Törene Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,Başbakan Vekili Bülent Arınç, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Işık Koşaner, Devlet Bakanı Hayati Yazıcı, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Danıştay Başkanı Mustafa Birden ve kuvvet komutanları ile öteki davetliler katıldı.
-"HEDEFİMİZ MUASIR MEDENİYETLER SEVİYESİ"-Atatürk’ün en büyük eserinin, Türk milletinin çatısı altında olmaktan büyük gurur duyduğu Türkiye Cumhuriyeti olduğunu anımsatan Arınç, "Dolayısıyla, hepimizin amacı, Türkiye Cumhuriyeti’ni daha güçlü ve daha demokratik, daha kalkınmış, ilerlemiş, ’muasır medeniyetler seviyesine’ çıkartmak için olanca gücümüzle çalışmak olmalıdır" diye konuştu.
Cumhuriyet’in temel değerlerini ve kazanımlarını korumak, ülkenin hak ettiği çağdaş konuma ulaştırmak için kararlı bir şekilde mücadele verdiklerini vurgulayan Arınç, bugün, her alanda, kendi sınırları içine kapanan, küçük bir devlet olma yerine, "muasır medeniyetler seviyesini" hedefleyen bir anlayışla hareket ettiklerini söyledi.
Arınç, Atatürk’ün, bir yönü ile ülkesini işgal eden devletlere karşı
amansız bir mücadele verirken diğer taraftan da onlarla aynı masa etrafında oturarak diplomatik ilişkiler başlatabilmiş ender liderlerden biri olduğuna dikkati çekerek, Büyük Önder’in kin, intikam, nefret duyguları üzerine değil, barış üzerine bir dış politikayı bizzat kendisinin inşa ettiğini ve Türkiye’ye miras bıraktığını belirtti.
Türkiye’nin, dış politikasını "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" ilkesi
doğrultusunda belirlediğini vurgulayan Arınç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye’nin bütün komşularıyla ve bölge ülkeleriyle tesis ettiği ve güçlendirdiği iyi ilişkiler, Atatürk’ün mirasına, ilkelerine ve fikirlerine sahip çıkıldığının en güzel göstergeleridir. Türkiye bu doğrultuda, doğusu-batısı, kuzeyi ve güneyindeki tüm komşuları ile sorunlarını barış yolu ile bir bir gidermekte, diğer taraftan da dünyanın en büyük devletleri ile dünya siyasetine yön vermek için rol almaktadır. Türkiye artık yalnızca kendi bölgesinde değil, dünyanın her yerindeki mazlum millet ve devletler için bir umut, bir hak ve hukuk arayıcısı haline gelmiştir. Çatışma ve kaoslarla dünya siyasetini çıkmaza sürükleyen değil, insanlığın huzuru için barış politikası ile hareket etmektedir.
Bugün Türkiye, Atatürk’ün düşüncelerini, Türkiye’nin içinde bulunduğu dar kalıpları kırmak; dışa açılmak; bariyerleri, engelleri aşmak; her alanda daha fazla özgürleşmek; demokrasi ve insan haklarını çağdaş standartlara ulaştırmak; ekonomide, bilimde hiç durmadan ilerlemek olarak yorumlamaktadır. Bizim de hükümet olarak ekonomide, dış politikada, eğitimde, yargıda attığımız her adım, gerçekleştirdiğimiz her reform, Cumhuriyetimizin kuruluş ilkeleriyle birebir örtüşmektedir. Türkiye, yönünü demokrasiden ve çağdaşlıktan yana doğru belirlemiştir. Türkiye, siyasi, sosyal ve ekonomik alanlarda yürüttüğü atılımlarını hızla tamamlayarak, demokratik standartlarını yükselterek, modern ve çağdaş dünyanın en saygın ülkelerinden biri olma konumunu daha ileri noktalara taşıyacaktır."
TOKALAŞMADILARTören başlamadan önce Cumhurbaşkanı Gül, Org.Işık Koşaner'le tokalaşıp bir süre sahbet ederken, Bülent Arınç'ın Koşaner'in elini sıkmadan geçerek diğer kuvvet komutanlarıyla sohbet ettiği görüldü. Törende dikkat çeken bir başka olay ise Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in Anyasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç'ın elini sıkmaması oldu.