Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
32,7682
EURO
35,0901
IMKB
10.471,000
ALTIN
2.457,000
 
Hava Durumu ANKARA
13 / 27 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
SEVGİLİ ANNEM
 Deniz Özgür 10 Haziran 2011 Cuma  
Gözlerinden yaşamı tanıdığım, ilk düşüşlerimde ellerine tutunduğum. Süt kokulu göğsünde uykulara daldığım..Açlığımı, susuzluğumu gideren..İlk adımları atmayı öğreten.. Bana, yaşamı, sevgiyi öğreten Annem..... Kardelen'im, kar çiçeği, Sevgili Annem, Ankara'ya bu kışın ilk kar taneleri düşüyor. Dışarda beyaz bir büyü var sanki.. İçimde de özlemin. Bütün özlemlerin üstünde, bütün sevdaların üstünde yerin.. Seni özledikçe, çocukluğumu da özlüyorum annem.. Hani hiç büyümeseymişim deyip, büyüdüğüme pişman oluyorum. Oysa ben pişmanlık nedir bilmedim ki annem. Yada bildim de unuttum. Şimdi yeniden hatırlıyorum. Ve çocuk yüreğimi koruyamadığım için derin bir pişmanlık duyuyorum. İçimdeki çocuğu soluksuz bırakmanın bedellerini, özleminle ödedikçe pişman oluyorum. "Puslu günlerinde geçmişe özlem duymayacak bir geleceğin olsun"diye dilemişti bir arkadaşım giderken. Ben de kalan son cümlesi bu değildi aslında ama son cümlesinden daha ağır gelmişti nedense.. Puslu değil aslında günlerim, ama, ilk kez düşen her kar tanesinde giden çocukluğumu görüyorum ve evet ilk kez çocukluğumu özlüyorum. Biliyorum aslında, ben senin hala çocuğunum. Dersin ya hep "yaşın kırk da olsa, sen benim çocuğumsun." Hani bu sene yaş günümde attığın mesaj da da demiştin ya "ilk anne deyişin kulaklarımda ama eşşek kadar oldun, kutlu olsun doğum günün." Ben hatırlamıyorum haliyle ilk anne deyişimi, ama annem, iyi ki de doğurmuşsun beni, iyi ki de annemsin, bir bilsen benim için ne kadar özelsin. Aslında sözcükler yetmez anlatmaya, davranışlarımla da ne kadar anlatabilmişimdir ki bilmem. Hiç üzdüm mü seni diye düşünüyorum, elbette üzmüşümdür ama istemeden. Dışarda toprağı sardı çoktan kar. Ne yazacağımı bile aslında unuttum annem. Sana mektup yazmak geldi içimden, sözcükler kilitlendi birden. Seni seviyorum desem. Sevgiyi anlatmaya yetmeyecek hiç bir dize.. Seni özledim desem. Özlemi taşıyamayacak kelimeler.. Ne desem, ne söyleyesem eksik kalacak cümlelerde birşeyler.. Şimdi ne geldi bak aklıma annem, hani saçlarımı iki yandan toplardın ya "cincin" olurdum. O ne demekse hani.. Cincin saçlar; iki yandan toplanmış sallanınca bir arkaya, bir öne savrulup duran, güya toplanmış saçlar. Gecenin bir yarısı, yağmura uyanmış cincin Deniz, kaç yaşındaydım, üç yada dört? Hatırlıyor muyum yoksa anlattıklarından mı kaldı ki aklımda, bilmiyorum. Pencereden yağmuru izleyen küçük kız, birde şarkı tutturmuş "yağmur yağıyor, seller akıyor, cincin deniz camdan bakıyor" İşte yine camdan bakıyorum. Ankara'da soğuk bir kış gecesi. Dışarda lapa lapa yağan kar.. Yüzümde hala camdan bakmanın verdiği keyif, gülümsüyorum. Cincin Deniz'den sana kucak dolusu sevgiler yolluyorum. Daha fazla yazamayacağımı hissedip satırlarıma da burada son veriyorum. Son verirken aklıma geldi bak şimdi, muziplik olsun diye yapmamışlardır elbette. O zamanlar iletişimi sağlamanın tek yolu mektuplar olduğu için yapmışlardır ama son satır olurmuş bir sayfa, selamlara ayrılmış ya... "Bu arada dedemler nasıl? Nenemler nasıl? Halaoğlu ne yaptı? Asker de rahat mıymış? Teyze kızı geldi mi? ne zaman gelecekmiş. Dayımın sağlığı nasıl oldu? Yengemde iyidir inşallah? Dedemgillere, amcamgillere, teyzemgillere, dayımgillere, halamgillere selam eder, küçüklerin gözlerinden büyüklerin ellerinden öperim" Eee tabi ben haliyle kısalttım annem. O zamanlarda öyleymiş bu? Şimdi teknoloji var, herkes birbirine cepten nasılsın diyor artık.. Ne tuhaf değil mi annem, hani düşünüyorum da şimdi, çocukluğumda iletişimler bile başkaydı. Postacı yolları gözlerdik, gelecek bir mektubun heyecanını, postacının ayak izlerine yüklerdik. Hani kiradan çıkıp, ilk evimize geçtiğimizde telefon daha bizim mahalleye gelmemişti, aylarca hattımızı kursunlar diye beklemiş, telefon bağlanınca nasılda sevinmiştik. Şimdi artık telefonlar ceplerimizde geziyoruz bak. Cepten arıyoruz birbirimizi.. Ama yürekten aramayı unutuyoruz belki.. Dersin ya annem; " hayat çok kısa, yaşama bak kızım, önüne ve önündeki yaşama.. Ve yaşa..." Şimdi bakıyorum da annem, hayat gerçekten kısa.. Bak gelmişim bile çoktan otuzuma.. Ve neler değişmiş çocukluğumdan bu yana.. Teknoloji hızla ilerlemiş, insanoğlu hızla gerilemiş. Sohbetler bile artık, demli bir çayda değil, sanal dedikleri bir ortam da.. Hem biliyor musun annem bu yeni ortamda selam bile olmuş slm.. Nasılsın demiyor artık kimse birbirine, naber diyor, hatta nbr? yazmak sohbete başlamak için yetiyor.. İşte böyle annem...Çok uzadı mektup, susmayı başaramazsam bilirsin daha da uzar. Mektup, mektup olmaktan çıkmadan, susuyorum artık..Bir kez daha son veriyorum satırlarıma ve ellerinden öpüyorum. Kelimeler anlatmaya yetmese de bil ki seni çok seviyorum.... Bütün anneler özel, bütün anneler kutsal biliyorum. Boşuna dememişler "Cennet anaların ayağının altındadır" diye.. Sen de benim cennetimsin, kardelenim, kar çiçeğim.. Seni seviyorum. Ellerinden öpüyorum. Başladığı mektuba bir türlü son veremeyen küçük kızın sesini duyuyorum; Seni seviyorum....... Seni seviyorum......... Seni çok seviyorum...... Bana sevmeyi öğreten kadın, seni çok özlüyorum.. NOT : "Bana okuduğum kitapların en güzelinin hangisi olduğunu sorarsanız, söyleyeyim; ANNEM'dir." (*) (Abraham LİNCOLN) 03.01.2008 [email protected]
Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu yazı henüz yorumlanmamış...


 Yazarın Diğer Yazıları
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.