduğu gibi Türkiye'nin diğer yörelerinde de yoksulluk, işsizlik, gelir dağılımı adaletsizliği vardır. Bizim 57. Hükümetimiz döneminde, Doğu ve Güneydoğu Anadolu Eylem Planı uygulamaya konulmuştur. Bu planın geliştirilerek devamında yarar vardır.
- Bu vatandaşlarımızı PKK'nın elinden kurtarmak için ne yapmalı?
- Örgütün kökünü kazımak lazım. Örgüt mensubu insanların hepsi, alınacak tedbirlerle Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne teslim olmalıdır. Bölücü örgütün faaliyetlerine son verilmeli ve örgütün istismar etmiş olduğu bu insanlar, samimiyetle kucaklanmalı.
Anayasa değişiyor, baskın seçim olabilir
- Sizce erken seçim olacak mı?
- İktidarın geniş bir Anayasa değişiklik paketi hazırlığı var. Bu pakette seçim süresi, milletvekili sayısı, Türkiye milletvekilliği, Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nin alternatifi sunuluyor. Anayasa'nın 67. maddesinin son fıkrasında, "Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 1 yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanamaz" deniliyor. Anayasa değişikliği kapsamında, bu fıkra kaldırılıyor. Bu, baskın seçim için bu iktidarın hazırlık içinde olduğu anlamını taşır.
Biz MHP olarak, her şeye hazır hale gelmeye çalışıyoruz. Bugünkü iktidar, mutlaka bir erken seçim yoluyla iktidardan uzaklaşmalıdır. Bunu millete tam anlatmalıyız.
İlk hedefimiz 4Y ve 4A
"Türkiye'nin sorunları yolsuzluk, yoksulluk, yozlaşma ve yabancılaşmadır. Yani 4Y... MHP açlık, ahlaksızlık, adaletsizlik ve asayişsizliği önleyecektir. Buna da 4A diyoruz. MHP'yi tek başına iktidar yapmak için de 4A formülümüz var. Her Ülkücü; ailesinden, akrabasından, arkadaşından ve adaşından oy getirecek."
Bahçeli rakipleri iyi tanıyor
- Yeni Irak Anayasası ile Kürtler devlet olma yolunda önemli bir adım attı. Türkiye nasıl etkilenir?
- Bazı gelişmeler eşzamanlı oluyor. Kuzey Irak'ta, bağımsız devlet olma hakkı saklı kalmak şartıyla bir federal yapı oluştu. Bunlar Türkiye'nin baş ağrılarıdır. Oradaki üçüncü unsur kabul edilen Türkmenler'le ilgili hiçbir hak da tanınmamıştır. Türkiye Irak'ta böyle olmuştur, Kıbrıs'ta böyle olmuştur. Türkiye, ilk defa bu kadar nazik bir dönem yaşıyor. Bu konuda en fazla tecrübeye sahip ülke olmamız gerekir. Mesela, Cumhuriyet'in 82. yıldönümünü kutlayacağız. Birçok hassas dönem geçirilmiş, güçlükler yaşanmış. Böyle bir ülkenin yönetimine talip olanlar, özel eğitimden geçirilmiş olsalar dahi, bu kadar yüksek bir tecrübeye sahip olamaz. Ama bu tecrübe kullanılmıyor. Hatalar tekrarlanıyor sürekli.
- Enflasyon düşüyor. Ekonomiyi nasıl değerlendiriyorsunuz?
- 57. Hükümet'in ekonomi politikalarının uygulama sonuçlarıdır bunlar. Bugünkü iktidar, 2005'ten itibaren uygulamaya koyduğu ekonomi politikalarıyla değerlendirilmelidir. 2004 sonuna kadar uygulananlar, bizim hükümetin programıydı.
- "Koalisyon bozulmasaydı" dediğiniz oldu mu hiç?
-Hayır hayır. "O günkü şartlarda, doğru zamanda alınmış, doğru karar" diye düşünüyorum. Çünkü ancak ve ancak, 57. Hükümet'in ülkeyi seçime götürme şansı kalmıştı.