MHP tarafından düzenlenen 17. Erciyes Zafer Kurultayı'nın sonuç bildirgesinde, ''Ülkemizde sadece hükümet ve bir grup Avrupa aşığı çevre, AB'yi karşılıksız bir aşkla sevmeye devam ediyor'' denildi.
MHP tarafından Erciyes Dağı'nın 2200 metre yüksekliğindeki Tekir Yaylası'nda düzenlenen 17. Erciyes Zafer Kurultayı'nın sonuç bildirgesi yayınlandı.
Türkiye'nin ve içinde bulunduğu coğrafyanın tarihinin en kritik dönemlerinden birini daha yaşadığının ifade edildiği bildirgede, şunlar kaydedildi: ''Ortadoğu 'büyük' veya 'yeni' gibi nitelemelerle her dönemde
başka bir ihanet projesine sahne oluyor. Bir yanda ABD Irak'ı kan gölüne çevirirken öbür yanda İsrail Lübnan'a bomba yağdırıyor. Ne ABD'nin ne de İsrail'in karşısında düzenli bir ordu yok. Ölüm kusan silahların hedefinde sadece savunmasız masum insanlar var. Dünyada barışı korumak için kurulduğu söylenen Birleşmiş Milletler gibi kurumlar da AB gibi siyasi ve ekonomik birlikler de olup bitene seyirci kalmaktan başka bir şey yapamıyor.
Ermenistan da Kafkasya'da yeni bir İsrail olmaya aday. Diaspora destekli Ermeni yetkilileri, bir yandan Türkiye'nin sınırları açması için bağırırken öbür yandan hem tarihi tahrif ederek Türk devletini
sıkıntıya sokmaya çalışıyor hem de Azerbaycan topraklarındaki haksız ve hukuksuz işgalini sürdürüyor. İşin ilginç yanı bu saldırganca tutum Rusya, AB ve ABD nezdinde destek görüyor.''
Bildirgede, Kıbrıs sorununa yönelik yürütülen çözüm politikasının daha büyük çözümsüzlüklere yol açarak iflas ettiği savunularak, çözümü isteyen taraf olarak tescillenen Rum kesiminin, AB'nin desteğiyle
giriştiği pervasız ve saldırgan çıkışlarla Türkiye'yi isteklerine boyun eğmeye zorladığı öne sürüldü.
-AB'YE ÜYELİK SÜRECİ-
Irak'ın kuzeyinde, TBMM'nin onayı ile görev yapan Çekiç Güç'ün ve ABD'nin korumasında yeni bir ''şer merkezi'' kurulduğunun ileri sürüldüğü bildirgede, şu görüşlere yer verildi: ''Türkiye'nin tek milli hedefi ve projesi haline getirilen AB'ye üyelik süreci, her adımda aksıyor ve karşılıklı güvensizlik artıyor. Ülkemizde sadece hükümet ve bir grup Avrupa aşığı çevre, AB'yi karşılıksız bir aşkla sevmeye devam ediyor. Kendi sorunları içinde boğulup kalmış AB ise ne eski Hıristiyanlık kaynaklı bağnazlıklarını aşabilmiş bir olgunluğa ne de dünya dengelerini değiştirebilecek bir ufka sahip. Sadece Türkiye'ye müzakere süreciyle oyalama ve olur olmaz şartlarla sıkıştırma derdinde.''
-TÜRK DÜNYASIYLA İLİŞKİLER...-
Türkiye'nin Türk dünyasına bütünüyle sırtını dönmüş göründüğünün öne sürüldüğü bildirgede, ''Cumhurbaşkanı ve Başbakanın hiçbir Türk ülkesini ziyaret etmeme ve temsilcileriyle görüşmeme konusunda ittifak halinde oldukları'' savunuldu.
''Bugün ülkemizde maalesef bırakın eleştirileri saygıyla karşılamayı çaresizliğini anlatmaya çalışan insanlara karşı bile ağza alınmayacak sözlerle hakaret etmeyi marifet sayan bir iktidar anlayışı hakim '' denilen bildirgede, şu ifadelere yer verildi: ''Ülke topraklarını yabancıya, hazine arazilerini vurguncuya satarak kaynak sağlamaya çalışan iktidar, artık dayanılmaz sıkıntılar vermeye başlamıştır. Bu iktidarın yapabileceği en doğru şey, millete gitmek ve emaneti ehil ellere teslim etmektir.
Bunca iç ve dış tehlike karşısında vatan diyen, millet diyen, bağımsızlık diyen, onurlu bir gelecek için mücadele eden herkese düşen bir görev var, birlik olmak, yıpranan ve tehdit altında olan milli iradeye sahip çıkmak. Gün, ufak hesapları ve basit tartışmaları aşma zamanıdır. Ülkemizin dört yanı ateşle çevrilmişken, her gün şehit haberleri yürekleri dağlarken, ekonomideki kötü gidiş milli varlığımızı ve bağımsızlığımızı tehdit eder hale gelmişken üzerine düşen görev ve fedakarlıktan kaçınmak hiçbir Türk'e yakışmaz.''