Uluslararası Para Fonu (IMF) birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger, Türkiye'de emek piyasasında esnekliğin artırılması gerektiğini vurguladı. Krueger, Merkez Bankası, Bilkent Üniversitesi ve Bonn Üniversitesi'nin ortaklaşa düzenlediği, ''AB'ye Katılım İçin Makro Ekonomik Politikalar'' konulu konferans çerçevesinde verilen öğlen
yemeğinde yaptığı konuşmada, Türkiye'de çalışma koşullarını düzenleyen mevzuata uymanın maliyetinin yüksek olduğunu savundu. Krueger, çalışma saatlerinin katılığı, işçi çalıştırmayı
düzenleyen hükümlerin ağırlığı gibi kıstaslar açısından, Türkiye'nin uluslararası standarların gerisinde kaldığını savundu.
ASGARİ ÜCRETİN YÜKSEKLİĞİ
Krueger ayrıca, ''mevzuatın katılığı ve asgari ücretin
yüksekliğinin'' yeni istihdam önünde caydırıcı bir işlev gördüğünü,
buna karşılık kayıt dışı sektöre kaymayı teşvik ettiğini öne sürdü.
Kayıt dışı sektörün büyümesinin, vergi gelirleri ve ihracatı
azaltıcı bir etki yarattığını belirten Krueger, Türkiye'de emek
piyasasının esnek olmayışının, işsizlik oranının yüksekliğininin
nedenlerinden biri olduğunu ifade etti.
IMF başkan Yardımcısı, Türkiye'de ücret ve fiyat esnekliğinin
artırılmasında kaydedilecek ilerlemelerin, daha hızlı ve
sürdürülebilir bir ekonomik büyümeye, reel gelirlerin artmasına ve
yoksulluğun azalmasına yardımcı olabileceği gibi, Türkiye'nin Avrupa
Birliği ve diğer sanayileşmiş ülkelerle bütünleşmesini güçlendirerek,
AB'ye tam üyelik hedefine ulaşılmasına katkıda bulunacağını kaydetti.
SİZ GEÇİNEBİLİR MİSİNİZ?
IMF Birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger, "Bu kadar yüksek asgari ücretle, işsizliğin azaltılması ve istihdamın artırılmasının önüne set çekiyorsunuz" dedi. Yüksek asgari ücretin kayıtdışını artırdığını ileri süren Krueger, kayıtdışı çalışan bir çok insanın asgari ücretin altında kazandığını söyledi. Krueger, "270 dolarlık asgari ücretle siz geçinebilir misiniz" sorusuna, "Eğer geçinmenizi bu seviyede bir ücretle sağlamak zorundaysanız sağlayacaksınız" yanıtını verdi.
10 MİLYAR DOLARDA MUTABIK KALDIK
Uluslararası Para Fonu (IMF) Birinci Başkan Yardımcısı Anne Krueger, Türk Hükümeti ile 10 milyar dolarlık yeni stand-by düzenlemesi konusunda mutabık kalındığını ve bu düzenlemelerin gelecek hafta IMF İcra Direktörler Kurulu toplantısında ele alınacağını hatırlattı.
Krueger, ''inanıyoruz ki yeni stand-by düzenlemesi, devam eden iyi
ekonomik performans ve bundan sonra ihtiyaç duyulacak ilave ekonomik reformların desteklenmesine yardımcı olacaktır'' dedi.
KAMU BORÇ STOKUNU DÜŞÜRÜN
Anne Krueger bugün Ankara'da düzenlediği basın toplantısında,
Türkiye'de büyümede hızlı artış sağlandığını, enflasyonun son 35 yılın
en düşük seviyesine düştüğünü ve mali disiplinden taviz verilememesi
sonucu faiz dışı fazla hedefinin üzerine çıkılmasıyla kamu borç
stokunun GSMH'ye oranının düştüğünü anlattı ve bunun daha da düşmesi
gerektiğini söyledi.
İSTİKRAR SAĞLANMIŞ DURUMDA
Krueger, şöyle devam etti: ''Makro ekonomik istikrar sağlanmış bulunmaktadır. İnanıyorum reform süreci aynı hızla sürdürülebilirse Türkiye'nin potansiyel büyüme oranı ve Türk halkının reel gelirini artırma imkanı bulması sözkonusu olacaktır.
Küresel ekonomik ortam bu kadar elverişliyken, Türkiye'nin
potansiyel büyüme oranını artıracak, dış şoklara karşı kırılganlığını azaltacak ve iyi işleyen istikrarlı bir piyasa ekonomisine dönüşümü hızlandıracak reformları gerçekleştirmek için en uygun zamandır. Finans sektöründe, kamu maliyesinin daha etkin yönetilmesinde ve işgücü piyasasında, iş dünyasının daha etkin işlemesinde gerçekleştirilecek ilave reformlar, ekonominin daha esnek olmasını sağlayacak. Böylece potansiyel büyüme oranı ve reel gelirin yükseltilmesi sağlanacaktır.''
MİLLİ GELİRİ YUKARIYA ÇEKİN
Son dönemde Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılım sürecinde
gerekli ekonomik politikaların hangileri olduğuna ilişkin son dönem ciddi bir ilgi artışı bulunduğunu ifade eden Krueger, bunun çok olumlu bir gelişme olduğunu, ancak ekonomik reformların daha da ileriye götürülmesindeki en iyi sebebin, sürdürülebilir büyüme oranı ve milli gelirin yukarı çekilmesi olduğunu vurguladı. Krueger, bu reformların Türkiye'nin AB'ye katılımına yardım etmesinin de bunun üstüne ilave etki olduğunu söyledi.