CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğlu: Alman yargıcın, Alman savcının, Alman polis müdürünün asıl fail olarak suçladığı kişi nasıl olur da koltuğunda oturur? Akman şu ana kadar ne söylediyse hepsi yanlış çıktı.
Bu kadar gerçek dışı konuşan bir insanın sözüne kim itibar edebilir? Bu insan medyada etik değerlerin korunması ve yerleşmesi için çaba gösteren bir kurumun başında. Ahlaki değeri bu kadar yozlaşmış bir kişinin RTÜK başkanlığında kalması AKP'nin ahlaki değerlere nasıl yaklaştığını gösterir. Başbakan bunu içine sindiriyorsa, Akman'ı RTÜK Başkanlığı'ndan alıp Başbakanlık Müsteşarlığı'na getirsin. Böylece tencere yuvarlanıp kapağını bulmuş olacaktır.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz Ateş: Hakkında bu kadar şaibe ve dedikodu çıkan, yurt dışındaki mahkemelerde 'yüzyılın dolandırıcılığı' denen olayın ana gövdesinde yer alan şaibeli birisinin, iktidarın kanatları altında olduğu için Türkiye'de yargılanmasa dahi, görevde kalmaması lazım. Ayrıca, sürekli yalan beyanda bulunuyor. Ama, 'Başbakan ve çevresi kanunlara uymayabilir' gibi bir kanun varsa onu da açıklasınlar. Yoksa hemen görevini bırakması lazım.
MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural: RTÜK Başkanlığı yapan birisinin güvenilir olması gerekiyor. Hele hele TBMM tarafından seçilmiş bir kimsenin gerçekte olan bitenle, söyledikleri tutarlı olmalı. Bu süreçte Akman, yaptıkları ile söyledikleri arasındaki çelişkiler nedeniyle artık güven kaybetmiştir.
Bu kişinin RTÜK'te görev yapması medyanın üzerinde baskı ve tehdit aracı olur. Soruşturmanın selameti açısından da görevinden ayrılması kamu hukuku gereğidir. Akman'ın aklanma sürecinin başlatılmasında yarar görüyorum, vicdani olarak gereğini yapmalıdır. Yoksa Akman'ın, bu konuları haber yapan medya üzerinde Demokles'in kılıcı gibi orada bulunması doğru değildir.