Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin yan kuruluşu Bel-Pa’nın Genel Müdürü olan Yalçın Beyaz, geçtiğimiz günlerde bir dizi skandalla birlikte gündeme gelmişti.
70'li yıllarda Türk Haber Ajansı’nda (THA) Yalçın Beyaz ile birlikte çalıştığını ifade eden gazeteci Hasan Uysal, bu ayki Yeni Harman dergisine verdiği röportajda çok konuşulacak iddialarda bulundu.
İşte 'Çaycılıktan genel müdürlüğe bir AKP’linin başarı öyküsü' başlığıyla yayınlanan ropörtajdan öne çıkanlar:
Bir kere işten kovuluyor kendisi ve siz işe geri aldırtıyorsunuz?
Sabah işe geldim ki, binanın alt katında bulunan Feyman Kulüp’ün önünde, çökmüş yere ağlıyor. “Niye ağlıyon lan?” diye sordum sertçe. “Güngör abi işten attı” diye karşılık verdi.
Güngör Sayarı sinirli. “Bu fırlatma aşağıda ağlıyor” deyince anlattı.
Bir gece önce, “Bakanlıklar’dan geçerken, Ajans’a uğrayayım” demiş. Kendi anahtarı ile açmış büroyu. Farkında bile değiller. İçeride alem var. Bizim haber yazdığımız kâğıtların üzerinde helvalar, peynirler. Masaların üstünde rakı ve bira şişeleri. Hepsine atmış dışarı ve Yalçın’a, “Ulan bir daha buranın semtinden bile geçtiğini görmeyeyim” demiş. “Abi” dedim, “Oğlan ağlıyor. Ders olmuştur ona, bir daha yapmaz. Zaten az para veriyoruz, işleri öğrendi de. Hem gündüzleri de geliyor, ayak işlerini yapıyor. İşe de çok ihtiyacı var, yoksul çocuk. Böylesini bulamayız yeniden...” Güngör Ağabey önce biraz durdu, düşündü ve ardından yumuşadı.
THA’nın üst katında da EBA Ajansı’nın yeri var... Buranın temizlikçisi hikâyesini nasıl öğrendiniz? Macera nasıl başlamış aralarında?
Atılma olayının üzerinden en fazla birkaç ay geçti geçmedi. Çekinerek yanıma geldi. Söyledim ya mesafeliyim diye. “Hasan abi sana bir şey soracağım” dedi. İşte o zaman öğrendim yukarıdaki temizlikçi kadını... Meğer sabahları erkenden onun için geliyormuş. Biz 08.30- 09.00 arası gelirdik işe. O sabahın 7’sinde. Yukarıda EBA diye bir ekonomi ajansı var. Oranın temizlikçisi kadınla birlikte olurlarmış büroda. Kadın örtülü, şalvarlı bir gecekondu kadını. 35-40 yaşlarında olsa gerek. Kocası kötürüm müymüş neymiş. Bu oğlana beni gösterip demiş ki, “Sen onu bana ayarla, ben sana genç kız bulayım.”
Müthiş bir kariyer öyküsü değil mi aslında bu anlattığınız hikâye?
Mesela Melih Gökçek ile Yalçın Beyaz kaç defa Çin’e gittiler? Çin bu, Kıbrıs değil! Çin’de ne iş yaptılar, yaparlar? Piyasayı saran, Türkiye’de zaten kör topal ilerleyen sanayiye en büyük darbeyi vuran Çin malları ile ilgileri var mı? Gelen mallara gümrük ödeniyor mu? Kaç defa gittiklerini duyarsanız zaten küçük dilinizi yutarsınız…
Ha bir şey daha, bu okuyuculara değil Yalçın Beyaz’a. Ballandıra ballandıra anlattığın Çin maceraların CD dolduracak boyutta. Olur olmaz, bilir bilmez insanların yanında konuşmaya düşkün olursan… Çinli hanımlar için verdiğin ayrıntılar hele…
Yalçın Beyaz ile ilgili çok açık bir rezillik, skandal ötesi… Dönen paradan eline geçen yüzde 5 bile değildir ama servetinin miktarı ortada.