Günün Haberleri   |   Giriş sayfam yap   |   Favorilere ekle   |   Künye   |   İletişim   |   Sitene haber ekle


 
DOLAR
38,6251
EURO
43,5118
IMKB
9.279,000
ALTIN
4.112,880
 
Hava Durumu ANKARA
8 / 25 C°
Değiştir
 
     
 
Medya Spot Google
 
 
 Ana Sayfa  Gündem   Ekonomi   Dünya   Yaşam   Medya   Spor   Magazin   Polis Adliye 
 
''BİR İFTAR YEMEĞİNDE BİLE İRTİCA KOKUSU SEZENLER VAR''
 BİR İFTAR YEMEĞİNDE BİLE İRTİCA KOKUSU SEZENLER VAR
 
TBMM Başkanı Bülent Arınç, Türkiye ne zaman ayağa kalkmaya, ne zaman halkın iradesi tam olarak parlamentoya yansımaya başlasa, bundan şikayet edenler ve üzülenler olduğunu esefle gördüklerini belirterek, ''Bir takım kuru gürültüler, şunun, bunun sözleri, şurada, burada yüksek sesle konuşulan bir takım şeyler, bunlar, toplumun huzurunu bozmak için yapılıyor'' dedi.
 
11.10.2006 - 00:05
Müstakil Sanayici ve iş adamları Derneği Ankara Şube'si bu akşam Gazi
Üniversitesi (G.Ü) Gazi Kültür Merkezi'nde bir iftar yemeği verdi.
İftara TBMM Başkanı Bülent Arınç, TBMM Başkan Vekili İsmail Alptekin, Enerji
ve Tabi Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler, Doğru Yol Partisi (DYP) Genel Başkanı
Mehmet Ağar, Saadet Partisi Genel Başkanı Recai Kutan, Büyük Birlik Partisi (BBP)
Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu, bazı milletvekilleri, bürokratlar ve iş adamları
katıldı.
İftar yemeğinde bir konuşma yapan TBMM Başkanı Bülent Arınç, toplumun
huzurunu bozmak için, Türkiye'de mevcut istikrarın bozulması, yeniden bazı güç
odaklarının egemen olması için bazı şeyler yapılıyorsa burada dikkat edilmesi
gereken iki nokta bulunduğunu belirterek şunları söyledi:
''Biz 70 milyonluk büyük bir kitleyiz. Tarihin en büyük medeniyetlerine
sahibiz. Bu topraklar üzerinde de en az bin yıldan beri mevcuduz. Tarihimiz,
coğrafyamız, kültürümüz, jeopolitik konumumuz bizi çok önemli kılıyor. Türkiye bu
şartların içerisinde büyük devlet olmaya mecburdur. Bizi büyük devlet olmaktan
öteye götürüp bir hasta adam psikolojisiyle her zaman kendi içerisinde kavgalı,
küçülmüş, içine kapanmış bir devlet olmaya götürmeyi çok seven, bundan çok
memnuniyet duyan bazı kişiler, bazı kurumlar, bazı odaklar olabilir. Onları iki
konuda tasnif etmek mümkün. Bir tanesi halkını beğenmeyen, halkının değerlerine
sahip olmayan, halkına tepeden bakan, halkını bir sürü, kendisini de onların
başında sahip olarak görmek isteyen, (Ben ne dersem, o olacak), (Ben ne söylersem
o konuşulacak), (Ben ne giyersem o giyilecek), (Benim dediklerimin dışında hiç
kimse başka bir hayat tarzı süremeyecek). Bunun düşüncesinde olan, halkına
yabancılaşmış aydınlar var.
Onlar kendi milletinden, içinden çıktıkları toplumdan kendilerini çok çok
yüksekte görüyorlar. Kendilerini akıllı, milleti sersem zannediyorlar. Ve milleti
kendileri için güdülecek bir teba olarak görüyorlar. Onlara yön vermek, istikamet
vermek istiyorlar. Onları yetersiz buluyorlar. Eğer bir tarif yapılsaydı.
Herhalde halkına yabancılaşmış aydın, entelektüel veya yönetici diyebilirdik.''
Dikkat edilmesi gereken ikinci konunun ise halktan ümidini kesmiş
politikacılar olduğuna işaret eden Arınç, onların da sağa sola (Ne yapsam, ne
etsem) diye bakındıklarını, yıllar geçmesine rağmen sandıkta başarılı
olamadıklarını ve milletin kendilerine oy vermeyeceğini düşünmeye başladıklarını
söyledi. Bu politikacıların halktan oy almak ve iktidar olmaktan umudunu kesmiş
siyasetçiler olarak görülebileceğini anlatan Arınç sözlerini şöyle sürdürdü:

-''TARİFLERİNİ YAPMAZLAR, ÇÜNKÜ İŞLERİNE GELMEZ''-

''İki grubun zaman zaman sesleri yükselir. Zaman zaman fırsat kollarlar
millet iradesine müdahale etmeyi, geleneksel silahlarıyla bir kaç defa daha
denemek isterler. O silahları da hepimiz biliyoruz. Tariflerini yapmazlar çünkü
işlerine gelmez. Tariflerini yapsalar onu kullanamayacaklar. Tariflerini
yapmazlarsa bir lastik gibi nereye çekerlerse oraya uzatıp götürecekler.
Kısaltmak isterlerse lastik böyle olacak. Uzatmak isterlerse böyle olacak. Bir
iftar yemeğinde bile irtica kokusu sezen insanlardır bunlar. Onun önünde bir dua,
arkasında bir yemek duası yapıldığı zaman devletin temel nizamlarının
sarsılacağından bile korkan insanlardır. Bugün, Pentagon'unda, Beyaz Saray'ında
iftar yemekleri verildiğini onlara söylerseniz burun kıvırıp giderler. Bugün
İngiltere Parlamentosunda müslüman çalışanlar için mescit açıldığını söylerseniz.
(Olur mu öyle şey) diye inanmazlar. (Bizim kendi özel şartlarımız var) derler.
Senin ne kadar özel şartın varsa, bunun beşiği olan batının da herhalde o kadar
özel şartının olması lazım. Gene (Bunları konuşalım) dediğiniz zaman taa
ortaçağın küflü labirentlerinde kalmış ellerinde muhteşem bir Don Kişot silahı
vardır.
(Söyletmen, vurun). Siz bir şey söylersiniz. Karşılığında cevabını vermekten
acizdirler. (Söyletmen vurun). (Aman ağzını kapatın, ellerini bağlayın, yüzünü
gözünü bantlayın ki bir şey söylemesin) diye. Halbuki ortaçağda bile bunun
karşısında soylu insanlar bir cümleyi haykırdılar. O da (Vur, fakat dinle) idi.
Evet vuracaksan vur. Ama dinledikten sonra vur. Kaldı ki 2006'lar, 2007'ler artık
bu sözlerin de pabuçlarının dama atıldığı günlerdir. Şimdi herkesin düşüncesini
fikrini inancını söyleyebildiği, eğer bu kısıtlanıyorsa bundan da şikayet ettiği
günlerdir.''
Bu özgürlüklerin sadece üç beş kişi için değil herkes için olduğunu belirten
Arınç, herkesin bu özgürlükleri eşit oranda kullanma hakkı olması gerektiğini
vurguladı.

-''KURU GÜRÜLTÜ''-

Türkiye ne zaman ayağa kalkmaya, ne zaman halkın iradesi tam olarak
parlamentoya yansımaya başlasa bundan şikayet eden, üzülenler olduğunu esefle
gördüklerini anlatan Arınç, ''Bir takım kuru gürültüler, şunun bunun sözleri,
şurada burada yüksek sesle konuşulan bir takım şeyler, bunlar toplumun huzurunu
bozmak için yapılıyor.'' diye konuştu.
Bugüne kadar atılan adımlarda eğer mesafe alınabilinmiş ise halkın daha
özgür düşünmesi ve ifade edebilmesi için bundan sonra daha büyük mesafeler
alınması gerektiğini belirten Arınç, millet iradesinin parlamentoya tam olarak
yansıtılması ve bu iradenin önündeki tüm engellerin kaldırılması gerektiğini
söyledi. Arınç böylece, ''Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir'' sözünün yerini
bulabileceğini bildirdi. Bu konuda mücadele verilirken bazı sıkıntıların
yaşanmasının da doğal olduğunu belirten Arınç, ''Bunun mücadelesini verirken
hedef olmakda doğaldır. Bunun mücadelesini verirken belli kesimlerin feryatlarını
duymak hatta (Elden gidiyor) diye bir takım konuşmaların yapılması da
muhtemeldir'' dedi.
Meclis başkanı Arınç, ancak Türkiye'de bir normalleşmenin yaşandığını
belirterek ''Ne kadar normalleşebilirsek, o kadar başarılı olacağız'' şeklinde
konuştu.
Böylece kendilerinden sonra gelecek çocuklarının bu topraklarda daha hür
yaşayacağını anlatan Arınç, bunu kavgayla, döğüşle değil, fikirle yapacaklarını
kaydetti.

-''BUNDAN SONRAKİ RAMAZAN'DA İNŞALLAH ÇOK DAHA RAHAT OLACAĞIZ''-

Artık bir normalleşme sürecinin yaşandığını tekrarlayan Arınç, eskiden
öksürürken düşen borsanın şimdi yüksek perdeden konuşmalara bile cevap verme
tünezzülünde bulunmadığını bildirdi. Bunda toplumun değişik kesimlerinin ortak
çabasının etkili olduğunu belirten Arınç,şöyle konuştu:
''Ben bu Ramazan'ı geçmişe göre daha rahat, daha huzurlu bir Ramazan olarak
görüyorum. emin olun, bundan sonraki Ramazan'da, hele hele bundan sonraki
Ramazan'da, yani bir sene sonrasından başlıyorum. Rabbim izin verirse inşallah
çok daha rahat olacağız, çok daha huzurlu olacağız, çok daha mutlu olacağız.''
Siyasetçilerin halka ümit vermesi gerektiğini vurgulayan ve bu yapılırsa
milletin seçim sandığında ümidi kırılmadan, morali bozulmadan görevini yerine
getireceğini anlatan Arınç, bunu yapanların başarılı olacağını, yapmayanların çok
yararlı hizmet yapmış sayılmayacağını bildirdi.


Arkadaşına Gönder   Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
  Toplam yorum 0   Onay bekleyen 0  


Yorumunuz editörlerimiz tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

  Bu kategorideki diğer haberler


PKK'DAN KAÇAN MİLİTANLARIN İBRET VERİCİ İTİRAFLARI

MECLİS'TEN 25 YAŞ'A 'EVET'

DOĞUM YAPAN HER KADINA 10 BİN DOLAR VAADİ!
»  CÜPPELİ AHMET HOCA JET SKİ'DE YAKALANDI!
»  ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ TEKLİFİ GÖRÜŞMELERİ BAŞLADI
»  BAKANLAR KURULU YARIN YENİDEN TOPLANIYOR
»  BAKAN ÇİÇEK'TEN BAYKAL'A ZİYARET
»  BAKAN ÇELİK HAKKINDAKİ GENSORU ÖNERGESİ REDDEDİLDİ
»  KÜRSÜDE BAŞBAKAN’DAN RANDEVU İSTEDİ
»  ''TÜRK OLMAK İSTİYORUM''
»  AŞİRET EVİNDEN, DEMİREL’E TELEFON
»  RAHİP KATİLİNİN ANNESİ: "OĞLUM, ALLAH İÇİN YATIYOR"!
»  BAYKAL, HERKESE VERDİ VERİŞTİRDİ
»  ''BİZ DEĞİL, FRANSA KAYBEDER''
»  BAĞIMSIZ ADAYLARA PUSULA ENGELİ
»  FRANSIZ VEKİLLER TÜRKİYE'YE FRANSIZ
»  ERDOĞAN: "CUMHURİYET CUMHURUNDUR"
»  ERDOĞAN, FRANSA'YA MEYDAN OKUDU
»  AKP'Lİ GÜLLE YARIN TABURCU OLACAK
»  ANKETLERDE BUSH VE PARTİSİ İNİŞTE
»  CİNAYETİN AYDINLANMASI İÇİN 20 MİLLETVETİLİNE İHTİYAÇ VAR
»  ÇEVİK BİR'DEN HASAN PULUR'A YANIT
»  AKP, KENDİ ANKETİYLE VURULDU!
»  HALAÇOĞLU'NDAN FRANSA'NIN ORTAK KOMİSYON ÖNERSİNE RET
 
  ÇOK OKUNANLAR
  YAZARLAR

 
EMİN VAROL
 
GAZETEC? ACI S?YLER !

 
Ercan Deva
 
Hatalar Zinciri ve Ortak Akıl

 
MURAT ŞAHİN
 
Matematik Ucuzlugu

 
Cahit Saraçoğlu
 
100 Milyar Liralık Destek Alacaklar
  ÇOK YORUMLANANLAR
  ANKET
Ekrem İmamoğlu CHP Genel Başkanı Olmalı mı?
Evet
Hayır
İlgilenmiyorum
 Sonuçları göster   
 
 
RSS

Add to Google
Medya Spot'ta yayınlanan her türlü yazı ve haber kaynak belirtilmeden kullanılamaz.  Sayfalarımızda kaynak belirtilerek yayınlanan haberler ilgili kaynağa aittir ve bu haberlerin kopyalanması durumunda, tüm sorumluluk kopyalayan kişi / kuruma ait olacaktır. Başka kaynak veya gazeteden alıntı yazarlar ve site yazarlarına ait yazılardan dolayı Medya Spot sorumlu tutulamaz.