Vural, madde ve kararın iç hukuk yönünden kesinleşmiş bir yasa ve üst yargı içtihadı niteliğinde olması nedeniyle, iç hukuk yolları tükendiğinden AİHM'e başvuruda bulunduğunu söyledi. AİHM'in, söz konusu yasa maddesi ve Yargıtay kararının, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 5, 6. ve 14. maddelerine aykırılık olarak değerlendirilerek hüküm kurulması talep edilen dilekçede, bunların, hukuka, anayasaya, yasalara ve AİHS hükümleri ve Anayasa Mahkemesi ile AİHM'in istikrar kazanmış kararlarına aykırılık teşkil ettiği savunuldu. Vural, dilekçesinde, şu görüşlere yer verdi:
POTANSİYEL MAĞDURUM
'Benim konumum, sayın mahkemenizin yaptığı potansiyel mağdur koşullarına aynen uymaktadır. Bir hukukçu ve sisteme muhalif sosyalist aydın olarak tutuklanma gerçeğiyle her an karşı karşıya kalacağım, bu zamana kadarki uygulamalarda görüleceği üzere, hiç de olanaksız değildir. Böyle bir yasa ve üst yargı kararıyla her an karşılaşabileceğim bir tutuklama nedeniyle hükümsüz 10 yıl özgürlüğünden yoksun kalmayı düşünmem bile AİHM kararına uygun mağduriyetimin somut kanıtıdır.'09/01/2011