"Kafes Eylem Planı" ve "Amirallere Suikast" davalarının birleştirildiği Poyrazköy’deki kazılarda ele geçirilen mühimmata ilişkin davanın tutuksuz sanıklarından Deniz Kurmay Kıdemli Albay Ali Türkşen,davayla ilişkilendirildiği dönemde Kadıköy’de bir örgüt evine baskın yapıldığı ve buradaki teröristlerin polisle çatışmaya girdiği haberini okuduğunu belirterek, "Ben de teröristim. Ne yapıyorum? Takvimime ’Zamanın durduğu an’ yazıyorum. Allah her devlete böyle teröristler nasip etsin" dedi.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada savunmasını yapan Türkşen, evinde yapılan aramada bir tek boş kovan dahi bulunamadığını, ancak aynı davada yargılandığı bir arkadaşıyla yaptığı konuşmadaki "Hayatım bitti" sözünün televizyonlarda "son dakika" alt yazı olarak geçtiğini belirtti.
Türkşen, şunları kaydetti:
"Evet, bizim meslek hayatımız bitti. Bizim bütün tecrübemiz gitti. Aynı davadan başka bir arkadaşım satın almaya verildi. Yumurta satın alıyor. Ben de bütün gün gazete okuyorum. Bir masa, bir sandalye. Bu bitmek değil mi? Komutanım bana ’Senin tayinini ben durdurdum. Bir rahatla önce, şu işler gitsin başından’ dedi. Biz yine komutana gönül koyuyoruz. O kadar aynı örgütteyiz. Bir kıyak yapsa ya" diye konuştu.
Türkşen, 2003-2005 yılları arasında Deniz Harp Okullarında tabur komutanlığı yaptığını, 2009 yılı 21 Nisanında dava sürecine dahil edilmesinden önce de 2 yıl Almanya’da eğitim için bulunduğunu söyledi.
Hiçbir zaman SAT’ın propagandasını yapmadığını, ancak SAT komandosu olmakla gurur duyduğunu belirten Türkşen, bu nedenle iki oğluna, "Serhan Ali Türkşen " ve "Selim Alihan Türkşen" adlarını verdiğini ifade ederek, "Adlarının ilk harflerini SAT okunacak şekilde akrostişli olarak özellikle böyle koydum. Onlar doğduklarında bu unvanı alsınlar istedim" dedi.
Evinde yapılan aramada üzerine günlük yapacaklarını yazdığı takvimine 21 Nisan tarihinde "Zamanın durduğu gün" notunu düştüğünü, bu nedenle bu takvimin delil olarak alındığını söyleyen Türkşen, "Soruşturmaya dahil edildiğim dönemde bir haber izlemiştim. Kadıköy’de bir örgüt evine yapılan baskında, teröristler bizim gibi kapılarını açıp aramaya izin vermiyor, teslim olmuyor. Terörist oldukları için güvenlik güçleriyle çatışmaya giriyorlar. Son kurşunlarına kadar çatışıyorlar. Ben de teröristim. Ne yapmışım? Takvimime ’Zamanın durduğu an’ yazmışım. Allah her devlete böyle teröristler nasip eylesin" diye konuştu.
Davanın sanıklarından Levent Bektaş’a da işaret eden Türkşen, "Levent Bektaş’a ben sicil verdim. Onun Kafes Eylem Planı’nı yapmış olması mümkün değil.
Yazısını tanıyorum. Görev yaptığımız dönemde önüme bir sürü yazısı geldi imza için. Bu kadar çok hata olan bir yazıyı önüme getiremezdi. Birisi şablonu almış, üzerine yazmış" şeklinde konuştu.
Türkşen, iddianameyi incelediğinde Türk subaylarının dediklerinin yalan,
iftira maillerinde yazanların ise doğru olarak anlaşıldığı şeklinde bir intiba oluştuğunu ileri sürerek, "Lehimize olan hiçbir delil yok. Hepsi aleyhimize.
İddia makamı her kuşkuyu delil olarak saymış. Biz iftira mailiyle buralara geldik. Serdar Öztürk’ten benimle ilgili bir not çıktı. Ben ne Serdar Öztürk’ü, ne de İlyas Çınar’ı tanırım" diye konuştu.
Mahkeme Heyeti Başkanı Oktay Kuban, Türkşen’in savunmasına ara vererek duruşmayı yarına erteledi.