Tunçdemir, yaptığı yazılı açıklamada şöyle dedi:
"Atatürk’e hakaretin suç kapsamından çıkarılmasını isteyen AB ülkeleri, 91 yıl önce İstanbul’u, İzmir’i ve Anadolu’nun yarısını işgal eden ama Atatürk tarafından kovulan dedelerinin intikamını mı almaya çalışıyor?
Avrupa Birliği Komisyonu ilerleme raporu, Atatürk’ü Koruma Kanunu’nu ifade özgürlüğünü kısıtlayan yasalar arasında anıyor.
Atatürk, ümmet toplumundan, kulluktan, çağdaş bir ulus yaratmış Türk Milleti'nin Atasıdır.
Avrupa Birliği, Türkiye’nin tam üyelik başvurusunu kabul ettiği zaman önce “kokoreç” konusuna el attı!. Ayrılıkçı terör örgütünün sözcüsü gibi davrandı. Hatta Hâkim ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun üyelerini bile açık, açık eleştirerek, Türk yargısının iç işlerine müdahalede bulundu.”İstiklal Marşınızı Öyle Sık, Sık Olur Olmaz Yerlerde Kullanmayın”, okullardaki “Türküm Doğruyum, Çalışkanım” sözleriyle başlayan andı kaldırın, ne demek “Ne Mutlu Türküm Diyene” onu da silinip atılması istendi.. Ayrıca Türk alfabesinin korunması ve halkın askerlikten soğutmakla ilgili kanunlarında demokrasiye uygun olmadığı, bunlarında top yekûn kaldırılması isteniyor. Bu ülke böyle mi demokratikleşecek?
Avrupa Birliği Komisyonu, ilerleme raporunda; Türkiye’de ifade özgürlüğünü kısıtlayan yasal düzenlemelerin kaldırılmasını isteyecekmiş...
Bunların başında da halk arasında “Atatürk’ü Koruma Kanunu” olarak bilinen ve 31 Temmuz 1951’de yürürlüğe giren 5816 Sayılı Atatürk Aleyhine İşlenen Suçlar Hakkında Kanun geliyormuş... AB Komisyonu üyelerine göre, Atatürk’e hakaret edenlere ve aşağılayanlara cezai yaptırım uygulanması, ifade özgürlüğünün önündeki en büyük engellerden biriymiş! Eğer Türkiye gerçek bir demokrasi olmak istiyorsa, Atatürk’e de hakaret edilebilmeliymiş!
Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret eden veya sövenler, nasıl olur da hapis cezasına çarptırılırmış? Atatürk’ü temsil eden heykel, büst ve abideleri tahrip edenlerin tüm bu eylemleri, “ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendirilmeliymiş!
Elbette, ülkelerin kurucu kahramanları da eleştirilebilir... Ki; bu, bizde yıllardır yapılıyor! Bazı aymazlar, Atatürk’ün ne diktatörlüğünü bırakıyor, ne de insani zaaflarını! Ama tüm bunlar AB’nin gözünde “demokrat” olmamıza yetmiyor... O, ille de “Atatürk’e küfredenler de cezalandırılmasın” diye bastırıyor.
Coğrafi konumu ile çok önemli, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olan Cumhuriyetimizin teminatı Türk Ordusunu yıpratmak, askerlikten soğutmak için sözde soykırım iddiasına destek veren tam bağımsız Türkiye karşıtlarının ifade özgürlüğü olarak algılanamaz.
Türkiye Cumhuriyeti düşmanlarının, bizim yüce değerlerimize küfür etme özgürlükleri elbette olmayacaktır. Yalnız Avrupa Birliğine değil hiçbir yabancı güce hoş gözükmek için böyle bir düzenleme yapılamayacaktır.
İfade özgürlüğü adı altında milletimizin yüce değerlerine dil uzatılamaz."