MHP'nin 19 Kasımda yapılacak kongresi öncesi genel başkanlığa adaylığını açıklayan Prof. Dr. Ümit Özdağ ile MHP lideri Devlet Bahçeli arasındaki söz düellosu tırmanıyor. Özdağ, “Bahçeli'ye çağrıda bulunuyorum, hiçbir genel başkan ülkücü gençliğin arkasına sığınarak, ülkücü üst kurul delegesinden kaçmamalıdır” derken, Özdağ’dan hep “o kişi” diye söz eden Bahçeli, "Adı geçen kişi MHP’nin üyesi dahi olamaz” dedi.
Prof. Dr. Ümit Özdağ , düzenlediği basın toplantısında, MHP Genel Merkezi'nin, “partiden ihraç edildiğini ve kongre salonuna giremeyeceğini” açıkladığını belirtti. ”Durum böyleyse, bu saldırıların sebebi nedir” diye soran Özdağ, şöyle devam etti:“Neden hala gruplar yollayarak, şiddet ve terör estirmeye devam ettiriyorlar. Onlar da biliyorlar ki Türkiye bir hukuk devleti ve Özdağ bu konuyu hukuk yoluyla çözecek, kongrede aday olacak ve salona girecek. Bundan dolayı bir yıldırma ve baskı yöntemi uyguluyorlar. Ben MHP Genel Başkanı Bahçeli'ye çağrıda bulunuyorum, hiçbir genel başkan ülkücü gençliğin arkasına sığınarak, ülkücü üst kurul delegesinin iradesinden kaçmamalıdır. Hiçbir genel başkan, ülkücü gençliği muhalefete karşı bir sopa gibi kullanma isteği ve iradesi içinde olmamalıdır. Bu en basit anlatımla ayıptır. Sayın Bahçeli büyük ayıp ediyor. Bahçeli bu üst kurul delegelerinin aklına, vicdanına ve ülkücülüğüne güvenmiyor ve kendisini seçmeyeceğini gayet iyi görüyor ki büyük korku içinde demokratik geçmesi gereken bir kurultayı şiddet ortamına dönüştürmeye çalışıyor.”Demokratik bir kurultay istediklerini belirten Özdağ, “Biz karşımıza ülkücü gençlerin çıkarılmasını, kan dökülecek sloganlarını istemiyoruz” dedi.
“DEMOKRATİK BİR KURULTAY İSTİYORUZ”
Özdağ, gazetecilerin adaylığına ilişkin sorularını da yanıtladı. Kongre salonuna gelip gelmeyeceğine ilişkin bir soru üzerine Özdağ, MHP Genel Başkan adaylığının en doğal hakkı olduğunu ifade ederek, “Tek parti rejiminin ya da diktatörlüğün olduğu bir ülkede yaşamıyoruz” dedi.“MHP Genel Merkezi'nin tutumunu neye bağlıyorsunuz” sorusuna ise Özdağ, ”Korkuya. Kongreyi kaybedeceklerini anladılar. Onun korkusu içinde hiç yapmamaları gereken şeyleri yapıyorlar” yanıtını verdi. Özdağ, MHP Genel Başkanı Bahçeli'nin, kurultayın kardeşlik ve demokrasi şöleni içinde geçeceği yönündeki açıklamasının hatırlatılması üzerine de şunları söyledi: “Değerlendirmeyi size bırakıyorum. Bahçeli'nin yemek yediği restoranın camları kırılmıyor ya da konvoyunun önü kesilerek saldırılmıyor. 'Ümit Özdağ'ı kongre salonuna almayacağız' diyorlar. Biz, 'demokratik bir kurultay olsun, Bahçeli de gelsin, kadrosunu ve planını ortaya koysun, biz de aynı şeyi yapalım' diyoruz.”
MAHKEME KARARI
Saldırıların engellenmesine yönelik güvenlik talep edip etmediğinin sorulması üzerine ise Özdağ, Ankara Emniyet Müdürü'nü ziyaret ettiklerini ve müdürün kendilerine, “Bizim görevimiz sizi kongre salonuna sokmak değil. Alabildiğiniz herhangi bir hakimden mahkeme kararı getirin” dediğini söyledi.
MHP Genel Merkezi'nin kongrede polis gücü istemediğini duyduğunu belirten Özdağ, bu talebin iyi niyetli olmadığını iddia etti.
Özdağ, genel başkan olamaması halinde yine MHP içinde siyasi hayatını devam ettireceğini bildirdi.
Ümit Özdağ, bir soru üzerine, şiddetin MHP'nin ideolojisine sinmiş gibi düşünüldüğü iddiasını kabul etmediğini, bütün siyasi partilerde bazı gerilimlerin yaşandığını ve en son olarak CHP kurultayında bunun görüldüğünü anlattı.
MHP Genel Başkanlığını kazanacağı sayıya ulaşacağını savunan Özdağ, “Her halükarda hukuk içinde kongre salonunda olacağım. MHP Genel Merkezi adliyede çok yoğun çalışıyor. Ben hukuksuz hiçbir yola girmem” dedi. Özdağ, “MHP Genel Merkezi adliyede çok yoğun çalışıyor” ifadesi ile neyi kastettiği sorusuna ise “Daha ne kastedebilirim, baskı yapıyorlar” yanıtını verdi.
BAHÇELİ'DEN ÖZDAĞ İÇİN AKP'YE ELEŞTİRİ
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Prof. Ümit Özdağ’ın hukuk bilmecesine dönüşen partiye üyeliği konusunda AKP’yi sert bir şekilde uyardı. Bahçeli, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kongre ve Özdağ’a ilişkin soruları yanıtlayan Bahçeli, AKP’yi “inanç karaborsacılığı” yapmakla suçlarken, isim vermeden “ovada siyaset” çıkışı nedeniyle DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’a da sert cevap verdi.
Bahçeli, Özdağ’ın kurultaya girme konusunda kararlı olduğu ve genel merkezin aleyhinde ülkücü gençleri kullandığı iddialarını yanıtlarken Özdağ’ın ismini söylememeye özen gösterdi.
"O KİŞİ MHP ÜYESİ BİLE OLAMAZ"
Özdağ’dan sürekli olarak “O kişi” diye söz eden Bahçeli, “Karanlık ilişkilerden Milliyetçi Hareket aydınlık gelecek bekleyemez. O kişiye Türkiye üzerinde oynanan oyunların izdüşümünün MHP üzerinde oynandığı gerçeğinden hareketle yaklaştığımızda verilen bir görev vardır. Bu görev 19 Kasım’a kadar sürecektir. Sayın İçişleri Bakanı’nın desteğiyle hukuk dışı kongreye bir zorlama olduğu vakit bunun hesabını AKP’den sorarız” diye konuştu.
Bahçeli, “Özdağ salona aday olarak girebilecek mi” sorusunu “Adı geçen kişi MHP’nin üyesi dahi olamaz. Bunu böyle bilin. Bazı karanlık noktalar açıklığa kavuşacak, ondan sonra MHP’ye üye olmanın şartları düşünülebilinir” diye yanıtladı.
AKP’YE “İNANÇ KARABORSACISI”
Bahçeli, eski Başbakan Bülent Ecevit’in cenazesinde atılan sloganlarla yeniden gündeme gelen laiklik tartışmalarına da değindi.
“Din ve laiklik ekseninde yaşanan tartışmaların kaynağında AKP’nin temsil ettiği zihniyet yatmaktadır” diyen Bahçeli, “Bu bakımdan bugünkü zeminde yapılan din ve laiklik tartışmalarının dini ve inanç karaborsacılığı ve inanç hortumculuğu yapan AKP’nin değirmenine su taşımak sonucunu vereceğini herkes görmeli ve anlamalıdır” dedi.
Bahçeli, AKP’nin “siyasi ecelini” birkaç ay geciktirebilmek için çırpındığını savundu.
AĞAR’A İSİM VERMEDEN SERT TEPKİ
Bahçeli, üstü örtülü olarak DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar’ın “ovada siyaset” sözleri sonrası tırmanan af tartışmalarına da sert yanıt verdi. “Etnik bölücüler ve siyasi kundakçılar, Türkiye’yi bir çatışma ortamına sürüklemek için yarış içine girmişlerdir” diyen Bahçeli, şöyle konuştu:
“Böyle bir ortamda teröristlere af ve siyaset yolunun açılması tartışmalarının Türkiye’nin gündemine taşınması, PKK’nın siyasi amaçlarına hizmet edecek talihsiz bir gelişme olmuştur. PKK’nın siyasi amaçlarına hizmet edecek ve etnik bölücülüğün cesaret kazanmasına yol açacak beyanlarda bulunurken herkes çok dikkatli olmalıdır. Terör örgütü PKK’nın siyasi bir manevrası olan sözde ateşkes ilanının bir dizi şarta bağlandığı bilinen bir gerçektir.
Bu çerçevede PKK’nın siyasi gündeminin ilk hedefi, askeri operasyonların durdurulması , etnik kimlikle siyaset yapma ve örgütlenme özgürlüğünün sağlanması ve siyasi af çıkartılarak PKK dağ kadrolarının siyasal ve toplumsal yaşama katılmaları sürecinin önünün açılmasıdır. Terör örgütünün bu siyasallaşma projesinin özü, dağdan inip siyaset sahnesine çıkmak ve Türkiye’yi silah zoruyla böyle bir süreci başlatmaya zorlamaktır. Bu gerçekler ortadayken, teröristlere af beklentisinin yaratılması ve bunun için uygun bir iklim oluşmasına çalışılması, terör örgütünün bölücü hedeflerine ulaşılmasında siyasi payandalık yapmakla eş anlamlıdır.”
Bahçeli, DYP Lideri’nin “Yozgat’ın kaderi ile Kerkük ün kaderi birleştirilecek” dediği anımsatılarak konunun önceki açıklamalarıyla birlikte değerlendirmesi istenince “Ben anlamakta güçlük çekiyorum, Mehmet Ağar Bey, biraz daha açıklama yapması lazım” demekle yetindi.