20 yıl olmuş... Kudüs'te karşılaştık. Hebron katliamı olmuş, dünya medyası Kudüs'e akın etmişti. Mithat 32. Gün için gelmişti. Ben Sipa Press için. Mithat TV haberciliğinin yıldız muhabiriydi. Ben kendini kanıtlamaya çalışan bir yeni muhabir. Bana el verdi, elime bir adres verdi, yapamadığı haberi ben yaptım. Onu hep böyle hatırlarım. Mehmet Ali Birand'ı da! O da bana el verdi, "kameranın en güzel gülen yüzü" dedi, TV haberciliğinde bana fırsat verdi. Durmak bilmemesi, yaratıcılığı, çalışkanlığı en büyük gücüydü. Gülümsemesi de....
Birand'a veda etmek kolay olmadı çünkü o bizim hayatımıza dokundu. Pek çok insana yaptığı gibi, kendini paylaştı. Paylaştıkça yenilendi, büyüdü...
Mithat'la bu kez Birand'a veda ederken yan yanaydık. "Birand bana fırsat verdi. Durmasını bilmedim, çok çalışmaktan sürmenaj oldum" derken bile gülümsüyordu.
- Uzun zamandır ekranda yoksun. Herşey yolunda mı?
- İlk defa sana açıklıyorum. Birand'ın anma programları oldu, beni davet ettiler. Eski halimi bilenler 'Bu çocuğa ne olmuş?' dedi. Beni ekranda görenler, 'Sarhoş mu, felç mi oldu, kanser mi?' demişler. Beynimde hasar yok. Üç yıl boyunca günde iki saat uyudum. Aşırı yorgunluktan başıma gelen şey: Sürmenaj! Beynimle adaleler arasındaki iletişimde yavaşlama var. Doktor günde sekiz saat uyumazsam bu hasarın kalıcı olacabileceğini söyledi. Kendime kötü davrandım şimdi düzeltmeye çalışıyorum. Kendime acımıyorum ama eski halimin değerini daha iyi anlıyorum. Her sabah radyo programı, haftanın her günü bir yerden canlı yayındaydım. Bir gün Brüksel, bir gün Lüksemburg, bir gün ortadoğu... Günde üç saat uykuyla idare ediyordum. Ondan sonra vurdu bana. Acil servis, doktorlar, MR'lar falan. Sürmenaj denildi. İki senedir bu durum devam ediyor. Tedavi görüyorum, aynı zamanda dinleniyorum. Allah'a şükür kafa sağlam... Bir tek kafamdan geçen düşünceler ağzımdan aynı şekilde çıkmıyor.
HABERİN AYRINTILARI AŞAĞIDAKİ LİNKTE...
http://www.sabah.com.tr/Yasam/2013/01/26/surmenaj-oldum-kalici-degilgececek