|
ERDOĞAN: ''RESMİ DİL TÜRKÇE. BİTTİ''
|
 |
 |
 |
|
|
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı bir televizyon programında soruları yanıtladı. Erdoğan, "Bakanlıklar kalıcı değil, geçicidir" dedi. Konuşmasında söylediği "Benim için Kürt sorunu yoktur" sözünü bir adım ileri götürerek,"Kürt sorunu tabiri bizi ayrımcılığa düşürür" ifadesini kullandı. 'Şu anda içeride 400'e yakın emekli muvazzaf emekli subay, astsubay var. Hemen hemen hepsi tutuklu. Kimi örgüt kurmaktan kimi de üyelikten. Böyle bir şeyin hükümleri kesinse, işi bitir.' ifadesini kullandı. Anadilde savunma hakkı ile ilgili olarak da 'Bu ülkenin resmi dili Türkçe... Bitti"
|
|
|
 |
|
|
|
|
 |
İşte Başbakan Erdoğan'ın açıklamaları:
Süreç içerisinde gerçekten zaman zaman bir meslekte bakıyorsunuz zayıflama oluyor, bir performans düşüşü oluyor. Zaman zaman bakıyorsunuz toplumla olan ilişkilerde bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Tabii bizim de gerçekten sorumluluk mevkisinde olan bir başbakan olarak, kabinede eğer değişimi gerektiren bir şeyi yakalıyorsanız, sevk-i idareci olarak da bunu yapmak zorundasınız. Bu hiç bir zaman arkadaşlarımdan farklı noktada, Allah göstermesin, olumsuz yaklaşım tarzı olarak değerlendirilmemeli. Onlar ellerinden gelen bütün gayreti ortaya koydular'' dedi.
Bakanlar Kurulu'nda yapılan değişikle ilgili soru üzerine Erdoğan, ''Kabineler göreve başladığından sonra ilanihaye görev yapar diye bir kayıt yok. Süreç içerisinde gerçekten zaman zaman bir meslekte bakıyorsunuz zayıflama oluyor, bir performans düşüşü oluyor. Zaman zaman bakıyorsunuz toplumla olan ilişkilerde bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Tabii bizim de gerçekten sorumluluk mevkisinde olan bir başbakan olarak, kabinede eğer değişimi gerektiren bir şeyi yakalıyorsanız, sevk-i idareci olarak da bunu yapmak zorundasınız. Bu hiç bir zaman arkadaşlarımdan farklı noktada, Allah göstermesin, olumsuz yaklaşım tarzı olarak değerlendirilmemeli. Onlar ellerinden gelen bütün gayreti ortaya koydular'' diye konuştu.
Recep Akdağ'ın Sağlık Bakanlığı döneminde, 10 yıldır elinden gelen bütün gayreti ortaya koyduğunu ve kabinede en uzun görev yapan 5 bakandan biri olduğunu belirten Erdoğan, ''Aynı şekilde diğer arkadaşlarımdan bu dönemde göreve başlayanlar olduğu gibi ikinci dönem yine bakanlık yapan arkadaşlarım vardı. Bazılarında bir değişiklik gerektiği için bu adımı attık'' dedi.
Erdoğan, Milli Eğitim Bakanlığı'nda yeni bir sürecin içinde olduklarını dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Kod olarak '444' dediğimiz 4 4 4 süreci hakikaten çok farklı bir yapıyla birlikte, bir de ülkemizde özellikle eş durumundan öğretmenler meselesinde beklentiler var. Beklentiler noktasında bunu süratle aşmamız gerekir. Eğitim Komisyonu Başkanı olan Nabi Bey'in de bu konulardaki hassasiyetlerini biliyoruz. Aynı şekilde Kültür Bakanlığımızda bazı durumlar var. Çok süratle almamız gereken mesafeler var. Biz Kültür ve Turizm Bakanlığını birleştirirken bir düşüncem vardı, o da şuydu, turizmi başlı başına bir olay görmenin yanlış olacağına inanmıştım. Eğer sadece turizm olarak değerlendirirseniz, o zaman sadece deniz, kum ve güneş olarak bu işi bugüne kadar tanımladılar...Biz olayı böyle değerlendirmeyelim dedik. Arkadaşlarımın birçoğu o zaman muhalefet etti. Dedim ki biz bunu kültürle birleştireceğiz. Kültürle bunun birleştirirsek hem turizm için çok ciddi bir altyapı elde ederiz, bir de kültürel varlıklarımızı süratle restore etme imkanı buluruz. Bu birbirini desteklediği zaman bütün o eserler bir çekim alanı oluşturacaktır. Dolayısıyla kültür ve inanç turizminde sıçrama yapalım dedik. Bunu biz aynı zamanda eğitimle de bütünleştirdik, sağlık turizmiyle birleştirdik. Daha sonra dağ, yayla bütün bunlarla birleştirmek suretiyle 2012 32 milyonla hamdolsun patladı.''
MAKAMLAR KALICI DEĞİL
Başbakan Erdoğan, bunu yeterli bulmadıklarını vurgulayarak, ''İstanbul'da mesela otel yetiştiremiyoruz. Rakamlar artık gayet iyi konuma geldi, daha da iyi noktaya yürüyecek. Şu anda girişimcilerimiz İstanbul'da otel yatırımlarını devam ettiriyorlar. Antalya dediğimiz zaman sadece bir mevsim, bir buçuk mevsim turist görebilirdiniz, şimdi 4 mevsime yayılmaya başladı. Oraya doğru eğitimi, konferans meselesini, kongre turizmini oraya doğru öteliyoruz. Bir de özellikle golf turizminde de ciddi sıçramalar oralarda oldu. Aynı zamanda uluslararası futbol takımları da Antalya'ya gidiyor. Bunlar için orası önemli bir merkez haline geldi. Bunlar turizmde potansiyelimizi arttırıyor ve çok daha iyi bir noktaya geleceğiz. Doğu, Güneydoğu, buralara doğru bu iş yürüyecek ama malum terör belası ister istemez orada bu sıçramayı yapmamızı önlüyor. bu sıçrama oralara doğru yansıdığında biz 32 bırakın 50'yi yakalar yolumuza devam ederiz'' değerlendirmesinde bulundu.
İÇİŞLERİ BAKANLIĞI
İçişleri Bakanının da süreç içerisinde elinden gelen gayreti gösterdiğine işaret eden Erdoğan, ''Bir değişimin olması, bütün bunlarla beraber bizim bir şeye inandığımızı açık net ortaya koymam lazım. O da makamların kalıcı değil, geçici olduğuna inanan partiyiz. Bu 1, 2, 4, 10 15 sene olur, hepsi olabilir ama bütün mesele o süre içinde birbirimizi anlayışla kucaklayarak bundan sonraki süreçte dayanışma içinde yolumuza devam edeceğiz'' dedi.
BÜROKRASİ ÖNÜMÜZÜ TIKIYOR
Marmaray'da 3 yıl geciktik. Ama çok basit bir yerde bürokrasi önünüzü tıkıyor. Kanun Hükmünde Karaname ile biz bir adım attık. Tabiat varlıkları ile kültürü ayırdık. Tarih ve kültür varlıkları bir arada olunca hızlı gidemiyorsunuz. Bazıları karşı çıkıyor. Diyorsunuz ki, 'Burada bir Taksim kışlası vardı. Bununla Taksim'i zenginleştireceğiz.' Karşı çıkıyorlar. Bunun Aslı 150-160 yıl önce böyle yapılmış. İstiklal Caddesi Barok mimarisinden geçilmiyor. Taksim'i kaldıracak mıyız? Belediye Başkanı olduğum zaman Vitali Hakko'ya dedim ki 'İstiklal Caddesi'ni koruyalım' Vakko binasına bir giydirme yaptılar. İstiklal Caddesi'nde aslına tam ters bir yapı oldu. Biz aslına uygun yapı olsun diyoruz. Bize 'hayır öyle olmaz, böyle olmalı' diyorlar. Trafiği tamamen yerin altına alıyoruz. Kullanım noktasında belli bir kısmı rezidans olabilir, müze olabilir. Avrupa'da meydanlar vardır. Bizim öyle bir meydanımız yok. Aynı şey diğer bazı bakanlıklarda var. Biz yatırımda frene basmadık. Ben Başbakan olarak asla frene basılmasına taraftar değilim. Bu bizi durdurur. Bizim kazanmaya, daima kazanmaya ihtiyacımız var. Kazandıkça vatandaşa dağıtacağız.
FRENE BASMA TARAFTARI DEĞİLİM
Çok daha süratli gitmemiz lazım, vaktimiz dar. Türkiye'nin ayağa kalkmasında, şu anda biz güçlüysek, bunu özellikle vurguluyorum. Biz yatırımda, bazı arkadaşlar yatırımda frene basmak falan diyor. Frene basmadık, esasen ben bir başbakan olarak asla frene basılmasına taraftar değilim. Dikkatli gideriz, dozunda gideriz ama aralıksız devam etmek durumundayız.
KÜRT SORUNU
Ben artık olaya Kürt meselesi demeyeyim. Çözüm sürecinin içindeyiz. Bizler her türlü enstrümanı kullanmaya hazırız. En ufak bir kesinti düşünmüyoruz.
Geçenlerde bir milletvekilinin yaptığı açıklama ile baltayı taşa vurdular. Daha milletin tanımını bilmiyorlar. Bunun çözüm yeri parlamentodur diyor ana muhalefet partisi. Ama bunun dışında ben çağrımı yineliyorum. 3 arkadaşıma ben talimatımı verdim. Siz de talimatınızı verin. Çalışmalarını yapsınlar bize getirsinler anayasal yasal ne gerekiyorsa yapalım. Yeter ki bu ülkede terör belasından halkımızı kurtaralım. Bazı BDP’li arkadaşlar beni arıyorlar. Bu noktada benim samimiyetimden endişeniz varsa bu beni üzer. Biz size inanıyoruz, diyorlar Diyorum ki bu açıklamalarınızı biraz düzeltin. Yoksa ben bunun altında kalmam. Ben Kürt kardeşimi nasıl bombalarım, biz teröristi bombalarız. Niye? Benim Mardin’ce polisimi arkadan vuruyor. Yeter ki silahlar gömülsün. Bu ülkede artık refah huzur o bölgede de hâkim olsun.
KÜRT SORUNU BİZİ AYRIMCIĞA DÜŞÜRÜR
"Batı neyi gördüyse doğu da onu görecek" şeklinde konuşan Erdoğan, "Şimdi Kürt, Türk, Laz, Çerkez sorunu…Bunları çoğaltabilirsiniz. Bu bizim ayrımcılığa götürür. Burada ayrım yapmam mümkün değil. Kimse yaratılırken ne olduğunu bilmiyor ki. Hepsini biz yaratandan ötürü seviyoruz. Onlara hizmette bizim görevimiz. Bu artık sadece terör sorunu. Biz bölgesel milliyetçiliğe hayır dedik. Biz öldürmeye değil biz yaşatmaya mecburuz. Biz elimizden geleni yapmaya hazırız. Ben Kürt kardeşim diyorum. Kürt sorunu tabiri bizi ayrımcılığa düşürür. Her unsurumun bir sorunu var. Bunları çözmekle mükellefiz. Ben Kürt kardeşimini seviyorum. Ben Kürtçülüğe Türkçülüğe de Lazcılığa da karşıyım. Çünkü yaratılırken kimse seçmemiş. Biz bu ayrımcı çizgiye düşeriz diye çekiniriz. İster terör ister Kürt sorunu deyin. Biz bunları çözmek niyetindeyiz" dedi.
BDP HEYETİ İÇİN İMRALI İLE BİR GÖRÜŞMEZ TAKVİMİMİZ YOK
İmralı görüşmeleri hakkında değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, "Bu işin belli bir süresi diye birşey yok. Bizler istişaremizi yapıyoruz. ne zaman gidilmesi gerekiyorsa, MİT ile görüşmelerimizi yapıyoruz. Neyi gerektiyorsa buna göre adım atmalıyız. Nabız tutmamız lazım. Tutamazsak karşı tarafta kalır. BDP heyeti için İmralı ile bir görüşme takvimimiz yok. Buradan gelen şeyler, geri döndüğünde, bu tahrike dönüşüyorsa aynı şekilde devam edemeyiz" dedi. Sözlerinin, Ahmet Türk'ün Diyarbakır konuşması ile ilgili olup olmadığının sorulması üzerine Başbakan Erdoğan, "Ben nasıl sözlerime dikkat ediyorsam o da etmeli" dedi.
ÖCALAN KONUSUNDA RİSK ALIYORUM
"Ben Adalet bakanıma televizyon konulması talimatını daha önce önce verdim. Sonra diğer tarafa verdiniz onada verin diye uyadım. Dışarıda söylenen hücre, hücre. Hücre değil 11-12 metrekarelik yerde tek başına kalıyor, yatağı var, televiyonu var. 40 metrekarelik alanda tek başına gidip voltasını atabiliyor, jimnastiğini yapıyor. 'Sayısı az diye' bazı şikayetlerde bulunmuş. Adalet Bakanımla konuşacağım. Bu yavru muhalefeti rahatsız edebilir. Sayın Bahçeli'nin bu tür şeyleri yanlış buluyor. Bun tür şeyler bu ülkenin huzuruna değil, huzrusuzluğuna destek olur. Riske girdiğimizin farkındayım. Ama ben şahsım ve kendim adına ülkemizin refahı için bu riski almaya hazırız ve bunu alacağız. "
AHMET TÜRK SÖZLERİNE DİKKAT ETMELİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İmralı görüşmesi sonrası BDP'li heyetin söylemlerinin tahrike neden olabildiğini ifade ederken, Ahmet Türk'in Diyarbakır'daki konuşması ile ilgili olarak "Ben nasıl sözlerime dikkat ediyorsam o da etmeli" dedi.
ALMANYA'DA TÜRKİYE'Yİ BÖLMEYE ÇALIŞAN YAPILANMALAR VAR
Terörle mücadelede uluslararası destek alamadıklarına dikkat çeken Başbakan, Almanya'da Türkiye'yi mezhebi olarak bölmek isteyen yapılanmalar olduğunu kaydederek şöyle konuştu:
"Aslında yol alıyoruz dersem aldatıcı olur. 3 yıl kadar önce Sayın Sarkozy ile görüştük. 'Bir sürpriz var' dedi. Dedi ki, 'Bu terör örgütünün liderlerinden size teslim edeceğim' dedi. Kendisi gittti hala teslim ediyor. Ben kendisine dedim ki 'Terör örgütü olarak açıkca söylediniz. Bu böyle giderse, bugün bize, yarın size' dedim. Almanya sırada. Bayan Merkel'e anlattım, 'şu anda bizede yargılamada olan 4 bin dosya var' dedi. 'Yargıyı hızlandırın. Suçlu iade anlaşmamız var. Bize teslim edin' dedim. Bunda sonra Almanya'da çok daha ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kalabilir. Şu anda Almanya'da mezhebi olarak Türkiye'yi bölmeye çalışan yapılanmalar var. Almanya bunu destekliyor, parasal olarak da destekliyor. Bunu da söyledik. Söyleyince rahatsız oluyorlar. Şimdi Şubat ayında ziyaretleri var. Tekrar söyleyecekler."
BEN TÜRKİYE'LİYİM DEDİĞİM İÇİN YARGILANDIM
Türkiye'de bulunan etnik kimliklerle ilgili konuşan Erdoğan, "Yüzde 99'u müslüman olan Türkiye'de İslam bizi birleştirdi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ilk Meclis konuşmasında, 'siz anasır islamiyeyi oluşturuyorsunuz' diyor. Mehmet Akif'in de banzer sözleri var. Yeni Anayasa'da Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı altında toplanalım diyoruz. Anayasal vatandaşlıktan bazı gruplar rahatsız oluyor. Ben Türkiyeliyim dediğim için yargılandım. Bu memleketin evladıyım böyle diyorum ne fark eder" dedi.
BİZ BİR ÇÖZÜME DOĞRU GİDİYORUZ
Sürecin çözüme doğru gittiğini kaydeden Başbakan Erdoğan, "Ben daha iyi olacağına inanıyorum. Güneydoğu Anadolu'nun milletvekilleri, il başkanları, kadın kollarını topladım. Sırayla bütün bölgeleri sürekli toplayacağım. Ülkemizin sorunlarını dinliyoruz. Doğu ve Güneydoğu'da özgüven gelmiş. Bunun gelmesi bana göre çok çok önemli. Biz bir çözüme doğru gidiyoruz. Bu aralar akil adamlar diye gruplar çıktı. Nereden baktığınız çok önemli. Bana bölücü terör örgütünün liderini evde mahkum edin derseniz ben ona akil adam demem. Yapın kamuoyu yoklamasını. Su bulabilrsem su ile söndürüdüm. Bulamazsam elimle zara vermeyecek bir kenara atarım" şeklinde konuştu.
KÜRT GLADYOSUNU ÇÖKERTTİK
Kürt gladyosunun olup olmadığının sorulması üzerine Erdoğan, "Geçmişte vardı ama şuanda böyle bir gladyonun olduğunu sanmıyorum. Biz bunları büyük ölçüde hamdolsun çökerttik. hemen hemen hepsi cezaevlerinde. Fakat bundan 2 grup öncesinde temas ettim bu konuya. Dağda infazların bilgilerini verdim. 100'ü aşkın rakam var. Bunlarda acıma felan söz konusu değil" dedi.
AB SÜRECİNİ KAYBETMEK SÖZ KONUSU DEĞİL
Avrupa Birliği sürecinin unutulduğu yönündeki eleştirilerin hatırlatıldığı Erdoğan, "Çok açık samimi söyleyeyim, bizim AB sürecini unutmak kaybetmek diye öyle birşey söz konusu değil. Her bakanlarkurulunda Egemen Bey bize AB ile ilgili sunumunu yapar" diye konuştu.
ANAYASA PAKETİNİ MECLİS'E GETİRECEĞİZ
Yeni anayasa ile ilgili çalışmaları değerlendiren Recep Tayyip Erdoğan, "Muhalefetle anlaşmak çok zor bir şey. Anlaşamadığınız zaman yapacak bir şey yok. Anayasa paketini getireceğiz. Diğer partilerin çalışması yok. Biz parlemantoya sunacağız. Rafta durabilir. Paket tek başına Mart'tan sonra gelirse içinde başkanlık sistemi olacak" dedi.
YARGI SİZE İŞ YAPTIRMAMAYA ÇALIŞIYOR
Başbakan Erdoğan, yargının çalışmalarına bazen engel olduğunu kaydederken, "Şu anda bizi denetleyen bürokrasi. Bürokrasi yasamayı, yürütmeyi denetliyor. Atadığınız adam sizi denetler hale gelir. Şu anda yargının elinde imkanlar çok farklı yerlerde. Size iş yaptırmamaya uğraşıyorlar. Galataport, Haydarpaşaport, İETT garajı olayı. Birisinde 'Yahudi'dir' dediler, birinde 'Araptır' dediler" diye konuştu.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Başbakanlık sistemiyle ilgili çalışmaların ne aşamada olduğunu sorulması üzerine Erdoğan şöyle konuştu:
"Bizim derdimiz bu ülkede bu tartışılsın. Belediyeler olsun, STK'lar olsun tartışılıyor. Bizde STK'larla olsun üniversitelerle olsun konuşuyoruz. 'Dünyada 100'ü aşkın ülkede başkanlık sistemi var. Geri kalmış ülkeler, ileri ülkelerde var. Hepsi aynı değil. Biz bunları alırız, olumlu, olumsuz taraflarını, kendi geleneke ve göreneklerimizle haczederek Türk tipi bir başkanlık sistemi yaparız. Bunu çeşitli yazarlar tiye aldı. Ben batının ilmini alırım. Sistemlerde Amerika, Rusya nasıl uyguluyor? Bunların hepsinde alacağım şeyler var. Bunların hepsi kendi değer yargıları ile oluşturulmuş sitemle oluştururuz. İnanın çok da kazançlı çıkarız. Bu ülkenin çok zengin bir geçmişi var. Hukuk tarihinden gelenek ve göreneğe kadar..."
"10 yıl Başbakan olarak 4,5 yıl belediye başkanı olarak bir görev yaptık. Bunların hepsi deneyimdir, tecrübedir. Bundan sonra bu tecrübeye bina ederek sonraki süreci yöneteceğiz. Biz partimizin tüzüğünde önemli bir noktaya yer verdik. Kimsenin önünü tıkamayalım. Odalarla iligili olay yasayı onların talebi üzerine çıkarttık. Şimdi onlar bundan nasıl döneriz diye uğraşıyorlar. Omurgalı olacaksınız. Bir şey söylediyseniz onu yapacaksınız. Bu süreç içerisinde milletimizin taleplerini yerine getirireceksiniz."
SINIR GÜVENLİĞİ İÇİN ASKER BULAMADIK
"Türk Silahlı Kuvvetleri şu anda kendi parlementer sistemi ile en uyumlu hale gelmiş durumda. Bazı medya organları Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı çok haksız davranıyorlar. Kırsal kesimde güvenliği sadece polis teşkilatı ile yürütün. Yürütemezsiniz. Demek ki ihtiyaç var. Bir zamanlar ilçelerde jandarma vardı. Şimdi beldelerde var. Belki bir zaman sonra beldelerde de olmayacak. Hudut koruması ile ilgili asker alımı yapalım dedik. Çok düşük bir sayı geldi. Bedel konusunda piyasadan çok farklı rakamlar olmasına rağmen talep yok.
TERÖRLE MÜCADELE EDEN ASKERE TERÖRİST DERSEN...
Şu anda içeride 400'e yakın emekli muvazzaf emekli subay, astsubay var. Hemen hemen hepsi tutuklu. Mağdur ya da şüpheli olarak gelenler oluyor. Çok daha ağır olanı örgüt kurmaktan, örgüt elemanı olmaktan... Böyle bir şeyin hükümleri kesinse işi bitir. Ama kesinlik yoksa yüzlerce subayı bu şekilde dğerlendirisen, Türk Silahlı Kuvvetleri 'nin içindeki bütün moralleri alt üst eder. Terörle nasıl mücadele edecek bu insalar. Benim Genelkurmay Başkanım Şemdinli'ye kadar gidip operasyon yönetebiliyor. Bu mücadeleyi veren insanlara arka taraftan örgüt elemanı dersen, nasıl oluyorda bu örgüt orada terörle mücadele ediyor. Bu yenilir yutulur birşey değil. 232 kişi bu şekilde sürekli çağırılınca, üste de kuvvet komutanlarımız biz bu mücadeleyi verirken ben bu 232 nasıl göndereceğim diyor oralar. Bunu anlamak mümkün değil."
RESMİ DİL TÜRKÇE. BİTTİ
Erdoğan, "Ana dilde savunma demeyelim, kelimelere dikkat edelim. En iyi şekilde kendini nasıl ifade edebiliyorsa öyle etsin. 'Bu iş resmi dil talebini getirir' diyorlar. Geçin bu işleri. Bu ülkenin resmi dili Türkçe. bitti" şeklinmde konuştu.
5 DANE DAİMİ ÜYENİN İKİ DUDAĞININ ARASINDAN DÜNYADA ADALET ÇIKMAZ
Türkiye'ye yerleştirilen patriot bataryalarıyla ilgili kaygıların hatırlatılması üzerine Başbakan Erdoğan şöyle konuştu:
"Gerek Rusya, İran ve Çin noktasında sıkıntılarımız var. En başta Çin, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nde, daimi üye olarak ki ortak bir akla destek vermiyorlar. Sürekli orada engel oluşturuyorlar. Bu da zaten Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin oluşumun ne kadar yanlış olduğunu gösteriyor. Hatta benim iki yıldır yaptığım konuşmalar bunu vurguluyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi şu anda tartışmalıdır. Buradan adalet, hukuk beklemeyin, çıkmaz. 5 tane daimi üyenin iki dudağının arasında dünyada adalet çıkmaz. Savaş zamanının anlayışı içerisinde kurulmuş bir yapı ve bu yapı adalet dağıtacak. Olmuyor. Bir tanesi hayır dediği anda olmuyor. Putin gerek İstanbul'da ki görüşmelerde, gerekse daha sonra, 'Beş Beşar'ın avukatı değilim' dedi. Fakat gelişmelerde ikimizde dışişleri bakanlarını görevlendirelim dedik. Hala bu kondua bir gelişme yok. Bu süreci biz bırakacak mıyız? Hayır. 60 bin Suriye'de ölüm var. bu bilineni. 'İçeri'de artık Beşar'ın dayanması mümkün mü?' derseniz. Beşar şu anda arkadan desteklerle duruyor. Ama Suriye halkının desteğini hergün kaybediyor. Muhalif güçler şu adan destek aldığı sürece er ya da geç Suriye halkı kendi iradesini iktidara getirecektir. Bu şekilde bunun gitmesi mümkün değil. her geçen gün muhalif güçlerin güçlendiğini görüyorum. Şu anda Şam, kuşatma altında. halep büyük ölçüde muhalif güçlerin elinde. Tablo çok daha farklı olacaktır diye düşünüyorum."
'SURİYE'YE UMULMADIK YERLERDEN MÜDAHALELER GELİYOR'
Konuşmasında Suriye'deki son durumu da değerlendiren Erdoğan, "Suriye'de bu durum Suriyeliler tarafından çözülür. Biz hükümet olarak bütün imkanlarımızla 500 milyon doların üzerinde destek verdik" diyerek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bunları AFAD'dan milli bütçemizden veriyoruz. Birileri, 'harcamalar fırladı' dedi. Buralar elimiz uzatmamız gereken yerler. Ancak uluslararası camiayı bizim bu noktada ateşlememiz gerekiyor. Amerika'ya gittiğimizde gündeme getireceğiz. 'Biz bunları yaptık, sizin elinizde ne var' diyeceğiz. Daha sıkı bir müdahale gerekiyor buraya. gerekirse Rusya'yı, Amerika'nın da sıkıştırması gerekiyor. Suriye'ye umulmadık yerlerde, umulmadık müdahaleler geliyor. Bu bizi çok üzüyor."
Kaynak : http://www.gazeteport.com.tr/haber/126156/bakanlari-neden-degistirdi#ixzz2J44aIEhA
 |
|
|
|
 |
|
|
Toplam yorum |
0 |
|
Onay bekleyen |
0 |
|
|
 |

Yorumunuz editörlerimiz
tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır. |
|
|
|
 |
Bu haber henüz yorumlanmamış...
|
 |
|
 |
Bu kategorideki diğer haberler |

|
|
|
|
|
|
 |
|
|
ÇOK OKUNANLAR |
 |
 |
-
|
 |
 |
|
Yükseköğretim Kurulu üyeliğine ve 7 üniversiteye yapılan rektör atamaları Resmi Gazete’de yayımlandı. |
 |
|
 |
 |
|
İsrail ordusu, kabinenin aldığı "Gazze'deki işgali genişletip kalıcı hale getirme" kararını sahada ... |
 |
|
 |
 |
|
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, kamuoyunda tartışma yaratan "bardak alımı" iddialarına ... |
 |
|
 |
 |
|
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, artan hükümet borcu ve yüksek faiz nedeniyle ... |
 |
-
|
 |
 |
|
Bursa’da bir berber dükkanında çırak olarak çalışan Ali Elhalifa, silahlı saldırı sonucu yaşamını ... |
 |
|
 |
 |
|
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamu ihalelerinin artık EKAP üzerinden tamamen elektronik ... |
 |
|
 |
 |
|
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç ve yönetime tepkiler yükselirken kongre üyeleri olağanüstü genel ... |
 |
|
 |
 |
|
Yemek Kartı Hizmetleri Derneği, yemek kartı yardımlarının SGK primine tabi olup olmadığına ilişkin ... |
 |
-
|
 |
 |
|
6 Mayıs’ta 3.444 dolara kadar yükselen ons altın bu tarihten sonra düşüş kanalına girdi. |
 |
|
 |
 |
|
Dünya Bankası, Suriye'nin Uluslararası Kalkınma Birliği'ne (IDA) olan yaklaşık 15.5 milyon dolarlık ... |
 |
-
|
|
|
 |
|
 |
 |
YAZARLAR |
 |
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
 |
 |
ÇOK YORUMLANANLAR |
 |
 |
-
|
 |
 |
|
Yükseköğretim Kurulu üyeliğine ve 7 üniversiteye yapılan rektör atamaları Resmi Gazete’de yayımlandı. |
 |
|
 |
 |
|
Yemek Kartı Hizmetleri Derneği, yemek kartı yardımlarının SGK primine tabi olup olmadığına ilişkin ... |
 |
|
 |
 |
|
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, artan hükümet borcu ve yüksek faiz nedeniyle ... |
 |
|
 |
 |
|
İsrail ordusu, kabinenin aldığı "Gazze'deki işgali genişletip kalıcı hale getirme" kararını sahada ... |
 |
-
|
 |
 |
|
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, kamu ihalelerinin artık EKAP üzerinden tamamen elektronik ... |
 |
|
 |
 |
|
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, kamuoyunda tartışma yaratan "bardak alımı" iddialarına ... |
 |
|
 |
 |
|
Bursa’da bir berber dükkanında çırak olarak çalışan Ali Elhalifa, silahlı saldırı sonucu yaşamını ... |
 |
|
 |
 |
|
Fenerbahçe Kulübü Başkanı Ali Koç ve yönetime tepkiler yükselirken kongre üyeleri olağanüstü genel ... |
 |
-
|
 |
 |
|
6 Mayıs’ta 3.444 dolara kadar yükselen ons altın bu tarihten sonra düşüş kanalına girdi. |
 |
|
 |
 |
|
Dünya Bankası, Suriye'nin Uluslararası Kalkınma Birliği'ne (IDA) olan yaklaşık 15.5 milyon dolarlık ... |
 |
-
|
|
|
 |
|
 |
 |
ANKET |
|
 |
 |
|
|