Usta Gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun hazırlayıp sunduğu Ceviz Kabuğu programına katılan Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu, heyetlerin kendisini ziyareti (!) sırasında bu tür sorular sorduklarını, sorulardan birinin de Alevilik üzerine olduğunu açıkladı.

CEVİZ KABUĞU’NUN BU HAFTAKİ KONUĞU ALİ BARDAKOĞLU’YDU...
Diyanet’ten 3 skandal
* Hulki Cevizoğlu’nun Papa’yla ilgili olarak, “Yazılı bir kınamanız oldu mu?” şeklindeki sorusu üzerine Diyanet’in böyle bir kınamada bulunmadığı ortaya çıktı
* AB’nin dayatmaları ile hutbelerden, “Allah katında yegane din İslam’dır’ ayeti çıkarıldı mı?” sorusu karşısında Bardakoğlu’nun itirafı dehşet vericiydi
* “Kocatepe Camii’ne VİP yolu yapılması” tartışılırken Ali Bardakoğlu, “Cenaze namazları şova dönüştü. Cenaze namazında sloganın ne işi var?” dedi
Usta gazeteci Hulki Cevizoğlu’nun Kanaltürk’teki Ceviz Kabuğu programının bu haftaki konuğu Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu oldu. Papa Benedikt’in Türkiye ziyareti öncesi Hz. Muhammed’e hakaret içeren sözleri ve oruç konularının ele alındığı programda Prof. Bardakoğlu, önemli açıklamalar yaptı. Bardakoğlu, Papa’nın açıklamasının “kaba ve incitici” olduğunu söyledi ve şöyle konuştu: “Diyanet İşleri Başkanlığı olarak biz, tavrımızı net olarak koymalıyız. Yapılan yanlıştır, özür dilenmelidir. Papa, sözlerin kendisine ait olmadığını ve bir kitaptan alıntı olduğunu söylüyor ama bu kitap Hıristiyan teolojisinde önemli bir kaynak. Papa’nın hatası İslam eşittir şiddet gibi göstermesi ve İslamiyet’in peygamberini kılıçla şiddeti getirmiş göstermesidir. Dini liderlerin her tavrı önemli. Bu insanlar birleştirici olmalıdır. Başkanlık olarak biz bu sözleri Türk basınından çok önce haber almıştık. Ama inanamamıştık. Şimdi net tavır koymalıyız. Yaptığı fevkalade yanlıştır, özür dilenmelidir.”
Vatikan din devleti
Prof. Dr. Bardakoğlu’nun bu sözleri üzerine Hulki Cevizoğlu, “Siz sözlü tepki gösteriyorsunuz ama, yazılı bir kınamanız oldu mu? Sizin bu tepkinizin kim farkında?” biçimindeki sorusu üzerine Diyanet’in yazılı bir kınamada bulunmadığı ortaya çıktı. Papa’nın Hıristiyanlığı, sevgi ve aklın egemen olduğu, Müslümanlığı ise, şiddetin egemen olduğu ve aklın geri planda kaldığı bir din olarak göstermeye çalıştığını da sözlerine ekleyen Bardakoğlu, Papa’nın sözlerindeki ana temanın Hristiyanlık Çağrısı olduğunu belirtti: “İslam tarihinde hiç din savaşı yoktur. Müslümanlarınki devletler arası siyasi savaştır. Din savaşı Batı’da Hıristiyanlıkta vardır. Müslümanlar kendilerini koruma, savunma savaşı yapmışlardır.” Diyanet İşleri Başkanı, diğer dinlerde dinin ana metinleri (orijinal din) ile dini anlama ve yorumlama biçimleri (sosyolojik din) arasındaki farkın büyüdüğünü, İslam’da ise bu farkın en aza inmiş durumda olduğunu belirterek, din adamlarının, dini kendi çıkarlarına uygun hale getirmeye çalışmasının çok yanlış olduğunu şu sözleriyle vurguladı: “Din, din adamlarının tasallutuna bırakılamaz. O yüzden islamda ruhban sınıfı yoktur.
Vatikan bir din devleti. Din ile
siyaset orada iç içe. Kilise ile siyaset hep savaşmıştır. Din adamları da bazen bu savaşa benzin döküyor.”
Din - siyaset ilişkisi
Din ve siyaset ilişkilerinin tartışıldığı bölümde Hulki Cevizoğlu’nun “KKTC müftüsünün siyaset yapmasını doğru buluyor musunuz?” sorusuna, Bardakoğlu, “Din adamları aktif siyasete girmemelidir” yanıtını verdi ve şöyle devam etti: “Din siyasete, ideolojiye, çıkar ilişkilerine ve ticarete alet edilmemeli. Prensip olarak din, siyasetin, günlük polemik, çıkar ilişkileri ve tartışmaların üzerindedir. Din adamları da öyle kalmalıdır. Din adamları siyasetten uzak kalmalı ve aktif siyasete girmemelidir. Ben de Diyanet İşleri Başkanlığı olarak ne mevcut iktidarın ne de mevcut muhalefetin ne yanında ne de karşısında oldum. Bu hepimizin ortak yararına. Bazen çok yalnız da ka-labilirim. ”
AB dayatması itirafı
Hulki Cevizoğlu’nun “AB’nin ve Amerika’nın dayatmaları ile hutbelerden, ’Allah katında yegane din İslam’dır’ ayeti çıkarıldı mı?” sorusuna Diyanet İşleri Başkanı şu karşılığı verdi: “Biz iç siyasetten emir almıyoruz ki, dış siyasetten alalım. Böyle bir emri, hem kendi kişiliğimize hem de dinimize hakaret sayarız. Bizim böyle bir emrimiz olmadı.” Prof. Dr Ali Bardakoğlu, Cevizoğlu’nun ısrarlı soruları karşısında ise, “AB heyetlerinin kendisini ziyareti sırasında bu tür sorular sorduklarını sorulardan birinin de alevilik üzerine olduğunu açıkladı. Bir izleyicinin ” Diyanet İşleri’nde ne zaman Alevilerin temsil hakkı olacak? “ sorusuna karşılık Bardakoğlu’nun yanıtı şöyle oldu: ” Diyanet İşleri
Başkanlığı bir kamu
kurumudur. Bir mezhebi ve meşrebi esas almaz. İşi, mezhep temsili noktasına getirirsek, vatandaşlık sistemi esasına göre hizmeti terk etmiş oluruz “ Bardakoğlu, AB’nin bu konuyu öne çıkarmasındaki asıl amacın, Alevi haklarına sahip çıkmak olmadığını, konuyu kendi hedeflerine bir kademe olarak gördükleri için sahiplendiklerini vurguladı. ” Misyonerlik “ konusuna da değinen Prof. Bardakoğlu, ” Misyonerliğin iç yüzünü “Misyonerlik din adamlığı değildir” sözleriyle net olarak ortaya koydu ancak, Cevizoğlu’nun “AB dayatmalarıyla ev kiliselerin ve cemaati olmayan yerlerde semt kiliselerinin açılması misyonerlik ve dinin siyasete alet edilmesi değil mi?” sorusuna yanıt vermedi.
Kocatepe’de VİP’i
savundu
Programda Diyanet İşleri Başkanlığı ile ilgili diğer bir eleştiri “ Kocatepe Camii’ne VİP yolu yapılması” konusu oldu. Bu eleştiriyi Ali Bardakoğlu, “Söz konusu yolun yaşayanlar için değil, ölenler için olduğunu ve bu yol ile cenaze namazlarındaki izdihamın önlenebileceğini” söyleyerek yanıtladı. Sözlerini “ Cenaze namazları şova dönüştü. Cenaze namasında alkışın, sloganın ne işi var?” diyerek sürdüren Bardakoğlu, Cevizoğlu’nun “Şehit cenazelerini mi kastediyorsunuz?” sorusu üzerine “Şehit cenazeleri ortak acımızdır. Yapılan bütün niyazlar, acılar yerindedir” karşılığını verdi.
Cemaatler dini değil
Ali Bardakoğlu, İsmailağa Camii’nde bir imamın öldürülmesi ve katilin de cami içinde linç edilmesi konusunda şu değerlendirmeyi yaptı: “Bu cinayet ortak barışa bir saldırıdır. Aynı şekilde imamı öldüren şahsın da yargısız infaza uğraması yanlış ve üzücü bir olaydır.” “Türkiye cemaatler ülkesi mi oluyor?” sorusu için; cami cemaatinin, cami civarında oturanların oluşturduğu sivil bir oluşum olduğunu, cemaati belirleme haklarının söz konusu olmadığını belirten Bardakoğlu, “Cemaatlerin oluşumu dini değil, sosyal bir olgudur. Sivil dini inisiyatifler var, Diyanet İşleri Başkanlığı zayıflarsa, onlar güçlenir” dedi.