Gül, İran'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin, ''Yargıtay ve Danıştaya yeni daireler kurulmasına ilişkin Kanunu onayladınız. Yüksek yargı organları başkanlarıyla görüşmeler yapmıştınız. Endişeleri paylaşmadığınız sonucuna ulaşabilir miyiz?'' sorusu üzerine, bugün Türk Ticaret Kanununu da onayladığını, yaklaşık 1600 maddelik bu Kanunun, 1957 yılından bu yana ilk defa Türk ticari, ekonomik hayatını değişikliğe uğrattığını belirtti.
Yüksek yargıyla ilgili Kanunu da Başbakanlığa sevk ettiğini ifade eden Gül, yasayı ve yasayla ilgili kendisine iletilen kaygıları, fikirleri, görüşleri hukuk bürosundaki danışmanlarına incelettiğini ifade ederek, şunları kaydetti:
''Neticede hukuk büromdaki danışmanlarımın bana verdikleri bilgi ve öneri çerçevesinde yayınlanmasında herhangi bir sakınca, problem olmadığını gördüm ama daha da önemlisi şu açıkçası benim bu yasayı onaylamamda, biliyorsunuz ki yüksek yargılarımızın önünde inanılmaz bir yük vardır. Hatta Avrupa yüksek mahkemelerinin bütün dosyalarını toplasanız, bizim yüksek yargının dosyalarının yarısı bile etmiyor. Böyle büyük bir yükle karşı karşıyalar. Bundan sonra adaletin tecellisi çok gecikmektedir.
İnanılmaz bir gerçekle karşı karşıyayız, o da zaman aşımı. Bu sene 20-25 bin dosya zaman aşımına uğrayacaktır. Eğer bu şekilde devam ederse bana verilen bilgilere göre, 4-5 sene içinde Yargıtaydaki ceza dosyalarından 200 bini zaman aşımına uğrayacaktır. Zaman aşımı ne demektir, herkesin yaptığının yanına kar kalması demektir. Böyle dehşet bir durumla karşı karşıya olduğumuz bilgileri önüme kondu. Buna ilave olarak bir de tahliyeleri düşünün, tahliye edilenleri. İşte geçenlerde gördük, yer yerinden oynadı. En son yazık, İzmir'de bir kızcağızın başı testereyle kesildiği için ceza almış ama yargılama bitmediği için 6 sene sonra tahliye edilmek zorunda kalındı.
Bütün bunlardan dolayı yüksek mahkemeleri de suçlamamak gerekiyor çünkü önlerinde büyük bir dosya sayısı var. Bu durum karşısında doğrusu adaletin hızlanmasına daha çok önem verdim. Muhakkak ki, bana iletilenlerden makul karşılanabilecek serzenişler de söz konusudur. Ama şu söylediğim manzara, Türkiye için inanılmaz bir manzaradır. O bakımdan bu yasanın yayınlanması için onay verdim. Ayrıca bu da yetmez; istinaf mahkemelerinin de süratli bir şekilde çıkartılması lazım. Bunu da yakından takip edeceğim. Ancak bu şekilde Türkiye, bugünkü yaralayıcı durumdan kurtulabilir.''
KORSAN DVD İDDİASI
Henüz satışa çıkmayan The King's Speech adlı filmi izlediğini dün Twitter'dan duyuması üzerine çıkan tartışmalara ise Gül, şu yanıtı verdi:
"Bana bazen değerli, seçme filmler kitaplar gönderiliyor. Hepsi danışmanlarım tarafından bana veriliyor, dolayısıyla herhangi bir şekilde yasal olmayan bir film zaten bana verilemez. Bununla ilgili açıklamalar da yapıldı, nasıl geldiğiyle ilgili. Kamuoyunun bu konudaki hassasiyetini takdirle karşıladım. Kültür-sanat faaliyetlerinin kök bulması için, bu konuda hassas olmak gerekir."
KKTC BÜYÜKELÇİSİNİN GÖREV DEĞİŞİKLİĞİ
Bir gazetecinin KKTC'de yaşanan gelişmeleri hatırlatılarak, ''İki ülke arasındaki ilişkilerin gerildiği yorumları yapılıyor. Buna siz katılıyor musunuz? Büyükelçi değişikliğine nasıl bakıyorsunuz?'' sorusu üzerine Gül, şunları söyledi:
''Bunlarda bir anormallik görmüyorum. Çünkü Türkiye, yavru vatan KKTC'nin sağlamlaşması, kökleşmesi, demokrasisinin kökleşmesi, ekonomisinin kendi kendine yeterli hale gelmesi ve kendisini ispatlaması için bir takım fedakarlıklarda bulunmaya devam edecektir. Her bakımdan siyasi, ekonomik bakımdan da KKTC'nin yanındadır. KKTC'yi kimlerin yöneteceğini Kıbrıs halkı karar verecektir. Bu ilişkilerin en sağlıklı bir şekilde götürülmesi ve KKTC'nin geleceğinin çok güçlü olması için Türkiye'de elinden gelen gayretleri göstermektedir. Bunları bunun bir parçası olarak görmekte yarar vardır.''
Twitter'da izlediği bir filme yönelik yazdıklarına ilişkin ''filmin korsan olduğuna'' yönelik bazı tartışmaların yaşandığı anımsatılıp değerlendirmesinin sorulması üzerine Gül, kendisine bazen seçme film ve kitapların geldiğini, bunların hepsinin danışmanlarınca kendisine verildiğini belirtti.
''Herhangi bir şekilde yasal olmayan bir film zaten bana verilmez'' diyen Gül, filmin kendilerine gelişi konusunda açıklama yapıldığını da anımsattı. Cumhurbaşkanı Gül, ''Bu konuda kamuoyunun hassasiyetini takdirle karşıladım. Kültür ve sanat faaliyetlerinin kök bulması için bu kuralların tabi ki yerleşmesi Türkiye'de çok doğrudur ve ben de zaman zaman konuşmalarımda söylerim'' diye konuştu.
Bir gazetecinin İran ve Türkiye arasındaki ilişkilerin gelişmesine rağmen kurumsallaştığını söylemenin mümkün olup olmayacağını sorması üzerine Gül, iki ülke arasındaki ticaretin gelişmesi için büyük bir potansiyelin olduğunu belirtti. İran ile en çok ticaret yapan ülkeler arasında Türkiye'nin aşağı sıralarda yer aldığını anlatan Gül, ancak iki ülke arasındaki ticaret potansiyelinin fazla olduğunu söyledi.
Ticaretin serbestleşmesiyle ilgili birçok tedbirin alındığını da kaydeden Gül, kararların uygulamaya geçmesine önem verdiklerini bu yöndeki görüşmelerinin süreceğini söyledi.
İRAN'LA İLİŞKİLER
İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın daveti üzerine 9 yıl aradan sonra Türkiye'den İran'a Cumhurbaşkanı düzeyindeki ilk ziyareti gerçekleştireceğini, 2009 yılı mart ayında Tahran'da düzenlenen Ekonomik İşbirliği Teşkilatı Zirve Toplantısı'na katıldığını ifade eden Gül, dolayısıyla Cumhurbaşkanı olduktan sonra İran'a ilk resmi ziyaretini gerçekleştirdiğini belirtti.
Ziyaretinde kendisine Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Devlet Bakanı Cevdet Yılmaz'ın refakat ettiğini belirten Gül, ayrıca TBMM Türkiye-İran Dostluk Grubu üyesi milletvekilleri, sınır illerinin valileri, işadamları, bölgeyle ilgilenen akademisyenler ile basın mensuplarının da heyette yer aldıklarını aktardı.
Tahran'da bulunacağı süre içinde İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ile baş başa ve heyetler arası görüşmeler yapacağını kaydeden Gül, diğer temasları hakkında da bilgi verdi. Tahran'da düzenlenecek Türkiye-İran İşkonseyi Toplantısı'na İran Cumhurbaşkanı Ahmedinejad ile birlikte katılacaklarını belirten Gül, Tahran'daki temaslarının ardından incelemelerde bulunmak üzere tarihi İsfahan ve Tebriz kentlerine gideceğini de söyledi.
İran'daki temaslarında ikili ilişkilerin bulunduğu mevcut durumun tüm boyutlarıyla gözden geçirileceğini, başta ekonomik ve ticari ilişkiler olmak üzere işbirliğinin her alanda daha da ileriye götürülmesinin üzerinde durulacağını belirten Gül, ayrıca bölgede son dönemde yaşanan gelişmeler de dahil olmak üzere iki ülkeyi ilgilendiren bölgesel ve uluslararası konularda görüş alışverişinde bulunacağını ifade etti.
Cumhurbaşkanı Gül, şunları kaydetti:
''İran'ın nükleer programından kaynaklanan soruna, diplomatik kaynaklardan barışçıl çözümler bulunmasına yönelik olarak Türkiye'nin kolaylaştırıcı rol oynadığını biliyorsunuz. Taraflardan talep geldiği sürece bu rolü de sürdüreceğiz. Esasen 5 1 ülkeleri ile İran arasında aralık ayında Cenevre'de ve geçen ay İstanbul'da yapılan görüşmelerde bu anlayış da teyit edilmiştir.
Önümüzdeki süreçte İran'ın nükleer programı ile ilgili olarak uluslararası toplumda var olan endişelerin giderilmesi için şeffaflık temelinde Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu ile tam bir işbirliği sergilenmesini destekliyoruz. Ziyaretimin İran ile ikili ilişkilerimizin geliştirilmesine ve bölgemizde kritik gelişmelerin yaşandığı bir dönemde barış, huzur ve istikrar arayışına katkı sağlayacağına inanıyorum. Türk-İran ilişkilerinin ulaştığı seviye şüphesiz hem bölgemizin hem de uluslararası camianın hayrınadır.''