KABİNE DEĞİŞECEK İDDİASI!

Vatan Gazetesi'nden Bilal Çetin'in yazısı şöyle:

Başbakan ve AKP'liler yakın zamana kadar Kemal Unakıtan'ı inanarak, güvenerek, yürekten savunuyorlardı. Ancak son dönemde hava değişmeye, rüzgar tersten esmeye başlamış durumda. CHP'nin verdiği gensoru görüşmelerinde AKP, çok az bir fireyle "red" oyu kullandı. Fakat Unakıtan'ı kurtarmak için red oyu veren AKP milletvekillerinin büyük bölümü bunu gönül huzuruyla, Unakıtan'a güvenerek, inanarak değil, sırf parti disiplini uğruna, Başbakan Erdoğan'ın hatırına yaptı.

Buna rağmen pek çok milletvekili durumdan duyduğu rahatsızlığı açık açık konuşmaya başladı. Grupta ciddi bir rahatsızlık var. Turhan Çömez gibi kimi milletvekilleri disiplin cezası pahasına duydukları rahatsızlığı açıkça dile getiriyor. Bir kısmı kendi arasında konuşuyor, bazıları da kapalı kapılar ardında Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener ve Abdullah Gül'e yansıtıyor; "Bu meseleyi çözün, başımızı öne eğdirmeyin" diyor.

Koru ne diyor?
Bir başka çarpıcı gelişme ise AKP'ye, AKP liderlerine yakınlığı bilinen bazı gazeteci ve yazarların da Unakıtan'la ilgili iddiaların ciddiye alınması gerektiği yönündeki yazıları.

Örneğin Yeni Şafak Yazarı Fehmi Koru...

Koru, dünkü yazısında Unakıtan olayını işlemiş. "Bizde politikacının gücü bittikten, iktidar elden gittikten sonra hakkındaki yolsuzluk iddialarının soruşturulabildiğinden" yakınan Koru, Unakıtan'la ilgili şu çarpıcı ifadeleri kullanıyor: "Yakınları ticari hayatta başarılı olmak ve çok para kazanmak istiyorsa politikacı bakanlık görevi düşünmemeli. Ya da bakan yakınları az kazançlı işlerle yetinebilmeli..."

Özetle Fehmi Koru, Unakıtan'a "Bakanlık görevini bırak, hakkındaki iddiaların soruşturulup açıklığa kavuşturulmasının da önünü aç, aklan" demeye getiriyor... Unakıtan öneriyi dikkate alır mı almaz mı bilinmez... Ancak özellikle AKP için Fehmi Koru öyle sıradan bir yazar değil. Ciddiye alınan, alınması gereken bir isim. Partinin lider kadrosuyla olan yakınlığı biliniyor. Başbakan Erdoğan'ın çok önemsediği bir yazar. Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün ise üniversite yıllarından beri ortak idealleri paylaştığı en yakın arkadaşı. Meclis grubu ve parti tabanı üzerindeki etkisi de biliniyor. 1 Mart Tezkeresi'nin reddedilmesindeki rolünü kimse yadsıyamıyor...

Onun için Fehmi Koru'nun yazısı ve önerisi önemli.

Erdoğan'ın mesajı
Dikkate alınması gereken bir başka önemli gelişme de dün Başbakan Erdoğan'ın verdiği mesaj. Başbakan dünkü konuşmasında basına, köşe yazarlarına kızgınlığını dile getiriyor: "AKP iktidarı kendi kararını kendisi verir. Biz ne zaman nasıl adım atacağımızı biliriz. Medya kendini fazla yormasın... Kabinede gerekli değişiklikleri gerekli zamanlarda yaptık, bundan sonra da yapılması gerekiyorsa onu da biz yaparız. Bize kimse bu noktada böyle bir dayatmanın içine girmesin..." Yakından tanıyanlara göre dünkü açıklamalarıyla Erdoğan, sadece muhalefetin ve basının dayatmalarıyla bakan değişikliğine gitmeyeceği mesajını veriyor. Basına ve muhalefete, "Siz değiştir diye yazarsanız değiştirmem. Siz istediniz diye bakanları görevden almam. Ama gerekeni gerektiği zaman yaparım" diyor.

Pek çok AKP milletvekili ve kurmayı Başbakan'ın sözlerini böyle yorumluyor.

Formül var mı?
Unakıtan meselesinin çözümü için AKP içinde bazı formüller de üretiliyor. Başbakan'ın Unakıtan'ı küçük düşürecek ve hakkındaki iddialara inandığı anlamı çıkabilecek biçimde görevden alma veya azletme yoluna gitmesi beklenmiyor. O nedenle de şöyle bir formül ortaya atılıyor:

Unakıtan, önümüzdeki günlerde bir basın toplantısı düzenleyerek iddiaların ailesini ve kendisini haksız yere çok yıprattığını, bu durumdan hükümetin ve partinin de zarar görmeye başladığını söyleyerek bakanlık görevinden çekildiğini açıklasın. Ardından da "hodri meydan soruşturun hakkımdaki iddiaları" desin. Şunu da öneriyor AKP'liler: "Kemal Abi eğer Meclis soruşturmasında muhalefete güvenmiyorsa AKP Grup yönetmeliğinde yer alan grup soruşturması istesin, aralarında Turhan Çömez'in de yer alacağı bir komisyon oluşturulup bu komisyonun iddiaları soruşturmasını istesin. En azından parti grubunca aklansın. Hem kendisi rahatlasın, hem de parti ve hükümet..."

Unakıtan bu formülü kabul edip kendiliğinden istifa eder mi etmez mi kestirmek zor. Ancak kendiliğinden istifa etmese dahi önümüzdeki günlerde önem verdiği, saygı duyduğu bazı etkili isimlerin yoğun biçimde "istifa et" telkinleriyle karşılaşacak. Ve muhtemelen 11 Mart'ta başlayacak olan AKP'nin geleneksel Kızılcahamam toplantıları öncesinde Unakıtan meselesi çözüme kavuşmuş olacak. Sadece o değil, Kürşad Tüzmen meselesi de...

Kaynak: Vatan