Arınç’ın, "Saylan’ın cenazesine Milli Eğitim Bakanı Çubukçu’nun katılımının doğru olurdu" sözleri de dikkat çekti.

1-  Akman’ın istifasını istedim

BAŞBAKAN Yardımcısı ve Devlet Bakanı Bülent Arınç, göreve geldikten sonra ilk bombasını RTÜK Başkanı Zahid Akman ile ilgili sarsıcı açıklamalarıyla patlattı. Arınç, Deniz Feneri soruşturmasında adı geçen ve ifadesine başvurulan RTÜK Başkanı Akman’ın görevinden ayrılmasını istedi. Habertürk’te dün akşam yayınlanan Teke Tek programına katılan Arınç, yeni kabinede göreve başladıktan sonra Akman’nın kendisini tebrik için geldiğini belirterek şunları söyledi:

"Akman ile görüşmemizde Deniz Feneri davası gündeme geldi. Kendisine ’sizin seçimlerinizde katkısı olan bir insan olarak söylüyorum ki bu ithamlar sizi yıpratıyor, kurumunuzu yıpratıyor ve hükümeti yıpratıyor. Şimdi RTÜK’ten Sorumlu Başbakan Yardımcısı olarak beni de yıpratabilir. Çünkü böyle bir kanaat oluşmuştur. Halk nazarında RTÜK Başkanı ile ilgili olarak kurulan Deniz Feneri bağlantısı, kurumları da yıpratır hale geldi. Görevinizden ayrılmanızı istiyorum’ dedim. Sayın Akman da anlayış gösterdi ve ’Ben de aynı kanaatteyim. Görev sürem bittiğinde ben tekrar aday olmayacağım ve başkanlıktan ayrılacağım’ dedi. Bana söz verdi"

Öte yandan kulislerde, kura çekiminden sonra adaylığı sona eren iki üyeden birinin yerine RTÜK Başkanlığı yapacak yeni bir üye getirilebileceği konuşulurken, AKP kontenjanından seçilen mevcut üyelerden birinin de başkanlık koltuğuna aday olduğu öğrenildi. Görev süresi 14 Temmuz’da sona erecek olan Akman’ın Üst Kurul üyeliği ise bu tarihten sonra devam edecek.

2- Gül kararı yanlış

BAŞBAKAN Yardımcısı Bülent Arınç, kayıp trilyon davasıyla ilgili Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında verilen kararın son derece yanlış ve ekstrem bir karar olduğunu söyledi. Gül hakkında Sincan 1’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararı değerlendiren Arınç, özetle şöyle konuştu:

"Bu karar ne anayasaya ne Ceza Muhakemeleri Kanunu’na uygundur. Bu ekstrem bir karardır, her tarafı ekstrem. Bu bir siyaset mühendisliğidir. Sözüne güvenebileceğimiz kişiler bunun fevkalade taraflı, hukuki mahiyet taşımayan bir karar olduğunu söylediler. Bu kararı veren hakimle ilgili olarak görünüyor ki hukuki olmaktan ziyade başka amaçla verilmiş bir karar. Bunu Cumhurbaşkanı’nı yıpratmaya ve aşırtma yaparak siyaseti yönlendirmeye yönelik bir karar olarak görüyorum."

3- Çubukçu gitse iyi olurdu

ARINÇ, Saylan’ın cenazesi içinse, "Bazı bakanlar gibi, Milli Eğitim Bakanımız Nimet Çubukçu’nun bir hanımefendi olarak, bilim kadını olarak eğitim hizmetlerine gönül vermiş birinin cenaze töreninde bulunması doğal olurdu, çok da iyi olurdu. Binlerce insanın büyük üzüntüyle cenazesini takip ettiği bir hanımefendiye karşı en azından görevini yerine getirmemiz lazımdı. Dürüstçe empati yapmamız lazım. Mutlaka katılım olmalıydı." diye konuştu.

Üç beş edepsizin işidir demedim

İNSANLARDAN para toplayacaksınız. O paraları bir şekilde iç edeceksiniz veya birilerine havale edeceksiniz. Çok acı bir olaydır. Suç olmaktan da öte gerçekten ahlak dışı harekettir. Böyle bir olayın Türkiye ile bağlantısı bir yargı kararıyla tespit edilirse onu Türkiye’ye yansıması mutlaka olacaktır. Bununla ilgili olarak ’Üç beş edepsizin işidir’ demedim. ’Suç olmasa bile bu bir edepsizliktir, ahlak dışı bir olaydır’ dedim. Dolayısıyla üç beş kişiye havale ederek (hadi edepsiz) diyerek olayı küçültmüyorum.

DOSYASI KABARIK

Zahid Akman’ın ismi Deniz Feneri e.V. iddianamesinde üç şirkette hissedar ve yönetici olarak gözüktü. Kanal 7 yöneticilerinin kuryelik yaptığı öne sürüldü. Kooperatif yöneticisi olduğu, hakkında soruşturma açıldığı belgelendi. Kardeşiyle ortak şirketin Armada’ nın da ortağı olduğu ortaya çıktı.