|
KILIÇDAROĞLU YOLSUZLUKLA VURDU
|
 |
 |
 |
|
|
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Kurul salonunda bütçe üzerindeki konuşmalarına başladı. Kürsüye kırmızı bir klasör ile gelen Kılıçdaroğlu'nun önemli bir yolsuzluk dosyası açıklayacağı CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu’nun sabah saatlerinde basın bürolarına dağıttığı, “Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu Kayseri’de yaşanan yolsuzluk dosyalarını belgeleriyle açıklayacak” şeklindeki notu ile gündeme gelmişti.
İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları:
Temmuz ayında yayınlanması gereken bütçe çağrısı 10 Ekim 2010’da yayınlandı. Peki ne zaman verildi bütçe? 15 Ekim’de. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun.
Siz iktidarsınız, muhalefetti, koalisyondu böyle bir şey de yok. 5 günde bütçe hazırlıyorsunuz. Bu bütçeye kim inanır? Bunu yapıyorsun. Ben şimdi merak ediyorum. Geçen bütçe içinde böyle bir şey söylenmişti. Ama o zaman dediler ki ekonomik kriz vardı. O nedenle de geç yaptık. Makul görülebilir. Bugün kriz var mı? Yok. Niye gecikildi? Başbakan’dan istediğim bir soru. Kendisi gelsin açıklasın bu kürsüde.
Sayın Başbakan buraya gelecek bunu parlamentoya anlatacak ve bu yapı sağlıklı bir yapı değil. Kendi çıkardığı yasalara uymayan bir hükümet halka güven veremez. O zaman bu planlar niye çıkıyor? Bunu yaptığınız zaman bütçe umut vaat eder. Eskiden dinleyici sıralarında, bütçe genelinde görüşmeler yapılırken, dolu olurdu. Sendikalar olurdu. Bu bütçeyi bir dinleyelim derlerdi. Allah aşkına şimdi bakın. Eski parlamenterler gelirdi. Ama şimdi onlar da yok.
KİMİN UMUDU VAR BU BÜTÇEDE?
Kaynakların toplum için harcanmasına inanan bir partiyiz. Onun için bürokrasinin yerinde zamanında bütçeyi hazırlamasını bekleyen bir partiyiz.
Yandaşların zengin edilip, halkın fakirleştiren bu bütçeyi kınıyorum. Bu bütçeden kimin umudu var? İşsizliği mi önlüyorsunuz, sanayicinin mi derdini çözdü? Kimin umudu var bu bütçede?
Katıldığım bütün toplantılarda, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin değerli bakanları ya da Başbakan da katılıyor. Ya da ilk sözlerinde öyle bir açıklama yaparlar ki sanki Türkiye G-20’ye onların zamanında girdi. Önce bu yanlışı düzeltelim. Türkiye’nin G-20’ye girişi 1980’den bu yana var. 1980’den bu yana G-20’de olan bir Türkiye’yi sanki AKP’nin politikaları sonucu girmiş gibi bir hava yaratmayı doğru buluyorum. Daha G-20 kurulmadan önce Türkiye dünyanın 14. büyük ekonomisiydi. 1999’da da Türkiye G-20’ye davet edilmiştir. 2003-2007 yılları arasında büyümenin güçlendiği dünyada, enflasyonun düştüğü bir dünya görüyoruz. 2002 döneminde yine, enflasyon yüzde 15.2 dünyanın ortalaması. 2003-2007 döneminde dünyanın enflasyon oranı yüzde 3.7.
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidar olduğunda çok uygun bir zemin yakalamıştı ve biz bu çerçevede Adalet ve Kalkınma Partisi’nin mucize dediği rakamlara bakalım. 1923 ile 2002 arasında ortalama büyüme 4,6.
Çok partili yaşama bakalım 46-2002’yi alalım yüzde 5. 2002-2005 4,3. 2010’u dahil edersek 4,6 çıkıyor.
İkinci dünya savaşını, krizleri düşünen, yarattığınız mucize yüzde 4,6. Gerçek bu. Bu rakamları biz üretmiyoruz. Arzu edenler bakabilirler.
Büyümeyi dünyayla karşılaştıralım. Türkiye 49. sırada. 2003-2009 sıralamasında, büyüme hızı açısından Türkiye 88. sıraya geriliyor. Peki büyüme sokaktaki insana yansıdı mı? Hadi 4,6 büyüme olsun. Acaba sokaktaki insanımız yaralandı mı?
BM insani gelişme raporuna bakıyoruz. Yıllık olarak yayınlanan 2010 rakamlarını vereyim. Türkiye insani gelişme açısından 169 ülke açısından 83. sırada.
Bizim önümüzde Ürdün Tunus, Jamaika, Ermenistan, İran gibi ülkeler var. Libya’da Kuveyt’te bizim önümüzde.
KADININ DURUMU
Peki kadının durumu ne? 134 ülke eşitsizlikte biz 126. sıradayız. Kadınların ekonomik yaşama katılım açısından 129 sıradayız. Politik yaşama katılım açısından da 99. sıradayız.
O zaman şapkamızı önümüze koyacağız. Daha dikkatli konuşacağız. Ben bunu hak ediyor muyum demeliyiz.
OECD’nin yaptığı bir çalışma var. 15 yaşındaki çocukları alır sınava sokar. Metamatik fen gibi dereceleri ölçer. 2009’da gençlerimiz 33 ülke arasında 32. sırada.
Eğer biz fen bilimleri ve matematikte belli bir yere çıkaramadıysak, Türkiye’nin geleceği açısından ciddi bir sıkıntı var. Gençlerimiz üniversite sınavlarında, fen bilimlerinde, matematikte, ki bunlar çok önemli alanlardır. Bu alanlarda da çok gerideyiz.
Şimdi niçin bu bütçe halka zenginliği götürmüyor, bu veriler bunu çok iyi gösteriyor.
KALKINDIK, PEKİ İŞSİZLİK NİYE?
Burada Adalet ve Kalkınma Partisi’nin değerli milletvekilleri belki de Başbakan konuşacak. İşsizlikten kimse söz etmiyor. Eğer bir evde bir işsiz varsa, o evde huzur yoktur. Anne bakar, baba bakar, akrabalar bakar. Askerlikten geldi işsiz. 8 yıldır iktidardasınız, çözüm üretemediniz. Gidin pek çok ilinizde var. Bizden çok daha fazla işsizliğin dramını siz bilirsiniz. İşsizler size yalvarır. Ne olacak peki?
Siz çözüm üretemezseniz çözümü kim üretecek? Mucizeler yarattık, kalkınmayı yaptık, peki bu işsizlik niye?
Parlak bir tablo çizebilirsiniz. Ama ayaklarımız yere basmalı ki çözüm üretelim. Bu ülkede kimse işsiz kalmasın. Herkes evine aşıyla gitsin. Genç işsizlik var. Üniversiteliler iş bulamıyor. Bunlarda işsizlik oranı çok daha yüksek.
SÖYLEDİKLERİNİZİ NEDEN KİMSE DİNLEMEDİ?
Dünyanın en fakir ülkeleri olan, sahra çölünün altındaki ülkelerde binde 4 arttı genç işsizlik. Hükümet çözüm üretmiyor dersek yalan atarız
Başbakan Trakya’da söyledi. Dedi ki ''her iş veren biri işçi istihdam ederse işsizlik biter.'' Başbakan bunu neden kimse dinlemedi ? Ekonominin gereklerini bilmezseniz tabiî ki de dinlemez. Para kazanmışsa, krizi atlatmışsa, gider alırlar.
''Ey işveren sende bir tane al sende bir tane al'' derseniz aşamayız. Genç işsizler için bir de “Her üniversiteyi bitiren iş bulacak diye bir kural yok.” dedi. Doğru. Durumu iyi olanlar için böyle bir kural yok. Ama analar babalar neden gönderiyor? Daha kolay iş bulabilsinler diye. Bunu bir başbakan, asla telaffuz etmemeli. Ne anlama geliyor bu? Genç işsizlerle dalga geçme anlamına geliyor.
Bu kadar para borçlanacaksınız. 33 milyar özelleştirmeden para alacaksınız. Bu kadar işsizlik olacak. Nereye gitti bu para. Esnafa çiftçiye emekliye memura soralım senin durumun nedir? Şu kadar borçlanıldı, bu kadar özelleştirmeden para alındı. Durumunda ne değişiklik oldu?
Borçlanmayın demiyoruz. Ama bu işsizlik varken bu borçlanma her zaman risktir.
Övündüğünüz bir konu var. Biz iktidara geldik, bankalar batıyordu falan. Artık bunlardan kurtulalım. Sanki muhalefet gibi gelip burada dert yanıyor. Efendim hortumlamalar oldu. Siz iktidardınız. Neden kesmediniz? Efendim faizi indirdik. Sadece siz mi indirdiniz? Bu kadar para varken faiz yüksek mi olsun?
Türkiye şu anda Avrupa’nın ithal mallarının lojistik merkezidir dedi bir işadamı. Otomobilde net ithalatçı durumuna geldi. Bereket versin, Başbakan doğruyu keşfetmiş. Bir toplantıda diyor ki, biz sıcak paranın tehlikeli olduğunu, eğer bu bu sizi kontrol edemezse, tehlikeli para sizi kontrol eder diyor.
Eskileri bırakın arkadaşlar, siz iktidarsınız. Eski yanlış yaptıysa siz iktidar oldunuz. Siz hala aynı yanlışı sürdürecekmişsiniz?
ECEVİT'E DUA EDİN
“Bizim zamanımızda bankalar batmadı” Yatın kalkın rahmetli Ecevit’e dua edin. Onun hükümeti zaten o önlemleri aldı ve düzeltti. ABD’de batıyormuşta biz de batmıyormuş. Bankalar kanunu bile yoktu. ABD’de neden reel sektörde kriz olmadı da biz de oldu? Madem ki bu kadar güzel neden bizde oldu? Bankalarımız batmıyordu?
Yüzde 540 hane halkının borç miktarı. Af yasası getiriyorsun. Bunları affediyor musun? Vatandaşı kim takar ki?
Başbakan’dan bir istirhamım var. Sevgiyle karşılanıyor. Lütfen o ile gittiğinde, vali beye söylesin. Şuradaki icra dosyalarının sayısı AKP döneminde ne oldu? Yan yana konulduğunda bir insan boyunu aşar. Yazık günah bu millete.
KRİZİN BEDELİNİ AĞIR ÖDEDİK
Krizin bedelini en ağır ödedik. Ama ortada bir tablo var. Acımasız bir tablo. Onu da hep beraber yaşıyoruz. Krizin olduğu 2008-2009 döneminde, bize benzeyen ülkeler yılda ortalama yüzde 4,2 büyümüşler. Latin amerika’nın yıldızları denilen ülkeler yüzde 1,2. doğu avrupa’nın ülkelerinde sadece ekonomi binde 4 daralmış. Bizde ise 2,1 oranında daralmış. En ağır faturayı biz ödemişiz.
Diyarbakırlı bir yurttaşımızı düşünün. İftarda evine ekmek götüremediği için kendisini astı. Viranşehir’de bir çocuk çöpte kağıt toplarken arabanın altında kaldı.
Denizli ve Ankara’da sanayiciler intihar etti. Afyon’da böbreğini satan köylüler, evinde aç ölen gazi. Bu olayın sosyal faturaları. Bunlar parlamentoya kesilen faturalar.
SICAK PARA KONUSUNDA ACİL ÖNLEM
Bu büyüme istihdam yaratmıyor. Sorun büyük ve sıcak para konusunda da hükümetin acil önlem alması lazım. Bunu ülkesini seven bir yurttaş olarak söylüyorum. Bu sıcak para politikası ekonomimizi, sanayimiz bitirecektir. Başkasının ekonomik krizini biz çözüyoruz. Otomobilde net ihracatçı olan Türkiye net ithalatçı oldu. Nasıl seviniyoruz?
AT MASA, SANDALYE.. 69 BİN DOLARI AL
Eylül ayında bir gününde, bir bankaya bir milyon dolar koyun. İki ayda faizi 69 bin dolar.
Şimdi sayın Başbakan ve Maliye Bakanı'na soruyorum. Kim 1 milyon dolar karşılığında, 69 bin dolar kemiksiz para kazanır? İki ayda? Niye ben fabrika kurayım? Niye elektrik, vergi diyeyim? At masa sandalye 69 bin doları al gül gibi geçin. Bu büyüme sağlıklı değil. Üretmeyen, üretemeyen Türkiye birilerinin mutlaka kölesi olur. Birileri bizi parasıyla, malıyla, üniversiteyle yönetir. Sıcak paraya teslim oluyorsunuz.
Sanayiciler bu ekonomiye, yap sat ekonomisi değil al sat ekonomisi diyorlar. Daha karlısın. Girdi fiyatlarında da ciddi sorunlar var. İmalat sanayinde, ücretler üzerindeki vergi yükü yüzde 36,2. OECD ortalaması yüzde 26. 10 puanın üzerinde yüksek maliyetimiz var. Bu konuda önlem alınması lazım.
DÜNYANIN EN PAHALI MAZOTU BİZDE
2010 verilerine göre, 31 ülke arasında dünyanın en pahalı mazotunu yakan Türkiye. Başbakan kamyon şoförleriyle bir araya gelsin. Onlara sorsun. Siz mazot mu yakıyorsunuz, yoksa yağ mı yakıyorsunuz? Ne olacak diyor. Yağ yakıyorum kamyonum perişan oluyor diyor.
Sanayide kullanılan elektrikte çok pahalı. Meksika kilowaat saati 8 cent. Bizde 14 cent. Biz de nasıl rekabet edeceksiniz?
Başbakan elektrikteki TRT payını kaldıracağız dedi. Sadece düşürdü. Kaldırmadı. Verdiğiniz sözü tutacaksınız. Siz verdiğini sözü tutarken de çok güzel laflar söylüyorsunuz. Bakın bu sözlerimi not edin, gelin hesap sorun diyorsunuz. Bende şimdi onun hesabını soruyorum. Gelin buraya bunu açıklayın.
Bakın değerli milletvekilleri dünyanın en pahalı nükleer santralini sizler onayladınız. Kilowaat saati 13 – 14 cent. Hiç üzülmüyor musunuz? Bu ülkenin sanayicisi bununla nasıl rekabet edecek?
Bakın bu santralin bir benzerini Rusya yapıyor. Maliyetine bakın. Bizdeki onun iki katı. Allah aşkına kazıklanacak ülke. Böyle bir anlayış olabilir mi? Tartışılmıyor da. İtiraz edenin nerede olacağını biliyorsunuz.
Tarım Kanunu çıktı. Onun bir maddesi diyor ki, milli gelirin yüzde 1’i oranında tarımcıya çiftçiye destek verilir. Ne oldu biliyor musunuz? Yüzde yarımı bile verilmiyor. Bir hükümet parlamentonun çıkardığı yasayı uygulamazsa, siz ona güvenir misiniz? Niçin vermiyorsun? Ver yüzde 1’ini. Verilebilir demiyor, verilir diyor. Emredici hüküm bu.
Ayçiçeği fiyatında yüzde 45, pamukta yüzde 65, buğdayda yüzde 94. Gübre de yüzde 400. sulamada yüzde 230 mazotta yüzde 130 artmış.
İnsanlar perişan. Bakın biz mazottan ÖTV’yi kaldıracağız dedik. Siz bu parayı nereden bulacaksınız dediler. Vallahi de billahi de bulacağız. ÖTV’yi kaldıracağız ve köylü rahat edecek. Biz halka para bulma konusunda kararlıyız. Yani sizler de yandaşlara para bulmakta kararlısınız. Aramızda bu kadar fark var.
YOLSUZLUK DOSYASI
Yolsuzluk bu iktidarın en önemli sorunu. 17.7.2007 Halil Hamurcu. Kayseri'de çalışıyor. Polise anlatıyor rüşvet çarkını. Rüşveti toplayan kişi bu. Emniyet sahtekarlık dolandırıcılıkla savcılığa gönderiyor. 26 sayfalık itiraf 16 sayfaya iniyor. Neden 16 sayfaya indi itiraf. Adalet Bakanı'na soruyorum. Kayseri Belediye Başkanıyla ilgili rüşvet iddiaları mı çıkarıldı. Val vekili inceleme yapıp konuyu araştırıyor Kayseri Belediye Başkanı Özhaseki rüşvet suçu nedeniyle yargılanmalı diyor. İmzasıyla gönderiyor. Bu vali 38 gün sonra görevden alınıp Gaziantep'e gönderiliyor.
Bakanlık bunu Savcılığa gönderiyor. Savcılık izin isityor memur suçlarından dava açmak için. Bakanlık araştırılsın diye izin veriyor. Bu kez başka Vali yardımcısı inceleme yapıyor. Koca Sinan Belediyesi ve Melikgazi Belediyesinden bilirkişi istiyor. Bilirkişiler belirlenmeden bir gün önce rapor hazırlanıyor. Vali Osman Güneş burada bir şey yok diyor. Vali'nin kararnamesi çıkmış müsteşarlığa atanmış biri. Bakanlığa gittikten sonra Osman Güneş aynı belgeye bu kez müsteşar olarak imza atıyor.
Ben Başbakana bunu yaptınız demiyorum. Vicdanına sesleniyorum Başbakanın. Olayın üzerine giderseniz ben soruşturacağım derseniz sonuna kadar yanınızdayız. O vali savcı gibi önemli olay değil derseniz bu kürsüde yolsuzluklarla mücadele eden bir ikitdarız demeeyceksiniz. Bu değerli Hacı Ali Hamurcu nerede? Başbakan mal varlığımı araşytıranlar Silivri'de dedi.... Başbakan belge istiyorsa hepsi masamda. Elimde olmayan ilk Vali'nin raporu. Arınç'a sorarsa benden çok daha bilgi alacaktır. |
|
|
 |
|
|
|
|
 |
CHP CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Kurul salonunda bütçe üzerindeki konuşmalarına başladı. Kürsüye kırmızı bir klasör ile gelen Kılıçdaroğlu'nun önemli bir yolsuzluk dosyası açıklayacağı CHP Kayseri Milletvekili Şevki Kulkuloğlu’nun sabah saatlerinde basın bürolarına dağıttığı, “Sayın Genel Başkan Kılıçdaroğlu Kayseri’de yaşanan yolsuzluk dosyalarını belgeleriyle açıklayacak” şeklindeki notu ile gündeme gelmişti.
İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları:
Temmuz ayında yayınlanması gereken bütçe çağrısı 10 Ekim 2010’da yayınlandı. Peki ne zaman verildi bütçe? 15 Ekim’de. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun. Siz iktidarsınız, muhalefetti, koalisyondu böyle bir şey de yok. 5 günde bütçe hazırlıyorsunuz. Bu bütçeye kim inanır? Bunu yapıyorsun. Ben şimdi merak ediyorum. Geçen bütçe içinde böyle bir şey söylenmişti. Ama o zaman dediler ki ekonomik kriz vardı. O nedenle de geç yaptık. Makul görülebilir. Bugün kriz var mı? Yok. Niye gecikildi? Başbakan’dan istediğim bir soru. Kendisi gelsin açıklasın bu kürsüde.
Sayın Başbakan buraya gelecek bunu parlamentoya anlatacak ve bu yapı sağlıklı bir yapı değil. Kendi çıkardığı yasalara uymayan bir hükümet halka güven veremez. O zaman bu planlar niye çıkıyor? Bunu yaptığınız zaman bütçe umut vaat eder. Eskiden dinleyici sıralarında, bütçe genelinde görüşmeler yapılırken, dolu olurdu. Sendikalar olurdu. Bu bütçeyi bir dinleyelim derlerdi. Allah aşkına şimdi bakın. Eski parlamenterler gelirdi. Ama şimdi onlar da yok.
KİMİN UMUDU VAR BU BÜTÇEDE?
Kaynakların toplum için harcanmasına inanan bir partiyiz. Onun için bürokrasinin yerinde zamanında bütçeyi hazırlamasını bekleyen bir partiyiz.
Yandaşların zengin edilip, halkın fakirleştiren bu bütçeyi kınıyorum. Bu bütçeden kimin umudu var? İşsizliği mi önlüyorsunuz, sanayicinin mi derdini çözdü? Kimin umudu var bu bütçede?
Katıldığım bütün toplantılarda, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin değerli bakanları ya da Başbakan da katılıyor. Ya da ilk sözlerinde öyle bir açıklama yaparlar ki sanki Türkiye G-20’ye onların zamanında girdi. Önce bu yanlışı düzeltelim. Türkiye’nin G-20’ye girişi 1980’den bu yana var. 1980’den bu yana G-20’de olan bir Türkiye’yi sanki AKP’nin politikaları sonucu girmiş gibi bir hava yaratmayı doğru buluyorum. Daha G-20 kurulmadan önce Türkiye dünyanın 14. büyük ekonomisiydi. 1999’da da Türkiye G-20’ye davet edilmiştir. 2003-2007 yılları arasında büyümenin güçlendiği dünyada, enflasyonun düştüğü bir dünya görüyoruz. 2002 döneminde yine, enflasyon yüzde 15.2 dünyanın ortalaması. 2003-2007 döneminde dünyanın enflasyon oranı yüzde 3.7.
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidar olduğunda çok uygun bir zemin yakalamıştı ve biz bu çerçevede Adalet ve Kalkınma Partisi’nin mucize dediği rakamlara bakalım. 1923 ile 2002 arasında ortalama büyüme 4,6.
Çok partili yaşama bakalım 46-2002’yi alalım yüzde 5. 2002-2005 4,3. 2010’u dahil edersek 4,6 çıkıyor. İkinci dünya savaşını, krizleri düşünen, yarattığınız mucize yüzde 4,6. Gerçek bu. Bu rakamları biz üretmiyoruz. Arzu edenler bakabilirler.
Büyümeyi dünyayla karşılaştıralım. Türkiye 49. sırada. 2003-2009 sıralamasında, büyüme hızı açısından Türkiye 88. sıraya geriliyor. Peki büyüme sokaktaki insana yansıdı mı? Hadi 4,6 büyüme olsun. Acaba sokaktaki insanımız yaralandı mı? BM insani gelişme raporuna bakıyoruz. Yıllık olarak yayınlanan 2010 rakamlarını vereyim. Türkiye insani gelişme açısından 169 ülke açısından 83. sırada.
Bizim önümüzde Ürdün Tunus, Jamaika, Ermenistan, İran gibi ülkeler var. Libya’da Kuveyt’te bizim önümüzde.
KADININ DURUMU
Peki kadının durumu ne? 134 ülke eşitsizlikte biz 126. sıradayız. Kadınların ekonomik yaşama katılım açısından 129 sıradayız. Politik yaşama katılım açısından da 99. sıradayız.
O zaman şapkamızı önümüze koyacağız. Daha dikkatli konuşacağız. Ben bunu hak ediyor muyum demeliyiz.
OECD’nin yaptığı bir çalışma var. 15 yaşındaki çocukları alır sınava sokar. Metamatik fen gibi dereceleri ölçer. 2009’da gençlerimiz 33 ülke arasında 32. sırada.
Eğer biz fen bilimleri ve matematikte belli bir yere çıkaramadıysak, Türkiye’nin geleceği açısından ciddi bir sıkıntı var. Gençlerimiz üniversite sınavlarında, fen bilimlerinde, matematikte, ki bunlar çok önemli alanlardır. Bu alanlarda da çok gerideyiz.
Şimdi niçin bu bütçe halka zenginliği götürmüyor, bu veriler bunu çok iyi gösteriyor.
KALKINDIK, PEKİ İŞSİZLİK NİYE?
Burada Adalet ve Kalkınma Partisi’nin değerli milletvekilleri belki de Başbakan konuşacak. İşsizlikten kimse söz etmiyor. Eğer bir evde bir işsiz varsa, o evde huzur yoktur. Anne bakar, baba bakar, akrabalar bakar. Askerlikten geldi işsiz. 8 yıldır iktidardasınız, çözüm üretemediniz. Gidin pek çok ilinizde var. Bizden çok daha fazla işsizliğin dramını siz bilirsiniz. İşsizler size yalvarır. Ne olacak peki?
Siz çözüm üretemezseniz çözümü kim üretecek? Mucizeler yarattık, kalkınmayı yaptık, peki bu işsizlik niye?
Parlak bir tablo çizebilirsiniz. Ama ayaklarımız yere basmalı ki çözüm üretelim. Bu ülkede kimse işsiz kalmasın. Herkes evine aşıyla gitsin. Genç işsizlik var. Üniversiteliler iş bulamıyor. Bunlarda işsizlik oranı çok daha yüksek.
SÖYLEDİKLERİNİZİ NEDEN KİMSE DİNLEMEDİ?
Dünyanın en fakir ülkeleri olan, sahra çölünün altındaki ülkelerde binde 4 arttı genç işsizlik. Hükümet çözüm üretmiyor dersek yalan atarız
Başbakan Trakya’da söyledi. Dedi ki ''her iş veren biri işçi istihdam ederse işsizlik biter.'' Başbakan bunu neden kimse dinlemedi ? Ekonominin gereklerini bilmezseniz tabiî ki de dinlemez. Para kazanmışsa, krizi atlatmışsa, gider alırlar.
''Ey işveren sende bir tane al sende bir tane al'' derseniz aşamayız. Genç işsizler için bir de “Her üniversiteyi bitiren iş bulacak diye bir kural yok.” dedi. Doğru. Durumu iyi olanlar için böyle bir kural yok. Ama analar babalar neden gönderiyor? Daha kolay iş bulabilsinler diye. Bunu bir başbakan, asla telaffuz etmemeli. Ne anlama geliyor bu? Genç işsizlerle dalga geçme anlamına geliyor.
Bu kadar para borçlanacaksınız. 33 milyar özelleştirmeden para alacaksınız. Bu kadar işsizlik olacak. Nereye gitti bu para. Esnafa çiftçiye emekliye memura soralım senin durumun nedir? Şu kadar borçlanıldı, bu kadar özelleştirmeden para alındı. Durumunda ne değişiklik oldu?
Borçlanmayın demiyoruz. Ama bu işsizlik varken bu borçlanma her zaman risktir.
Övündüğünüz bir konu var. Biz iktidara geldik, bankalar batıyordu falan. Artık bunlardan kurtulalım. Sanki muhalefet gibi gelip burada dert yanıyor. Efendim hortumlamalar oldu. Siz iktidardınız. Neden kesmediniz? Efendim faizi indirdik. Sadece siz mi indirdiniz? Bu kadar para varken faiz yüksek mi olsun?
Türkiye şu anda Avrupa’nın ithal mallarının lojistik merkezidir dedi bir işadamı. Otomobilde net ithalatçı durumuna geldi. Bereket versin, Başbakan doğruyu keşfetmiş. Bir toplantıda diyor ki, biz sıcak paranın tehlikeli olduğunu, eğer bu bu sizi kontrol edemezse, tehlikeli para sizi kontrol eder diyor.
Eskileri bırakın arkadaşlar, siz iktidarsınız. Eski yanlış yaptıysa siz iktidar oldunuz. Siz hala aynı yanlışı sürdürecekmişsiniz?
ECEVİT'E DUA EDİN
“Bizim zamanımızda bankalar batmadı” Yatın kalkın rahmetli Ecevit’e dua edin. Onun hükümeti zaten o önlemleri aldı ve düzeltti. ABD’de batıyormuşta biz de batmıyormuş. Bankalar kanunu bile yoktu. ABD’de neden reel sektörde kriz olmadı da biz de oldu? Madem ki bu kadar güzel neden bizde oldu? Bankalarımız batmıyordu?
Yüzde 540 hane halkının borç miktarı. Af yasası getiriyorsun. Bunları affediyor musun? Vatandaşı kim takar ki?
Başbakan’dan bir istirhamım var. Sevgiyle karşılanıyor. Lütfen o ile gittiğinde, vali beye söylesin. Şuradaki icra dosyalarının sayısı AKP döneminde ne oldu? Yan yana konulduğunda bir insan boyunu aşar. Yazık günah bu millete.
KRİZİN BEDELİNİ AĞIR ÖDEDİK
Krizin bedelini en ağır ödedik. Ama ortada bir tablo var. Acımasız bir tablo. Onu da hep beraber yaşıyoruz. Krizin olduğu 2008-2009 döneminde, bize benzeyen ülkeler yılda ortalama yüzde 4,2 büyümüşler. Latin amerika’nın yıldızları denilen ülkeler yüzde 1,2. doğu avrupa’nın ülkelerinde sadece ekonomi binde 4 daralmış. Bizde ise 2,1 oranında daralmış. En ağır faturayı biz ödemişiz.
Diyarbakırlı bir yurttaşımızı düşünün. İftarda evine ekmek götüremediği için kendisini astı. Viranşehir’de bir çocuk çöpte kağıt toplarken arabanın altında kaldı.
Denizli ve Ankara’da sanayiciler intihar etti. Afyon’da böbreğini satan köylüler, evinde aç ölen gazi. Bu olayın sosyal faturaları. Bunlar parlamentoya kesilen faturalar.
SICAK PARA KONUSUNDA ACİL ÖNLEM
Bu büyüme istihdam yaratmıyor. Sorun büyük ve sıcak para konusunda da hükümetin acil önlem alması lazım. Bunu ülkesini seven bir yurttaş olarak söylüyorum. Bu sıcak para politikası ekonomimizi, sanayimiz bitirecektir. Başkasının ekonomik krizini biz çözüyoruz. Otomobilde net ihracatçı olan Türkiye net ithalatçı oldu. Nasıl seviniyoruz?
AT MASA, SANDALYE.. 69 BİN DOLARI AL
Eylül ayında bir gününde, bir bankaya bir milyon dolar koyun. İki ayda faizi 69 bin dolar.
Şimdi sayın Başbakan ve Maliye Bakanı'na soruyorum. Kim 1 milyon dolar karşılığında, 69 bin dolar kemiksiz para kazanır? İki ayda? Niye ben fabrika kurayım? Niye elektrik, vergi diyeyim? At masa sandalye 69 bin doları al gül gibi geçin. Bu büyüme sağlıklı değil. Üretmeyen, üretemeyen Türkiye birilerinin mutlaka kölesi olur. Birileri bizi parasıyla, malıyla, üniversiteyle yönetir. Sıcak paraya teslim oluyorsunuz.
Sanayiciler bu ekonomiye, yap sat ekonomisi değil al sat ekonomisi diyorlar. Daha karlısın. Girdi fiyatlarında da ciddi sorunlar var. İmalat sanayinde, ücretler üzerindeki vergi yükü yüzde 36,2. OECD ortalaması yüzde 26. 10 puanın üzerinde yüksek maliyetimiz var. Bu konuda önlem alınması lazım.
DÜNYANIN EN PAHALI MAZOTU BİZDE
2010 verilerine göre, 31 ülke arasında dünyanın en pahalı mazotunu yakan Türkiye. Başbakan kamyon şoförleriyle bir araya gelsin. Onlara sorsun. Siz mazot mu yakıyorsunuz, yoksa yağ mı yakıyorsunuz? Ne olacak diyor. Yağ yakıyorum kamyonum perişan oluyor diyor.
Sanayide kullanılan elektrikte çok pahalı. Meksika kilowaat saati 8 cent. Bizde 14 cent. Biz de nasıl rekabet edeceksiniz?
Başbakan elektrikteki TRT payını kaldıracağız dedi. Sadece düşürdü. Kaldırmadı. Verdiğiniz sözü tutacaksınız. Siz verdiğini sözü tutarken de çok güzel laflar söylüyorsunuz. Bakın bu sözlerimi not edin, gelin hesap sorun diyorsunuz. Bende şimdi onun hesabını soruyorum. Gelin buraya bunu açıklayın. Bakın değerli milletvekilleri dünyanın en pahalı nükleer santralini sizler onayladınız. Kilowaat saati 13 – 14 cent. Hiç üzülmüyor musunuz? Bu ülkenin sanayicisi bununla nasıl rekabet edecek?
Bakın bu santralin bir benzerini Rusya yapıyor. Maliyetine bakın. Bizdeki onun iki katı. Allah aşkına kazıklanacak ülke. Böyle bir anlayış olabilir mi? Tartışılmıyor da. İtiraz edenin nerede olacağını biliyorsunuz.
Tarım Kanunu çıktı. Onun bir maddesi diyor ki, milli gelirin yüzde 1’i oranında tarımcıya çiftçiye destek verilir. Ne oldu biliyor musunuz? Yüzde yarımı bile verilmiyor. Bir hükümet parlamentonun çıkardığı yasayı uygulamazsa, siz ona güvenir misiniz? Niçin vermiyorsun? Ver yüzde 1’ini. Verilebilir demiyor, verilir diyor. Emredici hüküm bu.
Ayçiçeği fiyatında yüzde 45, pamukta yüzde 65, buğdayda yüzde 94. Gübre de yüzde 400. sulamada yüzde 230 mazotta yüzde 130 artmış.
İnsanlar perişan. Bakın biz mazottan ÖTV’yi kaldıracağız dedik. Siz bu parayı nereden bulacaksınız dediler. Vallahi de billahi de bulacağız. ÖTV’yi kaldıracağız ve köylü rahat edecek. Biz halka para bulma konusunda kararlıyız. Yani sizler de yandaşlara para bulmakta kararlısınız. Aramızda bu kadar fark var.
YOLSUZLUK DOSYASI
Yolsuzluk bu iktidarın en önemli sorunu. 17.7.2007 Halil Hamurcu. Kayseri'de çalışıyor. Polise anlatıyor rüşvet çarkını. Rüşveti toplayan kişi bu. Emniyet sahtekarlık dolandırıcılıkla savcılığa gönderiyor. 26 sayfalık itiraf 16 sayfaya iniyor. Neden 16 sayfaya indi itiraf. Adalet Bakanı'na soruyorum. Kayseri Belediye Başkanıyla ilgili rüşvet iddiaları mı çıkarıldı. Val vekili inceleme yapıp konuyu araştırıyor Kayseri Belediye Başkanı Özhaseki rüşvet suçu nedeniyle yargılanmalı diyor. İmzasıyla gönderiyor. Bu vali 38 gün sonra görevden alınıp Gaziantep'e gönderiliyor.
Bakanlık bunu Savcılığa gönderiyor. Savcılık izin isityor memur suçlarından dava açmak için. Bakanlık araştırılsın diye izin veriyor. Bu kez başka Vali yardımcısı inceleme yapıyor. Koca Sinan Belediyesi ve Melikgazi Belediyesinden bilirkişi istiyor. Bilirkişiler belirlenmeden bir gün önce rapor hazırlanıyor. Vali Osman Güneş burada bir şey yok diyor. Vali'nin kararnamesi çıkmış müsteşarlığa atanmış biri. Bakanlığa gittikten sonra Osman Güneş aynı belgeye bu kez müsteşar olarak imza atıyor.
Ben Başbakana bunu yaptınız demiyorum. Vicdanına sesleniyorum Başbakanın. Olayın üzerine giderseniz ben soruşturacağım derseniz sonuna kadar yanınızdayız. O vali savcı gibi önemli olay değil derseniz bu kürsüde yolsuzluklarla mücadele eden bir ikitdarız demeeyceksiniz. Bu değerli Hacı Ali Hamurcu nerede? Başbakan mal varlığımı araşytıranlar Silivri'de dedi.... Başbakan belge istiyorsa hepsi masamda. Elimde olmayan ilk Vali'nin raporu. Arınç'a sorarsa benden çok daha bilgi alacaktır. İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları:
Temmuz ayında yayınlanması gereken bütçe çağrısı 10 Ekim 2010’da yayınlandı. Peki ne zaman verildi bütçe? 15 Ekim’de. Şimdi elinizi vicdanınıza koyun. Siz iktidarsınız, muhalefetti, koalisyondu böyle bir şey de yok. 5 günde bütçe hazırlıyorsunuz. Bu bütçeye kim inanır? Bunu yapıyorsun. Ben şimdi merak ediyorum. Geçen bütçe içinde böyle bir şey söylenmişti. Ama o zaman dediler ki ekonomik kriz vardı. O nedenle de geç yaptık. Makul görülebilir. Bugün kriz var mı? Yok. Niye gecikildi? Başbakan’dan istediğim bir soru. Kendisi gelsin açıklasın bu kürsüde.
Sayın Başbakan buraya gelecek bunu parlamentoya anlatacak ve bu yapı sağlıklı bir yapı değil. Kendi çıkardığı yasalara uymayan bir hükümet halka güven veremez. O zaman bu planlar niye çıkıyor? Bunu yaptığınız zaman bütçe umut vaat eder. Eskiden dinleyici sıralarında, bütçe genelinde görüşmeler yapılırken, dolu olurdu. Sendikalar olurdu. Bu bütçeyi bir dinleyelim derlerdi. Allah aşkına şimdi bakın. Eski parlamenterler gelirdi. Ama şimdi onlar da yok.
KİMİN UMUDU VAR BU BÜTÇEDE?
Kaynakların toplum için harcanmasına inanan bir partiyiz. Onun için bürokrasinin yerinde zamanında bütçeyi hazırlamasını bekleyen bir partiyiz.
Yandaşların zengin edilip, halkın fakirleştiren bu bütçeyi kınıyorum. Bu bütçeden kimin umudu var? İşsizliği mi önlüyorsunuz, sanayicinin mi derdini çözdü? Kimin umudu var bu bütçede?
Katıldığım bütün toplantılarda, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin değerli bakanları ya da Başbakan da katılıyor. Ya da ilk sözlerinde öyle bir açıklama yaparlar ki sanki Türkiye G-20’ye onların zamanında girdi. Önce bu yanlışı düzeltelim. Türkiye’nin G-20’ye girişi 1980’den bu yana var. 1980’den bu yana G-20’de olan bir Türkiye’yi sanki AKP’nin politikaları sonucu girmiş gibi bir hava yaratmayı doğru buluyorum. Daha G-20 kurulmadan önce Türkiye dünyanın 14. büyük ekonomisiydi. 1999’da da Türkiye G-20’ye davet edilmiştir. 2003-2007 yılları arasında büyümenin güçlendiği dünyada, enflasyonun düştüğü bir dünya görüyoruz. 2002 döneminde yine, enflasyon yüzde 15.2 dünyanın ortalaması. 2003-2007 döneminde dünyanın enflasyon oranı yüzde 3.7.
Adalet ve Kalkınma Partisi iktidar olduğunda çok uygun bir zemin yakalamıştı ve biz bu çerçevede Adalet ve Kalkınma Partisi’nin mucize dediği rakamlara bakalım. 1923 ile 2002 arasında ortalama büyüme 4,6.
Çok partili yaşama bakalım 46-2002’yi alalım yüzde 5. 2002-2005 4,3. 2010’u dahil edersek 4,6 çıkıyor. İkinci dünya savaşını, krizleri düşünen, yarattığınız mucize yüzde 4,6. Gerçek bu. Bu rakamları biz üretmiyoruz. Arzu edenler bakabilirler.
Büyümeyi dünyayla karşılaştıralım. Türkiye 49. sırada. 2003-2009 sıralamasında, büyüme hızı açısından Türkiye 88. sıraya geriliyor. Peki büyüme sokaktaki insana yansıdı mı? Hadi 4,6 büyüme olsun. Acaba sokaktaki insanımız yaralandı mı? BM insani gelişme raporuna bakıyoruz. Yıllık olarak yayınlanan 2010 rakamlarını vereyim. Türkiye insani gelişme açısından 169 ülke açısından 83. sırada.
Bizim önümüzde Ürdün Tunus, Jamaika, Ermenistan, İran gibi ülkeler var. Libya’da Kuveyt’te bizim önümüzde.
KADININ DURUMU
Peki kadının durumu ne? 134 ülke eşitsizlikte biz 126. sıradayız. Kadınların ekonomik yaşama katılım açısından 129 sıradayız. Politik yaşama katılım açısından da 99. sıradayız.
O zaman şapkamızı önümüze koyacağız. Daha dikkatli konuşacağız. Ben bunu hak ediyor muyum demeliyiz.
OECD’nin yaptığı bir çalışma var. 15 yaşındaki çocukları alır sınava sokar. Metamatik fen gibi dereceleri ölçer. 2009’da gençlerimiz 33 ülke arasında 32. sırada.
Eğer biz fen bilimleri ve matematikte belli bir yere çıkaramadıysak, Türkiye’nin geleceği açısından ciddi bir sıkıntı var. Gençlerimiz üniversite sınavlarında, fen bilimlerinde, matematikte, ki bunlar çok önemli alanlardır. Bu alanlarda da çok gerideyiz.
Şimdi niçin bu bütçe halka zenginliği götürmüyor, bu veriler bunu çok iyi gösteriyor.
KALKINDIK, PEKİ İŞSİZLİK NİYE?
Burada Adalet ve Kalkınma Partisi’nin değerli milletvekilleri belki de Başbakan konuşacak. İşsizlikten kimse söz etmiyor. Eğer bir evde bir işsiz varsa, o evde huzur yoktur. Anne bakar, baba bakar, akrabalar bakar. Askerlikten geldi işsiz. 8 yıldır iktidardasınız, çözüm üretemediniz. Gidin pek çok ilinizde var. Bizden çok daha fazla işsizliğin dramını siz bilirsiniz. İşsizler size yalvarır. Ne olacak peki?
Siz çözüm üretemezseniz çözümü kim üretecek? Mucizeler yarattık, kalkınmayı yaptık, peki bu işsizlik niye?
Parlak bir tablo çizebilirsiniz. Ama ayaklarımız yere basmalı ki çözüm üretelim. Bu ülkede kimse işsiz kalmasın. Herkes evine aşıyla gitsin. Genç işsizlik var. Üniversiteliler iş bulamıyor. Bunlarda işsizlik oranı çok daha yüksek.
SÖYLEDİKLERİNİZİ NEDEN KİMSE DİNLEMEDİ?
Dünyanın en fakir ülkeleri olan, sahra çölünün altındaki ülkelerde binde 4 arttı genç işsizlik. Hükümet çözüm üretmiyor dersek yalan atarız
Başbakan Trakya’da söyledi. Dedi ki ''her iş veren biri işçi istihdam ederse işsizlik biter.'' Başbakan bunu neden kimse dinlemedi ? Ekonominin gereklerini bilmezseniz tabiî ki de dinlemez. Para kazanmışsa, krizi atlatmışsa, gider alırlar.
''Ey işveren sende bir tane al sende bir tane al'' derseniz aşamayız. Genç işsizler için bir de “Her üniversiteyi bitiren iş bulacak diye bir kural yok.” dedi. Doğru. Durumu iyi olanlar için böyle bir kural yok. Ama analar babalar neden gönderiyor? Daha kolay iş bulabilsinler diye. Bunu bir başbakan, asla telaffuz etmemeli. Ne anlama geliyor bu? Genç işsizlerle dalga geçme anlamına geliyor.
Bu kadar para borçlanacaksınız. 33 milyar özelleştirmeden para alacaksınız. Bu kadar işsizlik olacak. Nereye gitti bu para. Esnafa çiftçiye emekliye memura soralım senin durumun nedir? Şu kadar borçlanıldı, bu kadar özelleştirmeden para alındı. Durumunda ne değişiklik oldu?
Borçlanmayın demiyoruz. Ama bu işsizlik varken bu borçlanma her zaman risktir.
Övündüğünüz bir konu var. Biz iktidara geldik, bankalar batıyordu falan. Artık bunlardan kurtulalım. Sanki muhalefet gibi gelip burada dert yanıyor. Efendim hortumlamalar oldu. Siz iktidardınız. Neden kesmediniz? Efendim faizi indirdik. Sadece siz mi indirdiniz? Bu kadar para varken faiz yüksek mi olsun?
Türkiye şu anda Avrupa’nın ithal mallarının lojistik merkezidir dedi bir işadamı. Otomobilde net ithalatçı durumuna geldi. Bereket versin, Başbakan doğruyu keşfetmiş. Bir toplantıda diyor ki, biz sıcak paranın tehlikeli olduğunu, eğer bu bu sizi kontrol edemezse, tehlikeli para sizi kontrol eder diyor.
Eskileri bırakın arkadaşlar, siz iktidarsınız. Eski yanlış yaptıysa siz iktidar oldunuz. Siz hala aynı yanlışı sürdürecekmişsiniz?
ECEVİT'E DUA EDİN
“Bizim zamanımızda bankalar batmadı” Yatın kalkın rahmetli Ecevit’e dua edin. Onun hükümeti zaten o önlemleri aldı ve düzeltti. ABD’de batıyormuşta biz de batmıyormuş. Bankalar kanunu bile yoktu. ABD’de neden reel sektörde kriz olmadı da biz de oldu? Madem ki bu kadar güzel neden bizde oldu? Bankalarımız batmıyordu?
Yüzde 540 hane halkının borç miktarı. Af yasası getiriyorsun. Bunları affediyor musun? Vatandaşı kim takar ki?
Başbakan’dan bir istirhamım var. Sevgiyle karşılanıyor. Lütfen o ile gittiğinde, vali beye söylesin. Şuradaki icra dosyalarının sayısı AKP döneminde ne oldu? Yan yana konulduğunda bir insan boyunu aşar. Yazık günah bu millete.
KRİZİN BEDELİNİ AĞIR ÖDEDİK
Krizin bedelini en ağır ödedik. Ama ortada bir tablo var. Acımasız bir tablo. Onu da hep beraber yaşıyoruz. Krizin olduğu 2008-2009 döneminde, bize benzeyen ülkeler yılda ortalama yüzde 4,2 büyümüşler. Latin amerika’nın yıldızları denilen ülkeler yüzde 1,2. doğu avrupa’nın ülkelerinde sadece ekonomi binde 4 daralmış. Bizde ise 2,1 oranında daralmış. En ağır faturayı biz ödemişiz.
Diyarbakırlı bir yurttaşımızı düşünün. İftarda evine ekmek götüremediği için kendisini astı. Viranşehir’de bir çocuk çöpte kağıt toplarken arabanın altında kaldı.
Denizli ve Ankara’da sanayiciler intihar etti. Afyon’da böbreğini satan köylüler, evinde aç ölen gazi. Bu olayın sosyal faturaları. Bunlar parlamentoya kesilen faturalar.
SICAK PARA KONUSUNDA ACİL ÖNLEM
Bu büyüme istihdam yaratmıyor. Sorun büyük ve sıcak para konusunda da hükümetin acil önlem alması lazım. Bunu ülkesini seven bir yurttaş olarak söylüyorum. Bu sıcak para politikası ekonomimizi, sanayimiz bitirecektir. Başkasının ekonomik krizini biz çözüyoruz. Otomobilde net ihracatçı olan Türkiye net ithalatçı oldu. Nasıl seviniyoruz?
AT MASA, SANDALYE.. 69 BİN DOLARI AL
Eylül ayında bir gününde, bir bankaya bir milyon dolar koyun. İki ayda faizi 69 bin dolar.
Şimdi sayın Başbakan ve Maliye Bakanı'na soruyorum. Kim 1 milyon dolar karşılığında, 69 bin dolar kemiksiz para kazanır? İki ayda? Niye ben fabrika kurayım? Niye elektrik, vergi diyeyim? At masa sandalye 69 bin doları al gül gibi geçin. Bu büyüme sağlıklı değil. Üretmeyen, üretemeyen Türkiye birilerinin mutlaka kölesi olur. Birileri bizi parasıyla, malıyla, üniversiteyle yönetir. Sıcak paraya teslim oluyorsunuz.
Sanayiciler bu ekonomiye, yap sat ekonomisi değil al sat ekonomisi diyorlar. Daha karlısın. Girdi fiyatlarında da ciddi sorunlar var. İmalat sanayinde, ücretler üzerindeki vergi yükü yüzde 36,2. OECD ortalaması yüzde 26. 10 puanın üzerinde yüksek maliyetimiz var. Bu konuda önlem alınması lazım.
DÜNYANIN EN PAHALI MAZOTU BİZDE
2010 verilerine göre, 31 ülke arasında dünyanın en pahalı mazotunu yakan Türkiye. Başbakan kamyon şoförleriyle bir araya gelsin. Onlara sorsun. Siz mazot mu yakıyorsunuz, yoksa yağ mı yakıyorsunuz? Ne olacak diyor. Yağ yakıyorum kamyonum perişan oluyor diyor.
Sanayide kullanılan elektrikte çok pahalı. Meksika kilowaat saati 8 cent. Bizde 14 cent. Biz de nasıl rekabet edeceksiniz?
Başbakan elektrikteki TRT payını kaldıracağız dedi. Sadece düşürdü. Kaldırmadı. Verdiğiniz sözü tutacaksınız. Siz verdiğini sözü tutarken de çok güzel laflar söylüyorsunuz. Bakın bu sözlerimi not edin, gelin hesap sorun diyorsunuz. Bende şimdi onun hesabını soruyorum. Gelin buraya bunu açıklayın. Bakın değerli milletvekilleri dünyanın en pahalı nükleer santralini sizler onayladınız. Kilowaat saati 13 – 14 cent. Hiç üzülmüyor musunuz? Bu ülkenin sanayicisi bununla nasıl rekabet edecek?
Bakın bu santralin bir benzerini Rusya yapıyor. Maliyetine bakın. Bizdeki onun iki katı. Allah aşkına kazıklanacak ülke. Böyle bir anlayış olabilir mi? Tartışılmıyor da. İtiraz edenin nerede olacağını biliyorsunuz.
Tarım Kanunu çıktı. Onun bir maddesi diyor ki, milli gelirin yüzde 1’i oranında tarımcıya çiftçiye destek verilir. Ne oldu biliyor musunuz? Yüzde yarımı bile verilmiyor. Bir hükümet parlamentonun çıkardığı yasayı uygulamazsa, siz ona güvenir misiniz? Niçin vermiyorsun? Ver yüzde 1’ini. Verilebilir demiyor, verilir diyor. Emredici hüküm bu.
Ayçiçeği fiyatında yüzde 45, pamukta yüzde 65, buğdayda yüzde 94. Gübre de yüzde 400. sulamada yüzde 230 mazotta yüzde 130 artmış.
İnsanlar perişan. Bakın biz mazottan ÖTV’yi kaldıracağız dedik. Siz bu parayı nereden bulacaksınız dediler. Vallahi de billahi de bulacağız. ÖTV’yi kaldıracağız ve köylü rahat edecek. Biz halka para bulma konusunda kararlıyız. Yani sizler de yandaşlara para bulmakta kararlısınız. Aramızda bu kadar fark var.
YOLSUZLUK DOSYASI
Yolsuzluk bu iktidarın en önemli sorunu. 17.7.2007 Halil Hamurcu. Kayseri'de çalışıyor. Polise anlatıyor rüşvet çarkını. Rüşveti toplayan kişi bu. Emniyet sahtekarlık dolandırıcılıkla savcılığa gönderiyor. 26 sayfalık itiraf 16 sayfaya iniyor. Neden 16 sayfaya indi itiraf. Adalet Bakanı'na soruyorum. Kayseri Belediye Başkanıyla ilgili rüşvet iddiaları mı çıkarıldı. Val vekili inceleme yapıp konuyu araştırıyor Kayseri Belediye Başkanı Özhaseki rüşvet suçu nedeniyle yargılanmalı diyor. İmzasıyla gönderiyor. Bu vali 38 gün sonra görevden alınıp Gaziantep'e gönderiliyor.
Bakanlık bunu Savcılığa gönderiyor. Savcılık izin isityor memur suçlarından dava açmak için. Bakanlık araştırılsın diye izin veriyor. Bu kez başka Vali yardımcısı inceleme yapıyor. Koca Sinan Belediyesi ve Melikgazi Belediyesinden bilirkişi istiyor. Bilirkişiler belirlenmeden bir gün önce rapor hazırlanıyor. Vali Osman Güneş burada bir şey yok diyor. Vali'nin kararnamesi çıkmış müsteşarlığa atanmış biri. Bakanlığa gittikten sonra Osman Güneş aynı belgeye bu kez müsteşar olarak imza atıyor.
Ben Başbakana bunu yaptınız demiyorum. Vicdanına sesleniyorum Başbakanın. Olayın üzerine giderseniz ben soruşturacağım derseniz sonuna kadar yanınızdayız. O vali savcı gibi önemli olay değil derseniz bu kürsüde yolsuzluklarla mücadele eden bir ikitdarız demeeyceksiniz. Bu değerli Hacı Ali Hamurcu nerede? Başbakan mal varlığımı araşytıranlar Silivri'de dedi.... Başbakan belge istiyorsa hepsi masamda. Elimde olmayan ilk Vali'nin raporu. Arınç'a sorarsa benden çok daha bilgi alacaktır.
 |
|
|
|
 |
|
|
Toplam yorum |
0 |
|
Onay bekleyen |
0 |
|
|
 |

Yorumunuz editörlerimiz
tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır. |
|
|
|
 |
Bu haber henüz yorumlanmamış...
|
 |
|
 |
Bu kategorideki diğer haberler |

|
|
|
|
|
|
 |
|
|
ÇOK OKUNANLAR |
 |
 |
-
|
 |
 |
|
Altın fiyatları uzun süredir devam eden yükselişin ardından düşüşünü sürdürüyor.
|
 |
|
 |
 |
|
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre Adalet Bakanlığı Yardımcılığı kaldırıldı. |
 |
|
 |
 |
|
DEVA Partisi’nden istifa eden bağımsız milletvekili Seda Kaya Ösen, Cumhuriyet Halk Partisi’ne ... |
 |
|
 |
 |
|
Meteoroloji Genel Müdürlüğü 16 Mayıs hava durumu raporunu yayımladı. Buna göre, Marmara, Ege ve ... |
 |
-
|
 |
 |
|
Putin, suikast korkusu nedeniyle Kremlin'in sıkı güvenlik mekanizmasını terk etmekten kaçındığı ileri sürüldü. |
 |
|
 |
 |
|
İspanya La Liga'nın 36. hafta maçında Barcelona, deplasmanda Espanyol'u 2-0 mağlup ederek sezonun ... |
 |
|
 |
 |
|
16 yıl sonra Süper Lig'e yükselen Kocaelispor'un Volkan Demirel ile görüştüğü iddia edildi. |
 |
|
 |
 |
|
Erdoğan "Devletimiz hiçbir gücün karşısında diz çökmez ve çökmemiştir. Hiç kimsenin kaygısı, korkusu, ... |
 |
-
|
 |
 |
|
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya FETÖ’ye yönelik düzenlenen operasyonlarda 101 şüphelinin yakalandığını açıkladı. |
 |
|
 |
 |
|
Gezi Parkı soruşturması kapsamında, ev hapsi verilen gazeteci İsmail Saymaz'ın, ev hapsi 56. gününde kaldırıldı. |
 |
|
 |
 |
|
Bugün yayımlanan Resmi Gazete'de memuriyete ilişkin önemli değişiklikler yapıldı. Artık KPSS dışında, ... |
 |
|
 |
 |
|
TFF, Ziraat Türkiye Kupası finali sonrası Galatasaray ve Trabzonspor'u disiplin kuruluna sevk etti. |
 |
-
|
 |
 |
|
ABD Başkanı Donald Trump, başta VOA olmak üzere ABD hükümeti tarafından finanse edilen bazı medya ... |
 |
|
 |
 |
|
Merkez Bankası'nın mayıs ayı piyasa katılımcıları anketine göre, 2025 yıl sonu dolar/TL beklentisi ... |
 |
|
|
|
 |
|
 |
 |
YAZARLAR |
 |
|
 |
|
 |
|
 |
|
 |
 |
 |
ÇOK YORUMLANANLAR |
 |
 |
-
|
 |
 |
|
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre Adalet Bakanlığı Yardımcılığı kaldırıldı. |
 |
|
 |
 |
|
DEVA Partisi’nden istifa eden bağımsız milletvekili Seda Kaya Ösen, Cumhuriyet Halk Partisi’ne ... |
 |
|
 |
 |
|
Meteoroloji Genel Müdürlüğü 16 Mayıs hava durumu raporunu yayımladı. Buna göre, Marmara, Ege ve ... |
 |
|
 |
 |
|
İspanya La Liga'nın 36. hafta maçında Barcelona, deplasmanda Espanyol'u 2-0 mağlup ederek sezonun ... |
 |
-
|
 |
 |
|
İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya FETÖ’ye yönelik düzenlenen operasyonlarda 101 şüphelinin yakalandığını açıkladı. |
 |
|
 |
 |
|
16 yıl sonra Süper Lig'e yükselen Kocaelispor'un Volkan Demirel ile görüştüğü iddia edildi. |
 |
|
 |
 |
|
TFF, Ziraat Türkiye Kupası finali sonrası Galatasaray ve Trabzonspor'u disiplin kuruluna sevk etti. |
 |
|
 |
 |
|
Altın fiyatları uzun süredir devam eden yükselişin ardından düşüşünü sürdürüyor.
|
 |
-
|
 |
 |
|
Erdoğan "Devletimiz hiçbir gücün karşısında diz çökmez ve çökmemiştir. Hiç kimsenin kaygısı, korkusu, ... |
 |
|
 |
 |
|
Putin, suikast korkusu nedeniyle Kremlin'in sıkı güvenlik mekanizmasını terk etmekten kaçındığı ileri sürüldü. |
 |
|
 |
 |
|
Gezi Parkı soruşturması kapsamında, ev hapsi verilen gazeteci İsmail Saymaz'ın, ev hapsi 56. gününde kaldırıldı. |
 |
|
 |
 |
|
Merkez Bankası'nın mayıs ayı piyasa katılımcıları anketine göre, 2025 yıl sonu dolar/TL beklentisi ... |
 |
-
|
 |
 |
|
ABD Başkanı Donald Trump, başta VOA olmak üzere ABD hükümeti tarafından finanse edilen bazı medya ... |
 |
|
 |
 |
|
Bugün yayımlanan Resmi Gazete'de memuriyete ilişkin önemli değişiklikler yapıldı. Artık KPSS dışında, ... |
 |
|
|
|
 |
|
 |
 |
ANKET |
|
 |
 |
|
|