Bağdat Büyükelçiliği’ni koruma görevine giderken Musul’da pusuya düşürülerek başından yaralanan özel timci Sadettin Keçe, Türkiye’ye geldi.
Musul’daki çatışmadan sonra ABD’li askerler tarafından yaralı olarak Anakonda üssündeki hastaneye kaldırılan Keçe, Kahramanmaraş’taki ailesine kavuştu. Keçe’nin saldırı ile ilgili raporu da tamamlandı. Keçe’nin verdiği bilgilere dayanılarak hazırlanan rapora göre, özel timcilere kurulan pusuda peşmerge kıyafetli saldırganların yanı sıra üzerinde ağır makineli Bixi silahları taşıyan 4 araç da rol oynamış. Özel timi taşıyan araçları Musul sokaklarına kadar takip eden saldırganların ağır makineli silahlarla taradıkları belirtiliyor. Ayrıca Türk timinin Irak’ta kiralanan araçlarla taşındığı ve sınırı geçtikten sonra peşmerge bölgesinde 4 ayrı noktada kontrol edildikleri belirtiliyor. Sadettin Keçe’nin anlatımına göre Musul saldırısının başlangıcı ve bitişi şöyle gerçekleşti:
‘Bixi silahları kullanıldı’
“4 araçla Habur’dan çıkıştan itibaren 4 kontrol noktasından geçtik. Her noktada görev belgelerimiz ve silahlar kontrol edildi. Son noktayı geçtik, her şey yolundaydı. Iraklı şoförlerin kullandığı Chevrolet marka araçlarla belirli mesafeler halinde konvoy biçiminde seyrediyorduk. Musul’a girdiğimizde yol kenarında peşmerge kıyafetli 4-5 kişiyi fark ettim. Ellerinde Kalaşnikoflar vardı. Birkaç saniye içinde bu grubun taciz ateşine uğradık. Konvoydaki araçlar tacizden kurtulmak için farklı yönlere dağıldı. Benim bulunduğum aracı Irak uyruklu bir şoför kullanıyordu. Ben ön koltukta, Bülent Kıranşan arka koltuktaydı. Peşimize üzerinde Bixi makineli tüfek takılı Mazda ya da Nissan marka araç takıldı. İki araçta bulunan 6-7 kişi, arkamızdan sürekli ateş ediyordu... Arkama baktığımda Bülent’in öldüğünü gördüm. Ben de başıma aldığım kurşun sonucu sonrasını hatırlamıyorum. Gözümü Anakonda Üssü’ndeki ABD hastanesinde açtım.” Dün Kahramanmaraş’taki evine gelen Saadettin Keçe’nin ailesi ile buluşmasında duygusal anlar yaşandı. 4 aydır evinden ve çocuklarından uzak kalan Keçe, “Musul’da bir Türk olarak şerefimizle savaştık, elimizden geleni yaptık.” dedi. Musul’da hiçbir zaman savunmasız kalmadıklarını anlatan Keçe, “Olayın meydana geldiği gün ağır silahlarımız elimizdeydi. Ağır silahlarımızın Kürt peşmergeler tarafından bagaja konulduğu söylentileri doğru değildir.” dedi