Teğmen Faruk Akın patlayıcı madde, uyuşturucu, suikast düzenleneceği iddia edilen Deniz Kuvvetleri eski Komutanı Metin Ataç ve Deniz Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit'in isimlerinin yazılı olduğu notun ele geçirildiği iddia edilen evin, örgütün gizli evi olmadığını söyledi. Teğmen Akın, evi Deniz Harp Okulu'ndan mezun olduktan sonra okuldan arkadaşları davanın serbest sanıklarından Yiğithan Göksu ve Barbaros Mercan ile kimseden maddi yardım almadan kendi imkanları ile tuttuklarını belirtti.
Subay Temel isimli word belgesinin kendisine ait olduğunu ifade eden Faruk Akın, "Subay Temel kursunda asker kişiler olduğumuz için acil durumlarda bize ulaşabilecekleri telefon numarası ve isimlerin bildirilmesi gerekir. Bu listeyi hazırlamak için beni görevlendirdiler. Arkadaşlarımdan bu bilgileri aldım. Sicile göre yazdığım için listenin başında benim ismimin olması çok normaldir. Biz örgüt üyesi olmak suçundan buradayız. Bu listenin geri kalanı nerede?" dedi.
SAHTE BELGEYİ HAZIRLAYANLAR ASKERİ YAZIM KURALLARINI BİLMİYOR
Hiç kimsenin siyasi, dini, sosyal, etnik kökenleri hakkında bilgi toplamadığını belirten Teğmen Faruk Akın, söz konusu belgenin sahte olduğunu, bu belgeyi hazırlayan kişilerin askeri yazım kurallarını bilmediğini öne sürdü.
Söz konusu belgenin nereden geldiği belli olmayan bir flash bellekten çıktığını savunan Faruk Akın evlerinde yapılan arama sırasında ele geçirilen dijital verilerin imajlarının alınmadığını kaydetti.
Soruşturma kapsamında hakkında yakalama kararı çıktıktan bir gün sonra intihar eden Yarbay Deniz Tatar'ı şahsen tanımadığını Deniz Lisesi'nde öğrenci iken Tatar'ın da öğreten olduğunu ancak kendi derslerine girmediğini söyledi.
Ele geçirilen belgelerde Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda görevli subayların PKK'lı, eşcinsel, uyuşturucu kullanan kişiler olarak fişlendiği iddialarına ilişkin ise Faruk Akın şunları söyledi:
"PKK'lılar, eşcinseller, sapık, uyuşturucu kullananlar Deniz Harp Okulundan mezun edilecek, bunları mezun eden komutanlar bunu fark etmeyecek? Bu tür insanlar değil mezun olmak Deniz Harp Okulu'nda barındırılmaz bile. Deniz Kuvvetleri ve Türk Silahlı Kuvvetleri bu tür oluşumları tespit edemeyecek kadar aciz değildir."
PATLAYICI MADDE VE SİLAH EVİMİZE ARAMA YAPILMADAN 2-3 GÜN ÖNCE KONDU
Evinde yapılan aramada buzdolabın arkasındaki motorda bulunan mermi ve patlayıcı maddelerin kendisine ait olmadığını ifade eden Faruk Akın, bunları ilk defa arama esnasında gördüğünü söyledi. Deniz subayı olarak özel bir ilgisi yok ise bu tür silahlara ilişkin eğitim alamadıklarını anlatan Faruk Akın, "Patlayıcı maddeye ilişkin hiçbir eğitim almadım. Nasıl kullanılacağını bilmediğim patlayıcı maddeyi neden evimde bulundurayım? Beylik silahım bile hiç kullanılmamış bir halde gemide durmaktadır" dedi.
Kendilerine bu suçlamayı atmak isteyen kişilerin yapılan aramadan 2-3 gün önce evlerine girerek suç unsuru malzemeleri bıraktıklarını iddia eden Faruk Akın, apartman görevlisinin de bu konuya ilişkin ifadesinin olduğunu söyledi.
NOTU AKLIMIZDA TUTAMAYACAK KAPASİTEDE MİYİZ?
Suikast düzenleneceği iddia edilen amirallerin isminin yer aldığı kağıda ilişkin de açıklamalarda bulunan Faruk Akın, "Notu buruşturup atmışlar. Böyle bir eylemde bulunacak olsak, bu notu aklımızda tutamayacak kapasitede insanlar mıyız? Notu neden imha etmeyelim" diye konuştu.
İntihar eden Kıdemli Kurmay Albay Berk Erden'in cenazesinde kendisine düzenlenecek suikast iddialarına ilişkin konuşan Deniz Kuvveteleri Komutanı Oramiral Eşref Yiğit'in sözlerine de savunmasında yer veren Faruk Akın, Oramiral Yiğit'in Ali Tatar'ın cenazesine de katıldığını hatırlatarak, "Koskoca Deniz Kuvvetleri Komutanı subaylarına güvenmese böyle bir davranışta bulunur mu?" diye sordu.
TERÖRE ŞEHİT VERMİŞ BİR AİLENİN ÇOCUĞU OLARAK NASIL PKK SEMPATİZANI OLAYIM
Evlerinde ele geçirildiği öne sürülen Kürtçe kitap ve diğer yasadışı örgütlere ait olduğu öne sürülen dokümanların da kendisine ait olmadığını söyleyen Faruk Akın, "Güneydoğu'da şehit vermiş bir ailenin çocuğuyum. Teröre şehit vermiş bir ailenin çocuğu olarak nasıl PKK sempatizanı olabilirim" dedi.
Faruk Akın'ın savunması esnasında tutuklu sanık Teğmen Alperen Erdoğan gözyaşlarını tutamadı. Suçsuz olduğunu belirten Faruk Akın, tutuklu olduğu için 30 Ağustos'ta terfi alamayacağını, teğmen rütbesinde kalacağını söyledi. Tahliye talebinde bulunan Faruk Akın, "Suçsuzluğumu ispat etmek için her duruşma gelip mahkemenizin huzurunda bulunacağım. Ayrıca kaçtığım taktirde çok sevdiğim mesleğimden olacağım. Tutukluluğum devam ettiği sürece teğmen rütbesinde kalacağım. Biz zaten cezamızı çoktan aldık. Arkadaşlarımız 3 ay sonra rütbe alacaklar. Bütün bunlara kader demekten başka söyleyecek söz bulamıyorum. Hayatımın hiçbir evresinde ailemin yüzünü karartacak bir şey yapmadım" dedi.
EV ARAMASINDA MERKEZ KOMUTANLIĞI'NDAN YETKİLİ YOKTU
Davanın kabulu esnasında tutuklu olan 9 teğmenin tahliye olması yönünde oy kulanan üye hakim Oktay Kuban, çapraz sorgu esnasında Faruk Akın'a evlerinde yapılan arama sırasında polislerin kendisine bilgisayarların imajının alınmasına ilişkin haklarını hatırlatıp hatırlatmadıklarını sordu. Polislerin bu hatırlatmayı yapmadıklarını söyleyen Faruk Akın, bu yöndeki talebinin kabul edilmediğini ev araması yapılırken Merkez Komutanlığı'ndan hiçbir yetkilinin de olmadığını belirtti.