Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
38,8451
EURO
43,3192
IMKB
9.668,000
ALTIN
3.983,800
 
Hava Durumu ANKARA
9 / 23 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
İŞTE KEMAL KILIÇDAROĞLU'NUN EVİ
İŞTE KEMAL KILIÇDAROĞLU NUN EVİ
 
Yolun bittiği yerde, uzakta yeşillikler içinde bir ev... “İşte burası” dedi Rıfat amca. “Tee işte o ağaçların arasındaki çatı Kemallerin evi...”
 
24.5.2010 - 07:20

İCLAL AYDIN

Hava güzel, güneşli, çayır çimen yemyeşil, kuşlar ötüşüyor... Evin önünde yaşlı bir amca oturmakta. İki katlı evin balkonunda başörtüsünü düzelterek bir kadın bize bakıyor...

 Kemal Kılıçdaroğlu’nun köyüne, doğduğu eve gitme fikri aklımıza düştüğünde bu kadar zorlu, çetin ve uzak bir yolu göze almamız gerektiğini bilmiyorduk.

“Yolun sonundan gelmiş Kılıçdaroğlu” dedim diz boyu otların arasında yürürken. “Yolun solu için anlamlı bir başlangıç aslında.”

Kılıçdaroğlu geçen yerel seçimlerde İstanbul Belediye Başkanlığı’na adaylığı ile Türk Sol’unda değişim olabilir mi sorusunu getirmişti beraberinde... Ak Parti karşısında CHP’nin aldığı en iyi sonuçlardan biriydi Kılıçdaroğlu’nun başarısı. Belediye başkanlığını alamayışı kimilerine göre, aslında hayırlı bir sonuç doğurmuştu. Kemal Kılıçdaroğlu’nun görevi yakın gelecekte partinin başına geçmek olmalıydı... Haklı çıktılar.

Kimdir solun yeni umudu Kemal Kılıçdaroğlu? Nerede doğmuştur? Köyü nerededir? Akrabaları, arkadaşları kimlerdir? Hayatın içinden nasıl çıkmış, nasıl yol almış, bu sonuca nasıl ulaşmıştır?

 Dersim’in çocuğu Türkiye’nin sol umudu olmaya hangi yoldan geçerek gelmiştir?

Dürüst, çalışkan adam siyasette işi çok zor!

Tunceli’nin Nazımiye Köyü... Türk solunda yeni bir rüzgar estiren, CHP’nin liderlik koltuğuna oturan Kemal Kılıçdaroğlu’nun köyü. Kılıçdaroğlu’nun dünyaya geldiği evde öz amcası Mehmet Karabulut yeğenini anlatı...

Toplam 2850 km yol yaptık.

Beş asker, iki polis noktasından, bir dağ karakolundan geçtik. Asfalt yol bitti, taşlı tırmanış başladı. Defalarca arabadan indik, hendekleri atladık. Kavak ağacı kesmiş ormancılar yola tomruk yığmışlar, kaldırılmasını bekledik. Mihmandarımız Rıfat amca hınzırca “Dağdakiler inerse şimdi ne yapacaksınız? Vergi isterlerse ne olacak” dedi. Sanki birkaç hafta önce Nazımiye’de çatışma olmamış, Sarıyayla Jandarma Karakolu’na baskın yapılmamış, beş asker şehit olmamış gibi.... Sanki o güzelim coğrafya, o ağaçlar, o dağlar hiçbir zaman kurşun sesi duymamış gibi.. Sanki Rıfat amca başka bir ülkenin gerçeğinden bahsediyormuş gibi... Önce Rıfat amcaya sonra önümüzde uzanan uçsuz bucaksız yemyeşil dağlara baktım... Bu gencecik çocuklar buraya ilk geldiklerinde ölüm geçse de akıllarından, onları alacağına inanırlar mı hiç diye düşündüm...

İşte Kılıçdaroğlu'nun doğduğu ev

Dağda bir jandarma karakolunun önünden geçmeden anlamak mümkün değil bu zıtlığı. Rize’nin yemyeşil tepelerinde hayat vaat eden bir hava solursunuz. Tunceli’de dağları tırmanırken o taze kokunun nasıl bir korkuyla bölündüğünü karakolların önündeki dikenli teller, kum torbaları görünce anlıyorsunuz... Kontrol noktalarındaki tankların önünden geçerken... Gencecik polisler sizi durdurup kimlik sorduklarında yüzlerine bakınca anlıyorsunuz... Ölüm ve umut bir arada yaşıyor bu dağlarda...

Babası soyadlarını değiştirdi

İşte o dağlardan birine yol almak üzere önce Elazığ’a indik. Sonra ver elini Tunceli... Nazımiye’ye vardığımızda önce polis kontrolünden geçtik. Bizi görünce yüzleri aydınlandı sanki memurların. Tanıdık birini görmenin memnuniyetini belirtip sıkı sıkı da tembihlediler: “Dönüşte bir çayımızı içeçeksiniz umarız, bekliyoruz mutlaka.”

Nazımiye çarşıya girdik... Bir tanecik köy kahvesi düşünün. Arabadan indiğimizde sanki bizi bekliyorlarmış gibi rahat ve dostça karşıladılar bizi. Hepsinde bir gurur, bir memnuniyet... “Kılıçdaroğlu’nun evine bakmaya mı geldiniz” dedi bir amca. “Evet” dedik.

Köy kahvesinin önünde masalar birleştirildi hemen, sandalyeler çekildi. Bir ikram telaşı içindeyken kahvehane sahibi “yok” dedik “çok işimiz var, yol da uzun daha, biz kalmayalım fazla.”

Hepsi çok mutlu elbette. Hepsi bir şekilde akrabası Kılıçdaroğlu’nun. “Nasıl akrabasınız, nereden” diye soruyoruz “Onların soyadı değişik bizden, değiştirdiler onlar, teyze oğlumun karısının bacısı..” diye başlıyor mesela Rıfat amca... Rıfat Sağlam 71 yaşında. Bizi Ballıca köyüne o götürecek. Çok oyalanmadan çıkıyoruz yola. Rıfat amca olmasa hayatta bulamayız o yolu. Tırmanmaya başlıyoruz. Rıfat amca anlatıyor: “Babası Kamer annesi Yemuş’tur. Çocukken gittiler buradan. Elazığ’da, Tunceli’de okudu onlar. Babası soyadını değiştirmiştir. Bütün akrabaları Karabulut ama onlar Kılıçdaroğlu yapmış. Gelmez buraya pek. Annesinin cenazesine gelmişti. Sakin bir çocuktu hatırlıyorum tabii. Çalışkandılar onlar”

’Aha bu yoksulluk’

Kavak ağaçları kesilmiş... Tomruklar kıvrılarak yukarı tırmanan yolun ortasında duruyor. Arabadan iniyoruz. Sekiz hane kalmış bir köye doğru giden bir araba görmek şaşırtıyor tomrukları kamyona yükleyen köylüleri.

Daha biz Kılıçdaroğlu derken gazeteden kopardığı resmi çıkarıp gösteriyor içlerinden biri. Göğsünde taşıyormuş. “Kılıçdaroğlu gelecek dertler bitecek” diyor hemen. “Ne bitecek” diye soruyorum “Aha bu yoksulluk” diye cevap veriyor...

Çok seviyorlar Kılıçdaroğlu’nu. “Buralısınız tabii, memleket çocuğu gurur veriyor değil mi” diyorum “Yooo ben Elazığlıyım ama ben de seviyorum Kılıçdaroğlu’nu. Biz Elazığ’dan geldik” diyor bir diğeri. Bağıra çağıra kestikleri ağaçları kenara çekip bize yol açıyorlar. Onları geride bırakıp bizi bekleyen zorlu tırmanışa devam ediyoruz.

Saat 16.00 olmak üzere. Hala hiçbir şey yememiş ve içmemişiz. Tek hedefimiz var, Kılıçdaroğlu’nun köyüne ulaşacağız. Vakit daralıyor. Gün batarsa diye korkuyoruz. Rıfat amca 93’de boşaltılan Köy okulunu gösteriyor. “Terör yüzünden kimse gelmez oldu. Ben ortaokul mezunuyum. Biz okurduk ama 93’den sonra kimse okumaz oldu. Kızlar hele hiç okutulmadı. Nasıl olsun? Devlet yatılı okulları var oraya gidiyorlar çocuklar ama zaten kimse kalmadı artık burada. Ballıca’da seksen doksan hane yaşardı. Şimdi dokuz ev ya var ya yoktur. Kemal’in amcasıyla amcası çocukları gelip giderler yazları. Kimi İstanbul’dadır, kimi Tunceli’de...” diye anlatıyor. Köye gitmek hakikaten o kadar zor ki, bir çıkan bir daha dönmez diye düşünüyor insan...

Doğduğu oda...

Ve yol bitiyor. Rıfat amcanın ağaçların arasında gösterdiği eve doğru yürümeye başlıyoruz. Kapının önünde bir iskemlede Kemal Kılıçdaroğlu’nun öz amcası Mehmet Karabulut oturuyor. O da hiç şaşırmıyor bizi görünce. Hakikaten Marquez romanlarındaki geleceği gören büyükbabalara benziyor. Sanki geleceğimizi biliyormuş da bizi bekliyormuş gibi sakin karşılıyor gelişimizi... Elini öpüp hemen yanıbaşına oturuyoruz. Mehmet Karabulut İstanbul’da yaşıyormuş aslında. Yazları geliyormuş köyüne. Rıfat amcayla Kürtçe siyaset konuşuyorlar hararetle. Ve fakat Mehmet Karabulut’un gür sesi ve Türkçesi o kadar akıcı, etkileyici ki eğer sülalede bu sesleniş genetikse yakında Kılıçdaroğlu meydanlarda alışık olmadığımız bir biçimde gürleyecek demektir.

Amca Mehmet Karabulut hem seviniyor hem üzülüyor Kılıçdaroğlu’na. “O çok dürüst ve çalışkan bir adamdır, zor onun siyasette duruşu, hayırlısı olsun inşallah” diyor.

Amcası kızı (bu deyiş bizim oralardandadır, kuzen, amca kızı değil; amcası kızı) Adile hanım Tunceli’de oturuyormuş. Babasını getirmiş köye. “Kemal abimi hatırlıyorum tabii, biz çocukken o öğrenciydi, tatilerde gelirdi, yazları daha çok” diyor. İkiz kardeşiyle doğduğu odayı gösteriyor. Kureyşan aşiretine mensup olan ailede dedelik makamı var. (Alevilik’te soy zinciriyle birbirine bağlanan dinsel liderlik) Adile hanımla ocağın önüne oturup sohbet ediyoruz. Evi, diğer amca çocuklarını anlatıyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasete uzanan hayat öyküsü demek bu ocağın önünde başlıyor...

Kimi dağlara çıkıyor...

Dönüş yoluna koyulduğumuzda gün batmak üzere. İlçeye döndüğümüzde fırından aldığımız taze somunlarla yemek için domates, biber almak istiyoruz. Nazımiye’nin gençleri bakkalın önüne toplanıyorlar. Bakkal sahibi biber ve domatesi yıkayıp veriyor bize. Fotoğraflar çektiriliyor. Karakolda çay içmeye vaktimiz kalmadığından üzüntüyle vedalaşıyoruz. Günün ilk ve tek yemeği olan domatesli ekmeklerimizi yiyerek ve tankların önünden geçerek Elazığ’da doğru yola çıkıyoruz.

Çok zaman önce göçtükleri köyü ve evi Kılıçdaroğlu’ndan pek bir iz taşımıyor. Ama tipik bir Türkiye hikayesi...

Dağ başında bir köy evi... Çok kardeşli bir aile. Okula gitmek için kilometrelerce yol yürüyen çocuklar. Zorunlu göçler... Devlet memuriyeti...

O dağlardan çocuklar çıkıyor. Kimi ormancı oluyor kimi politikacı. Kimi dağa çıkıyor, kimi karakol savunuyor...

17 Aralık 1948’de Dersim’in eski adıyla Kızıl Kilise, yani Nazımiye ilçesi Ballıca köyünde, Osmanlı’dan daha evveliyatı olan bir aşiretin bir ferdi olarak doğan o çocuk... Kemal Kılıçdaroğlu...

Doğduğu coğrafyanın kaderini değiştirebilecek mi dersiniz? Türkiye’nin beklediği yeni sol lider olacak ve değişmez sanılanları değiştirebilecek mi? Dedelik makamında olmasına rağmen tercihini politikadan yana kullanan siyasetçi, amcası Mehmet Karabulut’un dediği gibi “Bu dürüstlük ve efendilikle zorlanacak mı” yoksa sesi Dersim dağlarında sesi ses bulacak mı?

dipNOT

Tunceli’nin Nazımiye ilçesi Sarıyayla Jandarma Karakolu’na 30 Nisan’da teröristler tarafından saldırı düzenlendi. Çatışmada 5 asker şehit oldu, 6 asker de yaralandı.



Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


İŞTE CHP'NİN YENİ YÖNETİMİ!

DSP'DE KILIÇDAROĞLU DEPREMİ

SAVCI SAYAN'DAN ÖNDER SAV'A AĞIR SÖZLER
»  İŞTE LİSTE DIŞI KALANLAR
»  TEKİN: "İKİNCİ BİR LİSTE SÖZ KONUSU DEĞİL"
»  ALİ TOPUZ AĞIR KONUŞTU
»  ZAMANI FACEBOOK İÇİN HARCADIK
»  MECLİS'İN GÜNDEMİ YOĞUN
»  GANDİ KEMAL, DÜNYA BASININDA
»  HALKI KEMAL İÇİN KİM NE DEDİ!
»  CHP'DE LİSTE KAVGASI!
»  'RECEP BEY' SÖYLEMİNE AK PARTİ'DEN YANIT!
»  'RECEP BEY' TWİTTER'DE İLK ÜÇ'E GİRDİ
»  TRT ÇİZGİ FİLMİ KURULTAYA TERCİH ETTİ!
»  "30 KİŞİNİN ÖLDÜĞÜ MADEN KAZASI ABARTILIYOR"
»  AKP "RECEP BEY " SÖZLERİNE ALINDI..!
»  KANADOĞLU: "ERKEN SEÇİME GİDİLEBİLİR"
»  FUHUŞ SORUŞTURMASI VALİ YARDIMCISINA KADAR İLERLEDİ
»  "ECEVİT BUGÜN TEKRAR ÖLDÜ"
»  "DEMOKRASİ DIŞLANDI"
»  YILMAZ ATEŞ'TEN ÇOK AĞIR SÖZLER
»  PAPAZ OLACAKLARA TÜRK VATANDAŞLIĞI VERİLECEK
»  GENEL BAŞKAN OLARAK İLK KONUŞMASI
»  SARIGÜL ÖNLEMİ KURULTAYI UZATTI
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Cumhurbaşkanlığı Seçimerinde Kim Kazanır?
Recep Tayyip Erdoğan
Kemal Kılıçdaroğlu
Muharrem İnce
Diğer
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.