Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
38,7612
EURO
43,6459
IMKB
9.391,000
ALTIN
4.143,630
 
Hava Durumu ANKARA
11 / 22 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
FETULLAH GÜLEN, NEDEN KONUŞTU?
FETULLAH GÜLEN, NEDEN KONUŞTU?
 
Fetullah Gülen'in İHH'nin İsrail'e yardım gemileriyle ilgili yaptığı açıktlamaın yankıları sürerken, Milliyet Gazetesi yazarı Aslı Aydın Taşbaş, Fetullah Gülen'in niye konuştuğunu indeledi.
 
7.6.2010 - 10:30

ASLI AYDIN TAŞBAŞ/MİLLİYET

Doksanlı yılların sonunda, bir grup gazeteci Altunizade’de cemaate bağlı bir dershanenin üst katında Fethullah Gülen ile bir sohbet toplantısı yapmıştık. Daha sonra Yeni Yüzyıl’da da yayınladığımız o röportajdan aklımda kalan 3 şey var. Birincisi, Fethullah Hoca’nın, milliyetçi dozu yüksek İslam yorumunda net bir biçimde Suudi Arabistan ve İran rejimlerine (ve dolaylı olarak o dönem iktidarda olan Refah Partisi’ne) mesafe koyması; ikincisi ünlü Alman filozof Immanuel Kant’dan alıntı yapması; üçüncüsü de yattığı odanın duvarında Mescid-i Aksa’nın resminin olduğunu anlatması.
Bütün bunlar hafta başında Gülen’in Wall Street Journal’da Gazze’ye yardım filosunun ilgili açıklamalarını okurken aklıma geldi.
Her gün, ve her gece başını kaldırdığında Kudüs’ü ve Al-Aksa’yı gören birinin herhalde Filistin meselesine duyarsız olduğunu düşünmek abes. Tam tersine günlerdir konuştuğum cemaat mensuplarından anlıyorum ki, Gülen Gazze’deki durumdan rahatsız, hareket bünyesindeki “Kimse Yok mu?” derneği şu zamana kadar 3 milyon dolar yardım yapmış Filistin’e.

Hamas dış politikası mı?
Peki o zaman Fethullah Hoca, neden konuşma gereği hissetti? Türkiye Mavi Marmara’nın şokunu atlatamamışken, Pennsylvania üzerinden gelen bu mesajı nasıl algılamak lazım?
Bana sorarsanız Gülen, Türkiye’yi “Doğu ve Batı arasında köprü” misyonundan uzaklaştırıp hızla Arap dünyasının dehlizlerine sokan; Avrupa yolundaki  “Batılı Müslüman” kimliği yerine Hamas ve Ahmedinejat’ın uluslararası hamisi konumuna getirmeye başlayan psikolojik atmosferi görmüş ve “dur” demek istemiştir
Gülen hareketi, dünyanın farklı yerlerindeki okul ve sivil toplum kuruluşlarıyla Türkiye sınırlarını aşan bir güçtedir. Hareket, aynı Türkiye gibi, gücünü İslam ve Batı arasında bir köprü olduğu ve bunu dinamik bir işgücüyle pekiştirebildiği için elde etmiştir. Böyle küresel iddiası olan bir hareketin ruhani lideri Gülen’in, Türkiye’nin küresel çıkarlarının örselenmekte olduğunu düşündüğü noktada bir çıkış yapması, anlaşılabilir.

AK?Parti’yle kopuş değil
Tabii yorumlarda fazla ileri gitmemek lazım. Bu AK Parti ile Gülen hareketi arasında bir siyasi kopuş değildir. Geçmişte Gülen’in Milli Görüş hareketine yönelik uyarıları oldu. (1997’de başörtüsüne “fürüat“ diyerek Refah’ı eleştirdi.) AK Parti 2007’de merkeze kaydığı ve Türkiye’yi Avrupa’ya sokmaya vaat ettiği için  %47 destek almıştı. Gülen’in şimdiki açıklamaları olsa olsa AK Parti’ye “Merkeze dön; Milli Görüş çizgisine kayma” hatırlatmasıdır. Türkiye sınırlarının kat kat ötesinde bir global misyon üstlenen Gülen, “otoriteye başkaldırmak meyve vermez” sözleriyle AK Parti dış politikasında bir anda beliren “çatışmacı” uslubun, uzun vadede Türkiye’ye zarar vereceğini görmüştür. Tahminim bu uyarı, hükümet nezdinde kabul görecektir.
Tabi ki Gazze’deki ambargo gayri insanidir. Mavi Marmara’ya yapılan baskın vahşice Türk kanının dökülmesine neden olmuştur ve Türkiye bunun hesabını soracaktır. Sormalıdır.
Ancak yaşananlar Türk dış politikasını İHH’ye endeksli, Hamas’ı kollamak üzerine kurulu, Batı ve İsrail’e kafa tutan bir noktaya itmemelidir. Batı Bloğu’nın bir parçası olan Türkiye, Gazze konusunda,  “çatışmacı” değil “akılcı” olmalıdır. Ambargo öyle kalkar.
Maalesef biri dur demezse mevcut atmosfer, uzun vadede Türkiye’yi marjinalize etme riski taşımaktadır. Neden? Örneğin Mavi Marmara’da ölenlerin cenazeleri, yalnız Filistin değil Hamas bayraklarına sarıldı; Hamas ve Hizbullah bayraklarının dalgalandırıldığı bir merasimle toprağa verildi. Aynı görüntüler Taksim mitinginde vardı. Başbakan Cuma günü Konya’da “Katil İsrail” sloganları arasında bir saat İsrail’i yuhalattı. Siz Avrupa’nın bu görüntülerin olduğu bir ülkeye kapılarını açacağını düşünebiliyor musunuz?

İsrail’e kızsalar da...Dünya Netanyahu’ya ne kadar kızarsa kızsın, İsrail’e karşı cephenin lideri olmaya soyunan bir ülkeyi uzun vadede Batı’da barındırmayacaktır. Maalesef küresel gerçekler böyle. Bu görüntüler Türkiye’yi uzun vadede Batı’dan koparır. Oysa 2007’deki %47 oy, Hamas için değil, Doğu’da ve Batı’da küresel hacmini genişleten “Batılı Müslüman” Türkiye içindir.
Mavi Marmara’daki bir grup İHH gönüllüsü, İsrail’e karşı cihat ederek şehit olmak istemiş olabilir. İnandıkları dava uğruna ölme hakları vardır. Ancak İsrail’e karşı cihat, Türkiye’nin davası değildir. Bizler için şehit, ümmet değil, Hamas değil, vatan uğruna ölendir. Şehit, İskenderun’dur, Giresun’dur, Şırnak’tır...

Bu arada memleketin bir köşesinde...
Türkiye Gazze’yle uğraşırken, Güneydoğu’da tırmanan bir gerilim var. Geçen hafta polis müdahalesiyle kalça kemiği kırılan BDP Şırnak milletvekili Sevahir Bayındır’ı aradım dün. Genç kadın, son dönemde Meclis’in en etkili (ve MHP ile iktidar vekillerini en sinir eden) hatiplerinden biri. Hoş bir kadın. Belki de bu yüzden sivri dilli sözleri kürsüden makineli tüfek gibi sektirebiliyor...
Ancak geçen gün Silopi’de Bayındır’ın başına gelenler, 1990’ların Türkiye’sinden bir “flashback” gibi. Bayındır ve Hasip Kaplan, arkalarında 10 bin kişiyle Silopi’den Habur sınır kapısına bir yürüyüş başlatıyorlar. Tam kortejin önüne geçtiklerinde, bakıyorlar ki karşılarında güvenlik güçleri gaz maskelerini takmış, panzerler ve biber gazıyla saldırı hazırlığında. İki vekil gidip konuşalım diye iki adım atar atmaz tazyikli su ve biber gazı saldırısı başlıyor. Sonuç ortada. 
Dün Bayındır’ı aradığımda hala hastanedeydi. Yattığı yerden ateş püskürdü: “Tabii ki yapılan şey kasten oldu.” Sağlık Bakanı ve Meclis başkanı aramış. Ancak Sevahir yine de hükümeti sorumlu tutuyor. “Gazze’de timsah gözyaşları döken Başbakan, kendi dibindeki soruna kör. Biz sivil insanlarız. elimizde çöp bile yoktu. Gaz bombalarıyla bize saldırmakla gemide olanlar arasında fark var mı?”
Tabii Bayındır’ın Gazze-Silopi, ardından yaptığı Erdoğan-Netanyahu benzetmesi biraz abartılı. Ancak Silopi’de bir TBMM üyesinin güvenlik güçleri elinde yaşadıkları son derece kaygı verici. Unutmayın Türkiye bu yollardan geçti, çok da büyük bedel ödedi. Vekiller öldü, ilçeler yerle bir oldu, artan gerilim PKK dağ kadrolarını besledi. Lütfen aklı selim hâkim olsun. İki taraf da bu tırmanışa dur desin!

Beğendiklerim, beğenmediklerim
Fethullah Gülen hareketiyle ilgili söz söylemek öyle zor hale geldi ki, Wall Street Journal röportajına dokunayım mı dokunmayayım mı önce karar veremedim. “Hoca doğru söyledi” deseniz, “cemaatçi“ ya da “Amerikancı“, “yanlış yaptı“ deseniz “yandaş” sayılacaksınız. Normal bir durum değil. Memleketin her daim komploculuk damarı attığından, düzgün bir analiz yapmak bile zor.
Hemen söyliyeyim. Gülen hareketiyle uzaktan yakından ilgim yok. Gazeteci olarak farklı zamanlarda iki defa Gülen’le röportaj yaptım. Ancak her yorumcu gibi ben de Türkiye’de ciddi bir siyasi güç konumuna gelen cemaati yakından takip ediyorum, siyasi gücünü ölçmeye, sosyolojik tabanını anlamaya çalışıyorum.
Hareketin Türkiye’nin küresel manevra alanını arttırma yolunda attığı adımları, okulları, yardım kampanyalarını takdir etmemk mümkün değil. Peru’dan Tanzanya’ya, devlet gücünün erişemediği yerlerde 19’uncu yüzyıldaki misyonerler gibi harıl harıl çalışarak varlık gösteriyorlar. Anadolu kaplanına global bir iddia, küresel bir özgüven getirdiler. 

Cemaat şeffaf olmalı
Diğer taraftan eleştirdiğim yönleri de var. Öncelikle şeffaf olmayışı. Bu ölçekte etkili bir gücün yapısını, karar verme sürecini, karar vericileri tanımak isterdim. Kimdir Gülen’in altındaki isimler? Neden vitrinde kadınlar yok? Okulların yöneticileri nasıl seçiliyor? vs.
Cemaat adına hareket ettiği idiasında olan bazı kamu görevlilerinin, kilit davalarda rövanşist ve hukuk kurallarını zorlayan adımlarını da sık sık bu sütunda eleştirdim. Doğrudan cemaate mal edilebilir mi, bilemiyorum. Ancak cemaate yakın yayın organlarının bu adımları sorgulamaktan çekindiği ortada.

Washigton etkisi
Yine de küresel bir güç olarak Türkiye’yi farklı bir yere taşıdıkları; nüfuz alanını genişlettikleri de malum. Cemaatin özellikle Washington’da TUSCON ve Rumi Forum gibi yapılarla maddi imkanlar ve sıkı çalışmayla edindiği yer, neredeyse Türkiye’nin yıllardır lobi yaparak kurduğu etkiyle eşdeğer. Gülen, kendisini Pocoma dağı eteklerindeki evinde ziyaret etmek isteyen Amerikalı mürdilerine, önce oturdukları eyaletteki yerel seçim kampanyalarına destek vermelerini istiyormuş.
 Geçenlerde bir dostum ABD’nin çeşitli yerlerinde cemaate bağlı 180 yerel örgütün oluşturduğu çatı kuruluşun Washintgton davetini anlattı. “Kongre ve Temsilciler Meclisi’nden 60 kişi vardı” dedi. “60 milletvekili değil herhalde...” dedim. Cevabı, “Hayır 60 senatör ve milletvekili” oldu. Küçük dilimi yuttum. ABD başkentinde Türkiye Cumhuriyeti’nin hiçbir faaliyetine 60 milletvekilinin katıldığını hatırlamıyorum.
Dedim ya, belli ki Gülen hareketi, Doğu ve Batı arasında “köprü” olma konusunda ciddi, Batı’daki varlığı da kalıcı...



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


SAVCI'YA TECİZ'E 9 YIL HAPİS İSTEMİ!

17. KATTAN DÜŞTÜ, ÖLMEDİ!

"DSP'Yİ HİÇ BİR GÜÇ KAPATAMAZ"
»  İSRAİL, TEKNEDEKİ 4 FİLİSTİN'LİYİ DENİZDE VURDU
»  "YA TÜRKİYE'Yİ 'ÖLDÜRECEK' YADA TAZMİNAT ÖDEYECEK
»  ERDOĞAN, KILIÇDAROĞLU'NA YÜKLENDİ
»  BİOMETRİK PASAPORT FİYASKOSU!
»  PAPA,NAKŞİBENDİ ŞEYHİYLE GÖRÜŞTÜ
»  İSRAİL GENELKURMAYINDAN TÜRKİYE YASAĞI
»  "YARDIM KONVOYUNDA KARANLIK NOKTALAR VAR"
»  DÜNYA'NIN EN GİZLİ ÖRGÜT TOPLANTISINDA 5 TÜRK
»  İRAN'DAN BARIŞ KONVOYLARINA ESKORTLUK TEKLİFİ
»  İRAN'DAN TEHLİKELİ ÇIKIŞ!
»  "TAYYİP'İ VURACAĞIM" DEDİ TUTUKLANTI
»  KILIÇDAROĞLUN'DAN YİNE ÇOK KIZDIRACAK SÖZLER
»  ZAMAN'DAN GÜLEN'E SANSÜR
»  ERDOĞAN-KILIÇDAROĞLU KAPIŞMASI
»  İSRAİLLİ İLE EVLENENLER VATANDAŞLIKTAN ÇIKARTILACAK
»  'ECEVİT'İN MİRASINA BAZILARI ŞİMDİ SAHİP ÇIKIYORLAR'
»  "İNTERNET'TEKİ YORUMLAR KATİL EDER"
»  ERDOĞAN, İSRAİLLİ ASKER İÇİN DEVREDE
»  İSRAİL'İN AĞLAYAN KOMANDOLARI!
»  "EVET, 7 TİP'LİYİ BEN ÖLDÜRDÜM"
»  ADLİ TIP KURUMUNDAN TÜYLER ÜRPERTEN TESBİT!
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.