CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Siyasete yırtık ayakkabı ile girip mal varlığının hesabını
veremeyenler kul hakkı yemekle suçlanırlar. Onları sizin vicdanınıza bırakıyorum" dedi.
Kılıçdaroğlu, Rize Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, siyasette zenginleşmeyeceklerini söyledi
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın ise bunun tam aksi davrandığını ileri süren Kılıçdaroğlu, "Kendisi siyasete atıldığında her zaman saygı duydum. Siyasette zenginleşmek bizim kitabımızda yoktur. Siyaset halka hizmet etme sanatıdır. Eğer siyasete siz Tayyip Bey olarak girseydiniz ve öyle kalsaydınız bizim başımızın üstünde yeri vardı. Ama siyaseti zenginleşme aracı olarak görüp köşeyi dönerseniz, Recep Bey olursanız ben de sizi Rizelilere şikayet ederim" dedi.
Bugüne kadar boğazından haram lokma geçmediğini, bunu iddia edeceklerin geçmişinde hiçbir şey bulamayacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu, "Rize Meydanı’ndan sesleniyorum. Yedi değil yetmiş yedi sülalemi araştırmazsanız namertsiniz" diye konuştu.
Çay üreticisinin sorunlarını bildiklerini belirten, CHP iktidarında bu sorunları mutlaka çözecekleri sözünü veren Kılıçdaroğlu, kaçak çayı engelleyeceklerini, ÇAYKUR’u üreticinin kara gün dostu yapacaklarını söyledi.
CHP’nin hedefinin yalnızca halka hizmet olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, "Sayın Başbakan, biz siyasette zenginleşmeyeceğiz, siyasette zenginleşmek bize haram olsun. Biz havuzlu villalarda oturmayacağız, halkla yürüyeceğiz" dedi. Anayasa değişiklik paketinde dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin herhangi bir düzenleme olmamasını da eleştiren Kılıçdaroğlu, CHP iktidarında dokunulmazlıkların kalkacağını söyledi.
-"HABERAL’A SELAM GÖNDERİYORUZ"-
Kılıçdaroğlu, Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın "Ergenekon" davası kapsamında tutuklu bulunmasına da değinerek, şöyle konuştu:
"Sizin bir hemşehriniz var, dünya çapında, adı Mehmet Haberal. Binlerce hayat kurtardı, binlerce kişiyi ameliyat etti, üniversite kurdu ve içeride. Kendisine bir tek soru bile terörle ilgili sorulmadı. Yazık günah değil mi bu insana? Yurt dışına mı kaçacak, başka yere mi kaçacak? Hayır. Buradan Rize Meydanı’ndan Haberal’a selam gönderiyoruz." AKP yöneticilerinin her zaman "darbe edebiyatı yaptığını ve 12 Eylül 1980 darbesinin hesabını soracaklarını" söylediklerini ifade eden
Kılıçdaroğlu, ancak uygulamalarının bu yönde olmadığını ileri sürdü.
12 Eylül 1980 darbesini yapanların yargılanmasına imkan tanıyan düzenlemenin TBMM’de AKP milletvekillerinin oylarıyla reddedildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "27 Nisan e-muhtırası" sonrasındaki gelişmeleri de eleştirdi.
"27 Nisan e-muhtırasını" yazdığını söyleyen dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a emekli olduktan sonra zırhlı araç alınmasını ve Bakanlar Kurulu kararıyla üstün hizmet madalyası verilmesini eleştiren Kılıçdaroğlu, "Şimdi ben soruyorum; muhtıra veren adama üstün hizmet madalyasını niye verdiniz? Size söz, bizi iktidar yapın darbecilerden hesap nasıl sorulurmuş görün" diye konuştu.
CHP iktidarında yeni bir anayasa yapılacağını da söyleyen Kılıçdaroğlu, halkın iktidarında yapılan anayasaya Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bile "evet" oyu vereceğini söyledi. Onurlu bir Türkiye isteyen herkesi CHP çatısı altında toplanmaya çağıran Kılıçdaroğlu, "Siyasete yırtık ayakkabı ile girip mal varlığının hesabını veremeyenler kul hakkı yemekle suçlanırlar. Onları sizin vicdanınıza bırakıyorum" dedi.
Kılıçdaroğlu, Rize mitinginden önce, Yomra, Arsin, Araklı, Sürmene ve Of’da da esnaf ziyaretlerinde bulundu ve vatandaşlara hitap etti.
Rize’de bir çay bahçesine girerek ürün toplayan Kılıçdaroğlu, iki çeşit çay filizinden düşük kaliteli olanını göstererek, "Bu Ali Bayramoğlu’nun çayı" dedi. Kılıçdaroğlu, diğer filizin ise gerçek ve kaliteli çay olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu’nun bu sözleri gülüşmelerle karşılandı.
SENDİKAYI ZİYARET
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Rize’de Türk-İş’e bağlı Tek Gıda-İş Sendikası Rize Bölge Başkanlığı’nı ziyaret etti. Bölge Başkanı Ziya Aksoy, Kılıçdaroğlu’nu karşı çıkmasına rağmen makam koltuğuna oturttu. Çaykur işçilerinin maaş ve ikramiyelerini alamadıkları yönünde şikayetleri ile karşılaşan Kılıçdaroğlu’na bir işçi de cebindeki bozuk paraları göstererek, “Halimiz perişan, maaş alamadık” diye dert yandı. Bazıları da Tek Gıda-İş Sendikası’ndan Hak-İş’e bağlı Öz Gıda-İş Sendikası’na geçmedikleri için sürgün edildiklerini anlattı.
Kılıçdaroğlu burada yaptığı konuşmada, “İşçi arkadaşımız anlattı. Sendikasını değiştirmediği için sürülüyor. Bir hükümetin görevi bu mudur? Bir hükümetin görevi bütün sendikalara eşit mesafede durmaktır. Hükümetin görevi, çalışanın emeğin hakkını vermektir. Siz demokrasiden, özgürlüklerden bahsedeceksiniz, konuşan işçiyi kapı dışarı edeceksiniz, süreceksiniz. Niçin? Hükümeti destekleyen sendikaya geçmedikleri için. Bu doğru değil” dedi.
‘RECEP BEY'İ RİZELİLERE ŞİKAYET’
Kılıçdaroğlu, ardından parti otobüsüyle Cumhuriyet Meydanı’ndaki miting alanına geldi. ‘Başbakan Kemal’ sloganlarıyla karşılanan Kılıçdaroğlu yaklaşık bin kişiye seslendi. Rize’ye daha önce de bir çok kez geldiğini belirten Kılıçdaroğlu, bundan sonra Başbakan olarak gelmeyi umduğunu söyledi. “Recep bey’i Rizelilere şikayet etmeye geldim” diyen CHP lideri, şöyle konuştu:
“Siyasette inançlarla ve etnik kimlikle uğraşmayacağız. 8 yıldır ülkeyi yönetiyorlar. Sıfır terörle devraldılar, şimdi kan gövdeyi götürüyor. Biz şikayet edince de tepki gösteriyorlar. Ne yapalım, vatandaşın derdini dile getirmeyelim mi? Milleti ayrıştırdılar, böldüler. Buna da açılım dediler. Ne oldu, nereye geldi Türkiye? Biz size söz veriyoruz. Terörü bitireceğiz. Çünkü en büyük gücümüz halkımızdır” diye konuştu.
KAÇAK ÇAY KONUSU
Konuşmasında kaçak çay konusuna da değinen Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
“Size çayın başkentinden söz veriyorum. Kaçak çaya izin vermeyeceğiz. Türkiye’nin dörtte birinde kaçak çay içiliyor. Kaçak çayı imha edeceğiz ve izin vermeyeceğiz. Kaçak çaya izin vererek, toplanan kaçak çayı tekrar piyasaya sürerek üreticinin alın terini çalıyorlar. Ulusal Çay Konseyi diye bir şey kuruldu. Başında da AKP'li bir vekil var. Siz bu vekili tanıyorsunuz değil mi? O milletvekili yurt dışından çay getirip pazarladı, çöplerini ihraç etti. Bu bir hayali ihracattır. Dosyası var. Çay bu bölgenin stratejik ürünüdür. Bu bölgedeki insanlar çayla geçiniyor. Yan gelip yatmıyorlar. Çoluk çocuk, erkek kadın çalışıyor, üretiyorlar. Fakat siz onların hakkını vermiyorsunuz. Recep Bey’e sesleniyorum, çay üreticisine sahip çok, yoksa çay üreticisi CHP’ye sahip çıkacaktır.”
‘ÖNCE DOKUNULMAZLIKLAR’
Kılıçdaroğlu, dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişking örüşünü açıklarken, “Bu Anayasa değişikliğinde dokunulmazlıklar niye kalkmıyor? Allah aşkına bir vekil, bir Başbakan ve bir bakan niye dokunulmazlığın kalkmasından korkar? Boğazından aşağıya haram lokma geçmemişse niye korkar? Halkın iktidarında, yani CHP iktidarında önce dokunulmazlıkları kaldırıp, vatandaş gibi olacağız, vatandaş gibi yaşayacağız” dedi.
PROFESÖR HABERAL'A SELAM
Konuşmasında, Ergenekon davası kapsamında tutuklu bulunan Başkent Üniversitesi eski Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal’a da selam gönderen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Sizin dünya çapında tanınmış bir hemşeriniz var. Adı Mehmet Haberal. Binlerce kişiye hayat kazandırdı. Ameliyat etti. Üniversite kurdu, binlerce öğrenci yetiştirdi. Şimdi içeride. Bugüne kadar kendisine bir tek soru bile sorulmadı. Yazık günah değil mi? Bu insan yurt dışına mı kaçacak? Hayır. Buradan Haberal’a selam gönderiyorum, saygı gönderiyorum. Hep darbe edebiyatı yaptılar. ‘12 Eylül’ün hesabını soracağız’ dediler. Biz ‘12 Eylülcüler yargılansın’ diye önerge verdik. AKP'li vekiller önergeyi reddetti. Çıksın inkar etsinler bakayım. Bizi iktidar yapın darbecilerden nasıl hesap sorulur görün.”
Kılıçdaroğlu, konuşmasının ardından araçtan indi ve mitingi izleyen 88 yaşındaki Hayriye Şerifoğlu’nun yanına gelerek elini öptü ve teşekkür etti. Kılıçdaroğlu daha sonra Artvin’e hareket etti.
BAHÇEDE ÇAY TOPLADI
Kılıçdaroğlu, mitingin ardından Çayeli İlçesi'ne hareket etti. Yol üzerinde Gündoğdu Beldesi’ne uğrayan Kılıçdaroğlu, burada bir çay bahçesine girdi ve yöresel kıyafetli kadınlarla birlikte, elinde çay makasıyla çay topladı. Daha sonra elindeki iki çay filizi ile gazetecilerin yanına gelen Kılıçdaroğlu, “Şu elimde gördüğünüz 2.5 yaprak standart çay filizi Çaykur’un çayı. Saplı olan bu çay filizi de AKP milletvekili Ali Bayramoğlu’nun çayıdır. Bunu ben değil üreticilerimiz söylüyor. İşte AKP’nin adaleti budur” diye konuştu